Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/414 E. 2022/16 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
BİRLEŞEN KONYA .ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … E.-… K. SAYILI DOSYA;
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılmış bulunan “Alacak” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13.09.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen 04.07.2012 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait … İli … İlçesi … pafta … ada ve … parselde tapuya kayıtlı gayrimenkul üzerinde sözleşmeye ekli proje kapsamında yapılacak olan 460 dairenin, müvekkili şirket tarafından üçüncü şahıslara pazarlama ve satışının üstlenildiğini, davalı şirket tarafından inşaat alanında kurulan satış ofisinden sonra müvekkili tarafından anılan konulu sözleşme çerçevesinde sözleşmedeki görev tanımı ile uyumlu olarak sözleşmeden kaynaklı proje kapsamında konutların (… Konutları) satış ve pazarlama işlemine başlanıldığını, sözleşmede satış ofisinin dairelerin satış durumana göre kurulumundan itibaren 3 yıllık faaliyet süresi öngörülmesine, dairelerin satış durumuna göre sürenin 6 ay daha uzatılmasının ve satış ofisinin faaliyet süresinin satış durumuna göre taraflarca mutabakatla tespit edilmesinin kararlaştırılmasına rağmen, müvekkili şirket elemanlarının son yıllarda sözleşmeden kaynaklı edimlerinin eksiksiz ifasının eş söyleyişle satış ve pazarlama işinin davalı şirketin ortaklık yapısından kaynaklı uyuşmazlık nedeniyle eylemli olarak engellemeye çalışıldığını, sözleşme konusu konutların teslim tarihi davalı tarafından 31.12.2015 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, davacı müvekkili şirket tarafından satışı ve pazarlaması yapılan dairelerin teslimatları 2017 yılına gelindiğinde dahi yapılmaya devam edildiğini, bu bağlamda sözleşmeye konu tüm konutların tapusunun da alındığını, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin satış ve pazarlama kaynaklı toplam hak ediş tutarından davalı tarafından müvekkili şirkete 06.07.2015 tarihli fatura kapsamında ödenen miktarın 1.724.190,00 TL olduğunu, son tahlilde işbu sözleşme kapsamında salt 279 konuta ilişkin olarak müvekkili şirketin satış ve pazarlamadan kaynaklı bakiye alacağı ve davalının temerrütünden kaynaklı faiz alacağının ödenmediğini, davalı şirkete yönelik Ankara .Noterliği aracılığı ile gönderilen 14.06.2019 tarih ve … no’lu ihtarnameden sonuç alınamadığını, davalının ihtarname cevabı ile istemlerinin reddedildiğini, sözleşme ilişkisi ve davaya dayanak sözleşme içeriğinin kesinleştiğini, alacağın tahsili için davalı borçluyla birçok kez irtibat kurulmasına rağmen davalı tarafından borcun ifasına yanaşılmadığından bahisle; 04.07.2012 tarihli sözleşme kapsamında müvekkiline ödenmeyen alacaktan fazlaya ilişkin alacak ve faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 301.000,00 TL’lik kısmının KDV’si ile birlikte ihtarname tebliğ tarihi ve verilen atıfet mahli de gözetilerek davalının temerrüt tarihi olan 23.06.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememiz dosyasına UYAP sistemi üzerinden sunmuş olduğu 11.11.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu iş bu davayı kabulünün mümkün olmadığını, davacının bahse konu sözleşme şartlarına uygun hareket etmediğini, bahsi geçen konut projesi … Konutları’nın Konya’da yapılan en büyük ve önemli konut projelerinden bir tanesi olduğunu, davacının deneyimine güvenilerek projenin tüm yetki ve sorumluluğunun kendisine bırakıldığını, inşaatın tamamının yapılmasının, organize edilmesinin, taşeronların bulunmasının, fiyatlarının tespiti v.s. tüm yapım sürecinden davacının sorumluluğuna bırakıldığını, sözleşmenin ilgili maddelerinde bu iş düzenlendiği gibi uygulamada da bu şekilde devam ettiğini, bu kapsamda aynı projede yapılacak konutların da davacı tarafından yapılması hususunda ikinci bir sözleşme daha yapıldığını, yani yapılacak işin bir bütün olarak değerlendirildiğini, müvekkili şirketin bu işi bir bütün olarak düşündüğünü, yapım işlerini de satım işlerini de aynı şirkete verdiğini, buradaki amacın her iki işin birbirine paralel olarak ilerlemesi olduğunu, kısaca ifade etmek gerekirse satımdan gelen parayla projenin finanse edilmesi, satıma uygun olarak da yapım işinin tamamlanması olarak ifade edilebileceğini, ancak davacının, bu süreci yönetemediğini, gerek satım, gerekse yapım işinde üstlendiği görevleri yapmamış olması nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığını, yapım işi ile ilgili olarak da alacaklı olduğu iddiası ile Konya .Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, öncelikle birbirleriyle hukuki ve fiili irtibatlı olması sebebiyle her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, … Konutları projesinin konsept olarak önemli ve başarılı bir proje olup esasında satışı kolay bir proje olduğunu, müvekkil ve ortaklarının kendi çevresindeki insanlara satış yapıldığını, bu satışlarda davacının katkısının sınırlı oranda olduğunu, bunun yanı sıra yapılan satışların sözleşmede belirlenin miktarların çok altında kaldığının, satışların süresinde ve beklenen şekilde yapılmaması ve davacının yapımdan kaynaklanan edimlerini süresinde ve tam olarak yerine getirmemesinden kaynaklanan sorunlarda eklenince projenin tesliminin geciktiğini, projenin yapımını da üstlenen davacı şirketin edimlerini yerine getirmediği için projedeki konutların tesliminin geciktiğini, satışta yapmış olduğu hatalar ve taahhütler nedeniyle müvekkilinin zor durumda kaldığını, davacının, halen satış işlemine devam ettiğini iddia etmekte ise de çok uzun zamandır satış işlemi yapmadığı gibi böyle bir yetkisi de bulunmadığını, sözleşmeye göre böyle bir yetkisi ve hakkının kalmadığını, görevini yerine getirmediği gibi müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının da bulunmadığını, çok uzun zamandır satış işlemlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, davacının, üstlendiği işi tam ve eksiksiz yerine getirmediği gibi işi yarım bırakıp gittiğini, sözleşme şartlarına göre düzenlenmiş bir hakediş raporu ve müvekkili tarafından imzalanmış bir hakkediş raporunun bulunmadığını, sözleşmedeki sürenin bitiminden yaklaşık 4 yıl geçtikten sonra edimleri yerine getirmemiş olmasına rağmen alacağı olduğu iddiası ile dava açtığını, davacının vadesi gelmiş bir alacağının bulunmadığını, davacının açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin büyük oranda zarara uğratıldığını, müvekkilinin davacıya muaccel olmuş bir borcunun da bulunmadığından bahisle; davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dava dosyasında davacı vekili 13.09.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan teknik müşavirlik sözleşmesi gereğince davalı şirketin yapımını üstlendiği konut projesinin mevzuata uygun olarak yapılması için lazım gelen kontrol denetim ve teknik müşavirlik işlerinin müvekkili tarafından yapılacağının kararlaştırıldığı, işin ilerleme durumlarının müvekilli tarafından sürekli olarak davalı şirkete bildirildiğini, müvekkilinin tüm edimleri eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağının davalı şirket tarafından ödenmediğini, tüm bu nedenlerle davalının üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının tüm alacağımızı karşılayacak miktarının tensiple ihtiyaten haczine, 04/07/2012 tarihli teknik müşavirlik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 301.000,00 TL nin temürret tarihi olan 23/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dava dosyasına davalı vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden sunmuş olduğu 05.11.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın üstlendiği görevin sadece müvaşirlik hizmeti olmayıp inşaatın tamamının yapımını üstlendiğini, sözü geçen konut projesinin Konya’ nın ün büyük ve en önemli konut projelerinden birisi olduğunu, projenin tüm yetki ve sormululuğu deneyimine güvenilinen davacıya bırakıldığını, imzalanan ikinci sözleşme ile yapılan konutların satışının da davacı tarafından yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının görevlerini tam olarak yapamaması nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığını, davacı tarafın satım işi ile ilgili olarak da alacaklı olduğu iddiası ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, öncelikle işbu dava dosyasının Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının inşaat ve kontrol işlerini tam yerine getirmemesi nedeniyle inşaatta eksik işlerin olduğu, eksik işlerin giderilmesi için müvekkilinin maliyetlere katlanmak zorunda kaldığını, tüm bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları delilleri, Ankara .Noterliği’nin 14.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebligat şerhli fotokopisi, Konya .Noterliği’nin 25.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin tebligat şerhli fotokopisi, dava konusu … İli … İlçesi … Mah. … ada … parsel ve aynı mevki … parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve satış resmi senet suretleri, yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, mimarı projeleri, davacı şirketin iyşeri sicil dosyası ve çalışanlarının listesi, banka kayıtları, davacı şirketin ticaret sicil kaydı ilgili kurumlardan dosyamız içerisine celbedilmiş, mahallinde keşif yapılmış, tanık beyanları alınmış ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememiz heyeti ile birlikte mahallinde mali müşavir, inşaat mühendisi ve sözleşme konusunda uzman bilirkişi eşliğinde keşif yapılmış, keşif mahallinde dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; Kendisinin davalı şirkette halen elektrik teknikeri olarak çalıştığını, davacı şirketin yaptırmış olduğu işlerle ilgili davalı şirketin eksiklerin olup olmadığının tespiti için kendisini görevlendirdiğini, yaptığı araştırmada elektrik zayıf akım ve kuvvetli akım tesisatlarında hatılı imalat ve eksikliklerin bulunduğunu, kendilerinin de bunları gün ve gün rapor etmek ve resimlemek suretiyle tespit ettiklerini, hiç yapılmamış olan apartman, apartman içerisindeki umumi alanlar(kazanlar, pompa daireleri, elektrik odası ve elektrik şaftları, mekanik şaftları, sığınaklar, kapalı otopark, açık otopark, tüm peyzaj alanları, sosyal tesis alanı, nizamiyeler v.s.)bu alanların davalı tarafça tamamlandığını, diğer taraftan yapılmayan işler ile ilgili davacı tarafın hiç proje yapmadığını, projelerin davalı tarafça sonradan tamamlandığını, Mart 2016 tarihi itibari ile davacı tarafın yapılacak işi yapmaktan vazgeçtiğini, davacı firmanın çalışmalarına devam ederken parke işlerini yapamayacaklarını ifade ettiklerinden 2015 yılı Kasım ayı itibariyle parke işlerini yapmaya başladıklarını, daha sonrasında kendilerinin tamamladıklarını, danışman firmanın sorumluluğunun yapılan işleri denetlemek olduğunu, bu denetleme görevini yerine getirmediğinden problemler oluştuğunu, başlangıçta Belediye’ye bir proje verildiğini, daha sonra ihtiyaç olması halinde proje değişikliği yapılması gerektiğini, bu nedenle tadilat projelerinin yapılmasının gerektiğini, bu tadilat projelerinin davacı tarafın yapması gereken projeler olduğunu, ayrıca daire teslimlerinde bulunduklarını, 2015 yılında ilk dairelerini teslim ettiklerinde birçok eksikliklerin çıktığını, daire sahiplerinin şartlı şekilde teslim aldıklarını, kendilerinin hala onların imalatlarıyla uğraşmaya devam ettiklerini, bu zamana kadar da halen eksikliklerin yapılmaya devam ettiğini beyan etmiştir.
Keşif mahallinde dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; Kendisinin davalı şirkette makine mühendisi olarak çalışmaya devam ettiğini, 2015 yılı Temmuz ayı itibariyle patronları tarafından dava konusu inşaatlarla ilgili gidişatla ilgili raporlandırma yapılmasının kendisinden istendiğini, yapmış olduğu tespitler sonucunda; ıslak hacimlerde havalandırma tesisatlarında, kazan dairesinde, yangın pompa dairesinde, hidrofar dairesinde, kısacası tüm mekanik tesisat imalatlarının yapılmadığını tespit ettiklerini, resimlediklerini, bu tespitler sonucunda aynı senenin Ekim ayı itibariyle bu olumsuzlukların konuşulması üzerine toplantılar yapıldığını, 2015 yılı Kasım ayı itibariyle fiilen eksiklikleri yapmaya başladıklarını, davacının 2016 yılının Mart ayı itibariyle de davacı çalışanlarının fiilen terk ettiklerini, davacı firma tarafından işin niteliği gereği belli bir dönem birlikte hareket edilerek işler yapılmaya devam edildiğini, ayrıca saha imalatlarının tamamının davalı tarafa ait olduğunu, başkaca bir yön itibariyle de aradaki bu çalışma evrakları üzerindeki çalışma olduğunu, bu çalışma zarfında da verimli bir çalışma olmadığını, beyan etmiştir.
Keşif mahallinde dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; Kendisinin davalı şirkette muhasebeci olarak çalıştığını, 2015 yılı Ekim ayı civarında davalı firmanın bu inşaatı ve faaliyetlerini devraldığını, inşaatta yapılan işlerin eksik yapıldığını, gereği gibi yapılmadığını, ancak hak edişlerin yapılmış gibi işlem gördüğünü, bu nedenle hatalı hak ediş çıkışlarının olduğunu, bir nev’i yapılmayan işlerin ödemelerinin yapıldığını, hatalı hakediş miktarının 750.000,00 TL civarında olduğunu, davacı şirket çalışanlarının davalı şirkette sigortalı çalışıyor şeklinde gösterildiğini, daha sonra davacı çalışanlarının kendi firmalarına çalışan olarak aktarıldığını, bu durumun tahminen 4-5 yıl kadar sürdüğünü, davacı firmanın personellerinin davalı firmada sigortalı gösterilip gösterilmediği konusunda tarafların mutabık kalarak yapılıp yapılmadığı hususunu bilmediğini, kendilerinin olaya el attıktan sonra davacı firma çalışanlarının kendi çalışanlarının sigortasını yapmaya başladıklarını, ayrıca 2015 yılı sonlarına doğru daire satışlarının tamamen durduğunu, bu durumun davacı firmanın tutumundan kaynaklandığını, 2017 yılından itibaren de daire satışlarının başladığını beyan etmiştir.
Keşif mahallinde dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; Kendisinin davalı firmada inşaat mühendisi olarak çalıştığını, davalı firmada ince işler konusunda yetkili olduğunu, 2015 yılı Temmuz ayında sahaya indiklerini, inşaatın kaba işinin bittiğini, ince işlerin devam ettiğini, ince işlerde büyük bir kısmının tamamlandığını, başlıca mutfak dolapları hariç diğer dolaplar ve laminat parkelerde eksikliklerin bulunduğunu, ayrıca sosyal tesisler ve alt yapının bulunmadığını, bunların projelerinin de bulunmadığını, 4 ayda yaklaşık 11.000 adet eksiklik tespit ettiklerini, 2015 yılı Ekim ayında toplantı yaptıklarını, davalı firmanın 28.11.2015 tarihinde sahaya indiğini, davacı firmanın 2016 yılının Mart ayında sahadan ayrıldığını, bu zaman diliminde koordineli çalışmanın hedeflendiğini, ancak istenilen sonucun alınamadığını beyan etmiştir.
Keşif mahallinde dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; Kendisinin davalı şirkette daha önce çalıştığını ancak şuan çalışmadığını, daire teslimlerine davacı … Yapı ile birlikte başlanıldığını, bu arada eksik ve hatalı işlerden kaynaklı problemlerin de başladığını, 2016 yılı Ekim ayında teslimle birlikte problemlerin başladığını, öncesinde de problemlerin olduğunu sahadaki arkadaşlarının söylediğini, işlerin yapımı konusunda yapılan toplantılarda kendisinin raportör olarak görev aldığını, davacı firmada çalışan şantiye şefi olan … ve satış görevlisi … bulunduğunu, ayrıca bu satışların davacı firma tarafından yapıldığını, ekstra taahhütler olduğunun müşterilerin taleplerinden anladıklarını, örnek olarak amerikan mutfak, engelli aileye rampa, 5+1 dairenin 4+1’e dönüştürülmesi gibi taahhütlerin olduğunu müşterilerden gelen talepler neticesinde anladıklarını, yapmış oldukları raporlamaları da davacı şirket yetkililerine ilettiklerini, diğer taraftan davacı firmanın gerçekçi olmayan bir proje üzerinden satış yapıp daha sonra reel olan proje ile uyumlu olmadığından problem çıktığını beyan etmiştir.
Keşif mahallinde dinlenen davalı tanığı … beyanında; Kendisinin davalı şirketin satın alma ve muhasebe bölümünde çalıştığını, 2014 yılının 10.ayına kadar davacı firmanın malzeme satın almalarına hiçbir şekilde müdahale etmediğini, 2014 yılının 10.ayından sonra davacı firmanın teklifleri hazırlayıp davalı firmaya sunduğunu, davalı firmanın sözleşme kısmında devreye girdiğini, 2015 yılına kadar böyle devam ettiğini, 2015 yılından sonra davalı firmada teklif almaya başladıklarını, zira işlerin gecikmesinden kaynaklı problemlerin oluşmaması için teklifler alındığını, en uygun teklifin değerlendirilerek malzeme alımının sağlandığını, satış programının davalı firmaya verilmediğinden bu durumunda işlerin gecikmesine neden olduğunu, bazı sözleşmelerin taşeron firmalar da dahil olmak üzere davalı firma tarafından yapıldığını, 2015 yılından sonra davacı firmanın devredışı kaldığını ancak yapılan teklif ve sözleşmelerin davacı firmanın da müşavir olarak imzasını attığını, herhangi bir iş programı vermediklerini, yapılan tekliflerin yeterli olmadığını, ilave tekliflerin davalı firma tarafından alındığını, tedarikte sıkıntı olduğundan davalı firmanın bizzat teklif alıp sözleşme yapma konumuna geçtiğini beyan etmiştir.
Keşif sonrası inşaat bilirkişisi inşaat mühendisi … , SMMM … ve Sözleşme Konusunda Uzman bilirkişi Av…. tarafından düzenlenen 02.08.2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; Davacı tarafın uyuşmazlık dönemlerine ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, 2013-2019 yılları arasında davalı tarafa 3.483.898,86 TL tutarında fatura düzenlendiğini, 3.552.190,66 TL tutarında tahsilat yaptığı, dava tarihi itibariyle davacı … Yapı şirketinin davalı tarafa 68.291,80 TL tutarında borçlu olduğunun, davalı tarafın uyuşmazlık dönemlerine ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, dava tarihi itibariyle davacı taraftan 281.780,50 TL tutarında alacaklı olduğunu, … İli … İlçesi … Mahallesi … pafta … ada … parsel üzerinde yapılan … Konutları inşaatının toplam maliyetlerinin KDV hariçi 247.404.911,72 TL olarak yer aldığını, taraflar arasında yapılmış olan 04.07.2012 tarihli teknik müşavirlik hizmetleri sözleşmesinin hükümlerine göre; üzerinden davacı tarafa prim hesaplanacak inşaat maliyeti tutarının KDV dahil 114.675.091,04 TL olduğunun,%5 prim hesaplanmasına esas inşaat maliyeti:114.675.091,04 TL, Prim Payı %5:5.733.754,55 TL, Prim KDV’si:1.032.075,82 TL, Prim Tutarı:6.765.830,37 TL, 06.07.2015 tarihinde tahsil edilen bedel:1.366.694,34 TL, bakiye … A.Ş. İnşaat Maliyeti Prim Payı:5.399.136,03 TL, ödemeler/tahsilatlar düşüldükten sonra dava tarihi itibariyle davacının davalı taraftan inşaat maliyetleri üzerinden hesaplanan prim tutarından 5.399.136,03 TL alacaklı olduğunun, … İli … İlçesi … Mahallesi … pafta … ada … parsel üzerine yapılan Park Mahal Konutlarının satışından 2019 yılı sonu itibariyle 226.478.705,53 TL satış hasılatının elde edildiğini, dava dosyası kapsamında yer alan projeye göre; Bahse konu gayrimenkul üzerine 377 adet daire yapıldığını, dava tarihi itibariyle bunlardan 283 adedinin satıldığını, bu satıştan 155.051.000,00 TL hasılat elde edildiğini, taraflar arasında yapılmış olan 04.07.2012 tarihli pazarlama ve satış sözleşmesi hükümlerine göre %1,5 oranında ve 2.325.765,00 TL tutarında davacı tarafın pay alması gerektiğini, davalı tarafından davacı tarafa yapılan 2.034.544,20 TL’lik ödeme mahsup edildiğinde davacı tarafın daire satışlarından kalan alacağının 709.858,50 TL tutarında olduğu, Projeye göre Toplam Daire Adedinin:377, Satılan Daire Adedinin: 283, Satılan Daire Bedelinin:155.051.000,00 TL, Daire Bedeli %1.5 … A.Ş.Payının:2.325.765,00 TL, … A.Ş.Payı KDV tutarının:418.637,70 TL, Toplam … A.Ş.Payının:2.744.402,70 TL, 06.07.2015 tarihinde tahsil edilenin:2.034.544,20 TL, kalan tahsil edilecek bedelin:709.858,50 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafın davayı ıslah ettiği ve 19.11.2021 tarihinde ıslah harcını mahkemeler veznesine yatırdığı görülmüştür.
Dava ve birleşen davanın; 04.07.2012 tarihli sözleşmelerden kaynaklı Alacak istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davalı ile aralarında düzenlenen 04.07.2012 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait … İli … İlçesi … pafta … ada ve … parselde tapuya kayıtlı gayrimenkul üzerinde sözleşmeye ekli proje kapsamında yapılacak olan 460 dairenin, davacı şirket tarafından üçüncü şahıslara pazarlama ve satışının üstlenildiğini, sözleşme kapsamında davacı şirketin satış ve pazarlama kaynaklı toplam hak ediş tutarından davalı tarafından davacı şirkete 06.07.2015 tarihli fatura kapsamında ödenen miktarın 1.724.190,00 TL olduğunu, son tahlilde işbu sözleşme kapsamında salt 279 konuta ilişkin olarak davacı şirketin satış ve pazarlamadan kaynaklı bakiye alacağı ve davalının temerrütünden kaynaklı faiz alacağının ödenmediğini, davalı şirkete yönelik Ankara .Noterliği aracılığı ile gönderilen 14.06.2019 tarih ve … no’lu ihtarnameden sonuç alınamadığını, davalının ihtarname cevabı ile istemlerinin reddedildiğini, sözleşme ilişkisi ve davaya dayanak sözleşme içeriğinin kesinleştiğini, alacağın tahsili için davalı borçluyla birçok kez irtibat kurulmasına rağmen davalı tarafından borcun ifasına yanaşılmadığından bahisle; 04.07.2012 tarihli sözleşme kapsamında davacı şirkete ödenmeyen alacaktan fazlaya ilişkin alacak ve faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 301.000,00 TL’lik kısmının KDV’si ile birlikte ihtarname tebliğ tarihi ve verilen atıfet mahli de gözetilerek davalının temerrüt tarihi olan 23.06.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dava dosyasında davacının; Davalı şirket ile aralarında imzalanan teknik müşavirlik sözleşmesi gereğince davalı şirketin yapımını üstlendiği konut projesinin mevzuata uygun olarak yapılması için lazım gelen kontrol denetim ve teknik müşavirlik işlerinin davacı şirket tarafından yapılacağının kararlaştırıldığı, işin ilerleme durumlarının davacı şirket tarafından sürekli olarak davalı şirkete bildirildiğini, davacı şirketin tüm edimleri eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağının davalı şirket tarafından ödenmediğinden bahisle; 04.07.2012 tarihli teknik müşavirlik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 301.000,00 TL’nin temürret tarihi olan 23.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalının davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,
Ana dava yönünden yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasında 04/07/2012 tarihli pazarlama ve satış sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 2. Maddesinde işin konusunun iş sahibi tarafından yapımı üstlenilen … ili … İlçesi … pafta … Ada ve … parselde tapuya kayıtlı gayrimenkul üzerinde ekli projeye göre yapılacak olan yaklaşık 460 adet dairenin as yapı tarafından pazarlama ve satışına ilişkin şarları içerir şeklinde belirlendiği, sözleşmenin 6. Maddesinde ücrete ilişkin inşaat alanında satışı yapılan daireler için nakit tahsil edilen bedelin %1,5’i, iş sahibi tarafından her ay as yapıya ödenecektir. Fatura ücrete esas aya müteakip ayın 5. İş gününe kadar kesilir ve 10. İş gününe kadar iş sahibine tebliğ edilir. Faturanın iş sahibine tebliğinden itibaren 20 gün içerisinde o aya ait ücret … yapıya ödenir şeklinde düzenlendiği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin tellalık(simsarlık sözleşmesi olduğu, tellalık sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nun 520.ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 520.maddesinde;” Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” şeklinde, TBK’nun 521. Maddesinde;” Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi hâlinde ödenir. Simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa, simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.12.2018 tarih ve … -… Es. … Kar. Sayılı içtihadında;” Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle kısaca tellallık sözleşmelerine değinilmesi yerinde olacaktır. Bu doğrultuda, yürürlük tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) konu ile ilgili düzenlemeleri incelendiğinde; Tellallık öyle bir sözleşmedir ki, onunla tellal, ücret karşılığında bir sözleşmenin yapılması olanağını hazırlamak ya da yapılmasına aracılık etmekle görevlidir (BK. m. 404/1). Tellallık sözleşmesinde ilke olarak vekillik kuralları uygulanır (BK. m. 404/2). Taşınmaz mal tellallığı sözleşmesi, yazılı biçiminde yapılmadıkça geçerli olmaz (BK m. 404/3).Tellallık fırsat gösterme veya aracılık etme tellallığı olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilir. Fırsat gösterme tellallığında; sözleşmenin kurulması fırsatına ait bilginin sağlanması söz konusu olur. Aracılık etme tellallığında ise; aracılık tellalı iki tarafı bir araya getirmek ve olası düşünce uyuşmazlıklarını gidermek için uğraşmak zorundadır (… , T.: Borçlar Kanunu, Ankara 2003, c. 8, s. 8975). Somut olayda yanlar arasında düzenlenen sözleşme göz önüne alındığında bu sözleşmenin aracılık etme tellallığı olduğu anlaşılmaktadır.
Yasal düzenlemede, tellallık sözleşmesinde ücret öğesinin yanı sıra içeriği de belirlenmiştir; diğer bir deyişle Yasaca (BK. m. 404) ücret bu sözleşmenin zorunlu öğesi olarak öngörülmüş ve konusu da bir sözleşmenin yapılması olanağını hazırlamak ya da yapılmasına aracılık etmekle sınırlandırılmıştır. Böylece tellallık sözleşmesi vekillik sözleşmesinin, konusu belirli ve tellallığın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşidi olarak düzenlenmiş ve bu bağlamda genel olarak vekillik sözleşmesi kurallarının uygulanması hükme bağlanmıştır. Yaptığı hazırlık ya da aracılık sonucunda sözleşme meydana gelince, tellal ücrete hak kazanır (BK. m. 405/2). Sözleşme erteleyici bir koşulla yapılmışsa, tellallık ücreti, koşulun gerçekleşmesiyle ödenmek gerekir (BK. m. 405/2). (… : Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İstanbul 2002, c. 2, s.1124 vd.; … : Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 1997, s.705 vd.) BK’nın “tellallık” olarak isimlendirdiği bu hukuki kurum 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) “simsarlık” olarak belirlenmiş olup özü itibariyle BK’daki hükümlere paralel bu kanunun ilgili kısımlarına değinmek gerekirse; TBK’nın 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde yapılmıştır. Bu hüküm mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır ( Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2016 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı). Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır. Fakat bu buluşma her zaman kolay bir şekilde olmaz; hatta çoğu zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilir. Mesela taraf olacakların birbirlerini tanımamaları, ayrı ayrı mahallerde bulunmaları, aynı dili konuşmamaları gibi sebepler onların birbirini bulmalarına ve sözleşmeyi yapmalarına mani olabilir. İşte çeşitli sebeplerden ötürü bir araya gelemeyen kimseleri birbirlerine yaklaştırmak hususunda aracılık yapmayı kendilerine meslek edinen şahıslardan müteşekkil bir sınıf olup, eski zamanlardan beri mevcuttur. Zamanımızda iş âleminin zaruri kıldığı ihtisaslaşma ve iş bölümü dolayısıyla tellallık mesleği ticaret hayatının vazgeçilmez bir unsuru hâline gelmiştir. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile iş sahibi arasında haklar ve borçlar meydana getirmektedir. Kanun’un 521-525. maddeleri arasında sadece simsarın ücret alacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Simsarlık sözleşmesi ile ilgili diğer hususlarda, 520/2. maddesinin yollaması gereği vekâlete ilişkin TBK’nın 502. ve devamı hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağını düzenleyen TBK’nın 521. maddesine göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” (521/1). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar söz konusu hizmeti yerine getirmezse ücret alacağı elde edemeyecektir. Ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabileceği gibi işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir. Simsarın ücret alacağının doğumu için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir: a) Simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin iş sahibi (vekâlet veren) ile üçüncü kişi arasında kurulması gerekir. Bu şart, iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak reddetmesi hâlinde de gerçekleşmiş sayılmalıdır. Ücret alacağının doğumu için, bu sözleşmenin ifa edilmesi gerekli değildir. Taraflar, asıl akit kurulmamış olsa bile, ücret ödenmesini kararlaştırabilecekleri gibi ücretin, sözleşmenin ifa edilmesi durumunda ödeneceğini de kararlaştırabilirler. b) Asıl sözleşmenin kurulması ile simsarın faaliyeti arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. TBK bu şartı, “yaptığı faaliyet sonucunda” sözleriyle ifade etmiştir (m. 521/1). Bu şartın aksi de kararlaştırılabilir. c) Anılan Kanun’un 523. maddesinde (BK. m. 407) düzenlenen ve simsarın ücret ve giderlere ilişkin alacağının kaybı sonucunu doğuracak durumlardan birinin gerçekleşmemesi gerekir (… : Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, 9. Baskı, İstanbul 2011, s. 604 vd) Anılan mevzuat hükümlerinde kanun koyucu tellallık sözleşmesinin genel hatlarını çizmiş olup tarafların sözleşme serbestisi ilkesi gereği bu sınırlar dâhilinde hukuki ilişkilerini şekillendirebileceği açıktır. ” şeklinde kabul edildiği, mahkememiz heyeti ile birlikte mahallinde mali müşavir, inşaat mühendisi ve sözleşme konusunda uzman bilirkişi eşliğinde keşif yapıldığı, tarafların ticari defterlerinin incelendiği, inşaat bilirkişisi inşaat mühendisi … , SMMM … ve Sözleşme Konusunda Uzman bilirkişi Av…. tarafından düzenlenen 02.08.2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; … İli … İlçesi … Mahallesi … pafta … ada … parsel üzerine yapılan … Konutlarının satışından 2019 yılı sonu itibariyle 226.478.705,53 TL satış hasılatının elde edildiğini, dava dosyası kapsamında yer alan projeye göre; Bahse konu gayrimenkul üzerine 377 adet daire yapıldığını, dava tarihi itibariyle bunlardan 283 adedinin satıldığını, bu satıştan 155.051.000,00 TL hasılat elde edildiğini, taraflar arasında yapılmış olan 04.07.2012 tarihli pazarlama ve satış sözleşmesi hükümlerine göre %1,5 oranında ve 2.325.765,00 TL tutarında davacı tarafın pay alması gerektiğini, davalı tarafından davacı tarafa yapılan 2.034.544,20 TL’lik ödeme mahsup edildiğinde davacı tarafın daire satışlarından kalan alacağının 709.858,50 TL tutarında olduğu, Projeye göre Toplam Daire Adedinin:377, Satılan Daire Adedinin: 283, Satılan Daire Bedelinin:155.051.000,00 TL, Daire Bedeli %1.5 … A.Ş.Payının:2.325.765,00 TL, … A.Ş.Payı KDV tutarının:418.637,70 TL, Toplam … A.Ş.Payının:2.744.402,70 TL, 06.07.2015 tarihinde tahsil edilenin:2.034.544,20 TL, kalan tahsil edilecek bedelin:709.858,50 TL olduğunun bildirildiği, mahkememizce ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar edildiği, davacı tarafın davayı ıslah ettiği ve 19.11.2021 tarihinde ıslah harcını mahkemeler veznesine yatırdığı, davalı tarafın ıslah edilen kısma karşı zamanaşımı def’inin TBK’nun 147/5.maddesi kapsamında yerinde olmadığı, davacının davalı şirketten sözleşme gereğince 709.858,50 TL bakiye alacağının bulunduğu, davacı tarafından Ankara .Noterliğinin 14/06/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarname içeriğine göre 7 iş günü içerisinde ödemenin yapılmasının talep edildiği, ihtarnamenin davalı şirkete 15/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 26/06/2019 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, her iki tarafın ticaret şirketi olması nedeniyle talep gibi alacağa avans faizi uygulanması gerektiği, yine ıslah edilen kısma ilişkin temerrüt faizinin de davalının temerrüdünün dava yada ıslah ile değil, davadan önce gönderilmiş olan noter ihtarnamesi ile gerçekleştiği, bu nedenle ıslah edilen kısma da faizin temerrüt tarihinden itibaren uygulanması gerektiği, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 08/11/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultudadır)
Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dava dosyasından yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasında 04/07/2012 tarihli Teknik Müşavirlik Hizmetleri Sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 3. Maddesinde sözleşmenin konusunun Deha tarafından arsa üzerine yapılması planlanan konut projesi inşaatlarına ait her türlü inşaat işinin (kaba,ince işler, çevre düzenleme işleri, peysaj işleri vs. Her türlü iş) ilim,fen ve sanat kurallarına, proje, proje detaylarına, mevzuata ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak yapılması için lazım gelen kontrol, denetim ve teknik müşavirlik işlerinin ve hizmetlerinin müşavir tarafından yapılmasına/ yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir. Sözleşme kapsamında yaklaşık 460 adet daire ve sosyal tesisleri inşa edilecektir. şeklinde belirlendiği, sözleşmenin 4. Maddesinde müşavirin görevlerinin belirlendiği, sözleşmenin 13. Maddesinde hakedişler ve ödemelerin Ek “hakedişler ve Ödemelerde” belirleneceğinin düzenlendiği, Taraflar arasında yapılan 04/07/2012 tarihli Teknik Müşavirlik Hizmetleri Sözleşmesi’nin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, (Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 20.01.2014 ve … Es. … Kar. Sayılı ilamında benzer şekilde kabul edilmiştir.) Eser sözleşmesine ilişkin düzenlemelerin 6098 sayılı TBK’nun 470. Vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK.nun 470. maddesinde;” Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde, TBK’nun 471. Maddesinde; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” şeklinde, TBK’nun 473. maddesinde;” Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir. Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, işsahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.” şeklinde, TBK’nun 479/1. maddesinde; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, mahkememiz heyeti ile birlikte mahallinde mali müşavir, inşaat mühendisi ve sözleşme konusunda uzman bilirkişi eşliğinde keşif yapıldığı, tarafların ticari defterlerinin incelendiği, inşaat bilirkişisi inşaat mühendisi … , SMMM … ve Sözleşme Konusunda Uzman bilirkişi Av…. tarafından düzenlenen 02.08.2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı tarafın uyuşmazlık dönemlerine ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, 2013-2019 yılları arasında davalı tarafa 3.483.898,86 TL tutarında fatura düzenlendiğini, 3.552.190,66 TL tutarında tahsilat yaptığı, dava tarihi itibariyle davacı … şirketinin davalı tarafa 68.291,80 TL tutarında borçlu olduğunun, davalı tarafın uyuşmazlık dönemlerine ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, dava tarihi itibariyle davacı taraftan 281.780,50 TL tutarında alacaklı olduğunu, … İli … İlçesi … Mahallesi … pafta … ada … parsel üzerinde yapılan … Konutları inşaatının toplam maliyetlerinin KDV hariçi 247.404.911,72 TL olarak yer aldığını, taraflar arasında yapılmış olan 04.07.2012 tarihli teknik müşavirlik hizmetleri sözleşmesinin hükümlerine göre; üzerinden davacı tarafa prim hesaplanacak inşaat maliyeti tutarının KDV dahil 114.675.091,04 TL olduğunun,%5 prim hesaplanmasına esas inşaat maliyeti:114.675.091,04 TL, Prim Payı %5:5.733.754,55 TL, Prim KDV’si:1.032.075,82 TL, Prim Tutarı:6.765.830,37 TL, 06.07.2015 tarihinde tahsil edilen bedel:1.366.694,34 TL, bakiye … A.Ş. İnşaat Maliyeti Prim Payı:5.399.136,03 TL, ödemeler/tahsilatlar düşüldükten sonra dava tarihi itibariyle davacının davalı taraftan inşaat maliyetleri üzerinden hesaplanan prim tutarından 5.399.136,03 TL alacaklı olduğunun bildirildiği, bilirkişi heyet raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce hükme esas kabul edildiği, davacı tarafın davayı ıslah ettiği ve 19.11.2021 tarihinde ıslah harcını mahkemeler veznesine yatırdığı, davalı tarafın ıslah edilen kısma karşı zamanaşımı def’inin TBK’nun 147/6.maddesi kapsamında yerinde olmadığı,(Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin13.10.2016 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultudadır.) davacının davalı şirketten sözleşme gereğince 5.399.136,03 TL bakiye alacağının bulunduğu, davacı tarafından Ankara .Noterliğinin 14/06/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarname içeriğine göre 7 iş günü içerisinde ödemenin yapılmasının talep edildiği, ihtarnamenin davalı şirkete 15/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 26/06/2019 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, her iki tarafın ticaret şirketi olması nedeniyle talep gibi alacağa avans faizi uygulanması gerektiği, yine ıslah edilen kısma ilişkin temerrüt faizinin de davalının temerrüdünün dava yada ıslah ile değil, davadan önce gönderilmiş olan noter ihtarnamesi ile gerçekleştiği, bu nedenle ıslah edilen kısma da faizin temerrüt tarihinden itibaren uygulanması gerektiği, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 08/11/2021 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı ilamı benzer doğrultudadır) anlaşılmakla ana dava ile mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas – … Karar sayılı davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-709.858,50 TL alacağın temerrüt tarihi olan 26/06/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/12/2019 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı dosyasından açılan DAVANIN KABULÜ İLE;
3-5.399.136,03 TL alacağın temerrüt tarihi olan 26/06/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Ana davada; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 48.490,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.140,33 TL harç ile bu dosya için yatırılan 6.982,28 TL (94.045,70 TL ıslah harcı mahsubundan sonra kalan)ıslah harcı olmak üzere toplam 12.122,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 36.367,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
5-Ana davada; Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 5.264,23 TL ilk yargılama harcı, bu dosya için yatırılan 6.982,28 TL (94.045,70 TL ıslah harcı mahsubundan sonra kalan)ıslah harcı, 3.121,60 TL bilirkişi ücreti, 170,00 TL taksi ücreti, 168,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 15.706,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı yönünden davacının ihtiyati haciz talebinin reddedildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 22.11.2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile de davacının istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verildiğinden kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Ana davada; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 52.542,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Ana davada; Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
9-Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı dosyasında; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 368.814,98 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.140,33 TL harç ile bu dosya için yatırılan 87.063,42 TL (94.045,70 TL ıslah harcı mahsubundan sonra kalan)ıslah harcı olmak üzere toplam 92.203,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 276.611,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
10-Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı dosyasında; Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 5.264,23 TL ilk yargılama harcı, bu dosya için yatırılan 87.063,42 TL (94.045,70 TL ıslah harcı mahsubundan sonra kalan)ıslah harcı, 419,90 TL keşif harcı, 628,40 TL bilirkişi ücreti, 131,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 93.507,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
11-Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı dosyasında; Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı yönünden davacının ihtiyati haciz talebi reddedildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 10.10.2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile de davacının istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verildiğinden kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
12-Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı dosyasında;Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 142.616,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
13-Mahkememiz dosyası ile birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı dosyasında;Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı – birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası davacısı vekili ile davalı-birleşen Konya .Asliye Ticaret mahkemesi’nin … esas – … karar sayılı dosyası davalı vekili yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11.01.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.