Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/687 E. 2022/150 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI

Mahkememizde görülmekte bulunan ” İtirazın iptali ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ” Davalı şirkete ait olan … plakalı çekici ve …plakalı römork, müvekkilim sigorta şirketine ait … numaralı … Taşıma Sigorta poliçesi ile sigortalı olan, … Tic. Ltd. Şti.’ye ait emtiaları Almanya/Greven’de bulunan … gönderirken malların bir kısmı ıslanarak hasarlanmıştır. Davaya konu hasarlanan emtiaların taşıma işi dilekçemiz ekinde sunduğumuz Uluslararası Hamule Senedi’nden de anlaşılacağı üzere … Taşımacılık Dış Tic. A.Ş. sorumluluğuna verilmiştir. Davaya konu emtiaların ıslanarak hasarlandığı sevk irsaliyesine düşülen “… nolu palet ıslaktır. Kılıflar kullanılamaz.” ibaresinden ve 22.12.2015 düzenleme tarihli ekspertiz raporundan kesin olarak anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporu ve diğer hasar evrakları Almanca ve İngilizce olup tarafımızdan … Tercüme Bürosu çalışanı yeminli tercüman … ‘a tercüme ettirilmiş olup orijinalleri ve tercümeleri ekte sunulmuştur. Taşınan mallar yatak kılıfi olup 6100 pamuktan imal edildiğinden ıslanma halinde kullanılamaz hale geleceği açıktır ve nitekim 22.12.2015 tarihli raporda da ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere başkaca yollarla da zararı azal! mümkün olmamıştır. TIK md: 875 “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın uyamndan, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” der. Emtianın taşınması işini üstlenen davalı şirket emtiayı alıcıya hasarsız ve zamanında ulaştırmakla yükümlüdür. Taşınan emtia teslim alınıp yola çıktıktan sonra ıslanarak zarar gördüğüne göre, sorumluluk tamamen taşıyıcıya aittir. Bahse konu taşıma işinde aynı zamanda uluslararası bir nakliyat söz konusu olduğundan; CMR Konvansiyonu madde 17/1 ” Taşımacı, yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” maddesi gereği sorumluluğun tamamen davalı taşıma şirketine ait olduğu açıktır. Yukarda izah edilen sebeplerle; davalı şirket ve hakkında başlatılan icra takibinin, haksız ve hukuka aykırı itirazının kaldırılması ve ödenen bu tazminatın borçlulardan müteselsilen rucuen tahsili için bu davayı açmak gereği hasıl olmuştur.” şeklinde dava açtığı görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ” C.M.R. 30/1. maddesi aynen “ Gönderilen, taşıyıcı ile beraber durumunu kontrol etmeksizin ve genel görünümü itibariyle zıya ve hasar hakkında taşıyıcıya ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin eşyayı teslim aldığı takdirde, aksi ispat edilinceye kadar gönderilenin eşyayı taşıma senedinde yazılı olduğu biçimde teslim aldığı varsayılır, ihtirazi kayıt, ziya veya hasarın haricen belli olduğu durumlarda en geç eşyanın teslimi anında, ziya veya hasarın haricen belli olmadığı durumlarda ise en geç, Pazar ve resmi tatil günleri hariç, teslim tarihini izleyen yedi gün içerisinde ileri sürülmelidir. Haricen belli olmayan ziya veya hasarlarda ihtirazi kaydın yazılı olmak zorunludur” hükmüne amirdir. Uluslar arası taşımalarda eğer emtia üzerinde bir hasar var ise Uluslar arası Hamule Senede şerh düşülmektedir. Eğer Hamule Senet üzerine şerh düşülmemiş ise bu durum emtianın sağlam ve eksiksiz olarak teslim alındığı anlamına gelmektedir.
Dava dosyasına sunmuş olduğumuz Uluslar arası Hamule Senette görüleceği üzere (EK-1) Alıcı firma tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt düşülmemiştir. Bu durum ise emtianın sağlam ve eksiksiz alındığı anlamına gelmektedir. Davacı yanca dava dosyasına üzerinde yabancı dilde bir ihtirazi kayıt konulduğu belirtilen CMR belgesi sunulmuş ise de işbu ihtirazi kaydın daha sonra konulduğu müşahede edilmektedir. Kaldı ki müvekkilimiz şirket elinde bulunan taşıma belgesine ihtirazi kayıt konulmadığı takdirde kendi ellerinde bulunan belgeye ihtirazi kayıt konulmasının bir anlamı olmayacaktır. Şöyle ki; CMR Konvansiyonu 5. maddesine göre taşıma senedi 3 suret düzenlenir. 1. suret göndericide kalır, 2. suret yükle gönderilir, 3. suret taşıyıcıda kalır. Taşıyıcı da hamule senedin kalmasının mantığı, taşıyıcının malı teslim ettiğini ispatlayabilmesidir. Bu sebeple taşıyıcı malı teslim ettiğinde kendisinde bulunan suret üzerine alıcıdan malları teslim aldığına dair kaşe ve imza ister. Ancak eğer alıcı malları eksik yahut hasarlı teslim aldı ise taşıyıcının elindeki nüshaya ihtirazi kaydını derc ederek imzasını atar. Dava dosyasına tarafımızca sunulan Hamule Senet incelenir ise Emtianın Alıcı tarafından teslim alındığına ilişkin imza ve kaşenin bulunduğu görülecektir. Yine aynı Hamule Senet üzerinde alıcının Emtiaların eksik yahut hasarlı teslim edildiğine ilişkin herhangi bir ihtirazi kayıtının olmadığı da görülecektir. Dolayısıyla emtiaların müvekkilimizce eksiksiz ve hasarsız olarak teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir. Yüksek Mahkeme kararları da taşıyıcının yahut temsilcisinin bulunmadığı durumlarda tutulan tutanak yahut hasar tespitlerine itibar edilmesinin hatalı olduğu ve hasarın taşıma esnasında oluştuğunun ispat yükünün böyle durumlarda davacı tarafta olduğu yönündedir. “Dava, yurt dışı taşıma sırasında oluşan hasar bedelinin rucuen tahsili istemine ilişkin olup davalı taşıyıcı, taşınan emtianın tam ve eksiksiz bir şekilde alıcıya teslim edildiğini, kendisine süresi içinde hasar ihbarının yapılmadığını savunmuş, davacı ise malın hasarlı olarak teslim edildiğine ilişkin … …. ve … … isimli iki personelin tuttuğu tutanağa dayalı olarak emtianın davalı tarafça taşınması esnasında hasarlandığını ileri sürmüştür. Davacının dayandığı bu tutanağı tanzim eden …… …… ve …… …. isimli kişilerin davalı taşıyıcının personeli olmadığı, sigortalının iştiraki olan bir firmada çalıştıkları sabittir. Olayda uygulanması gereken CMR Konvansiyonunun 30/1. maddesinde alıcının, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm etmesi halinde, bu hususun onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına kanıt oluşturacağı, açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirmenin yazılı olarak yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı tarafından malın davalının taşıması esnasında hasarlandığı iddiasına dayanak olarak sunulan belgede taşıyıcının imzası bulunmadığı gibi davacı bunun dışında da CMR konvansiyonunun 30’uncu maddesinde belirtilen süre içinde hasarın davalı taşıyıcıya ihbar edildiğine ilişkin bir delil sunmamıştır. Bu durumda taşınan emtianın hasarsız bir şekilde teslim edildiğine ilişkin davalı yararına karine oluşmuş olup malın taşıma esnasında hasarlandığını ispat yükü davacı üzerindedir. Mahkemece, CMR Konvansiyonunun anılan maddesi hükmü uyarınca değerlendirme yapılmaksızın hasarın taşıma sırasında meydana geldiği yönündeki soyut gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay . Hukuk Dairesi … E., … K.” taşımaya konu emtialar sağlam ve eksiksiz olarak teslim edilmiştir. Müvekkilim şirket taşımaya konu emtiayı hasarsız ve eksiksiz olarak teslim etmiştir. Alıcı tarafından emtialar teslim alınırken Uluslar arası hamule Senede herhangi bir ihtirazi kayıt düşmemesi de bu hususu tevsik etmektedir. Emtiaların hasarlı teslim edildiğine ilişkin müvekkil şirket şoförünün imzasını taşıyan yahut Resmi bir belge de Davacı yanca sunulamamıştır. Davacı yanca ibraz edilen Ekspertiz Raporu ise aleyhe tespitleri ile itibar edilecek bir rapor değildir. Zira görüleceği üzere teslimden 13 gün sonra yapılmış bir ekspertiz incelemesi olup tamamen alıcının beyanları çerçevesinde yapılmış bir ekspertizdir. Kaldı ki ekspertiz raporunda “alıcı tarafından alınan bilgiye göre, mallar katranlı muşamba treyler üzerinde teslim edildi. Söylendiğine göre, treyler zemini ve katranlı muşamba zarar görmemişti (Yani bozulmamıştı) teslimat esnasında hiçbir delikte bulunmadı. Zemin kuru olarak tespit edildi” şeklinde cümlelere yer verilmiştir. Bu cümlelerde aslında müvekkil tarafından ürünlerin sağlam teslim edildiğini gösterir delillerdir. Kaldı ki oldukça yüklü bir teslimatta sadece bir palette ıslaklık bulunması kuvvetle muhtemel teslimattan sonra alıcı adresinde bu ürünlerin ıslandığına işaret etmektedir. Aksi düşünülse idi bütün malların zarar görmesi yahut en azından treyler içerisinde su tespit edilmesi gerekirdi. Dolayısıyla davacı yanın sunmuş olduğu delillerin hiçbirisi hasarın varlığını ispatlayıcı mahiyette değildir. Bu sebeple emtiaların eksiksiz ve tam teslim edildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple haksız ve mesnetsiz açılmış iş bu davanın reddini talep etmekteyiz. cmr 17/2 ve 17/4 gereğince müvekkil şirketin tazminat sorumluluğuna gidilemez. Yukarıda da arz ettiğimiz üzere müvekkilce emtialar hasarsız ve eksiksiz teslim edildiği için müvekkil şirketin tazminat sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Ancak ikrar kabul edilmemesi kaydı ile bir an için hasarın varlığı kabul edilse dahi davacı yanın ve davacı yanın sigortalısının afaki beyanlarına dayalı hazırlanmış eksper raporundaki ifadelerden hareketle hasarın gerçekleşme biçimine göre müvekkil taşıyıcı şirketin sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Şöyle ki, CMR 17/2. maddesi “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.” hükmüne amirdir. C.M.R. 17/4-b maddesi “Ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması” , CMR 17/4-c maddesi ise “eşyanın gönderen, gönderilen veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması” durumlarında taşıyıcının sorumluluğuna gidilemeyeceğini hükme bağlamış olduğundan müvekkil şirketin tazminat sorumluluğu olmayacaktır. Kesinlikle ikrar kabul edilmemek kaydı ile bir an için müvekkilin hasar sebebi ile sorumlu olduğunu düşünsek dahi hasarda taşıyıcıya rücu meblağı cmr 23. madde hükümlerine göre hesaplanmamıştır. C.M.R. 23/1. maddesi “İşbu antlaşma hükümleri gereğince taşıyıcı, eşyanın kısmen veya tamamen ziya uğramasından dolayı tazminat ödemekle yükümlü tutulursa bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.” hükmüne yer vermişken 23/2. maddesi de “ malın kıymeti, ticaret borsası fiyatına göre saptanır. Eğer böyle bir fiyat yoksa, geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit yapılır. Eğer ne ticaret borsası ne de geçerli piyasa fiyatı mevcutsa tespit, aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır.” hükmüne amirdir. 23/3. maddesi ise sorumluluk sınırını belirlerken “herhalde tazminat, eksik brüt ağırlığın beher kilogramı başına 8,33 hesap birimini aşamaz” hükmünü içermiştir. Davacı yan dava değerini belirlerken sigortalılarının kesmiş oldukları faturalara ve alıcının beyanlarına dayanmışlardır. Ancak bunun kabulü tarafımızca mümkün değildir. Çünkü fatura tek başına malın kıymetini tespitte yeterli değildir. Yargıtay . Hukuk Dairesi vermiş olduğu bir kararında “Hükümden anlaşılacağı üzere eşyanın değerinin tespitinde eşyanın gönderen/gönderilen için ifade ettiği değerin tazminatın belirlenmesinde herhangi bir önemi yoktur. Eşyanın gönderen ile gönderilen arasında belirlenmiş, örneğin faturaya geçirilmiş değeri, eşyanın piyasa değerinin belirlenmesinde önemli bir emare teşkil eder. Ancak, gönderen ve gönderilenin belirlemiş oldukları söz konusu değer, eşyanın değeri hakkında kesin bir kanıt niteliği taşımadığından ve CMR’nin 23/2.nci maddesinde tazminatın hesabında eşyanın fatura değeri değil, piyasa değeri ölçüt kabul edildiğinden, faturada yer alan değerin gerçek değeri yansıttığı ölçüde tazminat hesabının belirlenmesinde göz önüne alınabileceği açıktır. Bu durumda mahkemece CMR’nin 23/2’nci maddesi hükmü göz önüne alınarak mal değerinin belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, faturadaki değerin kadri maruf değer olarak kabulü suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. (Y..HD.,T.22.11.2005,E…. ,K… )” şeklinde hüküm tesis ederek faturanın dahi tek başına değer belirlemede kriter olamayacağını, faturada belirtilen değerin piyasa değerine uygun olup olmadığının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple dava değerine itiraz ediyor ve malın değerinin tespiti için Sayın Mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinde yukarıda belirtmiş olduğumuz hususların dikkate alınmasını talep ediyoruz. C.M.R. 23/3. madde ödenecek tazminat miktarında bir üst sınır getirmiş olduğundan hesaplama, tazminat miktarı hiçbir şekilde eksik brüt ağırlığının kilogram başına SDR (Uluslararası Para Fonunca tarif edilen “Özel Çekme Hakkı”) hesap birimini geçmeyecek şekilde yapılmalı, eğer bu hesaplama sonucu tespit edilen değer gerçek değeri geçiyor ise gerçek değer üzerinden tazminat miktarı tespit edilecek şekilde yapılmalıdır. Ayrıca davacı yanca hasarlandığı iddia olunan ürünlerin sovtajının mümkün olmadığı/kıymetsiz olduğu belirtilmiş ise de rahatlıkla satılabilecek-sovtajı yapılabilecek tekstil ürünlerinin ıslaklık sebebiyle kullanılamaz olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Herhangi bir imha tutanağı da sunulmamış olmakla işbu ürünlerin sağlam olduğu kabul edilmeli yahut işbu talebimiz kabul edilmez ise gerçek değerine yakın bir sovtaj bedelinin tazminattan düşülmesi gerekmektedir. C.M.R. Konvansiyonunun 27. maddesi talep edilecek faiz oranının yıllık %5’i geçmeyecek şekilde olması gerektiğini ve isteğin yazılı olarak taşımacıya gönderilmesi tarihinden itibaren faizin başlayacağını, aksi takdirde faizin dava tarihi itibariyle başlayacağı düzenlemiştir. Ancak davacı yan takip talebinde sigortalılarına ödeme tarihinden itibaren%9 faizi işletmişler ve takip sonrası içinde aynı faizin işletilmesini talep etmişlerdir. Bu husus açıkça CMR 27. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. ” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda özetle; Takdiri ve keyfiyeti sayın mahkemenize ait olmak üzere, görevlendirmeniz hususunda yaptığımız inceleme ve tespitlerimiz sonrasında, yukarıda sunduğumuz görüşlerimiz sonucunda; Davacı sigorta firmasının sigortalısı ile davalı firma arasında 02.12.2015 tarihli Uhuslararası Hamule Senedi (Taşıma Senedi) kapsamında taşıma sözleşmesi olduğu, Dosyaya sunulu eksper raporu tespitine ilişkin yapılan değerlendirmeler uyarınca taşınan yatak örtüsü emtialarının ıslanması ile oluşan hasarın doğrudan taşıma sürecinde gerçekleştiğine dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı, Islanan emtilara ilişkin alınan eksper raporunda ürünlerin yeniden değerlendirilebilmesi için farklı firmalar ile görüşüldüğü, alnan fiyatın yüksek olması sebebiyle söz konusu teklifin değerlendirilmediği, aytıca ürünlere ilişkin adet başına Euro * KDV tutarında ancak değerlendirildiğine dair bulguya rasllanmırlığ.ı, dolayısıyla ıslanan emtialara ilişkin sovtaj veya yeniden değerlendirme hususların mümkün olduğu kanaatlerine ulaşıldığı, bu hususun tekstil-emtia uzmanı değerlendirmesi gerektirdiği, Ayrıca davacı tarafın dava dosyası içeriğinde dosya konusu 13.811,16 TL’lik tutarı dava dışı sigortalısına ödediğine sunduğu sistem ekran görüntülerinin, sayın mahkemenin ödemeye ilişkin evrakların talep edilmesi ile tekrar sunulduğu, ancak ekran görüntüsünde her ne kadar ödeme tarihi olsa da ödemenin yapıldığına dair banka dekontu havale makbuzu veya sair şekilde ödemeyi tevsik eden belge olmaması sebebiyle sigortalının haklarına halefiyet hakkının olmayacağının değerlendirildiği, Tarafların sunduğu taşıma senetleri arasında çelişki olduğu, her iki evrakta da CMR Senetleri üzerinde yer alan 22 nolu teslim alındığına ilişkin hanede alıcı firmanın kaşe ve yetkili imzasının olduğu, ancak davacı tarafın nüshasında şerh olmasına karşın davalı yanın orijinal olduğunu beyan ederek sunduğu CMR senedinde bu şerhin olmadığı, Bu hususta konvansiyon CMR Md.30 kapsamında belirtilen sürede yazılı ihbarın yapılıp yapılmadığının dosya kapsamında incelenmesine karşım, doğrudan taşıyıcıya yapılan yazılı bir ihbara ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı, dolayısıyla dava konusu ürünlerin eksiksiz ve hasarsız olarak tesliminin gerçekleştirildiğinin değerlendirildiği, Gelinen aşamada, davacının ödemesi sabit olmadığı gibi; hasarın meydana geldiği aşamanın da davalının taşıma sürecinde olduğunun sabit olmadığı, CMR m.17 gereği taşıma süreci hasarını ve TTK m.1472 gereği ödemeyi davacnın ortaya koyması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; CMR taşıma senedi ve sair sevk evrakına göre davalının akdi ve fiili taşıyıcı sıfatıyla üstlenilen taşımada davalıya husumet yöneltilebileceği; Davacı tarafından ödendiği belirtilen 13.811,61 TL. zararın kadri marufunda olduğu, Emtianın niteliği ve kullanım amacı gözetilerek, sovtaja yer olmadığı, Davacı tarafça tazmin edilen gerçek zararın CMR m.23/3 gereği hesaplanan sınırlı sorumluluk miktarının üzerinde olduğu gözetilerek davacının 13.811,61 TL tazminat aslını takip konusu edebileceği, asıl alacağa ( taleple bağlı kalınarak) X9 yıllık faiz uygulamasının Yargıtay kararlarına uygun düşeceği,” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesine ek rapor aracılığıyla gönderildiği, bilirkişi heyetinin ek raporunda; CMR taşıma senedi vs. sevk evrakına göre davalının akdi ve fiili taşıyıcı sıfatıyla üstlendiği taşımada kendisine husumet yöneltilebileceği, Davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen 13.811,61 TLnin kadri marufunda olduğu, Hasarlı emtianın sovtaj değerinin olmadığı, Davacı şirketçe talep edilebileceği maddi zararın 13.811,61 TL olduğu. “şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu 15/02/2022 tarihli beyan dilekçesinde; ” Yukarıda esas numarası verilen mahkemeniz dosyasına konu Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya borcu davalı – borçlu şirket tarafından ödenmiş olup mahkemeniz dosyası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ederiz. Davalı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebimiz yoktur. Gereğinin yapılmasını vekaleten arz ve talep ederiz” demiştir.
Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu bila tarihli dilekçesinde; “Dava konusu uyuşmazlıkta davalı tarafından davacıya sulhen ödeme yapıldığından ve davacı tarafça ödemenin alındığı ve davanın konusuz kaldığı Sayın Mahkemeye bildirildiğinden, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini saygı ile bilvekale arz ve talep ederiz. Davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebimiz yoktur.” demiştir.
Aynı zamanda davacı vekili mahkememizin 23/02/2022 tarihli duruşmasında; “duruşma saatinden önce olsa da taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak saatinden önce alınmasını talep ediyoruz, taraf vekilleri olarak anlaştık dosyada bu konuda da beyan vardır, karşı taraftan masraf vekalet ücreti gibi dava konusu ve ferilerine ilişkin hiçbir talebimiz yoktur, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep ederiz” demiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmıştır.
Mahkememiz dosyasına taraf vekillerince ibraz edilen dilekçelerde mahkemeniz dosyasına konu Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya borcu davalı – borçlu şirket tarafından ödenmiş olup mahkemeniz dosyası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ederiz, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini saygı ile bilvekale arz ve talep ederiz dedikleri görülmekle taraf vekillerinin beyanları da dikkate alındığında davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1- Taraf vekillerinin beyanları da dikkate alındığında davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan 247,97 TL harcın karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından mahsubu ile fazla yatan 167,27 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 25 TL yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara iadesine,
6- Taraf vekillerinin beyanları dikkate alındığında masraf ve vekalet ücreti konusunda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren birleştirme kararına karşı asıl karar ile birlikte iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.