Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/477 E. 2022/138 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasının 04/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası(kök dosya) ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mah.’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının kök dosyadan tefrik edilerek mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kayıt edilen davanın yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 11.06.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … arasında 2015 yılından beri ticari alışveriş yapıldığını, taraflar arasında oluşan ticari teamüle göre davalı …’nın müvekkili şirketin dökeceği döküm malzemesinin çeşidine göre gerekli ham maddeyi tedarik ettiğini ve müvekkili şirketin de davalı …’un getirdiğini beyan ettiği ham maddenin bedeline karşılık taraflar arasında anlaşılan vade miktarlara göre çekleri davalı … ve kardeşlerine teslim ettiğini, davalı … tarafındna müvekkili şirkete getirilen hurda ham madde ve bu ham madde karşılığında üretilen ürünler arasında hem tonaj hem de maddi açıdan farklılıklar olduğundan şüphelendiklerini ve yaptıkları incelemeler sonucunda davalı … Harabaşşa’nın getirdiği hurda hammaddelerin tartıldığı … Bölge Müdürlüğü tartı kantarındaki tartı kayıtları ile kendi işyerinde mevcut olan ve her geliş faturasına ilişik olan tonajları ile karşılaştırılmasında miktarlar arasında 2 ile 5 ton arasında fark bulunduğunu, eksik hurda ham madde getirilmesine rağmen fatura bedeli kadar hurda hammadde getirildiği yönünde tartı kantarına ait tartı ekstresi sunulduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine Konya C.Başsavcılığının … nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davalı …’nın kabul beyanları üzerine müvekkili şirket tarafından işyerlerinde yapılan gelen ham madde, çıkılması gereken ürün oranlaması yapıldığını ve sonuç olarak davalı … tarafından müvekkili şirkete 2.000-2.500 ton arasında eksik ham madde teslim edildiğinin tespit edildiğini, eksik teslim edilen ham madde bedelinin yaklaşık 3.000.000,00 TL civarında olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı …’ya verilen 48 adet ve toplam 901.680,00 TL çeklerin teslim edildiğini, müvekkili şirketin mevcut çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti için 02/04/2018 tarihinde Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talepli davanın ikame edildiğini, ve Mahkeme tarafından %20 teminat karşılığında çeklerin muhatap bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi için 03/04/2018 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı … tarafından ihtiyati tedbir bulunan veya icra dosyasının muvazalı olarak 3.şahıslara temlik etme ihtimaline karşı 3.şahısları da kapsar şekilde ödenmemesi ve icra takibinin dava sonucuna kadar durdurulması için mükerrer teminat yatırılmasına mahal vermemek kaydı ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması gerektiğinden bahisle, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız mağduriyetine sebebiyet vermemek için keşidecisi müvekkili şirket, lehtarı ve cirantası davalı …, alacaklı davalı … olan Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra işlemine konu olan 6 adet çek sebebiyle müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen bedelin dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesini, icra takip dosyasının dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkili şirketin dava konusu çekden dolayı borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 27.06.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasına sunmuş oldukları usul ve esasa ilişkin itirazlarına havi cevap dilekçelerinin içeriğini aynen tekrar ettiklerini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olup, borcunu ödememe gayreti içerisinde olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını bitirmeyi kendisine şiar edinen davacının, müvekkilinin ticari ilişkisi bulunan iyi niyetli üçüncü şahıslara karşı söz konusu davaları ikame etmek suretiyle müvekkilini itibarsızlaştırma çabası içerisinde olduğunu, haksız ve mesnetsiz iddialarla müvekkilini itibarsızlaştırmaya çalışan davacının dava konusu edilen çekleri iktisap eden şahısların kötü niyetli olduğuna dair bir delil ibraz edilmediğinin, davacının bu yöndeki tüm iddialarının reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafın, toplam 1000 kg eksik mal teslim edildiği iddiasında iken, işbu kere birleşen dosyalarda eksik teslim edilen malın 2000-2500 kg olduğu iddiasında olup, dilekçeler arasında çelişkilerin bulunduğunu, bu hususun dahi davacının haksız ve mesnetsiz bir dava ikame ettiğinin delili olduğunu, davacı tarafın temel olarak eksik ifa nedenine dayandığını, davacı tarafın, malın tesliminden sonra vadeli çeklerin verildiğini kabul ettiğini, bu durumda çeklerin hangi tarihte teslim edilen mallar karşılığında verildiğinin ve bu mallardaki tonaj farkının (var ise) ne kadar olduğunun ispatının gerektiğini, davacının, müvekkili tarafından teslim edilen mala ilişkin fatura içeriklerine yasal sekiz günlük süre içerisinde itiraz etmediği gibi faturaya dayanak olan ve kantar fişlerinden de anlaşılacağı üzere tarafların ticari faaliyetleri boyunca kantar fişleri hususunda mutabık kaldıklarının sabit olduğundan bahisle; Davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 28.06.20218 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesindeki beyanlarının gerçek dışı olup müvekkiline yönelttiği haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, davacı şirket ile davalı … arasında döküm işinde kullanılan hurda hammadde tedarikine yönelik ticari bir ilişkinin bulunduğunu, davacı tarafından davalı …’nın kendisine eksik hammadde temin ettiği ve bu sebeple kendisine eksik gelen hammadde miktarına karşılık gelen bedel kadar borcu bulunmadığının tespitinin istendiğini, aynı zamanda davalı … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının iddiasının söz konusu eksik miktara karşılık gelen çeklerden 6 tanesinin davalı …’nın kardeşleri tarafından müvekkiline muvazaalı olarak ciro edildiği yönünde olduğunu, davacı şirketin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin, davacı şirket ile davalı … arasındaki ticari ilişkiden bağımsız olarak çeki ciro yolu ile devraldığını, bu durumda davacının davalı … ile aralarındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi def’iyi müvekkiline karşı ileri sürmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunun, kaldı ki; Müvekkilinin vergi mükellefi olmayıp, topladığı hurda malzemeyi gider pusulası düzenlenmesi karşılığında …’ya sattığını, dolayısıyla müvekkilinin muvazaalı olarak çekleri teslim aldığından bahsedilemeyeceğinin, davacı tarafın müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair bir delil de ibraz edemediğinin, müvekkilinin, davacı ve davalı … arasındaki temel ilişkiden doğan ihtilafa ilişkin bilgi sahibi olmadığının, dava konusu ilişkide iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, müvekkiline karşı şahsi def’ilerin ileri sürülmesinin mümkün olmadığının, davacı tarafın dava dilekçesinde beyan ettiği müvekkil ile davalı … arasındaki gerçek dışı muvazaa iddiasını ispatla mükellef olduğunu, müvekkilinin, senetten doğan alacağını davacının haksız ihtiyati tedbir talebinin kabulü sebebi ile tahsil edemediğinden, müvekkilinin alacağını geç tahsil etmesine sebebiyet veren davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı (kök dosya) dosyasının 04/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası(kök dosya) ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mah.’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının kök dosyadan tefrikine karar verilmiş, karar doğrultusunda tefrik edilen dava dosyası yine mahkememizin … yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri ilgili yerlerden, Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası ve Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ilgili yerlerden dosyamız içerisine celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyamız içerisine celbedilen Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının …, borçlularının … Döküm San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … olduğu, 112.000,00 TL asıl, 300,24 TL işlemiş faiz, 11.200,00 TL %10,00 tazminat, 336,00 TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 123.836,24 TL alacaktan kaynaklı kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 14.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 16.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 24.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 25.05.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL bedelli, 29.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 01.06.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL bedelli çekler olduğu, 13.06.2018 tarihli karar tensip tutanağı ile; mahkememizin … Esas (kök dosya) sayılı dava dosyasında 13.06.2018 tarihli tedbir kararı gereğince paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Tarafların 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 08.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … işletmesinin ticari defter kayıtlarına göre; 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiğinin, ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğunun, HMK.222.maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğunun, davalı … İşletmesi’nin ticari defterlerine göre; 2017 yılında diğer davalı … ile herhangi bir ticaretinin olmadığının, davalı … İşletmesinin ticari defterlerine göre; 2018 yılında diğer davalı …’a 10.04.2018 tarihinde 112.000,00 TL tutarında çek ciro ettiğinin, 10.04.2018 ve 20.04.2018 tarihinde 114.296,00 TL tutarında gider pusulası ile hurda alışı yaptığı ve bu alışlar üzerinden toplam 2.285,92 TL tutarında gelir vergisi stopajı/ödemesi yaptığı, davalı …’ın 31.12.2018 tarihinde davalı … işletmesinden 10,08 TL alacaklı olduğunun, … işletmesinin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı … ile 2018 Nisan dönemi haricinde herhangi bir ticaretinin olmadığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının kök rapor düzenleyen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Davacı tarafın bilirkişi raporunda bahsetmiş olduğu hususlara yönelik ek rapor düzenlenerek bahsedilen belgelerin rapora eklenmesinin istenildiği, mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; … işletmesinin ticari defterlerine 2018 yılında yaptığı kayıtlara göre; … işletmesinin …’tan … gider pusulası numarası ile 38.276,00 TL, … gider pusulası numarası ile 23.492,00 TL, … gider pusulası numarası ile 19.908,00 TL ve 606 gider pusulası numarası ile 32.620,00 TL olmak üzere toplamda 114.296,00 TL tutarında hurda malzeme satın aldığının, … işletmesinin …’tan satın aldığı ve ticari defterlerine kaydettiği mallar için düzenlediği gider pusulalarının rapor ekinde sunulduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dava; İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı … ile aralarında 2015 yılından beri ticari alışveriş yapıldığını, taraflar arasında oluşan ticari teamüle göre davalı …’nın davacı şirketin dökeceği döküm malzemesinin çeşidine göre gerekli ham maddeyi tedarik ettiğini ve davacı şirketin de davalı …’un getirdiğini beyan ettiği ham maddenin bedeline karşılık taraflar arasında anlaşılan vade miktarlara göre çekleri davalı … ve kardeşlerine teslim ettiğini, davalı … tarafından davacı şirkete getirilen hurda ham madde ve bu ham madde karşılığında üretilen ürünler arasında hem tonaj hem de maddi açıdan farklılıklar olduğundan şüphelendiklerini ve yaptıkları incelemeler sonucunda davalı … getirdiği hurda hammaddelerin tartıldığı … Bölge Müdürlüğü tartı kantarındaki tartı kayıtları ile kendi işyerinde mevcut olan ve her geliş faturasına ilişik olan tonajları ile karşılaştırılmasında miktarlar arasında 2 ile 5 ton arasında fark bulunduğunu, eksik hurda ham madde getirilmesine rağmen fatura bedeli kadar hurda hammadde getirildiği yönünde tartı kantarına ait tartı ekstresi sunulduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine Konya C.Başsavcılığının … nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davalı …’nın kabul beyanları üzerine davacı şirket tarafından işyerlerinde yapılan gelen ham madde, çıkılması gereken ürün oranlaması yapıldığını ve sonuç olarak davalı … tarafından davacı şirkete 2.000-2.500 ton arasında eksik ham madde teslim edildiğinin tespit edildiğini, eksik teslim edilen ham madde bedelinin yaklaşık 3.000.000,00 TL civarında olduğunu, davacı şirket tarafından davalı …’ya verilen 48 adet ve toplam 901.680,00 TL çeklerin teslim edildiğini, davacı şirketin mevcut çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti için 02/04/2018 tarihinde Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talepli davanın ikame edildiğini, ve mahkeme tarafından %20 teminat karşılığında çeklerin muhatap bankaya ibrazı halinde çek bedellerinin ödenmemesi için 03/04/2018 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı … tarafından ihtiyati tedbir bulunan veya icra dosyasının muvazalı olarak 3.şahıslara temlik etme ihtimaline karşı 3.şahısları da kapsar şekilde ödenmemesi ve icra takibinin dava sonucuna kadar durdurulması için mükerrer teminat yatırılmasına mahal vermemek kaydı ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması gerektiğinden bahisle, davacı şirketin ileride telafisi imkansız mağduriyetine sebebiyet vermemek için keşidecisi davacı şirketin, lehtarı ve cirantası davalı …, alacaklı davalı … olan Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra işlemine konu olan 6 adet çek sebebiyle davacı şirket tarafından icra dosyasına ödenen bedelin dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesini, icra takip dosyasının dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir konulmasını, davacı şirketin dava konusu çekden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine ve takip tedbir yolu ile durdurulduğundan davacının alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.818/1-e maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, TTK.689.maddesinde; “(1) Ciro, “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.2) Poliçeden sorumlu olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri hamile karşı ileri süremezler; meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.03.2015 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı içtihadında;”…Öte yandan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise, ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK. 690, 730). eTTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 599. maddesi;“Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Alacağın temliki yoliyle yapılan devirlere ait hükümler mahfuzdur.” Hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, poliçede şahsi defiyi düzenleyen yukarıdaki madde metninde kural olarak, şahsi defilerin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmiş; bu kuralın tek istisnası ise, hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması yani kötüniyetle senedi iktisap etmesi gösterilmiştir. Madde hükmüyle, kanun koyucu kambiyo senetlerine özgü katı kurallar karşısında, bir kapı aralayarak, kötüniyetin ispatına olanak tanımış ve bu konuda bir sınır da koymamıştır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; takibe ve eldeki davaya konu bononun lehtar….’in aşamalardaki ikrarı ve davayı kabul beyanından da anlaşılacağı üzere, davacı keşideci tarafından yapılan ödeme ile bedelsiz olduğu sabittir. Bononun bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtara karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’e karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir.” şeklinde,
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 24/05/2016 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında; “Davacı keşideci, bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. TTK’nun 687’nci maddesine göre bedelsizlik def’i kişisel defi olup, ancak hamilin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda, dava konusu çeklerin davalı lehtar tarafından davalı bankaya kredi borcundan dolayı teminat amacıyla verildiği çek teslim belgesinden anlaşılmaktadır. Davalı bankanın çeki teminat olarak alması çekin bedelsizliğini bildiğini ve davacı keşidecinin zararına hareket ettiğini göstermez. Teminat durumu davalı lehtar ile davalı banka arasında olduğundan, hamil bankanın çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini göstermez. Davacı, davalı bankanın kötüniyetini kanıtlamadıkça, bedelsizlik iddiası ile davalı bankaya karşı talepte bulunamaz. Bu nedenlerle mahkemece, davalı banka aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde,
Yargıtay .Hukuk Daire’sini 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”….Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez. Bu durumda mahkemece ispat yükü kendilerinde olan davacıların dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını yazılı delille kanıtlamaları gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..” şeklinde kabul edilmiştir.
Davalı … tarafından davacı ve dosyamız da diğer davalı … aleyhine Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçtiği, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağının, 14.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 16.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 24.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli, 25.05.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL bedelli, 29.05.2018 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 01.06.2018 keşide tarihli 16.000,00 TL bedelli çekler olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Tarafların 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinde uyuşmazlık konuları ile sınırlı olmak üzere rapor düzenlenmesinin istenildiği; Mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 08.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … işletmesinin ticari defter kayıtlarına göre; 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde tasdik ettirildiğinin, ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğunun, HMK.222.maddesinde belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğunun, davalı … İşletmesi’nin ticari defterlerine göre; 2017 yılında diğer davalı … ile herhangi bir ticaretinin olmadığının, davalı … İşletmesinin ticari defterlerine göre; 2018 yılında diğer davalı …’a 10.04.2018 tarihinde 112.000,00 TL tutarında çek ciro ettiğinin, 10.04.2018 ve 20.04.2018 tarihinde 114.296,00 TL tutarında gider pusulası ile hurda alışı yaptığı ve bu alışlar üzerinden toplam 2.285,92 TL tutarında gelir vergisi stopajı/ödemesi yaptığı, davalı …’ın 31.12.2018 tarihinde davalı … işletmesinden 10,08 TL alacaklı olduğunun, … işletmesinin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre; Davalı … ile 2018 Nisan dönemi haricinde herhangi bir ticaretinin olmadığının bildirildiği, mahkememiz dosyasının kök rapor düzenleyen mali müşavir İlhan Keten’e tevdi edilerek; Davacı tarafın bilirkişi raporunda bahsetmiş olduğu hususlara yönelik ek rapor düzenlenerek bahsedilen belgelerin rapora eklenmesinin istenildiği, mali müşavir İlhan Keten tarafından düzenlenen 30.11.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; … işletmesinin ticari defterlerine 2018 yılında yaptığı kayıtlara göre; … işletmesinin …’tan 603 gider pusulası numarası ile 38.276,00 TL, 604 gider pusulası numarası ile 23.492,00 TL, 605 gider pusulası numarası ile 19.908,00 TL ve 606 gider pusulası numarası ile 32.620,00 TL olmak üzere toplamda 114.296,00 TL tutarında hurda malzeme satın aldığının, … işletmesinin …’tan satın aldığı ve ticari defterlerine kaydettiği mallar için düzenlediği gider pusulalarının rapor ekinde sunulduğunun bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede;
Konya .Ağır ceza Mahkemesi’nin 04/06/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı dosyasından davalı … hakkında “özel belgede Sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık” suçlarından kamu davası açıldığı, müştekileri arasında davacının yer aldığı, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu, bu davalının yargılama aşamalarda ki ikrarı, mahkemece yapılan tespit, mahkememizin … Es. Sayılı dosyasından toplanan bilgi belgeler ve bilirkişi raporu ile davalı … hakkında herhangi bir ceza soruşturması ve davası olmaması, hususları ile yargılamada gelinen aşama da dikkate alınarak mahkememizin 01/02/2022 tarihli duruşmasında Konya . Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Es. Sayılı dosyasının sonuçlanmasının beklenilmesinden vazgeçilmiştir.
Çeklerin bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin kural olarak, davalı lehtar …’ya karşı ileri sürebilir ise de, hamil davalı …’a karşı ileri sürülebilmesi için kötüniyetle iktisabının ispatı gerekir. Dava konusu edilen çeklerin karşılığı satın alınan malların eksik gönderildiği, davalının da bunu bilerek kötüniyetle iktisap ettiği iddiasında bulunan davacının bu iddiasını ancak HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında senetle ispat edebileceği, davacı ile davalı … arasında karşılıklı ticari ilişkinin var olduğu, esasen bu konuda ihtilafın bulunmadığı, davalı lehtar …’nın ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında 2017 yılında ticari ilişkilerinin bulunmadığı, 2018 yılında ticari ilişkinin bulunduğu, dava konusu edilen çeklerin davalı …’nın ticari defterlerinde davalı …’a ciro edildiğinin kayıtlı olduğu, dava konusu çeklerin kambiyo senetlerinden olup kıymetli evrak vasfında, sebepten mücerret olduğu, Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih ve … Es. … Kar. sayılı ilamında;”Somut olayda ispat külfeti, dava konusu senetlerin teminat senetleri olduğunu iddia eden davacılardadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Yerel mahkemenin gerekçesinde yer verdiği HMK’nın 220. maddesi, belgelerle ilgili bir hüküm olup, ticari defterleri düzenlememektedir. Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması, aynı Kanun’un 222. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu itibarla somut olayda HMK’nın 220. maddesi hükmünün uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Esasen kambiyo senetlerinin tacir olan tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmaması sonuca etkili olmayıp, kambiyo senedini hükümden düşürmez.” şeklinde ki kabulü karşısında esasen dava konusu edilen çeklerin davalı …’nın ticari defterlerinde kayıtlı olmaması halinde dahi sonuca etki etmeyeceği, davacının 08/03/2019 tarihli dilekçesi ile delil listesinde yemin deliline dayandığı ancak dilekçeler aşaması tamamlandıktan ve delil bildirme süreleri geçtikten sonra bildirilen yemin deliline mahkememizce itibar edilmediği,(Yargıtay HGK’nun 22/06/2021 tarih ve… Es. … Kar. Sayılı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 03.03.2017 T. … E. … K. sayılı içtihatları benzer doğrultudadır) davacının dava konusu edilen çeklerin karşılığında satın aldığı malların eksik gönderildiğinin davalı … tarafından kötüniyetle iktisap edildiğine yönelik iddiasını HMK’nun 200 ve 201.maddeleri kapsamında yazılı belge ile ispat edemediğinden bu davalı yönünden ispat edilemeyen davanın reddine ve mahkememizin (kök dosya … Es. sayılı) dosyasından 13.06.2018 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verildiği ve davacı tarafın talebi üzerine infazının yapıldığı anlaşılmakla davalı … hakkında açılan davanın reddine, İİK.72/4.maddesi gereğince reddedilen ve ihtiyati tedbir kararına konu 123.836,23 TL’nin takdiren %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede;
6100 sayılı HMK’nun 114. Maddesinde dava şartlarının düzenlendiği, HMK’nun 114/1-ı. Maddesinde; “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” şeklinde, HMK.115.maddesinde; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapıldığı, Yargıtay . Hukuk Daire’sinin 25/06/2019 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında;”…Derdestlik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı maddesinde olumsuz dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre önceden açılmış bir dava devam etmekte iken aynı konuda yeniden dava açılamaz, buna rağmen açılırsa yeni dava usulden reddedilir. Bunun için, aynı davanın iki kere açılmış olması ve birinci ile ikinci davanın aynı olması gerekir. Aynı dava olduğunu söyleyebilmek için, birinci ile ikinci davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Mahkeme, yaptığı, inceleme sonucunda, iki davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olduğu kanısına varırsa ikinci davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verir.(… İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları,2017,s.140-141)….” şeklinde kabul edildiği, Mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile mahkememize ait işbu dosyanın taraflarının (davacısının ve davalılarından …’nın), konularının ve dava sebeplerinin aynı çeklere ilişkin olduğu, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalılardan … hakkında açılan davanın derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı … hakkında açılan davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ı ve 115/2.maddeleri gereğince derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE,
3-İİK72/4.Maddesi gereğince reddedilen ve ihtiyati tedbir kararına konu 123.836,23 TL’nin takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
4-Davalı …’nın tazminat talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.114,82 TL’den mahsubu ile bakiye 2.034,12 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep etmesi halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya VERİLMESİNE,
9-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13.maddesine göre hesaplanan 15.714,44 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,
10-Kullanılmayan gider avansı bulunması halinde kararın kesinleşmesi halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.