Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/683 E. 2022/393 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: …Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkil … arasında 29.04.2016 tarihinde SİPARİŞ (ESER) SÖZLEŞMESİ imzalanmıştır. İmzalanan sözleşme ile davalı şirket, müvekkile “3 ADET KLASİK … KAPAKLI RÖMORK (Özellikleri ; Uzunluk:5,80 Mt En:220 Cm, Kapak:100 Cm, İlave:40*40 Cm, Dingil: Standart 2 Dingil, Şase:Oklu-Geriye Damper-Arka Kapak Hidrolik Kilitli-Çift Dingil Tandem, Lastik:295/80-19,5-11-13 Porya-8 Bijon- Bidrolik Frenli)” imal ederek 15.06.2016 tarihide teslim edeceğini taahhüt etmiştir. Sözleşme aslı dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Müvekkilin davalı şirketten sipariş ettiği “ 3 Adet Klasik … Kapaklı Römork” sözleşmede bulunan 15.06.2016 teslim tarihinden çok daha ileri bir tarih olan 17.08.2016 ve 18.08.2016 tarihlerinde müvekkile teslim edilmiştir. “2 Adet Klasik … Kapaklı Römork” 17.08.2016 tarihinde teslim edilmiştir. Buna ilişkin davalı tarafından düzenlenen 17.08.2016 tarihli iki adet sevk irsaliyesi dilekçemiz ekinde sunulmuştur. “1 Adet Klasik … Kapaklı Römork” ise 18.08.2016 tarihinde teslim edilmiştir. Söz konusu geç teslime ilişkin müvekkil tarafından Adana . Noterliği’ne 18.08.2016 tarih, … yevmiye no ile yaptırmış olduğu tespit tutanağı ve iki adet fotoğraf dilekçemiz ekinde sunulmuştur. 6098 Sayılı Tütk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesinde “Borçlunun Temerrüdü” düzenlenmiştir. TBK 117. maddesi borçlu temerrüdünün şartlarını şu şekilde ifade ediyor : “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle… borçlu temerrüte düşmüş olur…” Madde hükmünden açıkça anlaşıldığı gibi; Borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşması ile belirlenmişse borçlunun temerrüde düşmesi için ihtara gerek yoktur. Somut olaya bakıldığında sözleşmede teslim tarihi 15.06.2016 olarak kararlaştırılmış, teslim tarihinde borç ifa edilmemiştir. Dolayışıyla 15.06.2016 Çarşamba gününün sona ermesi ile herhangi bir ihtara gerek olmadan borçlu temerrüde düşmüş bulunmaktadır. Müvekkil … miısir silajı yapımı, paketlenmesi ve misir. silajı taşıma işi yapmaktadır. Müvekkilin yaptığı iş gereği yılın en yoğun çalışılan döneminde davalı şirket tarafından sipariş edilen ürünlerin geç teşlim edilmesi çok büyük bir mağduriyet doğurmuştur. Müvekkil, davalı şirketin sipariş edilen ürünleri, sözleşmedeki teslim tarihinde teslim edeceği düşünce ve inancıyla iş planlamasını bu tarihe göre yapmıştır. Fakat sipariş edilen ürünlerin geç teslim edilmesi sonucu müvekkil iş planlamasının aksamaması için “3 Adet Kamyon” kiralamak zorunda kalmıştır. Temerrüt tarihinden aynen ifaya kadar geçen süre arasında kiralanan kamyonlar için müvekkil … adına 20.08.2016 tarihinde … (Nakliyeci isimli şirketten 24.780.00 TL’lik fatura, 22,08.2016 tarihinde ise … Ürünleri Tarım Ürünleri Ticareti … isimli sirketten 70.800. 00 TL’lik 2 adet fatura kesilmiştir. Müvekkil geç teslim sebebiyle kiratamak zorunda kaldığı kamyonlar için toplamda 95,580,00 TL ödeme yapmıştır. Söz konusu ödemelere ilişkin müvekkil … adına fatura edilen 2 adet fatura sureti dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Sipariş edilen ürünlerin geç tesliminden doğan zararımızın karşılanması için Adana . Noterliği’nin … yevmiye numarası ile 28.09.2016 tarihinde, davalı şirkete “borcun geç ifa edilmesinden doğan zararımızın giderilmesini” aksi halde her türlü yasal hakkımızı kullanacağımızı ihtaren bildirdik. Fakat davalı şirket vekili tarafından gönderilen 03.10.2016 tarihli Konya . Noterliği’nin … yevmiye nolu cevabi ihtarnamede “ İhtarımızdaki her bir hususa itiraz ederek, taleplerimizi yerine getirmeyecekleri” bildirilmiştir. İhtamamemiz ve davalı vekili tarafından gönderilen cevabi ihtarmame suretleri dilekçemiz ekinde sunulmuştur. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 118. Maddesinde “Gecikme Tazminatı” düzenlenmiştir. TBK 118. Maddesinin içeriği şu şekildedir: “Temerride düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.” TBK Madde 112′ de “Borcun İfa Edilmemesi” düzenlenmiştir. Madde içeriği şu şekildedir: “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” Dolayısıyla davalı sipariş edilen ürünlerin geç tesliminde kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, temerrüt tarihinden aynen ifaya kadar geçen dönem içindeki müvekkilin uğramış olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Dilekçemiz ekinde sunulan; “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2014 tarih, … Esas ve … Karar” sayılı ilamında geç ifa ve gecikme tazminatı ile ilgili şu ifadelere yer verilmiştir: …“Gecikme tazminatı konusuna gelince, 6098 s. TBK. m. 118/1’de düzenlenen gecikme tazminatı, alacaklının borcun geç ifa edilmesinden uğradığı zararı karşılamayı amaçlar ve alacaklının borcun gecikmeden ifa edilmesindeki çıkarını sağlamaya yöneliktir. Bu nedenle gecikme tazminatı, ifa ile birlikte talej edilebileceği gibi, ifa temerriltten sonra yerine getirilmiş ve bir çekince fihtirazi kayıt) ileri sürülmemiş olsa bile ifadan sonra talep ve dava edilebilir, ifa davasında talep edilmemiş olsa dahi gecikme tazminatı ayrıca dava edilebilir. (… /… , Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C.1, İstanbul 2011,5.488) Aksinin kabulü, temerrüdün borçlu bakımından yaptırımsız kalmasına yol açar. Temerrüde düşen borçlunun “borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü getirmiştir. Geçikme tazminatı, temerrüt tarihinden aynen ifaya kadar geçen dönem içindeki zararları kapsar. Gecikme tazminatında tazmin edilecek zarar bir tür olumlu zarardır ve alacaklının malvarlığının, temerrüde düşülmeden borcun ifa edilmesi halinde içinde bulunacağı durumla, gecikmeli ifa Sonucunda içinde bulunduğu durum arasındaki farkı ifade eder. Bu zararın kapsamına, gecikme yüzünden alacaklının yaptığı masraflar ( örneğin, borçlunun bir makineyi teslimde gecikmesi yüzünden alacaklının başka bir kişiden benzer ir makine kiralamak zorunda kalması halinde ödediği kira bedeli gibi maşraflar veya malları depo etmek için alacaklının tuttuğu yerin kira bedeli gibi ifa ile ilgili olup boşa giden masraflar) …” Sonuç olarak davalı yüklenicinin, sözleşmede – kararlaştırılan teslim tarihine uygun davranmayarak, temerrüde düşmesi sonucu temerrüt tarihinden aynen ifaya kadar geçen dönem içinde müvekkili uğratmış olduğu maddi zararı TBK. Madde 118 uyarınca tazmin etmesi için işbu davayı açmak zarureti hasıl olmuştur.” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı Yanın Belirli Vade Dolayısıyla İhtara Gerek Olmaksızın Davalı Müvekkilin Temerrüde Düştüğü Yargısı Yanlıştır. Somut Olayımızda TBK 124 ve Devamı Maddeler Uyarınca Temerrüdün Şartları Oluşmamıştır. Çünkü Somut Olayda Sadece Belirli Vade Vardır, Kesin Vade Yoktur. Dolayısıyla TBK 125’teki Hakların Kullanılmak İstendiği Bu Davanın Reddedilmesi Gerekmektedir. Davacı yan, dava dilekçesinde sözleşmedeki teslim tarihinden sonra 17/08/2016 tarihinde eserin teslim edildiğini, dolayısıyla davalı müvekkilin TBK 117/2 uyarınca ”borcun ifa edileceği günün birlikte belirlenmiş olmasından ötürü” kanunen temerrüdün gerçekleştiğini belirtir. Aşağıda açıkladığımız üzere TBK 117’den 124’e kadar para borçlarındaki temerrüt düzenlenmiştir. Somut olayımızdaki gibi karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden doğan temerrüt ve sonuçları TBK 124-125-126 hükümleri arasında düzenlenmektedir. Bu yüzden davacının, davalı müvekkili temerrüde düşürdüğü yargısı hatalıdır. 2a Bendindeki İtirazımız Kabul Görmeyecek Olursa, Davacı Yan Çekincesiz Olarak Sözleşme Konusu Eseri Konya’da Teslim Almıştır. Sözleşmeye Göre 15/06/2016 Tarihinde Teslim Edilmesi Gereken Eserin 17/08/2016 Tarihinde Teslim Edilmişse de Davalının 28/09/2016 Tarihine Kadar Beklemesi Kanunun Aradığı ”Hemen” Şartına Uygun Değildir. Dolayısıyla Dava Konusu Müspet Zararlar Talep Edilemez. İşbu davamızda davalı yan her ne kadar eseri geç teslim alsa da, herhangibir çekince ileri sürmez. Sözleşme tarihi 29/04/2016, Teslimi Taahhüt Tarihi 15/06/2016, Fiili Teslim Tarihi 17/08/2016, Davacının davalı müvekkile ihtar çektiği tarih ise 28/09/2016’dır. Yani davacının tacir olduğu düşünülünce teslimden itibaren 42 gün sonra böyle bir zararın varlığının iddia edilmesi kabul edilemez. Diğer İtirazlarımız Reddedilecek Olursa: Davacının İfa Tarihinden (17/08/2016) Sonraki Tarihli 20/08/2016 Tarihli 24.780.00 TL ve 22/08/2016 Tarihli 70.800.00 TL Fahiş Faturalara Dayalı Tazminat İstemi Hukuka Aykırıdır. Reddi Gerekmektedir. Dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar, çekincesiz makinenin teslim alınmasından sonraki tarihli olup, somut dava konusu ile alakası yoktur. Sözleşme konusu makinenin değeri zaten 65.000.00 TL iken davacının dava dosyasına sunduğu ve açıklamasında sadece ”silaş taşıma nakliye bedeli” diyerek makinenin 1.5 katı bedelde nakliye faturası kesilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu taşımaya ilişkin sevk irsaliyeleri dosyaya sunulmamış, bu faturaların vergi usul kanunu uyarınca bankadan yapılması gereken ödemeler olduğu için dekontları da dosyaya sunulmamıştır. Dava dışı yaptığımız araştırmalarda davacı şirketin temsilcisinin Adana’nın bir ilçesinde çiftçi olduğu düşünüldüğünde, dava dışı … adına fatura kesen kişilerin de gerçek kişi olduğu ve davacının yakın arkadaşları olduğu göz önüne alındığında (bu konuda davacıyı ve şirket temsilcisini Vergi Dairesine şikayet hakkımızı saklı tutuyoruz. Çünkü söz konusu faturaların naylon fatura olduğuna ilişkin ciddi emareler bulunmaktadır.) bu faturaların gerçek bir ticari ilişkiyi yansıtmadığını düşünüyoruz. Bir başka deyişle dava dilekçesi ekinde zarar iddiasına dayanak gösterilen ve sözleşme konusu makineden 1.5 kat fazla bedelli silaş taşıma nakliye bedeli gerçek bir zarar değildir. Burada zaten davacı şirket iken, davacı şirketin ortağı adına kesilen faturaların dava konumuz ile alakası bulunmamaktadır. Bu noktada hem husumete yönelik itirazlarımız hem de esasa yönelik, çekincesiz makineyi teslim aldıktan sonraki tarihli zarar iddiasının somut dayanağı bulunmamaktadır. Toparlayacak olursak: TBK124/125/126’da aranan şartlar gerçekleşmediğinden davacının bu zararı isteme olasılığı yoktur. Somut olayda temerrüt var ise de 45 günlük teslim süresini öngören sözleşmede 42 gün sonra çekincesiz makinenin teslim alınması da göz önüne alındığında böyle bir zararın talep edilmesi kabul edilemez. TBK’daki temerrüde ilişkin hükümlerin varlığı kabul edilirse dahi somut davada talep edilen zarar bedeli fahiş olup, faturaların tarihi çekincesiz teslimden sonraki tarihli olup, gerçek bir ticari alış-verişi göstermemektedir. Dolayısıyla bu nedenle de davanın reddi gerekmektedir. ” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca talimat yazılmak suretiyle dosyanın Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği ve bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; “dava konusu römorkların keşif esnasındaki mevcut durumları itibariyle taraflar arasında imzalanan sipariş sözleşmesine uygun olduğu, keşif esnasında römorkların elektrik ve hidrolik tesisatlarında bir eksiklik bulunmadığı fakat Tömorklar üzerinde tadilat yapıldığı hususu göz önünde bulundurulduğunda teslim esnasında irsaliyeli faturada belirtilen eksikliklerin mevcut olabileceği, gecikmenin makul sayılmayacağı, araç kirasına ilişkin faturaların davacının defterinde işlendiği, davacı tarafın pecikmeden dolayı uğramış olduğu zararın 41.400,00 TL olduğu tespit edilmiştir” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının aynı bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin ek raporunda; kök raporda belirtilen hususları değiştirecek bir olgu bulunmadığı şeklinde rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın … , … ve … tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; davacı tarafın gecikmeden dolayı uğramış olduğu zararın 41.000,00 TL olacağının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası açmıştır.
TBK’nın aşağıdaki maddelerinde;
B. Borçlunun temerrüdü
I. Koşulları
MADDE 117- Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.
II. Hükümleri
1. Genel olarak
a. Gecikme tazminatı
MADDE 118- Temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
b. Beklenmedik hâlden sorumluluk
MADDE 119- Temerrüde düşen borçlu, beklenmedik hâl sebebiyle doğacak zarardan sorumludur.
Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik hâlin ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.
2. Temerrüt faizi
a. Genel olarak
MADDE 120- Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.
b. Faizlerde, iratlarda ve bağışlamada temerrüt faizi
MADDE 121- Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.
Buna aykırı olarak yapılan anlaşmalar, ceza koşulu hükümlerine tabi olur. Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.
3. Aşkın zarar
MADDE 122- Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.
4. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde
a. Süre verilmesi
MADDE 123- Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir.
b. Süre verilmesini gerektirmeyen durumlar
MADDE 124- Aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur:
1. Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa.
2. Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.
3. Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa.
c. Seçimlik haklar
MADDE 125- Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
Somut olayımıza baktığımızda; taraflar arasında bir eser sözleşmesi yapıldığı konusunda ihtilaf yoktur. Sözleşmeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı konusunda da ihtilaf yoktur. İhtilaf geç teslimden kaynaklanan zarar konusundadır. Bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere dava konusu römorklar sözleşmeye uygun yapılmıştır.
Davacının sevk irsaliyesindeki beyanları, noter tespiti, ihtarnamesi, davanın açılmış olması, bilirkişi raporları ve dosyadaki tüm deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının römorkları geç teslim ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı yan 95.580,00 TL zarar ettiğinden fatura ibraz etmişse de, faturanın taraflar haricinde olması ve bu durumda faturanın tek taraflı düzenlenebileceği ihtimali de dikkate alındığında bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi gerçek zararı yansıtmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklananlar çerçevesinde değerlendirme yapıldığında davalı yanın itirazlarına itibar edilmemiştir. Diğer taraftan somut olayda ayıp ihtilafı olmadığından da bu yöndeki itiraz ve savunmalara itibar edilmemiştir.
Dosyadaki tüm deliller, dosya kapsamı, bilirkişi raporları değerlendirildiğinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 41.400 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-41.400 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.828 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.632,27 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 1.195 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
3- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 1.668,27 TL ilk yargılama harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan 11.258,60 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 4.876,60 TL nin davalıdan tahsili ile ile davacıya VERİLMESİNE, geri kalan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5- Davalının yaptığı 12,50 TL lik yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 5,40 TL sinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, geri kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 6.182,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ye göre hesaplanan 7.843,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8- Davacı tarafından dava başında depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2022

Katip Hakim

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.