Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/29 E. 2022/125 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 2-
3-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “07.09.2018 tarihinde … adına kayıtlı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç … Nalçacı Caddesi istikametinde seyir halindeyken … Cad. kavşağına geldiği esnada kendisine kırmızı ışık yandığı sırada geçerek, … Kavşağı istikametine gitmekte olan elektrikli bisiklet sürücüsü müvekkil …’ ya çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza neticesinde elektrikli bisiklet sürücüsü müvekkil …, vücudunda kemik kırıkları oluşacak şekilde ağır yaralanmıştır. Müvekkil, kazanın ardından olay yerine gelen sağlık görevlilerince hastaneye kaldırılmıştır/Kaza Tespit Tutanağı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası ) Kusur: Her ne kadar olay yerinde düzenlenen Kaza Tespit Tutanağına göre; … plakalı araç sürücüsü … ve elektrikli bisiklet sürücüsü … KTK’nın 47/1- B maddesi gereği “kırmızı ışık kuralına uymamak” kuralını ihlal etmeleri nedeniyle kusurlu bulunsalar da davacı müvekkilin kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kural ihlali olmayıp; tüm kusur davalı sürücüdedir. Gerçekleşen trafik kazasında trafik kurallarına avkırı olarak kırmızı ışıkta durmayarak müvekkile çarpan sürücü … tam kusurludur. Sayın Mahkemenizce yaptırılacak olan kusur bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkilin kusurunun olmadığı, davalı sürücünün ise 6100 kusurlu olduğu görülecektir (Kaza Tespit Tutanağı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası, Kusur Bilirkişi İncelemesi Raporu)
3- Davacı hakkında bilgiler: Davacı …, … doğumlu olup kaza tarihinde 36 yaşındaydı(Nüfus Kayıtları).
4-Davacının Bedensel Zararı ve Maddi Tazminat İsteği: a-Müvekkil, kazanın ardından Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ ne kaldırılmış ve bu hastanede tedavi altına alınmıştır. Müvekkil uzun ve ağır bir tedavi süreci geçirmiştir. Müvekkilin tedavisi halen de devam etmektedir. müvekkilin kafa sağ üst kısmında 8 cm uzunluğunda laserasyon mevcut olup, sağ üst bacağında hassasiyeti ile sağ femur şaft kırığı oluşmuştur. yapılan operasyonlar sonucunda kırık oluşan bölgeye platin takılmıştır.
Müvekkil ameliyatlardan sonra bir süre hastanede yatmaya devam etmiş; daha sonra taburcu olup evde yatmaya ve sık sık hastaneye kontrole gitmeye devam etmiştir. Müvekkil, hastaneden taburcu olduğu tarihten beri yine hastaneye sık sık kontrole gitmekte hastaneye gidiş gelişlerinde özel araç kullanmak zorunda kalmaktadır. Buna rağmen müvekkil halen iyileşememiş olup; çalışamamakta, evde yatmaktadır. Fiziksel engeli nedeniyle ekonomik geleceğinin olumsuz etkilenmesi, iyileşse bile fazladan efor sarf edeceği ve benzeri nedenlerden ötürü, ayrıca tedavisi bitmediğinden sonucun şu anda öngörülemeyeceğinden, vücut arızaları nedeniyle günlük yaşamını sürdürmekte hatta yürümekte dahi zorluklar çekmesi, kalıcı bir arızası söz konusu olup ve beden gücü kaybı oranı ancak tedavi sonuçlandıktan sonra belli olacağından, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak beden ve iş gücü kaybı nedeniyle, 6100 sayılı Yasa’nın 107. Maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminatın davalıya ödetilmesi gerekmektedir. (Uzman Hekim Bilirkişi İncelemesi, Müvekkilin Tedavi Görmüş Olduğu Hastanelere Ait Kayıtlar, Hesap Bilirkişi Raporu, Yargıtay içtihatları) b- Yukarıda da ifade edildiği üzere; davacı uzun bir süre tedavi görmek zorunda kalmış ancak halen tam anlamıyla iyileşememiştir. Davacının vücudundaki bu aksaklık nedeniyle iş hayatında ve hatta günlük hayatında daha fazla efor sarf etmek durumunda kalacağı aşikardır. Bu durum ise, yine Yargıtay Kararlarınca da ifade olunduğu üzere; sakatlığa maruz kalmış kişi açısı ıdan güçlefor) kaybı tazminatı adı altında ve maddi imkanlarda herhangi bir azalma aramadan yalnızca hayatının geri kalanını idame ettirmesi sırasında daha fazla güç harcayacak olmasından kaynaklanan tazminat hakkının doğumuna sebep olmaktadır.
5-Tedavi ve Bakım Giderleri: a- Müvekkil Kazanın ardından Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesihastanesi’ nde yapılan bir çok ameliyat ile birlikte ağır bir tedavi görmüştür. Bu süreçte davacı, tedavinin birçok yan giderini de karşılamak durumunda kalmıştır. Ancak davacının tedavisi yalnızca bu süre ile sınırlı kalmamıştır. Davacı hastaneden taburcu olduktan sonra da halen düzenli şekilde hastane kontrolüne gitmektedir. Bu nedenle davacının tedavi giderleri kapsamında karşılanacak giderleri hesaplanırken bu kontrol dönemlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Zira Yargıtay içtihatlarında da kabul edilen hâkim görüşe göre tedavi süreci, davacının yalnızca hastanede yattığı süreyle sınırlı değildir. Davalılar tarafından tazmini gereken tedavi masrafları, tamamen iyileşmeyi ifade eden tıbbi şifa süresince yapılan bütün masrafları karşılamaktadır. Ayrıca henüz yapılmamış olsa dahi ileride yapılması muhtemel diğer giderlerin de tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmesi Yargıtay tarafından da kabul görmektedir. Bu nedenle ve Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesi doğrultusunda; davacının tedavisi sırasında, tıbbi iyileşme süreci kapsamında yapılan ve belgelenmesi mümkün olmayan tüm tedavi giderlerinin Sayın Mahkemenizce tayin edilecek hekim bilirkişiler tarafından mevcut tedavi evrakları ve muhtemel giderler göz önünde bulundurulmak suretiyle hesaplanan ve davalılar tarafından bu giderlerin tazminine karar verilmesini talep ediyoruz. b- Yargıtay’ın maddi tazminat kalemleri kapsamındaki yerleşik görüşlerinden biri de; maddi zarara maruz kalan davacı, iyileşme süresince ve daha sonraki yaşamında bakıma muhtaç olacağından uzman hekim marifetiyle davacının iyileşme süresinde ve sonrasında bir başkasının yardımına ne kadar süre ile muhtaç olacağının belirlenmesi ve bu belirlenen bakıma muhtaçlık süreleri nazara alınarak asgari ücretin brütü üzerinden bakıcı gideri hesaplanması gerekliliğidir. Bu nedenle davacı müvekkilin bakım giderlerinin belirlenip hüküm altına alınmasına karar verilmesi de talep edilmektedir.(Davacının Hastane Kayıt ve Belgeleri, Uzman Hekim Raporu) 6-Manevi Tazminat İsteği: Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde yer alan “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, Zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü manevi tazminat hakkını düzenlemektedir. Somut olayda ağır yaralanan, daha sonra uzun bir süre hastanede tedavi gören ve neticede hayatı boyunca yürüme/koşma gibi fiziksel faaliyetlerinde önemli ölçüde aksama yaşamaya maruz kalan davacının hissettiği endişe ve üzüntünün madde kapsamında yer alan manevi zarar unsurlarından olduğu açıkça görülmektedir. ” Bu nedenle trafik kazasının ve yüksek oranda kalıcı sakatlığın davacı üzerinde yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar; davacının halen ve bundan böyle yaşam süresinin sonuna kadar yoksun kalacağı olanakların davacının üzerinde bırakacağı olumsuz psikolojik etki birlikte gözetilerek; 25.000,00-TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü … ve davalı işleten …’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini talep ediyoruz. 7-Sigorta Şirketinin Sorumluluğu: Kaza yapan davalı işleten … adına kayıtlı … plakalı araç, kaza tarihi itibariyle geçerli … poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigortası ile davalı … Sigorta Şirketine sigortalı bulunduğundan, sorumluluk sınırları içinde sigorta şirketi dava edilmiştir. Tarafımızca dava açılmadan önce davalı … Sigorta Şirketi’ne 20.12.2018 tarihinde yazılı dilekçe ile başvuru yapılmıştır. (EK-4). Davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz istenmiştir. Tarafımızca dava açılmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş; ancak davalılar ile anlaşma sağlanamamıştır. Buna ilişkin arabuluculuk son tutanağı ekte Sayın Mahkemeye sunulmuştur. Bu nedenlerden ötürü Sayın Mahkemenizde dava açma zorunluluğu doğmuştur.” şeklinde dava açmışlardır.
Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Esasa ilişkin itirazda bulunduklarını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yana SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti için ilgili SGK müdürlüğüne müzekkere yazılması gerektiğini, davacı motosiklet sürücüsünün aynı zamanda kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giymediği için müterafik kusurlu olduğunu, trafikte motosiklet gibi daha küçük araçların diğer araçlar, özellikle dava konusu kazada olduğu gibi otomobil ve benzeri büyük araçlar bakımından ayırt edilmeleri daha zor iken, motosikletlerin trafikte seyir halinde olan otomobil, kamyon ve benzeri araçları ayırt etmelerinin daha kolay olacağını, ZMSS genel şartlarına göre geçici iş göremezlik zararı ile geçici, bakıcı giderleri poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacı yanın kalıcı maluliyeti söz konusu ise; davacı yanın maluliyetinin özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre tespit edileceğini, davacı yanın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talebinin de haksız olduğunu, açılan davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın kusur oranının tespiti için Ankara ATK ya gönderildiği, ATK tarafından tanzim edilen raporda özetle; sürücü …’ın %50 oranında, diğer sürücü …’nın ise %50 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca maluliyet raporu için dosyanın NEÜ Adli Tıp Birimine gönderildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda özetle; davacının mevcut arızasının iyileşme süresinin 9 ayı bulacağı, bu süre zarfında herhangi bir gelir getirecek işte çalışamayacağını ve %100 malul sayılacağını, kişiye verilecek toplam tedavi giderlerinin 5.000 TL olduğu, bu miktara 9 ay boyunca kazanç kaybının ve bakıcı giderlerinin de eklenmesi gerektiğini bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi heyetinin ek raporunda özetle; davacının mevcut arızasının iyileşme süresinin 9 ayı bulacağı, bu sürenin ilk 4 aylık kısmında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağının tespit edilmiştir
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın Aktüerya Bilirkişisi Av. … ‘a tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; “Hesaplamanın »50 kusur esasına göre yapıldığı ve davacı için hesap edilen tazminattan 450 müterafik kusur indirimi yapıldığı, Davacı …’nın 07.09.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik zararının 8.851,976, sürekli iş göremezlik zararının 25.654,58t, geçici iş göremezlik süresindeki bakıcı gideri zararının 7.512,214, faturalandırılamayan kaçınılmaz tedavi gideri zararının 2.500,006 olmak üzere toplam zararının 44.518,76 TL olarak hesaplandığı, Hesaplanan maddi Zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin teminat limiti dahilinde olduğu, Hükmedilecek maddi tazminata; davalı sigorta şirketi için ( davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 24.12.2018 tarihini izleyen 8 iş günü sonrası) 05.01.2019 temerrüt tarihinden itibaren (ZMM Sigortalı aracın hususi araç olması nazara alınarak) yasal faiz işletilmesi gerektiği” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Aynı bilirkişinin ek raporunda özetle; “Hesaplama … plakalı araç sürücüsüne atfedilen 50 kusur oranına göre yapılmıştır. Davacıya atfedilen 650 oranındaki kusur hesap edilen tazminattan indirilmiştir. Davacı …’nın 07.09.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması nedeniyle uğradığı: Geçici Iş göremezlik maddi zararı 8.851,97 TL, Sürekli Iş göremezlik maddi zararı 34.807,99 TL, Bakıcı gideri maddi zararı 4.111,89 TL, Tadavi gideri maddi zararı 2.500,00 & olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin teminat limiti dâhilinde olduğu, Hükmedilecek maddi tazminata; davalı sigorta şirketi için 07.01.2019 temerrüt tarihinden itibaren (ZMM Sigortalı aracın hususi araç olması nazara alımarak) yasal faiz işletilmesi gerektiği,” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Aynı bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; ” Davacı …’nın 07.09.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması nedeniyle uğradığı; Geçici iş göremezlik maddi zararı 8.851,97 TL Sürekli iş göremezlik maddi zararı 60.017,41 TL, Bakıcı gideri maddi zararı 4.111,89 TL, Tedavi gideri maddi zararı 2.500,00 TL olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin teminat limiti dâhilindedir. Hükmedilecek maddi tazminata; davalı sigorta şirketi için ( davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 25.12.2018 tarihini izleyen 8 iş günü sonrası) 07.01.2019 temerrüt tarihinden itbaren (ZMM Sigortalı aracın hususi araç olması nazara alınarak) yasal faiz işletilmesi gerekmektedir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememiz dosyasına iki adet ıslah dilekçesi ibraz ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalılar aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, bir kısım davalılar yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmiştir.
Konunun 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, KTK.85. Maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde;”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi );”Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
07.09.2018 tarihinde … adına kayıtlı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın davacıya çarptığını, meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, … plaka sayılı aracın davalı Sigorta Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalandığı tespit edilmiştir, ayrıca konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK.49.-56.maddeleri ve KTK.85. ve devam eden maddelerinde düzenlendiği TBK.49/1. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK.54.maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri.2. Kazanç kaybı.3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde, TBK’nun 56/1.maddesinde;”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde, (haksız fiil, doktrinde hukuka aykırı zarar verici eylem olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve uygun illiyet bağı olarak belirlenmektedir, bu durumda haksız fiilden söz edebilmek için “1) hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, 2)eylemden kaynaklı bir zararın olması, 3)zarar veren kişinin kusuru bulunması” ya da yasaca sorumlu olması” zarar ile kusur arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir) KTK.85. maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar……………….İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde, KTK’nun 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK’nun 91/1.maddesinde;”İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK’nun 92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında sırasıyla; sürücü …’ın %50 oranında, diğer sürücü …’nın ise %50 oranında kusurlu olduğu, davacının mevcut arızasının iyileşme süresinin 9 ayı bulacağı, bu sürenin ilk 4 aylık kısmında bir başkasının bakım ve yardımına ihtiyaç duyacağı, davacı …’nın 07.09.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralanması nedeniyle uğradığı; Geçici iş göremezlik maddi zararı 8.851,97 TL Sürekli iş göremezlik maddi zararı 60.017,41 TL, Bakıcı gideri maddi zararı 4.111,89 TL, Tedavi gideri maddi zararı 2.500,00 TL olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan maddi zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin teminat limiti dâhilindedir. Hükmedilecek maddi tazminata; davalı sigorta şirketi için ( davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 25.12.2018 tarihini izleyen 8 iş günü sonrası) 07.01.2019 temerrüt tarihinden itbaren (ZMM Sigortalı aracın hususi araç olması nazara alınarak) yasal faiz işletilmesi gerektiği yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Birlikte kusur yönünden ise; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (… , … . Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (… , … , Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Yukarıda da açıklamalar dikkate alındığından davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince soruşturma eldeki dosya irdelenerek davacının kaskın ve koruyucu ekipman takılı olup olmadığı, takılı değil ise bu durumun davacının yaralanmasında etkili olup olmadığı araştırılarak,
Takılı olmadığının tespiti durumunda, kazanın şekli, davacının konumu, aracın hasar durumu, çarpma noktası, yaralanmanın şekline göre kaskın ve koruyucu ekipmanların takılı olması halinin davacıların yaralanmasında etkili olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişiden de hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak sonucuna göre Borçlar Kanunu 51 ve 52. maddesi gereğince tazminattan indirimin yapıp yapılmayacağı (Yargıtay yerleşik kararlarına göre % 20 oranında), tartışılarak karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde hiç durulmadan karar verilmesi ve hiç tartışılmaması doğru görülmemiş olup davalı tarafın buna yönelen istinafı yerinde görülmüştür. ( Konya Bam . Hd 08/06/2020 Tarih … E, … K, Sayılı İlamı )
Somut olayımızda, davacının kaskını takmadığı, kaza zaptından anlaşılmakla, birlikte kusurun kabulü gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporlarının oluşa ve hukuka uygunluğu ile dosya kapsamında bulunan belge, bilgi ve deliller birlikte değerlendirildiğinde Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı, aynı dairenin … , … sayılı ilamları, Konya BAM . HD’nin … E, … K, sayılı ilamlarının da aynı doğrultuda olduğu anlaşıldığından Maddi Tazminatlar açısından Davacının 8.851,97 TL geçici iş göremezlik, 34.807,99 TL sürekli iş göremezlik, 4.111,89 TL bakıcı gideri ile 2.500,00 TL tedavi gideri zararına bağlı toplam 50.271,85 TL üzerinden 6098 Sayılı TBK’nın 52/1 maddesi gereğince takdiren %20 oranında müterafik kusur indirim tutarı 10.054,37 TL nin mahsubu ile bakiye 40.217,48 TL nin davalılar …, …’tan olay tarihi olan 07/09/2018 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 07/01/2019 tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiş, ayrıca eldeki davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle belirsiz alacak davalarında 1. Değer artırımı yapıldığı, 2. Değer artırımının ıslah kabul edildiği (Konya BAM HD’nin … Esas, … K sayılı ilamı da dikkate alınarak) ayrıca kullanılan araç hususi olduğundan yasal faize hükmedildiği, davacının kaskının da takılı olmaması nedeniyle (Trafik Kaza Zaptından anlaşılmakla) birlikte kusurun kabul edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca Birlikte kusur indirimine gidilmesi sebebiyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine hükmedilmemiştir. (Konya BAM . HD’nin … Esas, … Karar, 30/06/2021 tarihli kararında TBK 51,52 maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin ve yargılama giderinin oranlanmadan tam kabul gibi değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin…dikkate alınarak)
Ayrıca manevi tazminatlar bakımından yapılan incelemede ise; davacı …’nın meydana gelen kaza nedeniyle zor günler geçirdiğini ve bununla birlikte manevi zarara uğradığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, haksız eylemin ağırlığı, kusur durumu ve diğer hususlar dikkate alınarak aynı zamanda”hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır” (Yüksek Yargıtay . HD’nin 06/06/1999 Tarih, … /… ; . HD’nin 18/06/1998 tarih, … /… /… ), “hükmedilcek bu para, zarara uğrayandan manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır, bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amcına göre belirlenmelidir, takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır” (Yüksek Yargıtay . HD’nin 06/06/1999 Tarih, … /… ; . HD’nin 18/06/1998 tarih, … /… /… ), Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde bulundurularak hak ve nesafet çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır, zira TMK’nın 4. Maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre takdir edeceği öngörülmüştür.( Yüksek Yargıtay . HD’nin 23/02/2015 Tarih … Esas … Karar) anılan emsal kararların da dikkate alınması ve Yüksek Yargıtay . HD’nin 23/02/2015 Tarih … Esas … Karar yine HGK’nın 23/06/2004 tarihli, … /… -… sayılı kararında “22.06.1966 günlü ve … sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır” şeklinde hüküm geçtiği, anılan emsal kararların da dikkate alınması ve kaza tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre de dikkate alınarak manevi tazminatlar bakımından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş olup, davacının davalılar … ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
A-Maddi Tazminatlar açısından
1-Davacının 8.851,97 TL geçici iş göremezlik, 34.807,99 TL sürekli iş göremezlik, 4.111,89 TL bakıcı gideri ile 2.500,00 TL tedavi gideri zararına bağlı toplam 50.271,85 TL üzerinden 6098 Sayılı TBK’nın 52/1 maddesi gereğince takdiren %20 oranında müterafik kusur indirim tutarı 10.054,37 TL nin mahsubu ile bakiye 40.217,48 TL nin davalılar …, …’tan olay tarihi olan 07/09/2018 tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 07/01/2019 tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen yasal faizi ile birlikte davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
B-Manevi tazminat bakımından
1-Davacının davalılar … ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.747,25 TL karar ve ilam harcından 86,76 TL peşin harç ve 151,00 TL tamamlama harcı ve 31,26 TL ıslah harcı toplamı 269,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.478,23 TL harcın davalılar … Sigorta Anonim Şirketi, … ile …’tan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 210,66 TL ilk yargılama harcı ile 151,00 TL tamamlama harcı ve 31,26 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 392,92 TL’nin davalılar … Sigorta Anonim Şirketi, … ile …’tan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 2.693,60 TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta Anonim Şirketi, … ile …’tan tahsili davacıya VERİLMESİNE,
5-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
6-MADDİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 6.028,27 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta Anonim Şirketi, … ile …’tan tahsili alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Birlikte kusur indirimine gidilmesi sebebiyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8- MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN; Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 683,10 TL karar ve ilam harcının davalılar … ile …’tan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
9-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan toplam 1,00 TL (2 adet SED araştırma yazısının KEP’ten gönderimi) yargılama giderinin davalılar … ile …’tan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
11-MANEVİ TAZMİNATLAR BAKIMINDAN Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’tan tahsili alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12- 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince davalılar … Sigorta Anonim Şirketi, … ile …’tan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.