Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/770 E. 2022/523 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA :İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 17/11/2017 tarihli dilekçesiyle; Davacının kurmayı düşündüğü tarım işletmesi için Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumuna 50 başlık süt sığırcılığı projesi sunduğunu ve bu hibe projesinin kabul edildiğini, bunun üzerine davalı şirketten kurulacak işletme ekipman ve malzemelerinin alımı için teklif alındığını, 179.960,00 TL bedelli teklif verildiğini, davalı şirket ile 29/07/2016 tarihinde 126.106,18 TL sözleşme bedeli olan Makine Ekipman Alımı Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davacı tarafından davalı şirkete … Bankası üzerinden 30.000,00 TL, 75.000,00 TL, 45.000,00 TL, 81.106,18 TL olmak üzere toplam 213.106,18 TL ödeme yapıldığını, ayrıca davalı ile davacı arasında yapılan sözleşme uyarınca 30.150,00 TL bedelli, 78.408,00 TL bedelli, ve 126.106,18 TL bedelli 3 adet fatura mevcut olduğunu ve bu faturaların toplam bedelinin 234.664,18 TL olduğunu, davalı tarafın otomatik süt sağım sistemi için yaptığı teklifte 29.800,00 TL teklif verdiğini, ancak kestiği faturada 72.600,00 TL + KDV olmak üzere 78.408,00 TL olduğunu, bu durum nedeniyle hibe desteği veren Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı süt sağım sistemi için ödeme yapmadığını, bu da davacı tarafından davalı şirketten 29.800,00 TL bedel ile alınmış olan kesilen fatura neticesinde davacının fazladan KDV ödemek zorunda kaldığını, davacının davalı şirkete teminat amaçlı olarak takibe konu senetleri imzalayarak verdiğini ancak davalı tarafın bir borç içermeyen teminat senetleri ile takip yaptığını ve icra baskısı altında davacı tarafından bu borcun ödendiğini, davacının davalı tarafla ile borç ilişkisinin bittiğine dair Konya . Noterliği … yevmiye sayılı ve 18/10/2016 tarihli ibraname düzenlendiğini, bu ibraname neticesinde tedarikçi … İlaç San. Tic. Ltd. Şti.’ye davacının 50 başlık Süt Sığırcılığı Projesi Makine Ekipman Alım ihalesinden kaynaklanan herhangi bir alacağın kalmadığı, maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunulmayacağı beyanının resmi senede geçirildiğini, davacının takip dolayısıyla ortaya çıkan zararlarının karşılanması adına takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile davacının uğradığı zararın tazmini gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne, davalı tarafından başlatılan icra takibinin davacının icra tehdidi altında ödemiş olması sebebiyle alınan 41.511,89 TL ‘nin ödeme tarihi itibariyle kanun faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takibe konu senedin ödeme tarihinden itibaren yapılan ödemeler de dikkate alınarak davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekilinin 02/01/2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin süt sağım sağımhane makineleri ekipmanları satım işini yaptığını, müvekkilinin davacı ile arasında süt sağım sistemleri alım ihalesi çerçevesinde ticari ilişkisi olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin otomatik süt sağım sistemi için yaptığı teklifin 29.800,00 TL olmasına rağmen 72.600,00 TL + KDV dahil 78.408,00 TL fatura kestiğini, bu nedenle Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının süt sağım sistemi için ödeme yapmadığını, kendilerinin fazladan KDV ödemek zorunda kaldığını iddia ettiğini aksine Tarım İl Müdürlüğüne verilen teklifin 72.600,00 TL olduğunu, davacı tarafın bahsetmiş olduğu 29.800,00 TL teklifin …’a verilen teklif olduğu ve kabul edilmeyen teklif olduğu, müvekkilinin kırsal kalkınmayı destekleme kurumu olan …’a otomatik süt sağım sistemi sağımhane projesi hakkında teklifte bulunduğu, bu teklife konu otomatik sağım sisteminde sürü yönetim sistemi entegrasyonu otomatik başlık çıkarıcı özelliği ve elektronik süt akış ölçüm cihazı özelliği olmadığı, … mecburi ekipman olduğu için sağım sistemini müvekkilinin kendi bütçesinden almasını talep ettiğini, müvekkilinin kendi bütçesinden almak için Tarım İl Müdürlüğüne başvurduğunu, müvekkilinin … yerine Tarım İl Müdürlüğüne %50 hibe başvurusunda bulunarak yeni bir otomatik süt sağım sistemi sağımhane teklifi sunduğu, bu teklifin … a sunulan tekliften farklı bir ürün olduğu, bu yeni üründe sürü yönetim sistemi entegrasyonu otomatik başlık çıkarıcı özelliği ve elektronik süt akış ölçüm cihazı özelliklerinin olduğunu, Tarım İl Müdürlüğü tarafından yeni ürünün deney raporunun yapıldığı davacının da bu ürünün hibesini aldığı, Tarım İl Müdürlüğüne sunulan teklifteki sağım sisteminin kapsamı ve özelliklerinin … a sunulan teklifteki sağım sisteminden daha yüksek olduğu, … a sunulan teklifin mekanik ve kapsamı düşük olduğu, bu iki teklif arasındaki fiyat farkının da bundan kaynaklandığını, bu nedenle davacının iddiasının aksine söz konusu teklif tutarının 72.600,00 TL olduğu 29.800,00 TL teklifin … a yapılan ve kabul edilmeyen teklif olduğu, bir diğer hususun da davacı tarafın borç ilişkisinin bittiğine dair Konya . Noterliği … yevmiye numaralı 18/10/2016 tarihli ibranameye göre sağımhane – projesinden kaynaklanan herhangi bir alacağın kalmadığını maddi ve manevi hak talebinde bulunulamayacağını iddia ettiğini ancak söz konusu ibranamenin 126.106.18 TL bedelli faturaya konu alacağın tahsili sebebiyle imzalanmış bir ibraname olduğunu, imzalanan ibraname tarihinden sonra da davacının farklı tarihlerde ticari ilişkin çerçevesinde müvekkiline ödeme yapmaya devam ettiğini, ödemeler doğrultusunda 22/09/2016 tarihli ve 11/10/2016 tarihli faturalar düzenlendiğini, ibranamenin taraflar arasındaki tüm borç ve alacak ilişkilerini havi bir ibraname olmadığını, davacı tarafın Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, icra tehdidi altında ödeme yaptıklarını ve aslında 41.511,89 TL borçlu olmadıklarını, bu bedelin iadesini talep ettiklerini belirtmiş iseler de davacıdan fazladan tahsil edilen bir bedelin olmadığı aksine davacının 48.403,00 TL müvekkile borçlu olduğunu, davacının icra tehdidi altında ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını beyan ederek davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun … soruşturma numaralı dosyası, Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası istenmiş, Konya Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğünden ilgili belgeler, Malatya Fırat Vergi Dairesi Müdürlüğünden ilgili belgeler, Malatya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ilgili belgeler, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığından ilgili belgeler, Hekimhan Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünden ilgili belgeler, Malatya Tarım İl Müdürlüğünden ilgili belgeler, Malatya Tarımsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan ilgili belgeler, Mali Müşavir bilirkişisinden tarafların defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmış ve raporları tebliği sağlanmıştır.
Mali Müşavir bilirkişisi …’in 21/05/2018 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; Davalı şirketin 2016 ve 2017 hesap dönemine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, ticari defterlerine yapılan kayıtların birbirini doğrular nitelikte olduğu, HMK. M. 222 de belirtilen kanuni şartları taşıdığı ve sahibi lehine delil olma ve ispat kuvvetine sahip olduğu, Davalı tarafın 2016 ve 20017 yılları itibariyle davacı şirkete mal sattığı ve fatura kestiği, davalı şirketten herhangi bir mal ve hizmet satın almadığı nazara alındığında 6102 ayılı TTK da tarif edilen şekilde bir cari hesap ilişkisinin olmadığı, Davalı tarafın davacı adına düzenlediği faturaların açık fatura olarak düzenlendiği ve ticari defterlerine açık satış olarak kaydedildiği, Davalı şirketin 2016 yılında davacı adına düzenlediği faturaların, davacı tarafın yevmiye defterine raporun II/E bölümünde belirtilen tarih ve tutarlarda “120. Alıcılar Hesabına -BORÇ- ve 391. Hesaplanan KDV ve 600. Yurtiçi Satışlar Hesabına —ALACAK-” kaydedilmek üzere muhasebeleştirildikleri, Dava konusu 25 Haziran 2016 tarihli ve 32.500,00 TL tutarlı senedin “teminat senedi” olduğuna ilişkin davalı tarafın ticari defterlerinde herhangi bir kaydın olmadığı, Davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre; davalı şirketin davacı adına 2016 yılında 3 adet fatura karşılığı 234.664,18 TL KDV dâhil satış yaptığı, 81.105,00 TL bankadan para gönderdiği, buna göre davalı şirketin davalıdan (234.664,18 * 81.105,00 -) 315.769,18 TL tutarında alacağının oluştuğu, buna karşılık davacı taraftan 2016 ve 2017 yıllarında banka kanalı ile 267.366,68 TL ödeme aldığı ve dava tarihi itibariyle davalı İlgun Tarım şirketinin davacıdan 48.402,50 TL tutarında alacağının kaldığı, Davacı tarafın davalı İlgün Tarım şirketine 2016 yılında 30.000,00 ve 32.500,00 TL tutarlı iki adet senet düzenleyerek verdiği, davalı İlgün Tarım şirketinin bu senetleri 20.08.2016 tarih ve … yevmiye numarası ile ticari defterine kaydettiği, senetlerin davalı şirketin kayıtlarına intikal ettirildiği 20.08.2016 tarihinde 120. ALICILAR Hesabının -107.501,18 Ters bakiye verdiği nedeniyle bahse konu senetlerin “sipariş avansı” niteliğinde olduğu, akabinde davacı tarafından banka kanalıyla ödemeler yapıldıkça, senetlerin davacı tarafa iade edildiği ilişkin rapor edilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 22/09/2022 tarihli beyan dilekçesi ile; “Daha önce bahsettiğim üç ayrı satış sözleşmesinin olduğunun doğru olduğunu, üç defa ayrı ayrı mal teslim ettiğimi, kestiğim faturaların hepsinin mal tesliminden sonra olduğunu, hiç bir şekilde elden para almadığımı, ticaret koşullarına uygun bir şekilde davrandığımı, gerçekte aslında tek bir ticari işlem yapılmışken birden fazla ticari işlem yapılmış gibi göstermediğimi, fiyat teklif formu ile fiyatlar açısından bağlı kaldığımı, fiyat teklif formunda yer alan malların hepsini eksik ve tam olarak teslim ettiğimi namusum, vicdanım ve kutsal saydığım bütün değerler üzerine yemin ederim” şeklinde davalıya yöneltilmesini istedikleri yemin metnini sunmuştur.
Davalı şirket yetkilisi Nazmi Başak İlgün 29/09/2022 tarihli duruşmada yemin eda etmiştir.
Dava, “İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Davacının kurmayı düşündüğü tarım işletmesi için Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumuna 50 başlık süt sığırcılığı projesi sunduğunu ve bu hibe projesinin kabul edildiğini, bunun üzerine davalı şirketten kurulacak işletme ekipman ve malzemelerinin alımı için teklif alındığını, 179.960,00 TL bedelli teklif verildiğini, davalı şirket ile 29/07/2016 tarihinde 126.106,18 TL sözleşme bedeli olan Makine Ekipman Alımı Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davacı tarafından davalı şirkete … Bankası üzerinden 30.000,00 TL, 75.000,00 TL, 45.000,00 TL, 81.106,18 TL olmak üzere toplam 213.106,18 TL ödeme yapıldığını, ayrıca davalı ile davacı arasında yapılan sözleşme uyarınca 30.150,00 TL bedelli, 78.408,00 TL bedelli, ve 126.106,18 TL bedelli 3 adet fatura mevcut olduğunu ve bu faturaların toplam bedelinin 234.664,18 TL olduğunu, davalı tarafın otomatik süt sağım sistemi için yaptığı teklifte 29.800,00 TL teklif verdiğini, ancak kestiği faturada 72.600,00 TL + KDV olmak üzere 78.408,00 TL olduğunu, bu durum nedeniyle hibe desteği veren Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı süt sağım sistemi için ödeme yapmadığını, bu da davacı tarafından davalı şirketten 29.800,00 TL bedel ile alınmış olan kesilen fatura neticesinde davacının fazladan KDV ödemek zorunda kaldığını, davacının davalı şirkete teminat amaçlı olarak takibe konu senetleri imzalayarak verdiğini ancak davalı tarafın bir borç içermeyen teminat senetleri ile takip yaptığını ve icra baskısı altında davacı tarafından bu borcun ödendiğini, davacının davalı tarafla ile borç ilişkisinin bittiğine dair Konya . Noterliği … yevmiye sayılı ve 18/10/2016 tarihli ibraname düzenlendiğini, bu ibraname neticesinde tedarikçi … İlaç San. Tic. Ltd. Şti.’ye davacının 50 başlık Süt Sığırcılığı Projesi Makine Ekipman Alım ihalesinden kaynaklanan herhangi bir alacağın kalmadığı, maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunulmayacağı beyanının resmi senede geçirildiğini, davacının takip dolayısıyla ortaya çıkan zararlarının karşılanması adına takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile davacının uğradığı zararın tazmini gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne, davalı tarafından başlatılan icra takibinin davacının icra tehdidi altında ödemiş olması sebebiyle alınan 41.511,89 TL ‘nin ödeme tarihi itibariyle kanun faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takibe konu senedin ödeme tarihinden itibaren yapılan ödemeler de dikkate alınarak davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde; “(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK.nun 200.maddesinde;”Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” şeklinde, HMK’nun 201.maddesinde:”Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, 6100 Sayılı HMK’nın 225-239. Maddeleri arasında yemin hukuki müessesesi düzenlenmiştir. (Yargıtay . HD’nin 15/01/2018 tarihli … Esas, … Karar sayılı ilamı, özü; yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Yüksek Yargıtay . HD’nin 20/09/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı, özü; bir kimsenin bir hususu bilmesi, onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.)
Dosyamız incelendiğinde davacının öncelikli olarak Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ödemiş olduğu 41.519,89 TL’nin iadesine ilişkin dava açmış olduğu, söz konusu alacağın kaynağının davalı taraf ile arasında yapmış oldukları tarım aletlerinin alım satımına ilişkin ticaretten kaynaklandığı, söz konusu ticaretin birkaç sefer tekrarlandığını , söz konusu malların bedelini gerek kendisi gerekse Tarım Bakanlığına bağlı Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun nezaretinde ödendiği ve dolayısıyla davalıya hiçbir borcu olmamasına rağmen davaya ilişkin ödeneği yaptığını, iddia etmiştir. Davalı vekili ise çeşitli zamanlarda vermiş olduğu cevap dilekçelerinde davacıdan alacaklı olduğu, alacağına ilişkin elinde senet olduğunu ve söz konusu senedi takibe koyarak alacağını tahsil ettiğini, dolayısıyla davacının yapmış olduğu ödemede herhangi bir haksızlık olmadığını beyan etmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında ve ticari defterlerin incelenmesinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ancak karşılıklı defterlerin incelenmesinde tarafların söz konusu dosyada bulunan faturalara ilişkin karşılıklı herhangi bir borcunun ve alacağının bulunmadığı ancak davaya konu senet hakkında herhangi bir kayıt bulunamadığı işaret edilmiştir.
Davacı taraf davaya konu senedin kendisine ait olmadığı ve bu konu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu dosya kapsamında bildirmiş , mahkememizde söz konusu şikayet dosyasının neticelenmesini beklemiş, ancak davalı taraf hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma … karar sayılı ilamı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili son olarak dava dilekçesinde de mevcut olan yemin delilini kullanacağını bildirdiğinden davalı tarafa yemin teklifi ve metni gönderilerek davalı asilin davaya ilişkin yemini eda ettirilmiştir.
Dosya kapsamında bütün deliller bilirkişi raporları ve bütün unsurlar değerlendirilirken ve bununla birlikte Cumhuriyet Savcılığının takipsizlik neticesiyle sonuçlanan dosyası da bekletici mesele yapılarak söz konusu dosyanın da irdelenmesi neticesinde mahkememizin devamı esnasında davacı tarafça yemin deliline başvurulduğu ve davalı tarafında yemin ettiği dikkate alındığından ; davacı taraf delil listelerinde yemin delili de bulunduğu bu nedenle yemin deliline başvurduklarına ilişkin beyanda bulundukları ve bununla ilgili usul işlemleri tamamlayarak davalı tarafa yemin tekliflerini yerine getirmelerini davalı tarafında yemin teklifini kabul ederek yetkilisiyle mahkememiz duruşma salonunda yemini eda ettiği,
Usul yasamızın 225-239 maddeleri arasında yer alan kesin delil kabul ettiğimiz yemin kurumu mevcudiyetinden davacı taraf yasanın 227. maddesine dayanarak yemin teklifinde bulunmuştur. Bir vakada yemin edilirse artık o olayda başkaca bir delil göstermeye gerek yoktur, o olayın doğruluğu kesin olarak ispatlanmış olur. Davacı taraf, yemin teklifinde bulunarak bu hakkında yararlanmış, ancak davalı taraf yemin teklifini kabul etmiş usulüne uygun yemin etmiş, böylelikle yeminin edası tamamlanmıştır. Davalı taraf haklılığını ispat etmiştir.
Davalı yemin etmekle artık başkaca üzerinde bir sorumluluğun kalmayıp davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ancak davacı tarafın herhangi bir kötü niyeti ispatlanmadığından kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş olup vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatının ispatlanamaması nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 709,06 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafça fazladan yatırıldığı anlaşılan 628,36 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 154,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 41.519,89 TL olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde ilgili taraflara iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin, davalı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip Hakim