Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1048 E. 2022/187 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit ve İstirdat davası Diyarbakır . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/10/2018 gün ve … Esas … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyasın mahkememiz yukarıdaki esas sıra numarasına kaydı yapılarak davanın yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili’nin Diyarbakır . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 25/01/2018 tarihli dilekçesiyle; müvekkil şirket ve davalı şirket arasında 500 Ton Tuz Bloklama Presi Makinası Alımı hakkında 06/06/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin ifa yeri olarak teslim edileceği yerin Diyarbakır olarak belirlendiğini, söz konusu sözleşmede bahse konu makinanın Diyarbakır’a teslim tarihi 30/08/2017 tarihi olarak belirlenmiş ise de makinenin gecikmeli olarak 01/10/2017 tarihinde sözleşmenin ifa yeri olan Diyarbakır’a bu makinenin gecikmeli olarak teslim edildiğini, müvekkil şirketin mağdur edildiğini, ayrıca makinenin teslim edildiği günden beri arıza çıkardığını, makinenin arızasının giderilmesi için 4 defa tadilat ekibi geldiği ve kişilerin konaklaması için müvekkil şirketlerinin bütçelerinden karşılandığını, 3 ayı bile dolmadan sürekli arızalanan makinenin ayıplı olduğunun açık olduğu, makinenin iadesine ve müvekkil şirket tarafından ödenen paranın en yüksek banka faizi ile beraber davalıdan alınarak ödenmesine ve geriye kalan çekler yönünden de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin Diyarbakır . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 26/02/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın davalısı “… Sanayi ve Ticaret” olduğunu, böyle bir şirketin varlığı durumunda müvekkilleri ile bir bağlantısının olmadığını, müvekkiline ait iş yerinin adının … Pres olup şahıs şirketi olduğunu, bu nedenlerle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini ayrıca davanın görev yönünden Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiği ve Diyarbakır mahkemelerinin yetkisiz olup Yetkili mahkeme olarak Konya mahkemelerinde açılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Açılan dava Diyarbakır . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedilmiş, 09/10/2018 gün ve … Esas … Karar sayılı sayılı ilam ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin … E. sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Konya Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden ilgili belgeler, Diyarbakır Vergi Dairesi Başkanlığından ilgili belgeler, istenmiş, Diyarbakır . Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak dava konusu makine üzerinde keşif yapılarak rapor ve ek rapor alınmış, raporların taraflara tebliği sağlanmıştır.
Makine Mühendisi bilirkişisi … tarafından hazırlanan 23/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre ; Dava konusu olan 500 Ton Tuz Bloklama Presinin 3,5 yıllık makine olması ve makinenin periyodik bakımlarının yeterince yapılamamış olması sebebiyle hidrolik kontrol valfı ve piston hidrolik hattında yağ kaçaklarının meydana geldiği, kullanılması gereken yağ miktarından daha az yağ kullanılmasının da yağın ısınmasına neden olduğu ve bunların makine için ayıp olmadığı ancak pnömatik piston ile tuz doldurma haznesinin aynı eksende olmamasının ve emniyet kaplinlerinin sık sık kırılmasının ise makine açısında bir ayıp olduğu ve bu arızaların sık sık vuku bulması durumunda makinenin çalışma süresinin azalmasına paralel olarak üretim kapasitesinin düşeceği rapor edilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişisi … tarafından hazırlanan 18/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre ; Dava konusu olan makine ile aynı özellikte ve ayıpsız bir makinenin saatte 60 adet ürettiği ve makinenin durmaksızın çalışması durumunda ise bir günde de 1440 adet yalama taşı ürettiği, 23/03/2021 tarihli kök raporda belirtildiği gibi keşif esnasında, tuz kalıplarının bakımdan yeni gelmiş olması ve henüz montajı yapılmamış olması sebebiyle üretim yapılamamışsa da dava konusu olan makine 5 dk boşta çalıştırılmış ve makine boşta ortalama 45 saniye gibi bir sürede pres pistonun bir tur yaptığı, kalıpların monte olması halinde pres pistonun tuzu basma süresi de hesaba katıldığında pres makinesinin ortalama bir saatte de 60 adet blok tuz üretmesi gerektiği, bunun da makinenin hiç durmaması durumunda ortalama saatte 60 blok tuz bloğu üreteceği anlamına gelir. Ancak dava konusu olan ayıplı makinenin kapasite tespitinin net yapılabilmesi için makineye ait olan tuz kalıplarının monte vaziyette olması ve makinenin en az 2- 3 saat çalıştırılması gerektiği, Ancak keşif esnasında, tuz kalıpları bakımdan yeni gelmiş olmaması sebebiyle makineye monteli vaziyette olmadığı için makinenin kapasite tespitinin net yapılabilmesinin mümkün olmadığı, çünkü makine için ayıp sayılan emniyet kaplinlerinin ve pnömatik pistonlarının kırılması olaylarının ancak makinenin hammadde ile ve uzun süre çalışması sonucunda tespit edilebileceği, dava tarihi ile söz konusu makinenin teslim süresi arasında yaklaşık 15 aylık bir sürenin olması sebebiyle geriye dönük herhangi bir firmadan proforma fatura veya teklif almanın mümkün olamayacağı için ilgili firmalardan alınan fiyatların ortalamasının alınması neticesinde, kök raporda belirtildiği gibi makinenin dava tarihi itibariyle değerinin 450.000,00 TL olabileceği, Keşif tarihi itibariyle makinenin değeri tespit edilirken de tarafınca ilgili firmalarla direk telefon görüşmeleriyle fiyatların alındığı ve ilgili firmalardan alınan bu fiyatların ortalamasının alınması neticesinde, kök raporda belirtildiği gibi makinenin keşif tarihi itibariyle değerinin 550.000,00 TL olabileceği, Dava konusu olan makine için ayıp kabul edilen emniyet kaplinin sık sık kırılması ve pnömatik pistonlarının kırılması nedenlerinin kök raporda belirtildiği şekilde olduğu ve bunların da dava konusu olan makine için ayıp olduğu ve bu ayıplardan üretici firmanın sorumlu olduğu rapor edilmiştir.
Dava, “Tazminat” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı şirket ve davalı şirket arasında 500 Ton Tuz Bloklama Presi Makinası Alımı hakkında 06/06/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin ifa yeri olarak teslim edileceği yerin Diyarbakır olarak belirlendiğini, söz konusu sözleşmede bahse konu makinanın Diyarbakır’a teslim tarihi 30/08/2017 tarihi olarak belirlenmiş ise de makinenin gecikmeli olarak 01/10/2017 tarihinde sözleşmenin ifa yeri olan Diyarbakır’a bu makinenin gecikmeli olarak teslim edildiğini, davacı şirketin mağdur edildiğini, ayrıca makinenin teslim edildiği günden beri arıza çıkardığını, makinenin arızasının giderilmesi için 4 defa tadilat ekibi geldiği ve kişilerin konaklaması için müvekkil şirketlerinin bütçelerinden karşılandığını, 3 ayı bile dolmadan sürekli arızalanan makinenin ayıplı olduğunun açık olduğu, makinenin iadesine ve müvekkil şirket tarafından ödenen paranın en yüksek banka faizi ile beraber davalıdan alınarak ödenmesine ve geriye kalan çekler yönünden de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dosya incelendiğinde davacının neticei talep kısmında davaya konu makinenin ayıplı olması nedeniyle öncelikli olarak ödemiş olduğu bedelin iadesini istediği, bununla beraber aldığı makine nedeniyle umduğu şartların oluşmaması nedeniyle mahrum kalmış olduğu kar ile söz konusu bedeli olan makinenin yerine alacağı makine nedeniyle menfi zararı olan fark miktarını talep etmiştir.
Dosya kapsamına bakıldığında öncelikli olarak davacının malın ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmiş olduğu 273.000,00 TL üzerinden harcın tamamlanması sağlanmıştır, diğer talepleri belirsiz ve kısmi olarak her biri ayrı ayrı 100,00 TL olduğundan harçları tamamlandırılarak mahkememizde yargılamaya devam edilmiştir.
Davacının iddiasının ispatlanabilmesi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, davaya konu makine üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, tarafların yapmış olduğu itirazlarda değerlendirilerek ek rapor alınmış, netice itibariyle davaya konu makinede herhangi bir ayıbın bulunmadığı bilirkişilerce tespit edildiğinden ve davacının söz konusu makinedeki ayıplara ilişkin somut delillerle makinenin beklenen faydayı sağlayamadığını ispatlayamadığından davacının davasında talep etmiş olduğu ayıba ilişkin tekeffülden dolayı ödemiş olduğu bedelin iadesi açısından davanın reddine, yine bilirkişilerce yapılan incelemelerde davacının talep etmiş olduğu miktarda üretimin yapılmasında makinede herhangi bir kusur görülmediğinden davacının bu yönüyle talep etmiş olduğu tazminat talebinin reddine, davacının son olarak talep etmiş olduğu müspet zararının da soyut olduğundan davacının talebi bu yönüyle reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının ayıplı mala ilişkin iddialarının ispatlanamaması nedeniyle davacının ayıp nedeniyle ödemiş olduğu bedelin iadesine ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının davasının ayıp nedeniyle beklenilen üretime ulaşmaması ve bu yüzden uğramış olduğunu iddia ettiği zararın tazminine ilişkin talebinin iddialarını ispatlayamaması nedeniyle REDDİNE,
3-Davacının ödemiş olduğu bedelden sonra söz konusu malın iadesi neticesinde aynı nitelikte makineye alımında uğrayabilecek iddia ettiği zarar talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, tamamlama harcı toplamı 5.567,00 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 5.486,30 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacının ayıp nedeniyle ödemiş olduğu bedelin iadesine ilişkin talebi yönünden 26.209,00 TL, davacının davasının ayıp nedeniyle beklenilen üretime ulaşmaması ve bu yüzden uğramış olduğunu iddia ettiği zararın tazminine ilişkin talebi yönünden 100,00 TL ve davacının ödemiş olduğu bedelden sonra söz konusu malın iadesi neticesinde aynı nitelikte makineye alımında uğrayabilecek iddia ettiği zarar talebi yönünden 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip … Hakim …