Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/541 E. 2023/135 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI- MÜTEVEFFA:
1-
2-
3-
4-
5-
TEMSİLCİ :
TEMSİLCİ :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 28.10.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin kurucu ortağı, kurucu müdürü ve ilk müdürler kurulu başkanı olduğunu, zaman içerisinde müvekkilinin, şirket yönetiminden planlı ve sistematik bir şekilde fiilen uzaklaştırıldığını, 19.11.2018 tarihinde müvekkilinin yokluğunda müvekkilinin müdürlük sıfatı devam etmesine rağmen müdürler kurulu toplantısı yapılarak, 07.12.2018 tarihinde Genel Kurul yapılması yönünde karar alındığını ve 07.12.2018 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısı ile müvekkili …’ın görev süresi dolmamasına rağmen ve herhangi bir haklı sebep olmamasına rağmen resmi olarak da şirket müdürlüğünden uzaklaştırıldığının ve azledildiğini, söz konusu müdürler kurulu ve genel kurulu toplantılarında alınan kararlara karşı dava açıldığını, Konya.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edildiğini, davalı şirketin 2018 yılı olağan genel kurul toplantısının 27.07.2019 tarihinde şirketin toplam 10.000 adet hissesini elinde bulunduran ortaklardan …’ın 3.800 hisse – %38 ortak/pay sahibi, …’ın 2.000 hisse %20 ortak/pay sahibi, …’ın 2.000 hisse – %20 ortak/pay sahibi katılımı ile yapıldığını, 07.12.2018 tarihinde yapılan şirket genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların yokluk/butlan veya iptali için taraflarına dava açıldığını, bu davanın sonucunu akamete uğratmak amacıyla şirketin30.03.2019 tarihinde genel kurul yapmaya çalıştığını ve başvuruları üzerine Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş E. Ve … D.İş K.sayılı kararı ile genel kurul toplantısının yapılmasının tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, bu sefer daha önce açılan genel kurul kararlarının iptali davasının sonucunu akamete uğratmak adına işbu genel kurul toplantısının yapıldığını, davalı şirketin 27.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların, hem kanuna hem esas sözleşmeye hem de iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan bahisle; Dava ve taleplerinin kabulü ile 27.07.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının yok hükmünde/batıl olduğunun tespitine, 27.07.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının tamamının kanuna, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle iptallerine, alınan genel kurul kararlarının uygulanmasının (müvekkili …’ın şirketten çıkarılması gibi) telafisi imkansız sonuçlar doğurma ihtimali nedeniyle 27.07.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların TK.m.449 çevresinde yürütülmesinin geriye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 25.11.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının %38 hissedarı olduğu müvekkili şirketin Nissan Marka araçların yetkili bayi ve servis işi ile iştigal ettiğini, şirketin aile şirketi olup, davacının kuruluştan bu yana diğer ortaklar ile birlikte 07.12.2018 tarihine kadar müşterek ima yetkililerinden biri olarak şirket müdürlüğü görevini yürüttüğünü, davacının gerek davalı şirkette, gerekse aynı hissedarların ortağı bulunduğu diğer aile şirketleri olan ve zeytin işi ile iştigal eden … Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ve sigorta işi ile iştigal eden … Sigorta Hiz. Ltd. Şti.’nde; Şirketlere karşı gerek müdür, gerekse ortak olarak yükümlülüklerini yerine getirmemesi, şirketin amacına matuf iş ve işlemler için diğer ortakların hak ve menfaatlerine aykırı tutum ve davranışlar sergilemesinin, gerek işbu şirketin gerekse şirketler topluluğunun teminat ihtiyacı için verilmesi gereken şahsi kefaletleri vermemesi, müvekkili şirkete olan sermaye taahhüt borcunu dahi yerine getirmemesi, şirkete ve diğer ortaklara karşı yasa ve esas sözleşme hükümleri gereğince bağlılık yükümlülüğüne aykırı tutum ve davranışları, netice itibariyle şirketlerde gerek müdür, gerekse ortak olarak şirket ve diğer ortaklara karşı nimet-külfet dengesini gözetmemesi, diğer müdür …’ın da diyaliz hastası olması ve yoğunluklu sağlık problemleri sebebi ile müdürler kurulu tarafından alınan 19.11.2018 tarihli 57 no’lu ortaklar kurulu kararı uyarınca şirket olağanüstü genel kurul toplantısına çağrıldığını, bu karar uyarınca yapılan 07.12.2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısına ortaklardan … ve …’ın asaleten, … ve davacı adına vekillerinin toplantıya katıldıklarını, olağanüstü genel kurul toplantısında oybirliği ile alınan karar ile de, davacının ve …’ın şirket müdürlüğünden azledildiğini, davacının 2018 yılı genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyete aykırı olduğu ve iptali iddiasının, bizatihi kanuna ve iyiniyete aykırı olduğunu, davacının talebinin HMK ve usul hukuku manasında usule uygun bir talep olmadığını, zira davacının işbu davadaki talebinin 27.07.2019 tarihli genel kurul kararlarının yokluk ve butlanının tespiti ve iptali olduğunu, davacının hem tespit hem de iptal (eda) talebinde bulunamayacağının, zira, davacının eda davası açabileceği hallerde, tespit davası açma hususunda hukuki bir menfaatinin bulunmadığını, 27.07.2019 tarihli genel kurul kararlarında TTK md.447’de sayılan butlan hallerinin bulunmadığı gibi TTK. Md 445 uyarınca iptal sebeplerinin de mevcut olmadığını, davacının 2017 yılı ve öncesi genel kurul toplantısı yapılmadığı ve faaliyet raporlarının düzenlenmediği/onaylanmadığı iddiasında olduğunu, karar defteri ve ticari sicil kayıtları incelendiğinde geçmiş yıllar genel kurul toplantılarının yapıldığını, nitekim 07.09.2018 tarihli çağrısız genel kurul ve 2017 yılı genel kurul toplantısında davacı ve vekilinin katılımları ve imzaları ile genel kurul toplantılarının yapıldığını, davacının müdürler kurulu başkanı olduğu yıllara (2017 öncesi 22 yıl) ilişkin TTK.md.625/1-g uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma ve toplantı yetkisi ile TTK.md 625/1-f uyarınca faaliyet raporunun hazırlanmasının müdürler kurulu başkanı olan davacının devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olduğunu, davacı 2017 yılı ve öncesi faaliyet raporlarının karara bağlanmadığı için daha sonraki faaliyet raporlarının da karara bağlanamayacağı iddiasında olduğunu, oysa TTK md.616/1-e ve 625/1-f uyarınca faaliyet raporları yıllık olarak hazırlandığının ve genel kurulun onayına sunulduğunun, daha önce yapılan genel kurul toplantılarında da bu raporların onaya sunulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile daha önce yılın faaliyet raporunun olmaması genel kurulun yapıldığı yıla ait faaliyet raporu düzenlenmesine ve genel kurulda görüşülmesine ve kabul edilmesine engel olmadığının, iddia tarihlerinde davacının müdürler kurulu başkanı olduğu ve nemo auditur kuralı gereğince böyle bir iddiada bulunamayacağını, davacının müdürlerin ibra edilemeyeceği iddiasının da yasal olmadığını, dava konusu genel kurul toplantısında da müdürlerin 2018 yılı için ibra olunduklarını, davacının kâr dağıtımı yapılmamasının esas sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğu iddiasının ise şirketin uzun yıllar kâr payı dağıtmamasından 07.12.2018 tarihine kadar müdürler kurulu başkanı olan davacının bizzat sorumlu olduğunu, bu husustaki iddianın davacının kötü niyetinin ve iddialarının gerçeğe aykırı olduğunun açık kanıtı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava aşamasında davacı … 08.10.2020 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiyeler tebliğ olunmuş, davacı vekiline müteveffanın terekesini TMK.’nun 640.maddesi gereğince temsil etmek üzere terekeye temsilci ataması için dava açmak üzere yetki ve süre verildiği, dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş, davalı şirketin ticari kayıtları, Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı, Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş Esas ve … D.İş Karar sayılı, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı, Konya .Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyaları dosyamız içerisine celbedilmiş, Konya .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı terekeye temsilci atanmasına ilişkin kesinleşmiş karar örneği mahkememiz dosyası içerisine celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava; 27.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan Genel Kurul Kararlarının iptali ve butlanı istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı şirketin 27.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların, hem kanuna hem esas sözleşmeye hem de iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan bahisle; Dava ve taleplerinin kabulü ile 27.07.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının yok hükmünde/batıl olduğunun tespitine, 27.07.2019 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının tamamının kanuna, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle iptallerine, alınan genel kurul kararlarının uygulanmasının (davacının …’ın şirketten çıkarılması gibi) telafisi imkansız sonuçlar doğurma ihtimali nedeniyle 27.07.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların TK.m.449 çevresinde yürütülmesinin geriye bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Limited şirket genel kurul kararlarının iptaline ilişkin TTK’nun 622. Maddesinde yapılan düzenleme nedeniyle anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin düzenlemelerin TTK’nun 445.vd.eden maddelerinde yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nun 445.maddesinde;” (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde, TTK’nun 446.maddesinde;” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” şeklinde, TTK’nun 447. Maddesinde; ” (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememiz dosyasının uzman mali müşavir … ile şirketler konusunda uzman … dosya tevdi edilerek bilirkişi raporu düzenlenmesinin istenildiği, SMMM … ve KTO Karatay Üni. Hukuk Fak. Ticaret Hukuk ABD Dr.Öğr.Üyesi … tarafından düzenlenen 26.04.2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; Yılsonu finansal tabloları ve yıllık faaliyet raporlarının sadece ilgili yıla ilişkin faaliyetlerini kapsadığını, bu çerçevede söz konusu bilanço ve yıllık faaliyet raporlarının hazırlanmaması, hazırlanıp genel kurulda görüşülmemesi, genel kurulda görüşülüp reddedilmesinin kural olarak sadece ilgili faaliyet yılı açısından önem taşıdığını, herhangi bir yıla ilişkin bilanço ve yıllık faaliyet raporunun görüşülmemesi veya görüşülüp reddedilmesinin daha sonraki yıllarda hazırlanan bilanço ve yıllık faaliyet raporlarının görüşülüp karara bağlanmasını engellemediğini, ayrıca limited şirketlerde genel kurul toplantısının yapılmamasının sonraki yıllara ilişkin genel kurul toplantıların üzerindeki etkisini düzenleyen bir hükme yer verilmediğini, bunun dışında her hesap döneminin birbirinden bağımsız olarak kabul edildiğini, bu çerçevede davalı şirketin önceki genel kurul toplantılarını yapıp yapmadığı, önceki genel kurul toplantılarının yapılmadığı kanaatine ulaşılması halinde de söz konusu durumun dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararlar üzerindeki etkisinin mahkeme heyetinin takdirinde olduğunu, önceki yıllara ilişkin genel kurul toplantılarının yapılmamış olması veya toplantılarının yapılıp yıllık faaliyet raporu, bilanço vb. hususların görüşülmemesi ya da görüşülüp onaylanmamasının tek başına bir sonraki yıl genel kurul toplantılarının yapılmasına ve söz konusu toplantılarda o yıla ilişkin yıllık faaliyet raporu, bilanço vb. hususların görüşülüp onaylanmasına engel teşkil etmeyeceğini, ancak önceki yıllara ilişkin söz konusu belgelerin görüşülüp karara bağlanmamasının sonraki yıla ilişkin düzenlenen belgelerin şirketin gerçek durumunu yansıtmaması sonucunu doğuruyorsa bu durumda sonraki yıla ilişkin söz konusu belgelerin görüşülüp karara bağlanmasının sonuçlarının ayrı bir şekilde değerlendirilmesinin gerektiğini, dava konusu uyuşmazlıkta da genel kurul tarafından müdürlerin 2018 yılına ilişkin faaliyetlerinin ibra edildiğinin, davalı şirketin 2017 ve önceki yıllara ilişkin genel kurul toplantılarının yapılmaması, söz konusu döneme ilişkin yıllık finansal tablolar, bilanço vb. belgelerin görüşülüp karara bağlanmamasının söz konusu ibra kararı üzerindeki etkisinin mahkeme heyetinin takdirinde olduğunun, dava dosyası içerisinde 2016 – 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin mali tablolar (ekli bilanço, gelir tablosu) ile vergi levhasına göre şirketin 2016-2017 ve 2018 yıllarında kâr elde ettiği tespit edilip, söz konusu kârın ortaklara dağıtımı ile ilgili herhangi bir muhasebesel işlem tespit edilemediğinin, limited şirketlerde kâr dağıtımı yapılabilmesi için genel kurul tarafından bu yönde bir karar verilmesinin gerektiğini, kâr dağıtılıp dağıtılmayacağına karar verme yetkisinin genel kurulun devredilmez yetkileri arasında yer aldığını (TTK m, 616)., dolayısıyla limited şirketlerin faaliyet yılı sonucunda kâr elde ettikleri durumlarda genel kurulun kârın dağıtılmasına karar verebileceği gibi kâr dağıtımı yapılmamasına da karar verebileceğini, ancak genel kurulun keyfi bir şekilde kâr dağıtımı yapılmaması yönünde karar verebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu uyuşmazlıkta ise genel kurul toplantı tutanağında söz konusu gündem maddesinin görüşülmesi sırasında söz alan müdürler kurulu başkanının kâr dağıtılmamasına gerekçe olarak şirketin bayisi bulunduğu … AŞ’nin davalı şirketin de aralarında bulunduğu bayilerinden marka ve konsept yatırımı talep etmesi hususunun gösterildiğini, söz konusu hususun kârın dağıtılmaması konusunda haklı sebep teşkil edip etmediği, genel kurulun keyfi bir şekilde kâr dağıtılmaması kararı alıp almadığı hususunun mahkeme heyetinin takdirinde olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısının 4. gündem maddesinde ortaklara huzur hakkı verilip verilmeyeceği hususunun görüşüldüğünün, ancak bütün ortakların oybirliğiyle ortaklara huzur hakkı verilmemesine karar verildiğini, söz konusu karara davacının da olumlu oy verdiğini, bu çerçevede söz konusu genel kurul kararının yokluk veya butlan müeyyidesine tabi olup olmadığı ya da iptaline ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun mahkeme heyetinin takdirinde olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısının 5 no’lu gündem maddesinde davacının şirkete ait bilgi ve belgeleri şirket müdürüne önceden haber vermek ve randevu almak suretiyle müştereken kararlaştırılacak bir tarihte bizzat veya yetkili temsilcisi marifetiyle şirket merkezinde ve şirket müdürü nezaretinde inceleyebilmesine ve istenen belgelerin suretinin davacıya veya yetkili temsilcisine verilmesine oyçokluğuyla karar verildiğini, davacı vekilinin söz konusu karara karşı olumsuz oy kullandığı ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirdiğini, ayrıca dava dosyası içerisinde davacı tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması konusunda davalı şirket aleyhine keşide edildiği, 08.02.2019 ve 25.04.2019 tarihli ihtarnamelerin yer aldığını, davalı şirketin 12.02.2019 tarihli cevabi ihtarnamesinde işe söz konusu talebin iyi niyetten yoksun bulunduğunu, söz konusu talebin genel kurul gündemine alınacağı belirtildiğini, söz konusu genel kurul kararının davacının bilgi alma ve inceleme hakkını engelleyip engellemediği hususunun mahkeme heyetinin takdirinde olduğunu, davalı şirketin 25.12.2006 tarihli ortaklar kurulu toplantısında sermayenin 250.000TL’den 2.000.000TL’ye artırılmasına karar verildiğini, söz konusu kararda artırılan sermayenin 665.477,80 TL’lik kısmının enflasyon düzeltmesi farkı, 22.314,55TL’lik kısmımın yasal yedek enflasyon düzeltme farkından 108.988,77 TL’sinin geçmiş yıl kârlarından karşılanacağının geriye kalan 953.218,88 TL’nin ise ortaklar tarafından nakit olarak karşılanmasına karar verildiğini, söz konusu kararda …, … , … , … ve … isimlerine ve isimlerin altında imzalara yer verildiğini, aynı şekilde söz konusu sermaye artırıma ilişkin tadil tasarısında da şirket ortaklarının tamamının ismine ve isimlerin altında imzalara yer verildiğini, söz konusu sermaye artırımının 29.12.2006 tarihinde tescil edildiğini, 09.01.2007 tarihinde de TTSG’de ilan edildiğinin, dolayısıyla söz konusu belgelere göre davacının sermaye artırımı sonrasındaki pay sayısının 3.00 olup, sermayesinin 600.000,00 TL olduğunu, ancak dosyaya ekli 27.07.2019 tarihli 2018 yılı ticaret sicil gazetesinde yayımlanan olağan genel kurul toplantı tutanağında davacının 760.000,00TL itibari değerli 3.800 hisseye sahip olduğunun belirtildiği, davalı şirketlere ait 2018 ve 2019 yılları kurumlar vergisi beyannamesi ile ayrıntılı mizanların incelenmesinde; davacının 760.000,00 TL olan taahhüt ettiği sermayesinin 232.958,72TL’sinin ödenmemiş şekilde muhasebe kaydının yapıldığının, incelenen belgelerde davacı dışında sermaye borcunu ödememiş ortak tespit edilemediğinin, pay sahiplerinin sermaye taahhüdünde bulunmuş olmalarının anonim şirkete karşı bir borç niteliğinde olduğunu, bu nedenle diğer borçlar gibi sermaye koyma borcunun da zamanaşımına uğramasının mümkün olduğunu, sermaye koyma borçlarında zamanaşımı süresi vadeden itibaren beş yıl olduğunun(BK m. 147/4), dava konusu uyuşmazlık açısından bakıldığında davacının sermaye koyma borcunun yerine getirilmesi konusunda davalı şirketin ana sözleşmesinde tescilden itibaren yürüyecek bir süre (sermayenin 44’üiçin en geç 3 ay, geriye kalan kısmı için en geç 3 yıl) öngörüldüğünü, doktrinde bu durumda ortağa çağrı yapılmadan sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesine ilişkin yaptırımların uygulanamayacağının ileri sürüldüğünü, dava konusu uyuşmazlık açısından bakıldığında söz konusu genel kurul kararında davacının 232,958,72 TL tutarındaki sermaye koyma borcunu faiziyle birlikte 31.12.2019 tarihine kadar ödenmesine, aksi halde davacının ortaklıktan çıkarılması için gerekli yasal işlemlerin başlatılmasına karar verildiğini, davacının sermaye koyma borcunun bulunup bulunmadığı, sermaye koyma borcunun bulunduğu kanaatine ulaşılması halinde davacının temerrüde düştüğü tarih olarak ana sözleşmede belirtilen 3 aylık ve 3 yıllık sürelerin sona erdiği tarihin mi dikkate alınacağı yoksa davacının temerrüde düşmesi için davacı şirket tarafından kendisine çağrı (ihtar) yapılmasının gerekli olup olmadığı hususu mahkemenin takdirinde olduğunu, TTK m. 617/3’te de toplantıya çağrı, gündem, hazırlık önlemleri vb. konularda anonim şirketlere ilişkin hükümlerin limited şirketlere kıyas yoluyla uygulanacağının belirtildiğini, TTK m. 437’ye göre finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yıllık faaliyet raporu vb. belgelerin genel kurul toplantısından en az 15 gün önce şirketin merkez ve şubelerinde ortakların incelemesine hazır bulundurulmasının gerektiğini, davacı vekilinin söz konusu belgelerin genel kurul toplantısından önce TTK m. 437 çerçevesinde hazır bulundurulmadığını ileri sürdüğünü, dava dosyası içerisinde söz konusu belgelerin fiilen toplantı öncesinde hazır bulundurulup bulundurulmadığına ilişkin bir belgeye rastlanılamadığını, dava konusu uyuşmazlıkta söz konusu belgelerin TTK m. 437 çerçevesinde hazır bulundurulup bulundurulmadığı ve bu durumun hukuki sonuçları mahkeme heyetinin takdirinde olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davanın süresinde açıldığı, davacının genel kurul kararlarının iptali talebi yönünden olumsuz oy kullanma ve muhalefetin tutanağa geçirtilmesi şartının yerine getirildiği, davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunduğu, genel kurulun toplantıya çağrılmasında, toplanmasında, müzakere edilmesinde hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı şirketin 27.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ve davalı şirketin 27.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların, hem kanuna hem esas sözleşmeye hem de iyiniyet kurallarına aykırı olduğu bu nedenle alınan kararların iptaline yönelik talepleri açısından yapılan değerlendirmede;
Davaya konu 27/07/2019 tarihli genel kurul toplantısının 2.3.nolu gündem maddesinde 2018 yılı faaliyet raporları, bilanço ve müdürler kurulunun ibrası, kar dağıtılması hususlarının görüşüldüğü, limited şirketlerde her faaliyet yılının sona ermesinden sonra 3 ay içerisinde olağan genel kurul toplantısı yapılarak bilanço ve yıllık faaliyet raporunun görüşülmesi gerektiği düzenlenmiş olmasına rağmen, söz konusu genel kurul toplantısının yapılmamasının sonraki yıllara ilişkin genel kurul toplantıları üzerindeki etkisi yönünden açık bir düzenleme olmadığı, bu nedenle her hesap döneminin bir birinden bağımsız olduğu,(Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 20/04/2006 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamı benzer mahiyettedir) herhangi bir yıla ilişkin bilanço ve yıllık faaliyet raporunun görüşülmemesi veya görüşülüp reddedilmesi daha sonraki yıllarda hazırlanan bilanço ve yıllık faaliyet raporlarının görüşülüp karara bağlanmasını etkilemeyeceği gibi müdürlerin ibrasına da engel olmayacağı, kar payı dağıtılıp dağıtılmamasına ilişkin kararın genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğu, bu konuda genel kurulca karar alınması gerektiği, ancak genel kurulun keyfi olarak kar payının dağıtılmamasına karar veremeyeceği,(Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 24/09/2018 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultudadır.) davalı şirketin kar dağıtılmaması sebebi olarak gösterdiği … Aş’nin bayilerden marka ve konsept yatırımı talebinde bulunması sebebinin kar payı dağıtılmaması için haklı bir sebep oluşturacağı, 27/07/2019 tarihli genel kurul toplantısının 4.nolu gündem maddesinde şirket ortaklarına huzur hakkı verilmemesine ilişkin konunun görüşüldüğü, ortakların mal varlıksal haklarının kar payı, tasfiye payı ve rüçhan hakkı olduğu, huzur hakkının mal varlıksal haklar içerisinde yer almadığı, zaten genel kurulda huzur hakkı ödenmemesine yönelik oy birliği ile karar alındığı, iptal edilip edilmemesinin hem şirket hemde ortaklar yönünden herhangi bir etkisinin olmadığı, 27/07/2019 tarihli genel kurul toplantısının 5.nolu gündem maddesinde davacının bilgi alma ve inceleme talebi görüşüldüğü, her ortağın müdürlerden şirketin bütün işleri konusunda bilgi isteyebileceği gibi belirli konularda inceleme de yapabileceği, ancak belli hallerde şirket müdürünün konuyu genel kura götürüp genel kurulca bu konuda karar alınmasını sağlayabileceği, davacı tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması yönünden birkaç kez ihtarname gönderildiği, davalı şirketinde verdiği cevabi ihtarname ile talebin iyiniyetten yoksun olması nedeniyle genel kurul gündemine alınacağını bildirdiği, genel kurulunun da 5. nolu gündem maddesi ile davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ne şekilde kullanılacağına ilişkin karar aldığı, anılan kararın bilgi edinme ve inceleme hakkını engeller mahiyette olmadığı, 27/07/2019 tarihli genel kurul toplantısının 6.nolu gündem maddesinde davacı ortağın ödenmemiş sermaye borcuna ilişkin konunun görüşüldüğü, Limited şirketlerde sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi halinde anonim şirketlere ilişkin TTK’nun 482.ve 483. Maddelerinde düzenlenen hükümlerin uygulama alanı bulacağı, davalı şirketin 25/12/2006 tarih ve 34 nolu ortaklar kurulu kararında sermaye artırımına oy birliği ile karar verildiği, söz konusu kararın 29/12/2006 tarihinde tescil edilerek 09/01/2007 tarihinde de Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının 760.000,00 TL olan taahhüt ettiği sermayesinin 232.958,72 TL’sinin ödenmemiş olduğu, davacı dışında sermaye borcunu ödemeyen ortağın bulunmadığı, davalı şirketin ana sözleşmesinde tescilden itibaren sermayenin 1/4’ünün en geç 3 ay içerisinde, geriye kalan kısmının ise en geç 3 yıl içerisinde ödeneceğinin düzenlendiği, davacının sermaye koyma borcunun bulunduğu, sermaye koyma borcunu ödemeyen davacının ödenmeyen borcu genel kurulun 6. nolu gündem maddesi ile belirlenerek hangi tarihe kadar ödemesi gerektiğinin belirlendiği, anılan genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkartılmasına yönelik bir karar alınmadığı, sermaye koyma borcunun tahsiline yönelik bir karar alındığı, anılan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, toplantıda alınan kararlarda 6102 Sayılı TTK’nun 447.maddesinde sayılan mutlak butlan sebeplerinin bulunmadığı, aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince; Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın müteveffa davacı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İrad KAYDINA
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça sarfına mecbur kalınan 3,40 TL yargılama giderinin müteveffa davacı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin müteveffa davacı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, tereke temsilcileri vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07.03.2023

Başkan Üye Üye Katip

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.