Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/291 E. 2023/13 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-
VEKİLİ :
2-
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılmış bulunan “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
HEYETİMİZCE GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 09.07.2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davaya konu 08.11.2010 keşide tarihli senedin sahte olduğunu ve müvekkilinin oğlu dava dışı … tarafından usulsüz bir şekilde müvekkilinden para almak amacıyla düzenlendiğini, müvekkilinin, işbu davaya konu sahte senedi keşide eden oğlu …’a, 04.06.2010 tarihinde noterde düzenlenen vekaletname ile kendisine ait bazı işleri yapması için yetki verdiğini, fakat dava dışı …’ın bu durumu kötüye kullanması üzerine müvekkilinin, 07.03.2011 tarihinde Konya . Noterliği’nin … yevmiye nolu işlem ile oğlu …’i vekillikten azlettiğini, azle ilişkin tebligatın, …’in ikametgahının İran’da görünmesi sebebiyle bir türlü yapılamadığını ve en sonunda 27.04.2012 tarihinde tebligatın gerçekleştirildiğini, dava konusu sahte senedin de müvekkili …’ı vekillikten azletmesinden sonra düzenlendiğini, her ne kadar senet üzerinde düzenlenme tarihi 08.11.2010 olarak belirtilmiş olsa da davalının söz konusu sahte senedi yakın bir tarihte icra takibine geçilmeden önce düzenlediğini, dava konusu sahte senedin düzenlenme amacının, davalı alacaklı, İran vatandaşı olan … ve …’ın haksız bir şekilde müvekkilinden para koparmaya çalıştıklarını, dava dışı …’in vekillikten azledildiğinden haberdar olmasına rağmen babası olan müvekkili ile arasının kötü olmasından dolayı müvekkilinden para alamayacağını bildiği için işbu sahte senedini düzenlediğini ve direkt davalı alacaklı imam nikahlı eşi … adına senet düzenleyemeyeceği için önce dava dışı … adına senet düzenlemiş sonrasındaysa dava dışı …’nın da alacaklı …’ya senedi ciro etmesini sağladığını, senette ödeme tarihinin 30.12.2017 olarak gösterildiğini ve senedin muaccel hale geldikten sonra sahte senedin hamili … … tarafından senede ilişkin müvekkiline, Konya.İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, olayda …’ın iş bu senede vekaleten imza yetkisinin bulunmadığı gibi müvekkilinin hiç kimseye 150.000,00 USD miktarında borcunun da bulunmadığını, namına iş bu sahte senet düzenlenen … ile müvekkilinin hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davalının başlatmış olduğu haksız icra takibine karşı taraflarınca takibin iptali davası açıldığını, açılan davada davalı Hamil …’nın, söz konusu senedin … ile müvekkili arasında imzalanan taşeronluk sözleşmesine istinaden düzenlendiğini iddia etmiş ve sözleşmeyi mahkemeye sunduğunu, ancak müvekkilinin hiçbir şekilde sözleşmeden haberdar olmadığını ve davalı …’i tanımadığını, müvekkili adına senet düzenlenen davalı … ile hiçbir tanışıklığı ve ticari ilişkisinin olmadığını, davalı hamil …’ya karşı açılan takibin iptali davasında, karşı taraf davaya cevap olarak bir taşeronluk sözleşmesi sunduğunu ve bu sözleşmenin müvekkili namına senet düzenlenen davalı … arasındaki taşeronluk anlaşmasına istinaden düzenlendiğini ileri sürdüklerini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin, namına sahte senet düzenlenen dava dışı …’i hiçbir şekilde tanımadığını, e-devlet üzerinden hakkında başlatılan icra takibini görene kadar öyle bir insanın varlığından dahi haberdar olmadığını, ödeme tarihi 30.12.2017 olarak belirlenen sahte senet muaccel hale geldiği davalı … tarafından 25.09.2018 tarihinde müvekkile karşı başlatıldığı ve müvekkilinin bu durumu e-devlet aracılığıyla öğrendiğini, bu olaydan sonra müvekkilince …’in kim olduğunun araştırıldığını ve dava dışı …’nın işçi olarak çalışan gariban bir insan olduğu öğrenildiğini, takibe konu sahte senedin 150.000,00 USD değerinde olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin dava dışı …’yla 150.000,00 USD değerinde bir iş için anlaşmasının mümkün olmadığını, müvekkilin ne …’e ne de diğer davalıya hiçbir borcunun bulunmadığından bahisle; Takip konusu yapılan 30.12.2017 vade tarihli senetten dolayı müvekkili hakkında başlatılan Konya .İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, haksız ve kötü niyetli takip yapan alacaklı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … 27.08.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … Güvenlik …’a ait işyerinde 2009 yılında işe başladığını, … Güvenlik adına yetkili olarak görüştüğü kişinin ise … olduğunu, babası …’ın işyerine gelip gittiğini, vekaletin azli ile ilgili olarak savcılıklardan tarafına soruşturma başlatılana kadar da herhangi bir şey duymadığını, …’ın ne de …’ın bu konuda kendisine bir şey söylemediğini, …’ın aldığı bazı işleri kendisine yönlendirdiğini, …’ın ileride başka bir iş yapacaklarını, yaşça da bu işlerin kendilerini yorduğunu, artık bu stresi kaldıramadıklarını, babası …’ında yaşının yetmişe yaklaştığını işletme sorumluluğunu yüklemek istemediklerini, işleri toparlayıp sonra da burayı işler şekilde daha değerli bir işletme haline getirip devredeceklerini söylediğini, mesleki bilgisinin işleri yapabilme için yeterli olduğunu, ileri tarihli bir zamanda zaten kendi işyerini çalıştırma düşüncesinin olduğunu, fiyatta ve ödeme de anlaşabilmeleri durumunda burayı işletebileceğini söylediğini, …’la sözleşme de yazılı ve konuştukları üzere toplam 150.000 USD nakit para ödemesi yaptığını, o zaman doların 1.3 TL civarlarında olduğunu, bir alarım sistemi 700 – 800 USD gibi bir rakama kurulduğunu, oysa işletme de günde bazan 2,3 alarm sistemi birden kurduklarını, yıllık abonelik ücretinin 75-100-150 USD aralığında olduğunu, kamera işleri ve yanında da diğer ek işlerin bulunduğunu, işletmenin de sağlam müşteri portföyünun bulunduğunu, kendisine yönlendirilen işleri yaparak çalışmaya devam ettiğini, kısa süre sonra işletmenin başka adrese taşındığını, uzun süre …’ın yönlendirdiği işleri yaptığını, 2011 yılının başlarında …’ın 3,5 ay kadar yeni işyerinin inşaat işleri ile uğraştığını bildiğini, inşaat süresince de işyerine uğradığını, yardım ettiğini, her ne kadar …’ın kendisini tanımadığını iddia etse de kendisinin uzun yıllar … Güvenlik … adına işler ve bu işlere ait tahsilatlar yaptığını, buna ilişkin bazı talısilat ve servis formlarından kalan bazı evrakların mevcut olduğunu, davacının 08.10.2018 günü hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, gerekli ifadeleri orada verdiğini, buna rağmen çevresine ve şahsına rahatsızlık vererek gayri resmi araştırma yaptığını ikrar ettiğini, Konya .Aile Mahkemesinin … D.İş Esas no … Karar no’lu uzaklaştırma kararından da anlaşıldığını, özel hayatına müdahale de bulunarak hukuk ve kanun dışı söylemlerini delil gösterdiğini, varsa böyle bir delili mahkemeye sunmasını arz ve talep ettiğini, gariban kelimesinin anlamının kimseye zararı olmayan kişi olduunu, hem kendisine zarar verdiğini hem de gariban olduğunu iddia ederek tezat iddialarda bulunduğunu, iddialarını reddettiğini, gariban olarak nitelediği kişiden alınan paralarla gayrimenkullerini işler hale getirdiklerini, kiradan kurtulduklarını, … Güvenlik … işletmesinin 2010 yılı ve sonraki bilançoları bilirkişi tarafından incelendiğinde kendisinden aldıkları ödemelerden sonra hızlı bir şekilde büyüme kaydettiklerini, bahsedildiği gibi pasif bir firma olarak kalmadığının görüleceğini, kendisi bu işlerden anlamaz memur emeklisi olduğunu, aynı zaman da … Güvenlik işletmesinin sahibi olduğunu, vekilinin de … olduğunu, … Güvenlik adına yaptığı işlerin ödemesini …’dan aldığını, işletmenin devri ile alakalı olarak ödemeleri ve sözleşmeyi de vekil sıfatı ile …’a yaptığını, ödediğim miktar toplamı için senet aldığını, senedi yazan ve imzalayıp kendisine verenin … olduğunu, ödemelerine ilişkin konunun sözleşme de yazılı olduğunu, daha sonraki 2016 yılı ortalarından sonra bir tarihte aynı işyerinde Zehra hanımla tanıştıklarını, iş kurma düşüncesini söylediğini, kendisine işletme için teklifte bulunduğunu, muhasebe okuduğunu işletmeciliği olduğunu söylediğini, beraber iş yapmak için anlaştıklarını ve ve süreçte 150.000 USD tutarın ödemesinin tamamını yaptıktan sonra kendisinin de tarih olarak hatırladığı kadarıyla ekim 2017 tarihinde kendisine dosyada bulunan 30.12.2017 vadeli 150.000 USD’lik senedi ciro ettiğini, kendisine yönlendirilen işleri ve kendi işlerini takip etmeye devam ettiğini, işletmenin idari işlerini takip edecek kişinin ise … … olduğunu, daha sonradan işletmenin başka birisine devredildiğini olayların karmakarışık hal aldığını olayın savcılığa yansıdığını Zehra hanımdan öğrendiğini, …’la duruma çözüm getirmesi amaçlı görüşmelerinden de sonuç alamadığını, kendisinin ciddi şekilde maddi manevi olarak mağdur edildiğinden bahisle; Davanın reddine, davanın kabulüne hüküm verildiği takdirde …’ın davaya dahil edilmesini, B.K.madde 42.temsil olunan, hukuki bir işlemden doğan temsil yetkisini her zaman sınırlayabilir veya geri alabileceğinin, ancak, taraflar arasındaki hizmet, vekâlet veya ortaklık sözleşmeleri gibi hukuki ilişkilerden doğabilecek hakların saklı olduğunu, temsil olunan, bu hakkından önceden feragat edemeyeceğini, davacının sözleşme ve senedin sahteliğini iddia ettiğini, sözleşmenin gerçekliği ispatlandıktan sonra doğan haklarının mahkeme sonuna kadar saklı kalmasını, davacı ve vekilinin beyanlarında kullandıkları ifadelerin, kişilerin hak ve özgürlüklerine, kişisel yaşam haktarına müdahale edilmeden, özel hayatın gizliliği ilkelerine riayel etmeleri gerekliliği konusunda uyarılmasını, cevap tarihinden sonra davada taraflığı süresince iddia edilecek konulara delil ve ispat sunabilme hakkının saklı tutulmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı … 02.09.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Vekalet ve vekaletin azli ile ilgili olarak …’ın davaya taraf olarak eklenmesini, davacının vekalet verdiği ve azlettiği tarihlerde Türkiye’de olmadığını, Türkiye’ye ilk giriş yaptığı tarihin 28.07.2016 olduğunu, …’ın azledildiğini 11.10.2018 tarihinde Konya Selçuklu Kaymakamlığına yaptığı şikayet üzerine yapılan keşif ve soruşturma sırasında beyan ettiğini, konuya taraf olduğum için iddia ve cevaplarından anladığı kadarı ile vekilini azlettiğini söylediğini, daha öncesi bir tarihte vekilin azledildiğinden bilgisinin bulunmadığını, davacının sözleşme ve senedin sahte olduğuna iddia dayanağının …’i tanımadığının gösterildiğini, …’i tanıdığı ve iş ilişkinin olduğunun ispatlandığı takdirde bu davanın açılmasında hukuki bir yararın kalmayacağını, davacının …’i tanımıyorum, ilişkim yoktur iddiasının gerçek dışı olduğunu, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.10.2018 tarihli … soruşturma dosyasına 12.11.2018 tarihinde …’in verdiği ifade sırasında sunulan … Güvenlik … firmasına ait tahsilat ve servis formlarındaki isim ve imzalarından ticari bağları olduğunun anlaşıldığının, davacının hak düşürücü def’i sahibi olduğunu, icra takibine itiraz etmediğini ve bu hak düşürücü def’iyi tarafına yükleme çabasında olduğunu, mahkemenin davayı reddetmesini talep ettiğini, … ile aralarındaki 12.10.2016 tarihli ortaklık sözleşmesine istinaden kendisine parça parça ödediği 150.000 USD’den sonra 02.10.2017 tarihinde son ödemesine müteakip kendisini güvence altına almak için isteyip aldığını, 12.10.2016 tarihli … ile ortaklık sözleşmelerinin ödeme planında ödediği miktarların yazılı olduğunu, Türkiye’ye 28.07.2016 tarihined geldiğini, davacı ile … arasındaki ilişkinin öncesine şahit olması ve bilmesinin söz konusu olmadığını, … ile … Güvenlik firmasında Ağustos 2016 tarihinde tanıştığını, 1 ay kadar sonra da ortaklık için anlaştıklarını ve sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme sonrası 150.000 USD ödediğini, son ödemeyi 02.10.2017 tarihinde yaptığını, …’ten senedi ciro ederek tarafına verilmesini istediğini, sözleşme ve senet vadesi geldiğinde iyi niyetli görünerek daha uygun bir zamanda yapalım şeklinde oyaladığını, bu esnada davacı …’ın küçük oğlu …’ın işletmeyi ve işyerinin bir kısmını başkasına devrettiğinin ortaya çıktığını, yapılan sözleşmenin geçerli olmadığını her ne kadar …’ın sözleşme yapmış olsa da …’a ait işletmeyi devretme satma yetkisinin olmadığını, konunun çözüleceğinin söylenilerek bekletildiğini, hem işletmede değişen bir şeyin olmadığı hem de ödeme yapmaya niyetlerinin bulunmadığından kendisinin senedi takibe koyduğunu, işletmeyi bir başkasına daha devrettiklerine dair belgelerin Konya C.Başsavcılığı’nın … Sor.dosyasında olduğunu, Savcılık şikayetleri ve davalarla tarafıma baskı kurulduğunu, şikayet ve davalarından vazgeçmesi halinde 10.04.2019 tarihinde hiç çekinmeden 150.000 USD para istediğini, teklifini reddedince tehdit ve hakaretlerine devam ettiğini, yapmış olduğu eylemlerle ilgili yetkili mercilere şikayette bulunup hakkında uzaklaştırma kararı aldırmak zorunda kaldığını, tarafına hem Savcılık soruşturmaları ile hem hukuk davaları ile hem tehdit ve hakaretlerle baskı kurduğundan bahisle; Davanın reddine, davaya konu bononun vekil sıfatı ile imzalandığının Konya .İcra Hukuk Mahkemesinin … Kararında açıklandığını, ayrıca … ile ticari bağlarının kesin olduğundan, mahkememiz ara kararında sahteciliğe dayalı iddiasına istinaden icra takibinin tamamen tedbiren durdurulmasına kararının iptaline, ara kararda alınan tamamen tedbiren durdurulması kararının devamına karar verilmesi durumunda Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasındaki icra takibinde harca esas değer olan 989.411.87 TL alacağımın tamamının mahkememiz nezdinde bir hesapta güvence altına alınmasını, İİK’nun 72/I, II,III maddelerinin göz önünde bulundurularak uygulanmasını, davacının icra takibinden ve yasal itiraz süresinden haberi olmasına rağmen yasal süresinde itiraz etmeyerek hak düşürücü def’i sahibi olduğunu, icra takibi kesinleştiğinden harca esas değer bedel üzerinden %20 zarar tazmini olarak mahkememizce gösterilecek bir hesapta güvence altına alınmasını, mahkemenin takibin devamına karar verilmesi halinde davacı borçlunun icra takibinin durdurulması kararında ısrarcı olması durumunda takibe konu alacak tutarının 485.000,00 TL’sinin icra dosyasından teminat altında olduğunu, esas değerden teminat altına alınmayan tutarın hesaplanarak teminat altına alınmasını ve ayrıca %15’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, HUMK.madde 319.mahkemece sahtecilik iddiasının reddi halinde talep vukunda diğer tarafın maddi ve manevi zararlarının mahkemece takdir edilerek tazminine hükmolunur şeklinde olduğunu, icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulması sonucu ortaya çıkan maddi ve manevi zararının tazminini, özel hayatın gizliliğini çiğneyen ve bunu açıkça iddiasında ifade eden, ilgili kanununda belirtilen kişisel hakların çiğnenmemesi için özel hayatı ile ilgili konularda davacı ve vekilinin daha dikkatli olmasını, ifadelerinde tarafını zikrederken imam nikahlı söyleminden uzaklaşıp en azından ismi ile işaret etmeleri için uyarılmalarını, davacının tüm sahtelik ve diğer iddialarına karşı açıklama ve belge sunulabilmesi için dava dışı tutulan …’ın davaya dahil edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Tarafların bildirmiş oldukları deliller ilgili yerlerden celbedilmiş, Konya .İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, Konya .Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası, Konya .Noterliği’nin 22.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletten azle dönük belge ve tebligat şerhli fotokopisi, Konya C.Başsavcılığı’nın … Sor.sayılı UYAP dosyası, Konya C.Başsavcılığı’nın … Sor.sayılı UYAP dosyası, Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyası dosyamız içerisine celbedilmiştir.
Dosyamız içerisine celbedilen Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 08.11.2010 tanzim tarihli 30.12.2017 vade tarihli 150 bin USD bedelli bono olduğu, mahkememizin 25.07.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile “icra takibinin tedbiren tamamen durdurulmasına” karar verildiğinden, ihtiyati tedbir kararımıza ilişkin olarak 31.07.2019 tarihinde Konya … Esas sayılı icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosyamız içerisine celbedilen Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyasının incelenmesinde; Dosyanın katılanın …, sanıklarının …, … ve … olduğu, 24.02.2022 tarihinde … Karar numarası ile dolandırıcılık suçundan sanık …’ın 29.10.2020 tarihinde vefat ettiğinden TCK.’nın 64/1 ve CMK’nın 223/8.maddeleri gereğince açılan kamu davasının düşmesine, diğer sanıkların ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis ve 33.320,00 TL adli para ceazası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi .Ceza Dairesi’nin 29.09.2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile sanıklar … ve …’in istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, 29.09.2022 tarihince kararın kesinleştiği görülmüştür.
Dava; İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davaya konu 08.11.2010 keşide tarihli senedin sahte olduğunu ve oğlu dava dışı … tarafından usulsüz bir şekilde kendisinden para almak amacıyla düzenlendiğini, işbu davaya konu sahte senedi keşide eden oğlu …’a, 04.06.2010 tarihinde noterde düzenlenen vekaletname ile kendisine ait bazı işleri yapması için yetki verdiğini, fakat dava dışı …’ın bu durumu kötüye kullanması üzerine, 07.03.2011 tarihinde Konya . Noterliği’nin … yevmiye nolu işlem ile oğlu …’i vekillikten azlettiğini, azle ilişkin tebligatın 27.04.2012 tarihinde gerçekleştirildiğini, dava konusu sahte senedin de oğlu …’ı vekillikten azletmesinden sonra düzenlendiğini, her ne kadar senet üzerinde düzenlenme tarihi 08.11.2010 olarak belirtilmiş olsa da davalının söz konusu sahte senedi yakın bir tarihte icra takibine geçilmeden önce düzenlediğini, senette ödeme tarihinin 30.12.2017 olarak gösterildiğini ve senedin muaccel hale geldikten sonra sahte senedin hamili … … tarafından senede ilişkin olarak hakkında Konya .İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, olayda …’ın iş bu senede vekaleten imza yetkisinin bulunmadığı gibi kendisinin de hiç kimseye 150.000,00 USD miktarında borcunun da bulunmadığını, namına iş bu sahte senet düzenlenen … ile kendisinin hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davalının başlatmış olduğu haksız icra takibine karşı taraflarınca takibin iptali davası açıldığını, açılan davada davalı Hamil …’nın, söz konusu senedin … ile aralarında imzalanan taşeronluk sözleşmesine istinaden düzenlendiğini iddia etmiş ve sözleşmeyi mahkemeye sunmuş ise de, kendisinin hiçbir şekilde sözleşmeden haberdar olmadığını ve davalı …’i tanımadığını, adına senet düzenlenen davalı … ile hiçbir tanışıklığı ve ticari ilişkisinin olmadığını, davalı hamil …’ya karşı açılan takibin iptali davasında, karşı taraf davaya cevap olarak bir taşeronluk sözleşmesi sunduğunu ve bu sözleşmenin kendi namına senet düzenlenen davalı … arasındaki taşeronluk anlaşmasına istinaden düzenlendiğini ileri sürdüklerini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, namına sahte senet düzenlenen dava dışı …’i hiçbir şekilde tanımadığını, e-devlet üzerinden hakkında başlatılan icra takibini görene kadar öyle bir insanın varlığından dahi haberdar olmadığını, takibe konu sahte senedin 150.000,00 USD değerinde olduğunu, dolayısıyla kendisinin dava dışı … ile 150.000,00 USD değerinde bir iş için anlaşmasının mümkün olmadığını, kendisinin ne …’e ne de diğer davalıya hiçbir borcunun bulunmadığından bahisle; Takip konusu yapılan 30.12.2017 vade tarihli senetten dolayı hakkında başlatılan Konya .İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, haksız ve kötü niyetli takip yapan alacaklı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde, 6098 sayılı TBK’nun 74. Maddesinde;” Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmüştür.
Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 08/09/2020 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı ilamında;” (3) Dava konusunu içerir şekilde Antalya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasında davalı hakkında dolandırıcılık suçundan ceza davası açıldığı, açılan bu davanın derdest olduğu dosya içindeki belgelerden anlaşılmaktadır. Ceza davası sonucunda verilebilecek olan mahkumiyet kararının kesinleşmesi halinde hukuk hakimini bağlayacağı (818 sayılı BK’nun 53., 6098 sayılı TBK’nun 74. maddeleri) düşünülerek, bu ceza davası beklenilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” şeklinde kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.06.2019 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı içtihadında; “Yargısal uygulamada; ceza davası açılan hâllerde, ceza davasında alınan kusur raporu ile karar verilip, karar kesinleşse dahi, bu raporun hukuk hâkimini kusur yönünden bağlamayacağı istikrarla kabul edilmektedir (HGK’nın 25.02.2004 taraihli ve … E.,… K; 12.5.2004 tarihli ve … E, … K; 14.12.2005 taraihli ve … E, … K sayılı ilamları). Hemen belirtilmelidir ki hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK’nın10.1.975 tarihli ve … E., … K. sayılı ilamı; HGK’nın 23.1.1985 tarihli ve … E., … K. sayılı ilamları). Bundan ayrı, hukuk mahkemesinin, ceza mahkemesinde görülmekte olan bir ceza davasının sonuçlanmasını bekletici sorun yapması hâlinde, ceza mahkemesinin bu konuda vereceği kararı peşinen kabul etmiş olacağından, bekletici sorun yapılan ceza davası hakkında verilen karar, hukuk davasında kesin delil teşkil eder (… .: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı,İstanbul, 2001, cilt:V, s. 5153).Bilindiği gibi kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmazlığı ortadan kaldırır. Bu yüzdendir ki, açılan bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması bir yargılama koşuludur. Özellikle bir ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturur. Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hâkiminin hukuk hâkiminden çok daha elverişli bir konumda olmasıdır.” şeklinde kabul edilmiştir.
Davalı … tarafından davacı … aleyhine Konya … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 08.11.2010 tanzim tarihli 30.12.2017 vade tarihli 150 bin USD bedelli bono olduğu, mahkememizin 25.07.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile “icra takibinin tedbiren tamamen durdurulmasına” karar verildiğinden, ihtiyati tedbir kararımıza ilişkin olarak 31.07.2019 tarihinde Konya … Esas sayılı icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, dosyamız içerisine celbedilen Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı UYAP dosyasının incelenmesinde; Dosyanın katılanın …, sanıklarının …, … ve … olduğu, katılan …’ın oğlu olan sanık …’a işlerini halletmesi için 04.06.2010 tarihinde vekalet verdiği, daha sonra 07.03.2011 yılında vekil tayin ettiği …’ı azlettiği, …’ı azlettiğinin tebliğinin yapıldığına dair kesin bir delilin olmadığı, sanık …’ın vekaleten babası … adına 150.000 USD değerinde senet hazırlayıp sanık … isimli şahsa verdiği, daha sonra sanık …’in güvence karşılığı bu senedi … …’a ciroladığı ve …’ın yine vekaleten katılan …’ın dükanını … …’a kiraladığı bu suretle sanıkların basit dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle sanıklar hakkında cezalandırılmaları istemiyle kamu davasının açıldığı, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.06.2020 tarihli … esas … karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü tesis edildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Ceza Dairesi’nin 23.02.2021 tarihli kararı ile sanıkların eylemlerinin TCK 158/1-d maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği belirtilerek davaya bakmakla görevli mahkemenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi olduğu gerekçesiyle bahsi geçen kararın kaldırıldığı, görevsizlik kararına istinaden dosyanın Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedildiği, 24.02.2022 tarihinde … Karar numarası ile dolandırıcılık suçundan sanık …’ın 29.10.2020 tarihinde vefat ettiğinden TCK.’nın 64/1 ve CMK’nın 223/8.maddeleri gereğince açılan kamu davasının düşmesine, diğer sanıkların ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis ve 33.320,00 TL adli para ceazası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi .Ceza Dairesi’nin 29.09.2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile sanıklar … ve …’in istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, 29.09.2022 tarihince kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davacının takibe konu 08.11.2010 keşide tarihli bononun sahte olduğunu ve oğlu dava dışı … tarafından usulsüz bir şekilde kendisinden para almak amacıyla düzenlendiğini iddia ettiği, davalılar ve dava dışı davacının oğlu … hakkında “nitelikli Dolandırıcılık suçundan TCK 158/1-d maddesi gereğince kamu davası açıldığı, Konya .Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedildiği, 24.02.2022 tarihinde … Karar numarası ile dolandırıcılık suçundan sanık …’ın 29.10.2020 tarihinde vefat ettiğinden TCK.’nın 64/1 ve CMK’nın 223/8.maddeleri gereğince açılan kamu davasının düşmesine, diğer sanıkların ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis ve 33.320,00 TL adli para ceazası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın kesinleştiği, Konya .Noterliği’nin 04/06/2010 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname ile davacının davadışı oğlu …’ı ticari mümessil olarak atadığı, Konya .Noterliği’nin 07/03/2011 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesi ile …’ın davacı tarafından azledildiği, …’ın azilnameye istinaden işlem yapmaya devam ettiği, dava dışı …’ın azledilmesine rağmen Konya .İcra Müdürülüğü’nün … Es. Sayılı dosyasından ve takip konusu yapılan 08/11/2010 tanzim tarihli 30/12/2017 vade tarihli 150.000,00 USD bedelli bonoyu düzenleyerek davalı …’e verdiği, davalı …’nın da ciro yolu ile diğer davalı …’ teslim ettiği, bu davalın da icra takibine geçtiği, tarafların işlemleri el birliği ile yaptıkları, bono bedelinin davacı tarafından alınmadığı, davacı yönünden bononun bedelsiz kaldığı, bu durumun ceza mahkemesi kararı ile kesin olarak tespit edildiği, takipten ve takibe konu bonodan dolayı davacının davalılara borcunun bulunmadığı, bono nedeniyle icra takibine davalı … tarafından geçildiğinden, diğer davalı …’nın tazminatla yükümlü olmadığı, ayrıca icra takibine yabancı para üzerinden geçildiği, menfi tespit davalarında kural olarak dava tarihindeki borçluluk durumu belirlenerek hüküm kurulacağı (Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 20.03.2014 tarih ve … Es. … Kar.sayılı ilamı), tazminatın ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin de yabancı paranın TL karşılığı üzerinden belirleneceği anlaşılmakla davanın kabulüne, İİK.72/5.maddesi gereğince davalı talebe konu (takip konusu 155.955,22 Usd x dava tarihindeki Usd efektif satış kuru 5.7311TL) 893.794,97 TL’lik alacağın takdiren %20 si oranında kötüniyet tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Konya .İcra Müdürülüğü’nün … Es. Sayılı dosyasından ve takip konusu yapılan 08/11/2010 tanzim tarihli 30/12/2017 vade tarihli keşidecisi … Güvenlik-… olan 150.000,00 USD bedelli bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE, icra takibinin davacı yönünden İPTALİNE,
2-İİK.72/5.maddesi gereğince talebe konu (takip konusu 155.955,22 Usd x dava tarihindeki Usd efektif satış kuru 5.7311TL) 893.794,97 TL’lik alacağın takdiren %20 si oranında kötüniyet tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 61.055,13 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 16.896,69 TL’nin mahsubu ile bakiye 44.158,44 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad KAYDINA,
4-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında (dava tarihi itibariyle yüksek yargı kararları ve mahkememiz uygulaması kapsamında menfi tespit davalarında zorunlu arabulucuk dava şartı olarak uygulandığından) arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
5-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 17.020,59 TL ilk yargılama harcı, 256,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 17.276,59 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 116.317,45 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Karar kesinleştiğinde dosyada kullanılmayan gider avansının bulunması halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı asil ve vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10.01.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.