Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/694 E. 2021/597 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ:
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 16/11/2016 tarihli dilekçesiyle; davalılardan … sevk ve idaresindeki, diğer davalı … ait olup, ZMMS poliçesi de davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen … plakalı araç ile davacının kullandığı … plakalı motosikletin, 23/10/2011 tarihinde kaza yapması sonucu davacının yaralanıp iş gücü kaybı zararına uğradığını, ayrıca bu kaza nedeniyle davacının büyük bir korku ve üzüntü yaşadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının sürekli iş gücü kaybı zararından dolayı 1.000 TL. maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ayrıca, 25.000 TL. manevi tazminatın da kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan … ile … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı … vekili 09/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, dava konusu olayın davacının kusuru neticesinde meydana geldiğini ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını iddia ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili 14/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın 17/01/2011-17/01/2012 tarihleri arasında … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın kaza sonrasında yapmış olduğu başvuru üzerine müvekkil şirket nezdinde … nolu hasar dosyasının açıldığını ve davacının maluliyet oranına göre 14.721,06 TL tazminat alacağı olduğunun tespit edildiğini, belirlenen bu ücretin 18/05/2015 tarihinde ödendiğini, ödeme sonrasında müvekkil sigorta şirketinin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini iddia ederek davanın reddine, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalılardan … dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, davalı süresinde davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmadığı gibi kendisini bir vekil ile de temsil ettirmemiştir.
Kazaya karışan araçların trafik kaydı ve Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı davasına ilişkin ilgili belge suretleri getirtilmiş, SGK tarafından davacıya yapılan bir ödeme olup olmadığı ve rücüya esas teşkil edip etmediği sorulmuş, ayrıca gerçek kişi olan tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, davalı sigorta şirketinden kazaya ilişkin belge suretlerinin gönderilmesi, ilgili hastaneden de davacının tedavi belgelerinin gönderilmesi istenilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan kusur raporu, Adli Tıp bilirkişisinden iş gücü kaybına ilişkin rapor ve tazminat bilirkişisinden tazminat raporu alınmıştır.
Adli Tıp Uzmanı bilirkişi … 17/04/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre; E cetveline göre %42 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş görmezlik) niteliğinde olduğu, 6111 sayılı kanun kapsamında tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, kişide dosya kapsamında fatura edilmiş tedavi masraflarının olmadığını, ancak tür bir yaralanmada bir takım fatura edilemeyen (özel diyet, ulaşım, rehabilitasyon, pansuman, özel hastane muayene farkı gibi vb.) masrafların olacağını; bu harcamaların SGK ödeme kapsamı dışında olduğunu, bu tür giderlerin tarafımca 5.000,00 TL olarak değerlendirildiğini, mevcut kırık arızasının iyileşme süresinin 9 (dokuz) ayı bulacağını bu süre zarfında kişinin herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağını bu sürenin geçici iş görmezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, şahsın bu süre içerisinde bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağını ve bu sürede %100 malül sayılacağını, bu sürede bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağını, Kişiye verilecek toplam tedavi masraflarının 5.000,00 TL olduğunu ve bu miktara 9(dokuz) ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesinin uygun olacağını, bu hesaplanan giderin SGK tarafından karşılanmayacağını, giderlerin sigorta şirketi veya kusurlu tarafça kusur oranında paylaştırılmasının uygun olacağını bildirir görüş beyan etmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 15/05/2017 tarihli raporuna göre ; davalı sürücü … %25 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü … %75 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Tazminat Hesaplama Bilirkişisi … 06/06/2017 havale tarihli raporuna göre ; Davacı … sürekli iş gücü kaybından doğan bakiye maddi zararının 24.253,95 TL olduğu yönünde görüş beyan etmiştir.
Davacı vekili 15/06/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle ; maddi tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 24.253,95 TL ye yükselttiklerini beyan etmiş, dilekçenin davalılara tebliği sağlanmıştır. Aynı gün harcını yatırmıştır.
Mahkememizin 19/10/2017 tarih … esas … karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, davalılardan … vekilinin 14/11/2017 tarihli istinaf başvurusu üzerine dosya istinaf incelemesi için ilgili BAM’a gönderilmiş, Ankara BAM . Hukuk Dairesi’nin 29/11/2019 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile ” HMK.’nin 275.maddesinde bilgisine başvurulan bilirkişi kendisine tevdi olunan görevin uzmanlık alanına girmediğini, uzman başka bir bilirkişi ile işbirliğine ihtiyaç duyduğunu bir hafta içinde görevlendirmeyi yapan mahkemeye bildirmesi gerektiği, Yine 276. maddesinde de; bilirkişinin görevini bizzat yerine getirme yükümlülüğü başlığı altında “(1)Bilirkişi, mahkemece kendisine tevdi olunan görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen yahut tamamen başka bir kimseye bırakamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu anlamda maluliyet oranına ilişkin belirlemenin, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yasal düzenleme (Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği gibi) hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut olayda mahkemenin hükmüne esas aldığı maluliyete ilişkin bilirkişi rapor, bilgisine başvurulan bilirkişi uzman tıp hekimi ise de tek kişinin hazırlamış olduğu sözkonusu raporun yukarıda açıklanan nitelikteki kurum ve heyetlerce düzenlenmemiş olması ve kendisine tevdi olunan görevin uzmanlık alanına girmediğini, uzman başka bir bilirkişi ile işbirliğine ihtiyaç duyduğunu bir hafta içinde görevlendirmeyi yapan mahkemeye bildirmesi gerektiği, HMK’nin 266. maddesinde ise bilirkişinin kendisine tevdi olunan görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen yahut tamamen başka bir kimseye bırakamayacağı halde mahkemeye böyle bir bildirimde bulunulmadığı anlaşılmakla bu şekilde düzenlenen rapor usulüne uygun olmadığından hükme esas alınamaz. Sözkonusu raporun hükme dayanak yapılarak, davacının taleplerinin teminat kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirmesi de bu durumda doğru olmayacaktır. Mahkemece yok hükmünde olan maluliyet raporu esas alınarak hüküm kurulduğundan bu yönden hiçbir delil toplanmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6.maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu söylenebilir. Bu anlamda hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasını da 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davacının uğradığı zararın belirlenmesi için maluliyetinin belirlenmesi zorunlu olup yukarıda anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı Bahattin Demirci vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle ve HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosya mahkememize geri gönderilmiş, Mahkememizin … E. sırasını almıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden tensip yapılarak duruşma günü verilmiş, Konya . İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası içerisinde bulunan belgeler istenmiş, Meram Tıp Fakültesinden maluliyete ilişkin rapor ve tazminat bilirkişisinden rapor alınmış, raporların taraflara tebliği sağlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli … E. … K. sayılı kararı doğrultusunda; dosya Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’ne gönderilerek değişiklikler doğrultusunda rapor alınmış 03/12/2020 tarihli rapora göre ; 11/11/2008 tarih ve 27021 s. Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerine göre ; kişinin yaşına göre sürekli iş göremezlik oranının %44,2 olduğu, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ; kişinin yaşına göre sürekli iş göremezlik oranının %44.2 olduğu, kişinin dosya kapsamında fatura SGK tarafından karşılanmayan tedavi masraflarının olmadığını, ancak bu tür bir yaralanmada bir takım fatura edilemeyen masrafların olacağını, bu harcamaların SGK ödeme kapsamı dışında olduğunu, kaçınılmaz giderlerin yapılan masrafların niteliği yapıldıkları tarih ve yerler tam olarak bilinmediğini, yaralanmanın ağırlık ölçüsü dikkate alındığında bu tür giderlerin 5.000,00 TL. olarak değerlendirildiğini, (bu tutarın 1.000,00 TL.si ulaşım gideri, 4.000,00 TL.si refakatçi özel beslenme vs. gideri olarak değerlendirildiği, bu değerlendirme yapılırken yaranın ağırlık ölçüsü kişinin tedavi olduğu merkezle yerleşim yeri gibi unsurların göz önüne alındığını), mevcut arızasının iyileşme süresinin 9 ayı bulacağı, bu sürenin ilk 4 aylık kısmında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı rapor edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli … E. … K. sayılı kararı doğrultusunda dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, aktüerya bilirkişisi … 05/07/2021 havale tarihli raporuna göre ; Davacı … sürekli iş gücü kaybından doğan bakiye maddi zararının 55.196,13 TL olduğu yönünde görüş beyan etmiştir.
Dava, “Trafik Kazasından Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalılardan … sevk ve idaresindeki, diğer davalı … ait olup, ZMMS poliçesi de davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen … plakalı araç ile davacının kullandığı … plakalı motosikletin, 23/10/2011 tarihinde kaza yapması sonucu davacının yaralanıp iş gücü kaybı zararına uğradığını, ayrıca bu kaza nedeniyle davacının büyük bir korku ve üzüntü yaşadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının sürekli iş gücü kaybı zararından dolayı 1.000 TL. maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ayrıca, 25.000 TL. manevi tazminatın da kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan … ile … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmekle, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK.91/1.maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı,
Mahkememiz dosyasının daha önceden … esas … karar sayılı dosyasında verilen kararın davalılardan … vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM .Hukuk Dairesi’nin 29/11/2019 tarihli … esas ve … karar sayılı ilamı ile mahkememizin … esas … kararı bozularak mahkememizce görülen … esas sayılı dosya numarası alınarak bozma kararında işaret edilen eksiklikler giderilecek şekilde dosyamız yeniden ele alınmıştır, bozma kararından sonra alınan maluliyet raporları ve bu maluliyet raporlarında belirtilen maluliyet oranlarına göre davacının uğramış olduğu maddi zarar hesap bilirkişisince hesaplanmış ancak söz konusu dava sadece … vekili tarafından istinaf yoluyla bozulduğundan bu yönüyle davalılara kazanılmış hak durumunun meydana geldiği dolayısıyla hesaplanan zarar değil de mahkememizce önceki verilen karardaki tazminat miktarının davacıya verilmesi uygun görülmüştür.
Ancak davalılardan … sigortanın … esas … kararın verildikten sonra davacının maddi zararının davacıya ödendiği ve dekontların fotokopilerini mahkememize sunduğu, dolayısıyla usuli müktesep hak nedeniyle asıl zararı bu davamızdan istenemeyeceğinden ve mahkememizin bir önceki kararındaki zararın da ödenmiş olması aynı zamanda zararın davalılardan birinin ödemesi zararın karşılanmasında diğer davalıların da üzerine düşün borçları ortadan kaldırdığından davacının maddi anlamda davalılardan alacağı kalmamıştır. Dolayısıyla bu yönüyle davacının davalılardan maddi tazminat açısından talep etmiş olduğu tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına mahkememizce kanaat edilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davalı vekilince yapılan ödeme nedeniyle talep edilecek bedel kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince bu dosyada; alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 57,02 TL ve 31,40 tamamlama harcı olmak üzere toplam 88,42 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 29,12 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 90,52 TL ilk yargılama harcı ve 31,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı olan 121,92 TL’nin (sigorta limitleri dahilinde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 2.237,70 TL bilirkişi ücreti ve tebligat-posta masrafı, 1.289,00 TL dosya içerisinde dekontların mevcut olduğu hastane muayene ücreti olmak üzere toplam 3.526,70 TL yargılama giderinin (sigorta limitleri dahilinde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı … tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Diğer davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili için 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2021

Katip Hakim