Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/480 E. 2022/144 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasının 04/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası(kök dosya) ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mah.’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının kök dosyadan tefrik edilerek mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kayıt edilen davanın yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 25.04.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 2015 yılından süre gelen döküm malzemesinin çeşidine göre gerekli hammaddenin tedarik edilmesine ilişkin bir ticari ilişkinin olduğunu, davalının müvekkiline tartı kartelası bulunan ve miktarına göre faturası düzenlenmiş olan hurda maddeye karşılık olmak üzere bedeli veya bedeli üzerinde (ticari ilişkinin devamı sağlandığı için) vadeli çek ödemesini yaptığını, … Bölge Müdürlüğü tartı kantarındaki tartı miktarları ile davalının fatura ekinde getirdiği hurda hammadde miktarını gösterir tartı miktarlarının farklı olduğunu, her gelen hurda hammadde de 2 ila 5 ton fark bulunduğunu, bu hususun tespiti için Konya Emniyet Müdürlüğüne ihbarda bulunulduğunu ve işletme hakkında gizli soruşturmanın yapıldığını, davalının , kardeşlerinin ve işyerlerinde çalışan elemanların … Bölge Müdürlüğü tartı kantarına ait sahte tartı fişleri oluşturdukları, her araçta yaklaşık 2 ila 5 ton eksik hammadde olmasına rağmen sahte tartı fişleri ile tam gibi gösterdikleri ve bu sahte tartı fişlerini düzenledikleri bilgisayar ve dökümanların davalının işyerinde tespit edilerek el konulduğunu, soruşturma dosyasının ise Konya CBS’nin … sayılı dosya olduğunu, davalının soruşturma esnasında yukarıda izah edilen hususları kabul ve ikrar ettiğini, davalının beyanları üzerine müvekkili şirket tarafından işyerlerinde yapılan genel hammadde, çıkması gereken ürün oranlamasının yapıldığını ve sonuçta davalı tarafından müvekkiline yaklaşık 1.71000,00 TL değerinde, 900 – 1.000 ton eksik hammeddenin teslim edildiğini, teslim edilen hammaddelere karşılık davalıya 48 adet toplamda 901.680,00 TL çeklerin teslim edildiğini, dava konusu çek hakkında Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı … tarafından ihtiyati tedbir bulunan çek bedellerinin tahsili için müvekkili şirket aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve müvekkilinin icra işlem tehdidi altında mevcut borcunu her türlü dava ve itiraz hakları saklı kalmak üzere icra dosyasına ödemek zorunda bırakıldığını beyan ederek öncelikle Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra işlemine konu olan 4 adet çek sebebiyle davacı müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen bedelin dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesini, icra takip dosyasının dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili şirketin dava konusu olan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin müvekkil şirket yönünden iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 23.05.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağından dolayı ciro yoluyla kendisine verilmiş geçmiş çeke dayalı yaptığı takip için Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından birleştirme kararı verildiğini, müvekkilinin iyiniyetli 3.şahıs olup davacı ve diğer davalı arasındaki husumete dayalı olarak mağdur edildiğini, müvekkilinin iyi niyetli 3. şahıs olup, kambiyo senetlerinin ise illetten mücerret olduğunu, bunun aksini iddia eden davacının ispat yükünü taşıdığını ve kötü niyetli olduğunun veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunun davacı tarafından kanıtlanmasının gerektiğini, müvekkilinin herhangi bir ispat zaruriyetinin bulunmadığından, tedbir kararının müvekkili açısından kaldırılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili 20.06.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasına sunmuş oldukları usul ve esasa ilişkin itirazlarına havi cevap dilekçelerinin içeriğini aynen tekrar ettiklerini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olup, borcunu ödememe gayreti içerisinde olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını bitirmeyi kendisine şiar edinen davacının, müvekkilinin ticari ilişkisi bulunan iyi niyetli üçüncü şahıslara karşı söz konusu davaları ikame etmek suretiyle müvekkilini itibarsızlaştırma çabası içerisinde olduğunu, haksız ve mesnetsiz iddialarla müvekkilini itibarsızlaştırmaya çalışan davacının dava konusu edilen çekleri iktisap eden şahısların kötü niyetli olduğuna dair bir delil ibraz edilmediğinin, davacının bu yöndeki tüm iddialarının reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafın, toplam 1000 kg eksik mal teslim edildiği iddiasında iken, işbu kere birleşen dosyalarda eksik teslim edilen malın 2000-2500 kg olduğu iddiasında olup, dilekçeler arasında çelişkilerin bulunduğunu, bu hususun dahi davacının haksız ve mesnetsiz bir dava ikame ettiğinin delili olduğunu, davacı tarafın temel olarak eksik ifa nedenine dayandığını, davacı tarafın, malın tesliminden sonra vadeli çeklerin verildiğini kabul ettiğini, bu durumda çeklerin hangi tarihte teslim edilen mallar karşılığında verildiğinin ve bu mallardaki tonaj farkının (var ise) ne kadar olduğunun ispatının gerektiğini, davacının, müvekkili tarafından teslim edilen mala ilişkin fatura içeriklerine yasal sekiz günlük süre içerisinde itiraz etmediği gibi faturaya dayanak olan ve kantar fişlerinden de anlaşılacağı üzere tarafların ticari faaliyetleri boyunca kantar fişleri hususunda mutabık kaldıklarının sabit olduğundan bahisle; Davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasının 04/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası(kök dosya) ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mah.’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının kök dosyadan tefrikine karar verilmiş, karar doğrultusunda tefrik edilen dava dosyası yine mahkememizin … yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri ilgili yerlerden, Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası ve Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyamız içerisine celbedilen Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının …, borçlularının … Ltd. Şti. ve … olduğu, 76.000,00 TL asıl (çek), 99,38 TL (%9,75) işlemiş faiz(Değişen Oranlarda Reeskont – Avans Faizi), 228,00 TL %0,3 komisyon, 7.600,00 TL %10 çek tazminatı, 485,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 100,20 TL ihtiyati haciz karar harcı olmak üzere toplam 84.512,58 TL alacaktan kaynaklı kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 12.04.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL bedelli, 10.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 13.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 16.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çekler olduğu, 04.05.2018 tarihli karar tensip tutanağı ile; Mahkememizin … Esas (kök dosya) sayılı dava dosyasında dava dosyasından verilen 03.05.2018 tarihli tedbir kararı gereğince paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Tarafların 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 08.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … işletmesinin ticari defter kayıtlarına göre; 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiğinin, ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğunun, HMK.222.maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğunun, davalı … İşletmesi’nin ticari defterlerine göre; 2017 yılında diğer davalı … ile herhangi bir ticaretinin olmadığının, davalı … İşletmesinin ticari defterlerine göre; 2018 yılında diğer davalı …’e 20.02.2018 tarihinde 76.000,00 TL tutarında çek ciro ettiğinin, 10.04.2018 tarihinde 75.776,00 TL tutarında gider pusulası ile hurda alışı yaptığı ve bu alışlar üzerinden toplam 1.515,52 TL tutarında gelir vergisi stopajı/ödeme yaptığı, davalı …’in 31.12.2018 tarihinde davalı … işletmesine 1.739,52 TL tutarında borçlu olduğunun, … işletmesinin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı … ile 2018 Şubat ve Nisan dönemi haricinde herhangi bir ticaretinin olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının kök rapor düzenleyen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Davacı tarafın bilirkişi raporunda bahsetmiş olduğu hususlara yönelik ek rapor düzenlenerek bahsedilen belgelerin rapora eklenmesinin istenildiği, mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; … işletmesinin 2018 yılında ticari defterlerine yaptığı kayıtlara göre; …’den 607 gider pusulası numarası ile 36.224,00 TL ve 609 gider pusulası numarası ile 39.552,00 TL olmak üzere toplamda 75.776,00 TL tutarında hurda malzeme satın aldığının, … işletmesinin …’den satın aldığı ve ticari defterlerine kaydettiği mallar için düzenlediği gider pusulalarının rapor ekinde sunulduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dava; İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı … ile aralarında 2015 yılından beri ticari alışveriş yapıldığını, taraflar arasında oluşan ticari teamüle göre davalı …’nın davacı şirketin dökeceği döküm malzemesinin çeşidine göre gerekli ham maddeyi tedarik ettiğini ve davacı şirketin de davalı …’un getirdiğini beyan ettiği ham maddenin bedeline karşılık taraflar arasında anlaşılan vade miktarlara göre çekleri davalı … ve kardeşlerine teslim ettiğini, davalı … tarafından davacı şirkete getirilen hurda ham madde ve bu ham madde karşılığında üretilen ürünler arasında hem tonaj hem de maddi açıdan farklılıklar olduğundan şüphelendiklerini ve yaptıkları incelemeler sonucunda davalı … getirdiği hurda hammaddelerin tartıldığı … Bölge Müdürlüğü tartı kantarındaki tartı kayıtları ile kendi işyerinde mevcut olan ve her geliş faturasına ilişik olan tonajları ile karşılaştırılmasında miktarlar arasında 2 ile 5 ton arasında fark bulunduğunu, eksik hurda ham madde getirilmesine rağmen fatura bedeli kadar hurda hammadde getirildiği yönünde tartı kantarına ait tartı ekstresi sunulduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine Konya C.Başsavcılığının … nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davalı …’nın kabul beyanları üzerine davacı şirket tarafından işyerlerinde yapılan gelen ham madde, çıkılması gereken ürün oranlaması yapıldığını ve sonuç olarak davalı … tarafından davacı şirkete 2.000-2.500 ton arasında eksik ham madde teslim edildiğinin tespit edildiğini, eksik teslim edilen ham madde bedelinin yaklaşık 3.000.000,00 TL civarında olduğunu, davacı şirket tarafından davalı …’ya verilen 48 adet ve toplam 901.680,00 TL çeklerin teslim edildiğini, davacı şirketin mevcut çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti için 02/04/2018 tarihinde Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talepli davanın ikame edildiğini ve mahkeme tarafından %20 teminat karşılığında çeklerin muhatap bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi için 03/04/2018 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı … tarafından ihtiyati tedbir bulunan çek bedellerinin tahsili için davacı şirket aleyhine Konya .İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve davacı şirketin icra işlem tehdidi altında mevcut borcunu her türlü dava ve itiraz hakları saklı kalmak üzere icra dosyasına ödemek zorunda bırakıldığını beyan ederek öncelikle Konya 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra işlemine konu olan 4 adet çek sebebiyle davacı şirket tarafından icra dosyasına ödenen bedelin dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesini, icra takip dosyasının dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı şirketin dava konusu olan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine ve takip tedbir yolu ile durdurulduğundan davacının alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.818/1-e maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, TTK.689.maddesinde; “(1) Ciro, “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.2) Poliçeden sorumlu olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri hamile karşı ileri süremezler; meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.03.2015 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı içtihadında;”…Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730). eTTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 599. maddesi;“Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoliyle yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur.” Hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, poliçede şahsi defiyi düzenleyen yukarıdaki madde metninde kural olarak, şahsi defilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmiş; bu kuralın tek istisnası ise, hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması yani kötüniyetle senedi iktisap etmesi gösterilmiştir. Madde hükmüyle, kanun koyucu kambiyo senetlerine özgü katı kurallar karşısında, bir kapı aralayarak, kötüniyetin ispatına olanak tanımış ve bu konuda bir sınır da koymamıştır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; takibe ve eldeki davaya konu bononun lehtar….’in aşamalardaki ikrarı ve davayı kabul beyanından da anlaşılacağı üzere, davacı keşideci tarafından yapılan ödeme ile bedelsiz olduğu sabittir. Bononun bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtara karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’e karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir.” şeklinde,
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 24/05/2016 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında; “Davacı keşideci, bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. TTK’nun 687’nci maddesine göre bedelsizlik def’i kişisel defi olup, ancak hamilin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda, dava konusu çeklerin davalı lehtar tarafından davalı bankaya kredi borcundan dolayı teminat amacıyla verildiği çek teslim belgesinden anlaşılmaktadır. Davalı bankanın çeki teminat olarak alması çekin bedelsizliğini bildiğini ve davacı keşidecinin zararına hareket ettiğini göstermez. Teminat durumu davalı lehtar ile davalı banka arasında olduğundan, hamil bankanın çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini göstermez. Davacı, davalı bankanın kötüniyetini kanıtlamadıkça, bedelsizlik iddiası ile davalı bankaya karşı talepte bulunamaz. Bu nedenlerle mahkemece, davalı banka aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Daire’sini 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”….Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez. Bu durumda mahkemece ispat yükü kendilerinde olan davacıların dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını yazılı delille kanıtlamaları gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..” şeklinde kabul edilmiştir.
Davalı … tarafından davacı ve dosyamız da diğer davalı … aleyhine Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçtiği, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağının, 12.04.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL bedelli, 10.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 13.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 16.04.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli çekler olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Tarafların 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 08.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … işletmesinin ticari defter kayıtlarına göre; 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiğinin, ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğunun, HMK.222.maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğunun, davalı … İşletmesi’nin ticari defterlerine göre; 2017 yılında diğer davalı … ile herhangi bir ticaretinin olmadığının, davalı … İşletmesinin ticari defterlerine göre; 2018 yılında diğer davalı …’e 20.02.2018 tarihinde 76.000,00 TL tutarında çek ciro ettiğinin, 10.04.2018 tarihinde 75.776,00 TL tutarında gider pusulası ile hurda alışı yaptığı ve bu alışlar üzerinden toplam 1.515,52 TL tutarında gelir vergisi stopajı/ödeme yaptığı, davalı …’in 31.12.2018 tarihinde davalı … işletmesine 1.739,52 TL tutarında borçlu olduğunun, … işletmesinin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı … ile 2018 Şubat ve Nisan dönemi haricinde herhangi bir ticaretinin olmadığının bildirildiği, mahkememiz dosyasının kök rapor düzenleyen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Davacı tarafın bilirkişi raporunda bahsetmiş olduğu hususlara yönelik ek rapor düzenlenerek bahsedilen belgelerin rapora eklenmesinin istenildiği, mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; … işletmesinin 2018 yılında ticari defterlerine yaptığı kayıtlara göre; …’den 607 gider pusulası numarası ile 36.224,00 TL ve 609 gider pusulası numarası ile 39.552,00 TL olmak üzere toplamda 75.776,00 TL tutarında hurda malzeme satın aldığının, … işletmesinin …’den satın aldığı ve ticari defterlerine kaydettiği mallar için düzenlediği gider pusulalarının rapor ekinde sunulduğunun bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede;
Konya .Ağır ceza Mahkemesi’nin 04/06/2021 tarih ve … Es. … Kar. sayılı dosyasından davalı … hakkında “özel belgede Sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarından kamu davası açıldığı, müştekileri arasında davacının yer aldığı, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu, bu davalının yargılama aşamalarda ki ikrarı, mahkemece yapılan tespit, mahkememizin … Es. Sayılı dosyasından toplanan bilgi belgeler ve bilirkişi raporu ile davalı … hakkında herhangi bir ceza soruşturması ve davası olmaması, hususları ile yargılamada gelinen aşama da dikkate alınarak mahkememizin 01/02/2022 tarihli duruşmasında Konya . Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Es. Sayılı dosyasının sonuçlanmasının beklenilmesinden vazgeçilmiştir.
Çeklerin bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtar …’ya karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’e karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir. Dava konusu edilen çeklerin karşılığı satın alınan malların eksik gönderildiği, davalının da bunu bilerek kötüniyetle iktisap ettiği iddiasında bulunan davacının bu iddiasını ancak HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında senetle ispat edebileceği, davacı ile davalı … arasında karşılıklı ticari ilişkinin var olduğu, esasen bu konuda ihtilafın bulunmadığı, davalı lehtar …’nın ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında 2017 yılında ticari ilişkilerinin bulunmadığı, 2018 yılında ticari ilişkinin bulunduğu, dava konusu edilen çeklerin davalı …’nın ticari defterlerinde davalı …’e ciro edildiğinin kayıtlı olduğu, dava konusu çeklerin kambiyo senetlerinden olup kıymetli evrak vasfında, sebepten mücerret olduğu, Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez.” şeklinde ki kabulü karşısında esasen dava konusu edilen çeklerin davalı …’nın ticari defterlerinde kayıtlı olmaması halinde dahi sonuca etki etmeyeceği, davacının 08/03/2019 tarihli dilekçesi ile delil listesinde yemin deliline dayandığı ancak dilekçeler aşaması tamamlandıktan ve delil bildirme süreleri geçtikten sonra bildirilen yemin deliline mahkememizce itibar edilmediği,(Yargıtay HGK’nun 22/06/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 03.03.2017 T. … E. … K. sayılı içtihatları benzer doğrultudadır) davacının dava konusu edilen çeklerin karşılığında satın aldığı malların eksik gönderildiğinin davalı … tarafından kötüniyetle iktisap edildiğine yönelik iddiasını HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında yazılı belge ile ispat edemediğinden bu davalı yönünden ispat edilemeyen davanın reddine ve mahkememizin (kök dosya … Es. sayılı) dosyasından 03.05.2018 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verildiği ve davacı tarafın talebi üzerine infazının yapıldığı anlaşılmakla davalı … hakkında açılan davanın reddine, İİK.72/4.maddesi gereğince reddedilen ve ihtiyati tedbir kararına konu 84.512,58 TL’nin takdiren %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede;
6100 sayılı HMK’nun 114. Maddesinde dava şartlarının düzenlendiği, HMK’nun 114/1-ı. Maddesinde; “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” şeklinde, HMK.115.maddesinde; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapıldığı, Yargıtay 11. Hukuk Daire’sinin 25/06/2019 tarih ve 2019/1209 Es. 2019/4812 Kar. Sayılı ilamında;”…Derdestlik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı maddesinde olumsuz dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz, buna rağmen açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Bunun için, aynı davanın iki kere açılmış olması ve birinci ile ikinci davanın aynı olması gerekir. Aynı dava olduğunu söyleyebilmek için, birinci ile ikinci davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Mahkeme, yaptığı, inceleme sonucunda, iki davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olduğu kanısına varırsa ikinci davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verir.(…; İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları,2017,s.140-141)….” şeklinde kabul edildiği, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile mahkememize ait işbu dosyanın taraflarının (davacısının ve davalılarından …’nın), konularının ve dava sebeplerinin aynı çeklere ilişkin olduğu, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalılardan … hakkında açılan davanın derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı … hakkında açılan davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ı ve 115/2.maddeleri gereğince derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE,
3-İİK72/4.Maddesi gereğince reddedilen ve ihtiyati tedbir kararına konu 84.512,58 TL’nin takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
4-Davalı …’nın tazminat talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.443,27 TL’den mahsubu ile bakiye 1.362,57 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep etmesi halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya VERİLMESİNE,
9-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13.maddesine göre hesaplanan 11.786,64 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e VERİLMESİNE,
10-Kullanılmayan gider avansı bulunması halinde kararın kesinleşmesi halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.