Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/482 E. 2022/142 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasının 04/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, mahkememizin … Esas sayılı dosyası(kök dosya) ile birleşen yine mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyasının kök dosyadan tefrik edilerek mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kayıt edilen davanın yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 05.06.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin pik, sfero, çelik, alüminyum ve paslanmaz döküm işi yaptığını, davalılardan …’nın kardeşleri olan … ve … ile birlikte müvekkili şirkete döküm işinde kullanılmakta olan hurda hammadde tedariki, diğer davalı …’nin ise davalı … arasında hiçbir ticari ilişkisi olmayan firmalar olduğunu, müvekkili şirket ile davalı … arasında 2015 yılında süre gelen bir ticari alış – verişin mevcut olduğunu, davalı … tarafından müvekkili şirkete 2.000 – 2.500 Ton arasında eksik hammadde teslim edildiğini, eksik teslim edilen hammaddelerin bedelinin yaklaşık 3.000,00 TL civarında olduğu, müvekkili şirketi tarafından davalı …’ya gerçek alındığı zannedilen … Tic. Ltd. Şti., lehtarı … ait olan … Bankası – … – … Şubesinin *… * iban nolu hesabına 48 adet ve toplam 901.680,00 TL çeklerin teslim edildiğini, söz konusu çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti için 02/04/2018 tarihinde mahkememizin … esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talepli davanın ikame edildiğini, mahkememizce 03/04/2018 tarihinde %20 teminat karşılığında çeklerin muhatap bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalılar arasında mevcut bir ticari ilişkinin bulunmadığından bahisle; bu dosyanın mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkili şirketin uğradığı maddi zararın daha da artmaması, ileride telafisi imkansız maddi mağduriyetlerin doğmaması için Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu keşidecisi; müvekkili şirket olan, lehtar ve cirantosu; …, Alacaklısı: … olan 1 adet çek sebebiyle davacı müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen bedelin dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesi ayrıca icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki iddiaları kesinlikle kabul etmediklerini, müvekkili şirketin yer altı çöp konteynır sistemleri imalatı yapan bir şirket olduğunu, müvekkil şirketin plaza kesim makinesinden çıkan, maddi değeri 20.000 TL olan, 12 ton hurda malı …‘ya 20.02.2018 tarihinde sattığını, bu satış karşılığında da … dava konusu çeki müvekkil şirket … Ltd. Şti’ye ciro yaparak verdiğini, müvekkil şirket sahibi ile … ve kardeşleri arasında herhangi bir arkadaşlık samimiyet ilişkisinin kesinlikle bulunmadığını, müvekkilinin elinde bulunan hurdalara en iyi teklif veren …’ya sattığını, müvekkilinin bu hurda karşılığında, nakit yerine geçen ödeme vasıtası olan dava konusu çeki aldığını, müvekkil şirketin mallarını sattıktan ve dava konusu çeki müvekkiline devredildikten bir ay sonra …’nın tutuklandığını, davacının dava konusu çekin müvekkiline muvazaalı olarak devredildiği iddiası, tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacı ile … arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan usulsüzlüklerin müvekkil şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, dava konusu çekin kıymetli evrak olup, sebebini oluşturan hukuki işlemden tamamen mücerrret olduğunu, çekin bir ödeme aracı olduğunu, çekin neden niçin verildiğinin yazılmadığı için müvekkili şirket alacağına karşılık çeki aldığını, işbu davada müvekkilinin, iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, aksi iddianın ise davacı tarafça ispatlanmasının gerektiğini, ispat külfeti davacı tarafta olup, iyi niyetli müvekkile karşı haksız olarak yöneltilmiş olan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılardan … vekili süresinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasının 04/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası(kök dosya) ile birleşen yine mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyasının kök dosyadan tefrikine karar verilmiş, karar doğrultusunda tefrik edilen dava dosyası yine mahkememizin … esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri ilgili yerlerden, Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası ve Konya .İcra Müdürlüğü’nün … sayılı sayılı dosyası ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyamız içerisine celbedilen Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının … Ticaret Limited Şirketi, borçlularının … Tic. Ltd. Şti. ve … olduğu, 20.000,00 TL asıl, 170,96 TL işlemiş faiz, 2.000,00 TL %10,00 Tazminat, 60,00 TL %0,30 TL komisyon olmak üzere toplam 22.230,96 TL alacaktan kaynaklı kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 27.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çek olduğu, 03.06.2018 tarihli karar tensip tutanağı ile; mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasında 07.06.2018 tarihli tedbir kararı gereğince paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir …’e tevdi edilerek; Tarafların 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir … tarafından düzenlenen 08.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … işletmesinin 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiğinin, davalı tarafın ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğunun, HMK.222.maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğunun, davalı … İşletmesi’nin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerine göre; 2018 yılında diğer davalı …’ne 52.000,00 TL tutarında çek ciro ettiğinin, dava konusu çekin de bu çekler arasında olduğunun, davalı …’nden aynı yıllarda herhangi bir mal/hizmet alış-satışının olmadığının, davalı …’nin 31.12.2018 tarihinde davalı … işletmesine 52.000,00 TL borçlu olduğunun, … işletmesinin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı … ile 2018 Şubat dönemi haricinde herhangi bir ticaretinin olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Dava; İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, pik, sfero, çelik, alüminyum ve paslanmaz döküm işi yaptığının, davalılardan …’nın kardeşleri olan … ve … ile birlikte davacı şirkete döküm işinde kullanılmakta olan hurda hammadde tedariki, diğer davalı …’nin ise davalı … arasında hiçbir ticari ilişkisi olmayan firmalar olduğunu, davacı şirket ile davalı … arasında 2015 yılında süre gelen bir ticari alış – verişin mevcut olduğunu, davalı … tarafından davacı şirkete 2.000 – 2.500 Ton arasında eksik hammadde teslim edildiğinin, eksik teslim edilen hammaddelerin bedelinin yaklaşık 3.000,00 TL civarında olduğu, davacı şirket tarafından davalı …’ya gerçek alındığı zannedilen … Tic. Ltd. Şti., lehtarı … ait olan … Bankası – … – … Şubesinin *… * iban nolu hesabına 48 adet ve toplam 901.680,00 TL çeklerin teslim edildiğini, söz konusu çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti için 02.04.2018 tarihinde mahkememizin … esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talepli davanın ikame edildiğini, mahkememizce 03/04/2018 tarihinde %20 teminat karşılığında çeklerin muhatap bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalılar arasında mevcut bir ticari ilişkinin bulunmadığından bahisle; bu dosyanın mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, borçlu olmadıklarının tespitine, davacı şirketin uğradığı maddi zararın daha da artmaması, ileride telafisi imkansız maddi mağduriyetlerin doğmaması için Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu keşidecisi; davacı şirket olan, lehtar ve cirantosu; …, Alacaklısı: … olan 1 adet çek sebebiyle davacı müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen bedelin dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesi ayrıca icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine ve takip tedbir yolu ile durdurulduğundan davacının alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.818/1-e maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, TTK.689.maddesinde; “(1) Ciro, “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.2) Poliçeden sorumlu olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri hamile karşı ileri süremezler; meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.03.2015 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı içtihadında;”…Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730). eTTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 599. maddesi;“Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoliyle yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur.” Hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, poliçede şahsi defiyi düzenleyen yukarıdaki madde metninde kural olarak, şahsi defilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmiş; bu kuralın tek istisnası ise, hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması yani kötüniyetle senedi iktisap etmesi gösterilmiştir. Madde hükmüyle, kanun koyucu kambiyo senetlerine özgü katı kurallar karşısında, bir kapı aralayarak, kötüniyetin ispatına olanak tanımış ve bu konuda bir sınır da koymamıştır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; takibe ve eldeki davaya konu bononun lehtar….’in aşamalardaki ikrarı ve davayı kabul beyanından da anlaşılacağı üzere, davacı keşideci tarafından yapılan ödeme ile bedelsiz olduğu sabittir. Bononun bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtara karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’e karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir.” şeklinde,
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 24/05/2016 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında; “Davacı keşideci, bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. TTK’nun 687’nci maddesine göre bedelsizlik def’i kişisel defi olup, ancak hamilin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda, dava konusu çeklerin davalı lehtar tarafından davalı bankaya kredi borcundan dolayı teminat amacıyla verildiği çek teslim belgesinden anlaşılmaktadır. Davalı bankanın çeki teminat olarak alması çekin bedelsizliğini bildiğini ve davacı keşidecinin zararına hareket ettiğini göstermez. Teminat durumu davalı lehtar ile davalı banka arasında olduğundan, hamil bankanın çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini göstermez. Davacı, davalı bankanın kötüniyetini kanıtlamadıkça, bedelsizlik iddiası ile davalı bankaya karşı talepte bulunamaz. Bu nedenlerle mahkemece, davalı banka aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Daire’sini 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”….Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez. Bu durumda mahkemece ispat yükü kendilerinde olan davacıların dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını yazılı delille kanıtlamaları gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..” şeklinde kabul edilmiştir.
Davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından davacı ve dosyamız da diğer davalı … aleyhine Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçtiği, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağının, 27.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çek olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir …’e tevdi edilerek; Tarafların 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir … tarafından düzenlenen 08.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … işletmesinin 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiğinin, davalı tarafın ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğunun, HMK.222.maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğunun, davalı … İşletmesi’nin 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerine göre; 2018 yılında diğer davalı …’ne 52.000,00 TL tutarında çek ciro ettiğinin, davalı …’nden aynı yıllarda herhangi bir mal/hizmet alış-satışının olmadığının, davalı …’nin 31.12.2018 tarihinde davalı … işletmesine 52.000,00 TL borçlu olduğunun, … işletmesinin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı … ile 2018 Şubat dönemi haricinde herhangi bir ticaretinin olmadığının bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede;
Konya .Ağır ceza Mahkemesi’nin 04/06/2021 tarih ve … Es. … Kar. sayılı dosyasından davalı … hakkında “özel belgede Sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarından kamu davası açıldığı, müştekileri arasında davacının yer aldığı, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu, bu davalının yargılama aşamalarda ki ikrarı, mahkemece yapılan tespit, mahkememizin … Es. sayılı dosyasından toplanan bilgi belgeler ve bilirkişi raporu ile davalı … hakkında herhangi bir ceza soruşturması ve davası olmaması, hususları ile yargılamada gelinen aşama da dikkate alınarak mahkememizin 01/02/2022 tarihli duruşmasında Konya . Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Es. Sayılı dosyasının sonuçlanmasının beklenilmesinden vazgeçilmiştir.
Çekin bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtar …’ya karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’ne karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir. Dava konusu edilen çekin karşılığı satın alınan malların eksik gönderildiği, davalının da bunu bilerek kötüniyetle iktisap ettiği iddiasında bulunan davacının bu iddiasını ancak HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında senetle ispat edebileceği, davacı ile davalı … arasında karşılıklı ticari ilişkinin var olduğu, esasen bu konuda ihtilafın bulunmadığı, davalı lehtar …’nın ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında 2017 yılında ticari ilişkilerinin bulunmadığı, 2018 yılında ticari ilişkinin bulunduğu, dava konusu edilen çekin davalı …’nın ticari defterlerinde davalı …’ne ciro edildiğinin kayıtlı olduğu, dava konusu çekin kambiyo senetlerinden olup kıymetli evrak vasfında, sebepten mücerret olduğu, Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez.” şeklinde ki kabulü karşısında esasen dava konusu edilen çekin davalı …’nın ticari defterlerinde kayıtlı olmaması halinde dahi sonuca etki etmeyeceği, davacının 08/03/2019 tarihli dilekçesi ile delil listesinde yemin deliline dayandığı ancak dilekçeler aşaması tamamlandıktan ve delil bildirme süreleri geçtikten sonra bildirilen yemin deliline mahkememizce itibar edilmediği,(Yargıtay HGK’nun 22/06/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 03.03.2017 T. … E. … K. sayılı içtihatları benzer doğrultudadır) davacının dava konusu edilen çekin karşılığında satın aldığı malların eksik gönderildiğinin davalı … tarafından kötüniyetle iktisap edildiğine yönelik iddiasını HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında yazılı belge ile ispat edemediğinden bu davalı yönünden ispat edilemeyen davanın reddine ve mahkememizin (tefrik öncesi… Es.sayılı) dosyasından 07.06.2018 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verildiği ve davacı tarafın talebi üzerine infazının yapıldığı anlaşılmakla davalı … hakkında açılan davanın reddine, İİK.72/4.maddesi gereğince reddedilen ve ihtiyati tedbir kararına konu 22.230,96 TL’nin takdiren %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede;
6100 sayılı HMK’nun 114. Maddesinde dava şartlarının düzenlendiği, HMK’nun 114/1-ı. Maddesinde; “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” şeklinde, HMK.115.maddesinde; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapıldığı, Yargıtay . Hukuk Daire’sinin 25/06/2019 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;”…Derdestlik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı maddesinde olumsuz dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz, buna rağmen açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Bunun için, aynı davanın iki kere açılmış olması ve birinci ile ikinci davanın aynı olması gerekir. Aynı dava olduğunu söyleyebilmek için, birinci ile ikinci davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Mahkeme, yaptığı, inceleme sonucunda, iki davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olduğu kanısına varırsa ikinci davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verir.(… ; İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları,2017,s.140-141)….” şeklinde kabul edildiği, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile mahkememize ait işbu dosyanın taraflarının (davacısının ve davalılarından …’nın), konularının ve dava sebeplerinin aynı çeke ilişkin olduğu, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalılardan … hakkında açılan davanın derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı … hakkında açılan davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ı ve 115/2.maddeleri gereğince derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından davalı … Tic.Ltd.Şti. hakkında açılan davanın REDDİNE,
3-İİK72/4.Maddesi gereğince reddedilen ve ihtiyati tedbir kararına konu 22.230,96 TL’nin takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye VERİLMESİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 379,65 TL’den mahsubu ile bakiye 298,95 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep etmesi halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya VERİLMESİNE,
8-Davalı … Tic. Ltd. Şti.kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13.maddesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne VERİLMESİNE,
9-Kullanılmayan gider avansı bulunması halinde kararın kesinleşmesi halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … Ticaret Limited Şirketi vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.