Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/189 E. 2021/424 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA :
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ:
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Menfi Tespit ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında sözleşme yaptıklarını, sözleşme süresi sona erdikten sonra verilen teklifin istenilen meblagdan yüksek olması sebebi ile ayrıca yapılan sözleşmede belirtilen arıza tespitini gün içinde bildirmelerine rağmen yapmadıklarını ve sözleşme hükümlerinde bulunan maddelerden arızadan kaynaklanan ve değişmesi gereken yönetim onayı olmadan değiştirdikleri, hatta garantisi olan parçaları dahi değiştirdikleri, bu nedenle de piyasadan kat be kat yüksek fatura kestiklerini bu nedenle de sözleşme yenilenmeyerek fesih bildirimi yaptıklarını ve davalının bunu onayladığını, 48.815,29 TL nin bu zamana kadar davalıya ödendiğini ve ödemelerin de düzenli olarak yapıldığını, yapılan ödemeleri göz ardı edip davalının icra takibi başlattığını, davalı tarafça başlatılan icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalıya belirtilen miktarda borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri görülmektedir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca mahallinde 02/05/2019 tarihinde keşif icra edildiği görülmüştür.
Dosyanın makine mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin ön raporunda özetle; davaya konu konutlarda toplam 32 adet asansör olduğunu, keşif tarihi itibariyle sitede bulunan asansörlerin, titreme şeklinde çalıştığı, zemin kata duruş esnasında aniden duruşa geçtiğinin tespit edildiği, asansör halatlarının ve eklenti parçalarının değişmesi gerektiği kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; davalı …ait incelenen 2017 yılı defterlerine göre davacının davalıya 2017 yılı sonu itibariyle 17.5043,03 TL bakiye borcunun olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında, davalının davacıya kestiği faturalar ve yapılan ödemelerden sonra davacının davalıya borcu olduğu hususunda herhangi ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın davalının davacıya kestiği fatura konusu mal ve hizmetlerin yapılıp yapılmadığı hususunda toplandığını, makine mühendisi bilirkişinin yaptığı tespit ve değerlendirmeye göre “davalı tarafından düzenlenen, faturada değiştirildiği belirtilen parçaların, davaya konu sitedeki asansörlere takılıp takılmadığı, takılı ise hangi asansörlere takıldığının, tarafımda tespitinin mümkün değildir. Zira 32 adet asansörden hangilerine takıldığının site yönetimi de bilmemektedir. Değiştirildiği belirtilen parçaların, fatura tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun olduğu görülmüştür” buna göre fatura muhteviyatı hizmetin davalı tarafından davacıya verilip verilmediği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunun bildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davada öncelikle çözülmesi gereken sorun ; mahkememizin görevli olup olmadığı sorunudur. TTK. 4. ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, ESER, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde de bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak incelendiğinde ve yine Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …Esas ve …Karar sayılı ilamında “4077 sayılı yasanın 23. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.” düzenlemeleri de dikkate alındığında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle TTK. 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, (Y. HGK 10.02.2016, …E, … Sayılı İlamının da aynı doğrultuda olduğu görülmüş, (özü; Ticaret Mahkemesi’nin görev alanını belirleyen ilam)) somut olayımızda davacı yüklenici ile davalı iş sahibi (tüketici) arasındaki hukuki işlem tüketici işlemidir, taraflar arasındaki sözleşme T.K.H. Kanunu kapsamındadır. Davalı yanda (site yönetimi) tacir veya bir meslek amacı olmayan bir yapı olduğu gerçeği karşısında TÜKETİCİ olarak kabulü gerekir. (Emsal Yargıtay . H.D.’nin 11/03/2019 tarihli …Esas – …Karar sayılı, Yargıtay . H.D.’nin 25/10/2017 tarihli …Esas – …Karar sayılı, Yargıtay . H.D.’nin 02/04/2018 tarihli …Esas – …Karar sayılı ilamları.) yasal düzenlemeler ve emsal kararlar da dikkate alındığında Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2021

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.