Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/323 E. 2022/441 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ:
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Menfi Tespit” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iadesinin fesada uğratılarak hiçbir hukuki ticari ilişkiye dayalı olmayan 30.09.2016 tarihli 150.000,00-TL’lik bononun davalı tarafından Konya .İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takibe konulduğunu, müvekkilinin davalıyı daha önce tanımadığını, aralarında ticari veya hukuki hiçbir irtibat bulunmadığını, müvekkilinin iradesini bonoda kefil olarak gösterilen …’ı söz ve davranışları ile fesada uğratılarak kandırma ve baskı uygulaması sonucu senede atılan imza ile müvekkilinin borçlandırıldığını, bononun düzenlenmesi için herhangi bir neden bulunmadığını, bononun lehtarı ile kefilinin daha önce bir birlerini tanıdığını, müvekkilinin senet kefili ile 2008 yılında tanıştığını tarafların 4 ay birlikte yaşadıklarını bu süreçte müvekkilinin kefil …’ın yanında işyerinde çalıştığını, müvekkilinin daha sonra başka bir kişi ile evlendiğini, boşanma sürecinde …’ın manevi destek vermek amacı ile tekrar müvekkili ile irtibata geçtiğini, boşanmadan sonra müvekkili ile … ile sık sık görüştüklerini, anılan kişinin müvekkilinin zor durumundan faydalınalarak güven duygusu oluşturduğunu, 2016 yılının Ekim ayında müvekkilinin tekrar …’a ait işyerinde çalıştığını, bu süreçte maaş dışında maddi sıkıntılarını atlatması için para yardımı yapılarak müvekkilinin …’a güven duygusunun oluşturulması için zemin hazırladığını, bu süreçte …’ın …’de ev alacağını söyleyerek 150.000,00-TL tutarında paraya ihtayacı olduğunu belirterek bono verilmesi halinde parayı bulabileceğini söylediğini, oluşturulan güven duygusunun sömürülerek müvekkilinden bononun alındığını, bu şekilde müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürerek Konya .İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ” Evvelemirde davacı davasını yetkisiz mahkemede açmıştır. Davalının ikametgahı Konya’dır. Davaya mesnet icra takibinin kaydolup kesinleştiği yer de Konya . İcra Müdürlüğü … E olduğundan mahkememizin aksine, 6100 SY 19, 114, 115, 116 ve 117. 2004 SY 72/son fıkrası, maddeleri mucibince KONYA mahkemeleri salahiyetlidir. Gerçekten de dava dilekçesinde ‘İstanbul (…) Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitap edilmiş, Bakırköy adliyesine kaydolmuştur. Dilekçede davalının bağlı olduğu ikametgah adresi de Büyükçekmece’dir. Hasılı dilekçenin Bakırköy Adliyesiyle ilişkilendirilecek herhangi bir yönü yoktur. Belirtilen ve resen gözetilecek sair hususlar muvacehesinde sayın mahkemenizin esasa girmeksizin yetkisizlik kararı vermesini talep etmekteyiz. Davacının ‘teminatsız’ şekilde ihtiyati tedbir vaz’ı talebi de usul ve yasaya aykırıdır. Davanın esas yönünden de reddi gerekmektedir. Kambiyo özelliği taşına gerek senede ve gerekse ‘kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren’ ipotek borcuna dair iddialarını kesin yazılı belgeyle ispatlaması gerekmektedir. Yazılı delil haricinde başka vasıtalarla ispatlamaya çalışması usul ve yasaya aykırı olduğundan kabul edilemez, muvafakat da etmiyoruz. Dilekçe içeriğindeki anlatımlarından, yaşam tarzından, müşteki kadının aslında bir ‘servet avcısı’ olduğu anlaşılmaktadır. Plan, kurgu ve mizansenlerle hayatına servet katmak isteyen davalının, davasını, senet alacaklısı müvekkil aleyhine ikame ettiği halde dilekçenin neredeyse tamamını diğer kefil …’la yaşadığını izaha çalıştığı yasak ilişkisine yer vermesi senedin kambiyo hukukundan kaynaklı kuvvetini ortadan kaldırmaya elverişli kanuni gerekçe değildir. Davacı, diğer senet kefili …’la birlikte müvekkile kambiyo hukukuna dayalı olarak borçlanmış, aşamada davacı yine ipotekle borçlanarak servetine servet katmıştır. O ipotekten kaynaklı borcun resmi olmasa da gayri resmi kefili müvekkil nezrinde yine …’tır. Bilenen, davacının bu paralarla kendisine lüks bir hayat tesis ettiği, ev, araba aldığı ancak borçları ödemeye, dilekçesinde de tevilli olarak ikrar ettiği üzere kendi aralarındaki ilişkinin özelliğinden ötürü kefili zorladığıdır. Davacıyla kefil Yumak arasında kendi beyanına göre yaşandığı iddia edilen yasak aşk, ev, araba, yazlık vs. gibi alımlar, beklentiler vs.nin müvekkille, alacağın dayanağı senetle yada kayıtsız şartsız borç ikrarına havi ipotek alacağımızla bir ilintili olmadığı gibi şüphesiz müvekkilimizi de ilgilendirmemektedir. Takibe dayanak senet vadesinden sonra müvekkili talebiyle Konya . İcra Müdürlüğü … E sayılı takip dosyasına konu edilmiş, tebliğ ve kesinleşmeden sonra usulü işlemler tesis edilmiştir. Bu aşamada davacının takip aleyhine ikame edeceği cümle itirazların önünü kesecek, elini kolunu bağlayacak bir durumun bizden sadır olması mümkün değildir, olamazda. Davacının dava dilekçesinde avukat olarak bize atfettiği hangi ad altında olursa olsun diyalog yada beyanlar hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Dilekçesinde, personelime ödediğini iddia ettiği her hangi bir tediye olmadığı gibi aksine vekaletle tesis edilen … yevmiye numaralı ipotek harç ve giderleri de müvekkilin bize tediye ettiği avanstan karşılanmıştır. Davalının cümle iddialarını yazılı belgeyle ispatlaması gerekmektedir. Davacı dava dilekçesinde “Senet alacaklısının ofisini aradığımızda ofiste çalışan fakat ismini bilmediğimiz bir görevliye …’ı sorduğumuzda ‘… bey bizim müvekkilimiz’ denildiği” iddia edildiği halde, yine davacı kadının işbu dava dilekçesindeki birebir anlatımlarla yaptığı 21/03/2017 tarihli şikayet dilekçesinde ise “Alacaklının avukatına sorduğumda ‘… bey bizim müvekkilimiz’ dedi” şeklinde çelişkili beyanlar vererek kurgusunda şaşırmıştır. Davacının resmi makam ve merciler önünden kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren ve ancak dilekçesinde dillendirdiği … yevmiye sayılı ipotekle alakalı, aleyhine keşide edilen … yevmiye sayılı ihtara rağmen o alacağa yönelik ödeme yapılmayınca temerrüte düşmüştür. Alacağın tahsiline yönelik olarak davacı aleyhine Konya . İcra Mdr.lüğü … E sayılı dosyayla icra takibine girişilmiş olup mezkur takip de kesinleşmiştir. ” şeklinde cevap vermiştir.
Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 03/04/2018 tarihli kararında “Mahkememizin 09/11/2017 günlü oturumunda verilen yetki ilk itirazının reddi kararından dönülerek davalının yetki itirazının kabulüne, mahkememizin yetkisizliğine yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesinin olduğunun belirlenmesine, yargılama gideri harç ve ücreti vekalet hususunda görevli ve yetkili mahkemece esasla bir hüküm kurulmasına yasal sürede müracaat edilmemesi durumunda yargılama gideri harç ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına, HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili KONYA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,” şeklinde karar verildiği görülmektedir.
Mahkememize gönderilen dosyanın … Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tanık … beyanında; Ben Konya’da tanıtım reklam işi üzerine çalışıyorum. Dava dışı …’ı sanayide araba pistonu üreten işletme sahibi olarak ve yakın arkadaşım olarak tanırım. Davalı …’ta yine saniyeden … ile birlikte tanıdığımız sanayinin önde gelen işletme sahiplerindendir. … sohbetlerimiz sırasında … isimli bir hanımla arkadaşlığının olduğunu anlattı. Sık sık kendisine para verdiğini söyledi. … isimli hanım ben … ile birlikte iken de kendisinin sık sık telefondan arardı. … telefondan bazen sorun yaşadığında, telefonu bana yaptırırdı. … isimli hanımın ismini …’ın telefonunda da bu vesile ile gördüm. 2016 yılı yaz ayları başlangıcında … benden … isimli hanıma ev aldığını söyleyerek, ev borcunu kapatmak için 150.000 TL. borç para istedi. Bende bu kadar para olmadığı için veremedim. Ben kendisine ortak tanıdığımız …’tan borç para istemesini söyledim, kabul etti. Beraber …’un iş yerine gittik. …, …’a borç para konusunda yardımcı olacağını söyledi. Oradan ayrıldık. benim yanımda herhangi bir para alışverişi veya senet tanzimi olmadı. Aradan biraz zaman geçtikten sonra … beni arayarak, ilk gittiğimizdeki konuşmaların üzerine, sonradan …’a 150.000 TL. borç para verdiğini ancak, borcun ödenmediğini, kendisine de ulaşamadığını söyledi. Sonradan da icralık olduklarını duydum. Benim yanımda para alışverişi olmadığı için, kaç TL. verdiğini kendim görmedim. Senet düzenlenip düzenlenmediğini … isimli hanımın senete imza atıp atmadığını bilmiyorum, sadece …’tan, …’a verdiğini beyan ettiği 150.000 TL.yi alamadığını öğrendim. … ile …’ın para alışverişten önce de arkadaş ve dostlukları vardı. Benim bildiğim bundan ibarettir.” demiştir.
Tanık … beyanında; Dava dışı … benim kayınbiraderimdir. Kendisi 8 – 10 yıldır … isimli bir hanımla arkadaşlık yapıyor. Bu yüzden aile yaşantısıda bozuldu. Eşi ile boşanma aşamasına geldi. … isimli hanım kendisini sık sık arıyordu. …’ın soyismini bilmediğim … isimli hanıma İstanbul’dan ev almış. Benden de borç para istedi. Benim ekonomik durumumum iyi olmadığı için kendisine borç para verememiştim. Konya sanayisinde çalışan … isimli kişiden 150.000 TL. borç para aldığını, sonradan …’ın muhasebecisinden duydum. Ben sanayide çalışan başka kişilerden de …’ın senet karşılığında borç para istediğini duydum. …’a senet verip vermediği konusunda kesin bir bilgim yoktur. …’un borcunun ödenmediğini ve icralık olduklarını duydum. … isimli hanım Konya’ya da geldi, ben gördüm. …, … isimli hanıma İstanbul’da aldığı evi …’tan borç para almadan kısa süre önce almış. Ben bunu hem kendisinden, hem de aile çevresinden duymuştum. …’ın, … isimli hanımla arkadaşlık ilişkisinin dışında, ticari ilişikisini duymadım ancak, …’ın … isimli hanıma başka bir iş yerinde sigorta yaptırılmasını da sağladığını da duydum.” demiştir.
Tanık …’ın beyanında; ” 2008 yılındaki 3 aylık beraberliğimiz döneminde ben üç ay sonra ağır bir depresif hastalık yaşadım ve … ile ayrıldım beş yıl görüşmedik 2015 yılının son ayında beni … aradı, … eşinden dayak yediğini ve boşanmak için mahkemeye başvurduğunu, kocası … da kendisine mahkeme masraflarını sen karşılarsan ben boşanırım dediğini söyledi, bu rahatsızlığım vesilesiyle şirketi resmi nikahlı eşim olan … ın üzerine devrettim ve halen onun üzerinedir, 2015 yılında … beni aradığını ve 5000 TL istediğini söyledi, benim param yok ama çevremden bulurum veririm dedim ve verdim, sonra ise … … de beraber yaşayacağız bizim paraya ihtiyacımız var ve eve ve paraya ihtiyacımız var deyip sürekli … ya para gönderdim, ve hergün ATM den … ya para gönderdim ve bu sırada tabi ki … … de yaşıyor, ben …’tan 150 bin TL gibi bir para alıp karşılığında da ben kefil oldum ve borçlu … ise parayı alıp … ye gittik 40000 dolara ev kiraladık eşya aldık, bu evde … nın yakın arkadaşı olan … ün kocası … alıp 1 yıllık kiraladık eşya aldık, sonra … beni 1 gün daha eve getirmedi, O evde … ile yaşamak için bu planı yapmış, bu esnada ben ölümle tehdit edildim, dava konusu senet iradeyi fesata uğratan sebeplerden kaynaklı verilmemiştir, ne hile vardır, ne tehdit vardır, ben … ya aşırı derecede bağlandım o da bu bağı kullandı ve istismar etti, … ya aktardığım paralardan dolayı mahkeme beni kısıtladı, benden aldığı paraları da sevgilisine de şarküteri dükkanı açtı, … davacı ile benim vasıtam ile tanışmıştır, zira … beni tanıdığı için borç para vermiştir, diğer taraftan … benim sırdaşımdır, …tan … için 150 bin TL aldım, kendim veremedim çünkü şirket eşim üzerine idi, gelirim yoktu o yüzden …’tan aldım, ekonomik gücüm o dönemde kısıtlı hale geldi o nedenle de … tan para aldık, daha sonra ben kendi üzerime şirket kurdum, ekonomik durumum da düzeldi, söz konusu bonoya ilişkin icra dosyasında ekonomik gücüm olmadığı için olsa gerek benim aleyhime herhangi bir işlem yapılmamıştır, … servet avcısı biridir, birçok iş adamını dolandırmıştır, paraları hepsini harcadı, köpeğine dahi çok pahalı kahvaltılar yaptırır, mücevheri çok sever, takılara çok düşkündür, tanıklık ücreti istemiyorum ” dediği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Somut olayımızda, davacı yanın dava konusu bonoyu hile ile irade fesata uğratılarak alındığını iddia etmişse de gerek ceza soruşturma dosyaları, gerekse tanık beyanı ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirildiğinde (her ne kadar dava konusu bono ise de iddia iradeyi fesata ilişkin olduğundan tanık dinlenilmiştir).
Dosyada tedbiren takip durdurulmadığından %20 tazminata hükmedilmemiştir. Ayrıca davalı yan icra inkar tazminat talebinde bulunduğu, yasal olarak icra inkar tazminatının davalı lehine verilemeyeceği ve talep aşımı olacağından reddine karar verilmiştir (HMK 26). Tüm bu bilgiler ışığında davacının davalı … aleyhine açtığı menfi tespit davasının reddine, davalı yanın icra inkar tazminatı talep ettiği anlaşılmakla (6100 sayılı HMK’nın 26. Maddesi gereği) talep aşımı karar verilemeyeceğinden ve şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Davacının davalı … aleyhine açtığı menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Davalı yanın icra inkar tazminatı talep ettiği anlaşılmakla (6100 sayılı HMK’nın 26. Maddesi gereği) talep aşımı karar verilemeyeceğinden ve şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.561,63 TL den mahsubu ile fazla yatan 2.480,93 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 295,80 TL lik yargılama giderinin davacıdan tahsili ile DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça depo edilip kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- AAÜT’ye göre hesaplanan 18.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/07/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.