Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/411 E. 2023/89 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, Karaman-Akçaşehir kanalizasyon inşaatı işlerini yapmak üzere ihaleye katıldığını, gerekli yeterlilik sağlanması üzerine davalı ile sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşme konusu edilen yapım ve imalat işlerini sözleşmeye uygun olarak yaptığını, 12 nolu hakedişe göre toplam 553 adet parsel bacası imalatının yapıldığını, 01/04/2015 tasdik tarihli tutanak ile mahallinde yapılan çalışmalar neticesinde parsel bacalarının bir taban elemanı ve bir 50’lik gövde elamanı ve bir takım kapak olarak imalatların yapıldığı tespit edildi denilerek toplamda 62.280,52 TL’lık davalı tarafından kesinti yapıldığını, sözleşmede olmayan bir madde ile sorumlu tutularak haksız bir kesinti yapıldığının ortada olduğunu belirterek davalının, dava konusu kesintiyi yaparak sözleşme edimini gereği gibi ifa etmediğinin tespiti ile haksız olarak kesilen 62.280,52 TL’nin 14/05/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bölge Müdürlüklerinin, … Bankası A.Ş.ye bağlı olup ayrı bir tüzel kişiliklerinin bulunmadığını, tüzel kişilerin ise yetkili organlar tarafından temsil edildiğini, davanın, tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmayan Bölge Müdürlüklerine açıldığını, davanın mevzuatta öngörülen itiraz ve hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açıldığından, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, davacının … Mühendislik Elek.ile müvekkili banka arasında Akçaşehir(Karaman) kanalizasyon inşaatı yapım işi taraflar arasında 11/01/2013 tarihli sözleşmeye bağlandığını, her iki tarafta sermaye şirketi olup 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine göre faaliyette bulunduğunu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığını ve 5.maddesi gereğince; aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tüm ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmalka görevli olduğunu, bu sebeple davanın öncelikle görev yönünden reddinin gerektiğinden, dosyanın esasına girilmesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları deliller ilgili yerlerden celbedilmiş ve dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyamızın re’sen seçilen iki inşaat ve bir hukukçu bilirkişi heyetine tevdii edilerek; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor düzenlenmesinin istenildiği; İnşaat Mühendisi …, İnşaat Mahendisi … ve Avukat … tarafından düzenlenen 31/10/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; İşin yapılması sırasında 12 adet Hakediş düzenlendiğini, düzenleyen teknik personelin 0,25 mt gövde elemanının olmadığından dolayı %15 kesinti yapacağını düşünmediğini, … Bankası 2014 yılı teftişinde eksik yapılan imalatlarla ilgili 14/05/2014 tarihine kadar yapılan işleri kapsayan 12 nolu hakediş dahil, 553 adet parsel bacası yerinde uygulamada yapıldığını, uygulamada yapılmayan imalatın da ödenmemesinin doğru olacağını, sözleşmenin 8.maddesinde ihale dökümanının yükleniciyi bağlayacağı, idari şartnamenin dökümanın eki olduğu, idari şartnamenin 5.maddesinde yapılan İşleri Genel Şartnamesinin işbu sözleşmenin eki olduğu ve tarafları bağladığının belirtilmiş olduğu, 13 nolu hakedişe Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 39. ve 30.maddelerinde belirtilen usullerde yapılmış bir itiraza dosyada rastalınalamadığından bu yönde de davacının hak talebinde bulunamayacağının bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafın itirazları doğrultusunda Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; aralarında ihale mevzuatı konusunda uzman ve inşaat mühendisi bilirkişilerinde olduğu üç kişilik bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yine dosyamızdan alınan bilirkişi raporu da değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenildiği; Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … , İnşaat Yüksek Mühedisi … ve Hakukçu-İhale Uzmanı … tarafından düzenlenen 07/11/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı idarece, davacı alacağından kesilmiş olan 62.280,52 TL’nin kesinti tarihinden itibaren tahakkuk edecek reeskont faizi ile birlikte iade edilmesinin gerekeceğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce verilen 07/02/2018 tarih ve … Esas – … sayılı kararı Yargıtay . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 14/05/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozularak dosya mahkememize iade edilmekle, dava mahkememizin … esasına kaydı yapıldığı görüldü.
Bilirkişi … , Bilirkişi … ve Bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/04/2020 havale tarihli bilirkişi raporundan özetle; “Dava konusu inşaatın Akçaşehir(Karaman) Kanalizasyon İnşaatı olduğu, Mahkemenin 08.01.2020 Tarihli Ara Kararı doğrultusunda dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelenmiş olup; 1-)Davaya konu imalatın Akçaşehir-Karaman kanalizasyon inşaatına ait özel birim fiyat tarifleri belgelerinin 8-9/16 sayfasında ‘08.1574/1 poz nolu boru girişleri körüğe manşonlu buhar kürlü 500 dozlu prefabrik parsel bacası tabanlı elemanı imalatı olduğu bu imalatın içinde yer alan 08.1574/3 Poz No’lu 0,25 m yüksekliğinde buhar kürlü parsel bacası gövde elemanının davacı tarafından yapılmamış olduğu, dava konusu imalatın ihale dökümanı ekinde yer alan birim fiyat tariflerinde açıkça yer aldığı, davalı ve davacı tarafından karşılıklı olarak imzalandığı, 2-)Davacının analiz formatında yer almadığı iddiasının, analiz formatlarının altındaki notlar kısmında No:1 de “ Birim Fiyat tariflerinin” esas alınacağı hususunun açıkça belirtildiği, 3-)Dava konusu imalatın analiz formatında düzenlenmemiş olmasının davacı açısından herhangi bir hak talebinin oluşmayacağı, zira dava konusu imalata analiz fotmatı ilgili tereddütlerinin davalı idarenin ihale ilanına çıktıktan sonra kanunda öngörülen süre içerisinde müracaatta bulunması gerektiği, davacının ihale öncesi bu konuda müracdatı ilg ilgili dosyada bilgi mevcut olmadığı, 4-)12 Nolu hakedişe kadar davacı tarafından yapılmayan imgi davalı idare tarafından kesilmemiş olmasının davacıya herhangibir hak sağlamadığı, füy -Sonrası tespit edilen davacı tarafından yapılmayan imalatın 13 nolu hakedişten kesilmesinin of nlu olduğu, 5-) Taraflar arasında imzalanan TBK 470 ve devamında düzenlenen eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup işbu sözleşmenin 8. Maddesinde ihale dökümanının yükleniciyi bağlayacağı, idari şartnamenin ihale dökümanının eki olduğu, idari şartnamenin 5. maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesinin işbu sözleşmenin eki olduğu ve tarafları bağladığı belirtilmiştir. Bu nedenle ihale dökümanı kapsamında ihaleye çıkıldığı şekliyle ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin olan Birim Fiyat Tariflerinde dava konusu imalatın ne şekilde yapılacağı ve ne şekilde kesilen 62.280,52 TL’nin davacı yüklenicinin hakedişinden kesilmesi gerektiği, kök rapor görüşlerimizde herhangibir değişiklik olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sundukları görüldü.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan 27/05/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle; “Yukarıda inceleme ve değerlendirme bölümünde detaylı olarak arz ve izah edildiği üzere; takdiri ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla Analiz formatında yer alan hükümler uyarınca, idare tarafından sözleşme kapsamında olan imalat bedeli ile ilgili olarak davacı hakedişinden 62.280,52 TL kesinti yapılmasında sözleşmeye aykırılığın söz konusu olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim etmişlerdir.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle; “Dava dosyasının incelenmesi neticesinde, analiz formatı ile birim fiyat ve ihale bedelinin belirlendiği, yüklenicinin sorumluluğunun birim fiyat içeriğine göre imalat yapmak olduğu, birim fiyat analizinde olmayan bir imalattan davacı yüklencinin sorumlu tutulamayacağı, davacıdan kesilmiş tutar olan 62.280,52 TL nin kesinti tarihi olan 14.05.2014 itibaren tahakkuk edecek reeskont faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerekeceği,” şeklinde rapor tanzim etmişlerdir.
Dava; “Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce verilen 07/02/2018 tarih ve 2016/553 Esas – 2018/44 sayılı kararı Yargıtay . Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 14/05/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozularak dosya mahkememize iade edilmekle, dava mahkememizin … esasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Bilirkişi … , Bilirkişi … ve Bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/04/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; “Dava konusu inşaatın Akçaşehir(Karaman) Kanalizasyon İnşaatı olduğu, Mahkemenin 08.01.2020 Tarihli Ara Kararı doğrultusunda dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelenmiş olup; 1-)Davaya konu imalatın Akçaşehir-Karaman kanalizasyon inşaatına ait özel birim fiyat tarifleri belgelerinin 8-9/16 sayfasında ‘08.1574/1 poz nolu boru girişleri körüğe manşonlu buhar kürlü 500 dozlu prefabrik parsel bacası tabanlı elemanı imalatı olduğu bu imalatın içinde yer alan 08.1574/3 Poz No’lu 0,25 m yüksekliğinde buhar kürlü parsel bacası gövde elemanının davacı tarafından yapılmamış olduğu, dava konusu imalatın ihale dökümanı ekinde yer alan birim fiyat tariflerinde açıkça yer aldığı, davalı ve davacı tarafından karşılıklı olarak imzalandığı, 2-)Davacının analiz formatında yer almadığı iddiasının, analiz formatlarının altındaki notlar kısmında No:1 de “ Birim Fiyat tariflerinin” esas alınacağı hususunun açıkça belirtildiği, 3-)Dava konusu imalatın analiz formatında düzenlenmemiş olmasının davacı açısından herhangi bir hak talebinin oluşmayacağı, zira dava konusu imalata analiz fotmatı ilgili tereddütlerinin davalı idarenin ihale ilanına çıktıktan sonra kanunda öngörülen süre içerisinde müracaatta bulunması gerektiği, davacının ihale öncesi bu konuda müracdatı ilg ilgili dosyada bilgi mevcut olmadığı, 4-)12 Nolu hakedişe kadar davacı tarafından yapılmayan imgi davalı idare tarafından kesilmemiş olmasının davacıya herhangibir hak sağlamadığı, füy -Sonrası tespit edilen davacı tarafından yapılmayan imalatın 13 nolu hakedişten kesilmesinin of nlu olduğu, 5-) Taraflar arasında imzalanan TBK 470 ve devamında düzenlenen eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup işbu sözleşmenin 8. Maddesinde ihale dökümanının yükleniciyi bağlayacağı, idari şartnamenin ihale dökümanının eki olduğu, idari şartnamenin 5. maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesinin işbu sözleşmenin eki olduğu ve tarafları bağladığı belirtilmiştir. Bu nedenle ihale dökümanı kapsamında ihaleye çıkıldığı şekliyle ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin olan Birim Fiyat Tariflerinde dava konusu imalatın ne şekilde yapılacağı ve ne şekilde kesilen 62.280,52 TL’nin davacı yüklenicinin hakedişinden kesilmesi gerektiği, kök rapor görüşlerimizde herhangibir değişiklik olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde düzenlenen rapor,
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan 27/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Yukarıda inceleme ve değerlendirme bölümünde detaylı olarak arz ve izah edildiği üzere; takdiri ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla Analiz formatında yer alan hükümler uyarınca, idare tarafından sözleşme kapsamında olan imalat bedeli ile ilgili olarak davacı hakedişinden 62.280,52 TL kesinti yapılmasında sözleşmeye aykırılığın söz konusu olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde düzenlenen rapor,
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “Dava dosyasının incelenmesi neticesinde, analiz formatı ile birim fiyat ve ihale bedelinin belirlendiği, yüklenicinin sorumluluğunun birim fiyat içeriğine göre imalat yapmak olduğu, birim fiyat analizinde olmayan bir imalattan davacı yüklencinin sorumlu tutulamayacağı, davacıdan kesilmiş tutar olan 62.280,52 TL nin kesinti tarihi olan 14.05.2014 itibaren tahakkuk edecek reeskont faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerekeceği,” şeklinde raporları dikkate alındığında,
13/04/2014 tarihli GEÇİCİ KABUL tutanağı düzenlendiği, tutanağın B bendinde taahhüt kapsamındaki işlerin detaylıca kalemlendirildiği, kesintiye neden olan iş kaleminin burada olmadığı, davalı yanın herhangi bir itirazı olmadan geçici kabulü yaptığı anlaşılmıştır.
Kavram
Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. Maddelerinde yer alır. Türk Borçlar Kanunu’nun 470. Maddesine göre, yüklenicinin bedel karşılığında bir şeyi meydana getirme borcunu üstlendiği sözleşmeye eser sözleşmesi denir. Bu sözleşmeyle yüklenici, iş sahibi için bir iş görmeyi üstlenmektedir, fakat buradaki iş görmenin özelliği, yüklenicinin bu iş görmeyle belirli bir sonucu yaratmayı borçlanmış olmasıdır ki, bu sonuç Türk Borçlar Kanunu’nda eser terimiyle anılmıştır. Eser sözleşmesinin kendine özgü olan ve onu öteki işgörme amacını güden sözleşmelerden ayıran da işte bu özelliktir.(syf.463)
Öğeleri
A.Bir Eser Meydana Getirme
1.Eser Kavramı
Sözleşmenin temel kavramı eserdir. Eserin meydana getirilmesi eser sözleşmesinde yüklenicinin temel edimidir. Fakat tek başına eserin meydana getirilmesi yeterli değildir, eserin teslimi de gerekir. Eser sözleşmesine özelliğini veren de yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim etmesidir.(syf. 464)
2.Meydana Getirme Kavramı
Eserin meydana getirilmesine ilişkin faaliyet, niteliği itibariyle bir yapma edimidir. (Syf.468)
B. Bedel (Ücret)
Eser sözleşmesinin ikinci öğesi de, ortaya çıkarılacak eser karşılığında işsahibinin bir bedel ödeme borcu altına girmiş olmasıdır. Sözleşmenin aslî unsurlarından bir diğerinin işsahibinin bedel ödeme taahhüdü oluşturur. (Syf. 470)
C. Anlaşma
Eser sözleşmesinin üçüncü öğesi de, TBK’nın 470. Maddesinden anlaşılacağı üzere, yüklenicinin, işsahibi adına bedel karşılığında bir eser (sonuç) yaratacağı konusunda bunların anlaşmış olmalarıdır. Rızaî bir sözleşmedir Kural olarak bu sözleşme belirli bir biçime bağlı değildir. Eser sözleşmesi rızaî bir sözleşme niteliğini taşıdığından, işgörme sonucu üzerinde tarafların anlaşmış olmaları sözleşmenin kurulması için yeterlidir. İş sahibinin bedel ödemesine karşılık yüklenicinin bir edim sonucundan sorumlu olmasına ilişkin anlaşma, açıkça veya örtülü olarak yapılabilir. Bu sözleşme kural olarak şekle bağlı değildir. (syf. 473)
3. Sözleşmenin Tarafları
Yüklenici ve işsahibi sözleşmenin taraflarını oluşturur. İş sahibi eseri ısmarlayan, sipariş veren kişidir. Diğer işgörme sözleşmelerinde olduğu gibi eser sözleşmesinde de işin görülmesinin talep eden taraflra, ki bu işsahibidir, deyim yerindeyse işin efendisidir. Yüklenici ise ısmarlanan, sipariş verilen eseri meydana getirme borcu altına olan kişidir. Kural olarak hak elyietine sahip herkes eser sözleşmesinin tarafı olabilir. Gerçek kişiler gibi tüzel kişiler de işsahibi veya yüklenici sıfatını taşıyabilir. Taraflar kamu hukuku veya özel hukuk tüzel kişisi de olabilir. Özellikle işsahibinin bir kamu hukuk tüzel kişisi olmasına sık rastlanılır. Buna karşın, yüklenici ile yapılan bu gibi sözleşmeler de özel hukuk karakterlidir. Yüklenici eseri bütünüyle veya kısmen meydana getirme borcu altına girebilir. Yüklenici eserin meydana getirilmesinde kullanılan plan projelerin hazırlanmasını da üstlenebilir. Eserin bütününü tamamlayarak teslimini de borçlanan yükleniciye “genel yüklenici” de denilmektedir. (Syf. 476-477)
4. Eser Sözleşmesinin Hukukî Niteliği ve Benzer Sözleşmelerden Farkları
A. Eser Sözleşmesinin Hukukî Niteliği
Tarafların edimleri birbirlerinin karşılığını oluşturduğu için eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Gerçekten eser sözleşmesinde yüklenicinin aslî edimi olan meydana getirilen eserin teslimi borcu ile, işsahibinin asl3ı edimi olan bedel ödeme borcu karşılıklılık ilişkisi içindedir. Fakat yüklenicinin aslî edimi yalnızca eserin meydana getirilmesi değil, aynı zamanda sözleşmeye uygun olarak meydana getirilen eserin teslim edilmesidir. Zira eser sözleşmesinde yüklenici sonuçtan sorumludur. Meydana getirme eylemi, sonucun elde edilmesine yönelik bir faaliyettir. Fakat meydana getirme, nitelikli bir işgörme faaliyetidir. Öğretide hakim olan görüşe göre eser sözleşmesi sürekli borç doğuran bir sözleşme değil, ani edimli bir sözleşmedir. (syf. 479)
5. Yüklenicinin Hak ve Borçları
A. Borçları
Yüklenicinin aslî edimi, meydana getirdiği eseri teslim etmektir. Buna bağlı olarak yüklenicinin borçları eserin meydana getirilmesi ve teslim edilmesiyle doğrudan ilgilidir. Aşağıda yüklenicinin borçları ayrı ayrı incelenmiştir. (Syf. 485)
1.Eseri Meydana Getirme ve Teslim Etme Borcu
a. Eseri Meydana Getirme Borcu
Bir eser sözleşmesinde, yüklenici, ıslanan eseri sözleşmedeki koşullara uygun biçimde meydana getirerek işsahibine teslim etme borcu altındadır. Yüklenicinin aslî borcu, eseri meydana getirerek işsahibine teslim etmektir. Bu, eser sözleşmesinde yüklenicinin sonuçtan sorumlu olmasının bir sonucudur. Asıl olan ısmarlanan eseri (sonucu) sözleşmeye uygun olarak meydana getirmektir. Eserin meydana getirilmesi yeterli olmayıp, ayrıca işsahibine tesliminin de ana borç olduğu kabul edilmektedir. Eser meydana getirme borcu TBK 470 hükmünde açıkça, eser sözleşmesinin esaslı unsuru olarak düzenlenmiştir. Fakat, yüklenicinin sonuçtan (ve dolayısıyla meydana getirilen eserin tesliminden) sorumlu olduğu ve sonuca ulaşılabilmesi için de eserin meydana getirilmesi gerektiği göz ardı edilemelidir.(syf. 485)
b. Eseri Teslim Borcu
Yüklenicinin eseri meydana getirerek teslim etme borcu, kanunda açıkça düzenlenmemiştir; ancak teslimden söz eden birçok maddede (TBK 473/I, 474/I, 475, 478, 479/I) bu borcun, yasakoyucu tarafından örtülü olarak (zımnen) kabul edildiği sonucu çıkmaktadır. Açıkça düzenlenmemiş olmasına rağmen, eser sözleşmesinde teslim borcunun yüklenicinin aslî borcu olduğu kabul edilmektedir. Zira işsahibinin sözleşmeye olan menfaati taamlanmış eserin teslimiyle gerçekleşir.
aa. Genel Olarak Eseri Teslim Borcu
Teslim, tamamlanmış eserin işsahibine ifa olarak sunulması, onun fiilî egemenliğine geçirilmesidir. Eserin meydana getirilmesinin ardından, eserin teslimi ile tamamlanır. Eser bütünüyle tamamlanmadan yaılan teslim önerisini iş sahibi kabul etmek zorunda değildir. Kural eserin bütün olarak tamamlanmasının ardından teslime elverişli hale gelmesidir. Teslimin ve teslim almanın önemli sonuçları vardır. Örneğin teslim ile birlikte ücret alacağı muaccel olur. (TBK 479), ayıptan sorumluluktan doğan zaman aşımı işlemeye başlar. (TBK 478), ayıp ihbarı ancak teslimden sonra yapılabilir vs. Teslimin iki unsuru bulunmaktadır. Bunlardan ilki eserin bütün olarak tamamlanması ve ikinci olarak da işsahibine arz edilmesidir. Kural larak sözleşmeye göre tarafların kararlaştırmış olduğu bütün işlerin bitirilmesi anlaşılır. Fakat eserin ayıplarının bulunması, tamamlanmış sayılmasına ve işsahibine sunulmasına engel değildir. Hatta tamamlanmamış olsa bile, eser, işsahibi tarafından ifa olarak kabul edildiği takdirde yine teslim edilmiş sayılır. Teslim alma kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir; açık örtülü ve farazî olarak gerçekleşebilir. Eserin teslim edildiğini yüklenici kanıtlamalıdır. Tamamlanmamış eserler, kural olarak teslim ve kabule konu olamaz, işsahibi tamamlanmamış eseri kabule zorlanamaz. Eserin bütünü dikkate alındığında küçük bazı işlerin henüz tamamlanmadığını ileri sürerek teslim almaktan kaçınma bazen dürüstlük kuralına (TMK 2) aykırı olabilir. Talî ve önemsiz sayılabilecek işlerdeki eksiklik ise eserin teslim edilmiş sayılmasına engel değildir. (Syf. 486-487-488-489)
bb. Teslim Borçlunun İfa Şekli
Taşınırlarda teslim borcu, eserin işsahibinin egemenlik alanına geçirilmesiyle yerine getirilir. Yüklenici işsahibinin esere doğrudan doğruya zilyet olmasını sağlamalı ve onun zilyetliğini engelleyici durumları ortadan kaldırmalıdır. (syf. 489)
cc. Teslim Borcunun İfa Zamanı
Eseri teslim borcunun ifa zamanını taraflar sözleşmede diledikleri gibi belirleyebilirler. Sözleşmede kararlaştırılmadığı takdirde teslim borcunun ifa zamanı TBK’nın 90. Maddesine göre belirlenir. TBK’nın 90. Maddesine göre teslim borcunun, eserin tamamlanması ile birlikte muaccel olduğu kabul edilir. Teslim borcunun ifa zamanı, eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde de önem taşımaktadır. Özellikle ayıba karşı tekeffülle ilgili olarak gözden geçirme ve bildirim sürelerinin belirlenmesinde (TBK 474) ve zamanaşımının belirlenmesinde (TBK 478) ücret alacağının muaccelo lmasında (TBK 479) yarar ve hasarın işsahibine geçmesinde (TBK 483) kararlaştırılan ceza koşuluna etkisinde (TBK 179) teslim borcunun ifa zamanı önem taşır. (Syf. 493)
dd. Teslim Borcunun İfa Yeri
Konusu taşınmazlara ilişkin iş görme olan sözleşmelerde teslim borcunun ifa yeri doğal olarak taşınmazın bulunduğu yerdir. Teslim borcu aranılacak borç sayılır ve yüklenicinin bulunduğu yerde teslim edilmelidir. Fakat taraflar sözleşmeyle bunun aksini kararlaştırabilirler. (Syf. 493)
ee. Teslim Borcunu İfada Temerrüt
Teslim zamanının gelmesine rağmen eseri tamamlamayan veya tamamladığı halde teslim etmeyen yüklenici temerrüde düşer. Temerrüdün şartları bakımından TBK’nın 117 vd. Hükümleri eser sözleşmesinde teslim borcunu ifada temerrütte de uygulanır. Gerek fiili zarar gerek yoksun kalınan kâr, gecikme tazminatının kapsamına dahildir. Buna göre işsahibi, üretim veya kira kaybından, kredi faizlerinin artmasından veya daha fazla kredi faizi ödemekten doğan veya cezaî şartlar gibi üçüncü kişilere ödediği tazminatlardan kaynaklanan zararının yükleniciden talep edebilir. İşsahibi teslim borcunu ifada temerrüde düşen yükleniciye bir ihtar çekerek vereceği ek sürenin sonuçsuz kalması üzerine sözleşmeden dönerek menfi zararının tazminini de talep edebilir.
2. Eseri Sadakat ve Özenle Yapma Borcu
a. Sadakat Borcu
İşgörme sözleşmelerinde, kararlaştırılan işi yerine getirecek olan borçlu, işi görürken, alacaklının menfaatlerini de gözetmek zorundadır. Nitekim yüklenicinin, iş sahibinin haklı menfaatlerini gözetmek zorunda olduğu Türk Borçlar Kanununda açıkça hükme bağlanmıştır. (TBK 471/I). (Syf. 497)
b. Özen Borcu
aa. Genel Olarak
Eser sözleşmesindeki özen borcu, sözlemeye tümden egemen olan genel bir -niteliğe sahiptir ve sadakat borcunun somutlaştırılmış bir şeklidir. Yüklenici, sözleşmenin her safhasında ve yerine getirmesi gereken borçların tamamında işini özenle yapmalıdır.(Syf. 499)
bb. Yükleniciden Beklenen Özenin Ölçüsü
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmeside, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
cc. Özen Borcunun Uygulanacağı Haller
aaa. Eserin Meydana Getirilmesinden Önceki Safhada Özen Borcu:
Yüklenici bir işi üstlenirken öncelikle, mesleki bilgi ve tecrübesinin uzmanlığın mali gücünün o iş için yeterli olup olmadığını iyice tartmalı ve kendisini yetersiz görürse işi almaktan kaçınmalıdır.(Syf. 501)
bbb. Eserin Meydana Getirilmesi Aşamasında Özen Borcu:
Yüklenici sadece işin başında gerekli tedbirler almakla yetinmemeli, eserin meydana getirilmesinde, hatta teslim aşamasına kadar, özen borcuna uygun hareket etmelidir.
ccc. Eserin Meydana Getirilmesinden Sonraki Aşamada Özen Borcu:
Eser tamamlanmış olsa bile, yüklenicinin özen borcu, eserin teslim edilmesine kadar devam eder.
dd. Özen Borcuna Aykırılığın Hukuki Sonuçları
Teslim edilen eserde bir bozukluk veya noksanlık söz konusu ise kural olarak özen borcuna aykırılık değil, ayıptan sorumluluk hükümleri uygulanır. (TBK 474 vd.). (Syf. 506)
3.Eser Bizzat Yapma veya Gözetimi Altında Yaptırma Borcu
A. Kural: Yüklenicinin Eseri Şahsen Meydana Getirmesi
Türk Borçlar Kanunu’nun83. Maddesinde göre, borçlu kural olarak edimini şahsen yerine getirmek zorunda değildir. Yüklenici işi bizat kendisi yapma ya da kendi yönetimi altında yaptırma borcuyla yükümlüdür. Ancak yapılacak iş, kişisel beceriyi gerektirmiyorsa, o zaman yüklenici işi bir başkasına yaptırabilir. (TBK 471/III). (Syf. 508)
B. Yüklenicinin Eseri Başkasına Yaptırma Yetkisi
İşin niteliğine göre kişisel yeteneklerin önemli olmadığı işleri yüklenici firma başkasına da yaptırabilir. (TBK 471/III,c.2) (Syf 511)
4. Araç, Gereç ve Malzemeye İlişkin Borçlar
A. Araç ve Gereci Sağlama Borcu
Aksine adet veya sözleşme yoksa, yüklenici eseri meydana getirmek için kullanağağı araç ve gereci, kendisi temin etmekle yükümlüdür. (TBK 471/ IV) (Syf. 513)
b. Malzemeyi Sağlama Borcu
Malzeme kavramı araç ve gereçten farklıdır. Eserin meydana getirilmesinde kullanılan ve onun bünyesine dahil olan maddeler malzemeyi oluşturur.
5. Genel Bildirim (ihbar) Borcu
Yüklenicinin, ortaya çıkan önemli hususları, işsahibine gecikmeksizin bildirme (ihbar) borcu da vardır. İşsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılırsa veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa -grev ya da ulaşımın, dolayısıyla malzeme gelişinin durması nedenlerle aksama ve gecikme- yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. (TBK 472/III). (syf. 516)
6. Eseri Meydana Getirme Zamanında Başlama ve Eseri Zamanında Bitirme Borcu
Yüklenici işe zamanında başlamaz veya sözleşme şartlarına aykırı olarak işi geciktirir ya da işsahibinin kusuru olmadan meydana gelen gecikme işin kararlaştırılan zamanda tamamlanmasına engel olacak derecede bulunursa, işsahibi teslim için kararlaştırılan zamanı beklemeye mecbur olmaksızın sözleşmeden dönebilir. (TBK473/I) (Syf. 519)
7. Ayıbı Üstlenme Borcu
Ayıbı üstlenme borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısıdır. Yükleyicinin eseri meydana getiri teslim etmesine ilişkin aslı yükümlülüğüne, eserin ayıpsız olarak meydana getirilmesi de dahildir. Nitekim bu düşünceyle , ayıbı üslenme borcu TBK’da özel olarak düzenlenmiştir. (TBK 474-478). (Syf. 522)
A. Ayıptan Doğan Sorumluluğun Koşulları
Ayıplı ifa, ifa edememe hallerinden birini oluşturur. Satış, kira gibi sözleşmelerde olduğu gibi, eser sözleşmesinde de sözleşme konusunun ayıpsız biçimde teslimi gerekir.
aa. Ayıplı Bir Eser Teslim Edilmiş Olmalıdır.
Yüklenicinin ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, eser tamamlanarak işsahibine teslim edilmiş olmalıdır. Henüz bitmemiş bir eser teslim edilmiş sayılamayacağı için, mevcut haliyle beklenen nitelikleri taşımasa bile ayıp sebebiyle sorumluluk hükümleri de uygulanmaz. Nitekim TBK’nın 474. Maddesinde eserin teslim edilmiş olması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. (syf. 522-523)
bb. Eser Ayıplı Olmalıdır.
Sözleşme ile kararlaştırılan niteliklerin bulunmaması veya bulunması gereken niteliklerdeki eksiklik ayıp olarak nitelendirilir.
cc. Ayıp İşsahibine Yüklenmemelidir.
Yüklenici seri meydana getirirken, işsahibi de genellikle aktif bir role sahiptir. Yasakoyucu TBK’nın 476. Maddesinde yüklenicinin sorumlu tutulabilmesi için, eserdeki ayıbın işsahibine yüklenememesini bir şart olarak hükme bağlamıştır. Başka bir ifadeyle eserdeki ayıp işsahibine yüklenebilecek bir sebepten kaynaklanıyorsa yüklenici sorumlu tutulmaz. (syf524)
dd. Eser Kabul Edilmemiş Olmalıdır
Açıkça veya örtülü olarak işsahibi eseri kabul ederse yüklenici sorumluluktan kurtulur. Buna karşılık işsahibi eseri kabul etmiş olmasına rağmen ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici yine sorumlu olur.(TBK 477/I) Hakim, ayıbın zamanında bildirili bildirilmediğini resen araştıramaz ise de ayıbın geç bildirilmediği sabit olunca bunun sonucunu resen uygular. (syf. 525)
ee. Gözden Geçirme ve Bildirim Külfeti Yerine Getirmiş Olmalıdır
Eserin ayıplı olması dolayısıyla sahip olunan hakların kullanılabilmesi için gözden geçirme ve bildirim külfetleri de yerine getirilmiş olmalıdır. Gözden geçirme ve bildirim külfetinin yerine getirilmesi öncelikle eserin tamamlanarak ifa amacıyla işsahibine teslimine bağlıdır. (Syf.526)
B. İşsahibinin Eserin Ayıplı Olmasından Doğan Hakları
TBK’nın 475. Maddesine göre, eserin ayıplı olması durumunda işsahibi sözleşmeden dönebilir ya da bedelin indirilmesini talep edebilir veya eserin ücretsiz onarılmasını isteyebilir. Seçilebilecek hakların her üçü de kullanılmakla tükenir, geri alınması mümkün değildir. Bu haklardan biriyle birlikte işsahibi zararının tazminini de talep edebilir hakların kullanılması için yüklenicinin kusurlu olması şart değilse de tazminat tale edilebilmesi için kusurlu olması şarttır.
aa. Sözleşmeden Dönme Hakkı
Yukarıda belirlenen koşulların yanında, meydana getirilen eser, kullanılamayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa işsahibi sözleşmeden dönebilir (TBK 475/I, b.1) (syf.529)
bb. Bedelin İndirilmesini İsteme Hakkı
İşsahibi eseri alıkoyup, bedelden indirim yapılmasını da isteyebilir (TBK 475/I, b.2) (Syf. 531)
cc. Eserdeki Ayıbın Giderilmesini Talep Hakkı
Türk Borçlar Kanunu’nun 475/Ib.3 maddesinde, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, masrafı yükleniciye ait olmak üzere eserin onarılmasının da istenebileceği düzenlenmiştir.
dd. Tazminat Talep Etme Hakkı
İşsahibi tazminat da talep edebilir TBK m.475/II hükmüne göre işsahibinin, genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
C. İşsahibinin Eserin Ayıplı Olmasından Doğan Haklarının Bağlı Olduğu Zaman Aşımı
Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşıman uğrar (TBK 478) yirmi yıl gibi uzun bir zamanaşımı süresinin kabul edilmesinde 1999 depreminden sonra karşılaşılan uyuşmazlıkların etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Hükümde, adi iş – ticari iş ayrımı yapılmamıştır. Zamanaşımı kabulden itibaren değil, eserin işsahibi tarafından teslim alınmasından itibaren işlemeye başlar.(Syf. 534-535)
B. Hakları
Yüklenicinin ana talep hakkı, teslim ettiği eser karşılığında sözleşmeyle belirlenen ya da sözleşmeyle belirlenmemişse sonrada keşifle belirlenecek (bedelin) kendisine ödenmesini istemektir.
Bedel Ödeme Borcunun İfa Zamanı
TBK’nın 479/I. Maddesi hükmüne göre işsahibinin bedel ödeme borcu eserin teslim edildiği anda muaccel olur.
İşsahibinin ana hakkı, ısmarladığı eserin sözleşmeye uygun biçimde kendisine teslimini istemedir.(Syf. 567)
VII. Eserde Meydana Gelen Zararın (Hasarın) Geçişi.
TBK’nın 483. Maddesinde, eserde meydana gelen zararın (hasarın) kime ait olacağı sorunu yanında, kusursuz imkansızlık nedeniyle eser sözleşmesinin sona ermesi de düzenlenmiştir. (Syf. 567)
Tamamlanınca ferdi ile belli olan (parça borcu haline gelen) bir eser söz konusu olmalıdır. (syf.568)
Hasarın tesliminden önce yükleniciye ait olması kuralının istisnaları mevcut olmamalıdır. (syf. 570)
VIII. Eser Sözleşmesinin Sona Ermesi
Eser sözleşmesi de diğer bütün sözleşmelerde olduğu gibi ifa ile sona erer. (syf. 572)
A.yaklaşık Keşif Bedelinin Aşılması Yüzünden Sözleşmeden Dönme
B.tam Tazminat Karşılığı Sözleşmenin Feshi.
C. Karşılıklı Anlaşma ile Sözleşmenin Sona Erdirilmesi
D. Haklı(yada önemli) Nedenle Sözleşmenin Feshi
Eser sözleşmesinin haklı(önemli) bir nedenle feshedilebileceğine ilişkin bir düzenleme TBK’da yer almamaktadır. Bununla birlikte öğretide taraflar için çekilmez, katlanılmaz hallerin ulunması durumunda, ileriye etkili olarak sözleşmenin sona erdirilebileceği kabul edilmektedir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasında da, eser sözleşmesinin haklı sebeple feshedilebileceği benimsenmektedir.
E. Kusursuz İfa İmkansızlığı Yüzünden Sözleşmenin Sona Ermesi.ESER (İSTİSNA) SÖZLEŞMESİ (Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri Prof Dr. … – Prof Dr. K. …),

6098 Sayılı TBK’nın 1. Maddesi; “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir. 2. İkinci derecedeki noktalar.” ile Aynı kanunun 2. Maddesi; “Taraflar sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır. İkinci derecedeki noktalarda uyuşulamazsa hâkim, uyuşmazlığı işin özelliğine bakarak karara bağlar. Sözleşmelerin şekline ilişkin hükümler saklıdır.” ile Yine aynı kanunun 19/1. Maddesi; “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.” ileYine aynı kanunun 26. Maddesi; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.
” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.
4721 Sayılı TMK’nın 1. maddesi; “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” ile Aynı kanunun 2. Maddesi; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” yine Aynı kanunun 4. Maddesi; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.” gereğince;
Somut olayımıza baktığımızda; davalı yan yapılan işi, geçici kabulde herhangi bir itirazi kayıt koymadan “olduğu gibi” kabul etmiştir. Kesintiye neden olan iş kalemi de davalının “geçici kabul” tutanağının taahhütler kısmında yer almamaktadır. Mahkememizce, Yüksek Yargıtay’ın bozma ilamına uyma kararı vererek, uyma doğrultusunda gerekli yargılamayı yapıp, çelişkiyi gideren raporda alınarak hüküm tesisine gidilmiştir.
Davalı yan, davacı yanı basiretli tacir gibi davranması gerektiği yönünde beyanda bulunup, kesintiye davacı yanın katlanma zorunluluğunu ifade etmişse de, davalı yanda tacir olması nedeniyle basiretli tacir sorumluluğu davalı yanda da vardır. Buradan hareketle taraflar arasındaki sözleşmenin asıl edimleri arasına, kesintiye neden olan iş kalemini açıkça yazabilir veya iş kabulünde itirazi kayıtla iş teslimini alabilirdi. Dosya kapsamında böyle bir durumun olmadığı aşikardır.
Mahkememizce, tarafların sair itirazları yönünden Yargıtayca bozma nedeni olmadığından bu yönler itibariyle değerlendirme yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, tüm bilgi – belgeler, geçici kabul ve onaylanması, yukarıda verilen eser sözleşmesine yönelik bilgiler, bilirkişi raporları, TMK, TBK hükümlerine göre somut olayda taraflar arasındaki sözleşme edimleri ve edimlerin yerine getirilmiş hali değerlendirildiğinde, davacının hak edişinden kesinti yapılmasının (davalı tarafından çekincesiz iş kabulü [olduğu gibi kabul] de dikkate alındığında) hakkaniyete uygun düşmediği, tüm açıklamalar çerçevesinde Mahkememizce kesintinin yapılmaması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak hüküm tesisine gidilmiştir.
Ayrıca çelişkiyi gideren raporda, temerrüt tarihi olarak, kesinti tarihi olarak belirtmişse de, davacı yan daha önce, davalıya müracaat edip, süre verdiği, davalı da 20/05/2015 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
Diğer taraftan yargılamanın devamı niteliğinde olduğundan, görevsizlik nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmeyerek, Mahkememizce vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-62.280,52 TL alacağın 20/05/2015 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.254,38-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.063,60-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.190,78-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.964,88-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.095,40-TL, İstinaf öncesi ve sonrası yapılan posta masrafları 10.741,59-TL ve Kanun Yoluna Başvurma Harcı olan 98,10-TL, olmak üzere toplam 11.935,09-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2023

Katip Hakim