Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/382 E. 2021/534 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
KONYA KARAR
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM:
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 02/06/2017 tarihli dilekçesiyle; davacının 1956 yılında çok sayıda tıp doktoru, kimyager ve eczacının birleştirilen tasarrufuyla tıbbi ilaç alınında üretim ve pazarlama amacıyla kurulduğunu, 1962 yılında tarım ilaçları, 2005 yılında veterinerlik ilaçları ile halk sağlığı ilaçları alanlarında üretim ve pazarlama faaliyetlerine başladığını, ürünlerini Türkiye çapında pazarladığını, …’ın 1963 yılında davacı şirkete iştirak ettiğini ve 1981 yılında hakim ortak konumuna gelindiğini, tarım sektöründe dünyaca ünlü …, ……ve …firmalarının Türkiye distribütörü olduğunu, davacının davalı yanın haksız rekabet içeren hukuka aykırı fiillerini farkına vardığını ve davalıya 09/03/2012 tarihinde Gebze . Noterliği’nin …nolu ihtarname gönderdiğini, davalının ürün ve ambalaj stoğu bittikten sonra ihtara konu ambalajların kullanılmayacağını davacıya gönderdiği cevapta belirttiğini, davalının bir süre sonra ambalajlarda ufak tefek önemsiz şeylerde değişiklik yaptığını ve davacının ambalajları ve markasının kullanım biçimini taklit etmeye devam ettiğini, davalının ambalajlardaki davacı şirket ile özdeşleşmiş stilize başak sembolünü andıran üç çizgiyi ve zehirlidir ibaresini kaldırdığını, davacının 26/05/2014 tarihinde Beyoğlu . Noterliği’nin …nolu ihtarname gönderdiğini ancak bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalının Türk Patent ve Marka Kurumu- TPMK nezdinde marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvuruya davacı tarafça itirazda bulunulduğunu ancak TPMK tarafından reddedildiğini, Ankara . FSHHM nezdinde …esas numarası ile dava açıldığını bu dosyada alınan raporda davalının kötü niyetli olduğu TPMK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun rapor edildiğini iddia ederek davanın kabulüne, şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili 14/07/2017 havale tarihli dilekçesiyle ; dava dilekçesinde iddia edilen haksız rekabet olarak isnat edilen fiilleri kabul etmediklerini ve davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkil şirkete iki defa ihtarname keşide edildiğini, ilk ihtarnamede iddia edilen hususları kabul edilmediğinin belirtilerek eldeki ürünlerin bittikten sonra ihtara konu ürün ambalajlarının kullanılmayacağının belirtildiğini ancak bu cevaba kabul ve taahhüt şekilden anlam yüklenmemesi gerektiğini, müvekkilinin ürettiği ilaçlarla çiftçilerin hastalık zararlı ve yabancı otlarla ilgili sorunlarına çözüm bulduğunu, müvekkilinin ISO-9001 Kalite Yönetimi Sistemi, ISO-14001 çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği ve TSE Deney Hizmeti alınabilecek laboratuvar onayı belgelerine sahip tek firma olduğunu ve şehir yönetiminden çevre ödülü aldığını, müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü’nün …marka numarası ile tescilli olduğunu beyan ederek davanın reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığı’ndan ilgili belgeler, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası içerisindeki belgeler celp edilmiştir.
Mahkememizin …esas sayılı dosyasına bekletici mesele yapılan mahkememizin …esas sayılı dosyasında davacının tespit davası açtığı, dosyada görevsizlik kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, mahkememiz dosyasında ise davacının haksız rekabetten kaynaklı tazminat davası açtığı, dosyalardaki tarafların aynı olduğu ve dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, “Tazminat” davasıdır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının 1956 yılında çok sayıda tıp doktoru, kimyager ve eczacının birleştirilen tasarrufuyla tıbbi ilaç alınında üretim ve pazarlama amacıyla kurulduğunu, 1962 yılında tarım ilaçları, 2005 yılında veterinerlik ilaçları ile halk sağlığı ilaçları alanlarında üretim ve pazarlama faaliyetlerine başladığını, ürünlerini Türkiye çapında pazarladığını, …’ın 1963 yılında davacı şirkete iştirak ettiğini ve 1981 yılında hakim ortak konumuna gelindiğini, tarım sektöründe dünyaca ünlü …, …, …ve …firmalarının Türkiye distribütörü olduğunu, davacının davalı yanın haksız rekabet içeren hukuka aykırı fiillerini farkına vardığını ve davalıya 09/03/2012 tarihinde Gebze . Noterliği’nin …nolu ihtarname gönderdiğini, davalının ürün ve ambalaj stoğu bittikten sonra ihtara konu ambalajların kullanılmayacağını davacıya gönderdiği cevapta belirttiğini, davalının bir süre sonra ambalajlarda ufak tefek önemsiz şeylerde değişiklik yaptığını ve davacının ambalajları ve markasının kullanım biçimini taklit etmeye devam ettiğini, davalının ambalajlardaki davacı şirket ile özdeşleşmiş stilize başak sembolünü andıran üç çizgiyi ve zehirlidir ibaresini kaldırdığını, davacının 26/05/2014 tarihinde Beyoğlu . Noterliği’nin …nolu ihtarname gönderdiğini ancak bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalının Türk Patent ve Marka Kurumu- TPMK nezdinde marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvuruya davacı tarafça itirazda bulunulduğunu ancak TPMK tarafından reddedildiğini, Ankara. FSHHM nezdinde …esas numarası ile dava açıldığını bu dosyada alınan raporda davalının kötü niyetli olduğu TPMK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun rapor edildiğini iddia ederek davanın kabulüne, şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ettiği görülmekle,
7251 sayılı kanunun 61. Maddesine göre “2/12/2016 tarihli ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156’ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(1) Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye ceza mahkemesince bakılır. Bu dava ve işlere bakacak asliye hukuk ve asliye ceza mahkemeleri ile bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı ayrıca “… Ticari davalar TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519 komisyon sözlemesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ima 554 havale hakkındaki 555 ile 560, saklama sözleşmelerinin düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurulara ve ödünç ara verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın tacir işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığını ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. Maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında kooperatifler Kanununu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu(m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalarda bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranaz. TTK’nın 4/1. Bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgimi olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. Maddesine göre, er iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. Maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğer için de tacir iş sayılması, davanın niteliğinin ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yanızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak bu mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yanızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür…”(Y. Hgk 10.02.2016, …-…E, …Sayılı İlamı) ile 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, ayrıca Hakimler ve Savcılar Kurulunun ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarına ilişkin 24/03/2005 tarih, 188 sayılı kararı ile yine Hakim ve Savcılar Kurulunun 26/03/2014 tarih, ve 141 sayılı kararı ile düzenlemeler yapıldığı ve yine Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 30/05/2018 tarih, 839 sayılı kararı ile “… Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren dava ve işlere; a) Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, b) İki asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin, c) İkiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin bakmasına…” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği görülmektedir.
Aynı zamanda Sınai Mülkiyet Kanunu Bakımından Açılacak Davalar Ve Özellikleri;
Sınai mülkiyet hakkı, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent ve faydalı modelleri kapsar (6769 s. K. m. 2, 1/I).Yukarıda belirtildiği üzere, Sınai Mülkiyet Kanunu, Daha önce çeşitli KHK’larda dağınık bir şekilde düzenlenen sınai mülkiyete dahil olan hakları tek bir kanunda toplamış ve 156. maddesinde, bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkemenin, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi olduğu ön görülmüştür. Ancak bu Kanun dışında bazı kanunlarla da fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi görevli kılınmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında marka, lisans, coğrafi işaret, tasarım, patent ve faydalı modellerin kunması bakımından çeşitli dava açma olanakları tanınmış ve korunması bakımından çeşitli dava açma olanakları tanınmış ve Kanunun 149 vd. Hükümlerinde bütün sınai mülkiyet hakları bakımından ortak düzenlemeler getirilmiştir (ayrıca bkz, 6769 s. K. m. 25-27; 50-51; 78-79; 138-139). Buna göre, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulması.
e) (d) bendi uyarınca el konulan ürün, tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bedine göre el konulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması halinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarıyla tamamen veya özet olarak ilen edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.(Prof. Dr. …,Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, MEDENî USUL HUKUKU, . Baskı, YETKİN HUKUK YAYINLARI)
İstanbul Anadolu . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas, …K. Sayılı Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne verilen görevsizlik kararı, İstanbul Anadolu . Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı ilamı ile esas hakkında karar verdiği ve bu kararın Yargıtay . HD’nin …Esas, …Karar sayılı ilamı ile onanması, Yüksek Yargıtay . HD’nin …Esas, …Karar sayılı emsal kararı bulunmaktadır.
Diğer taraftan Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 20/09/2018 tarih, …Esas, …Karar sayılı ilamında özetle; ” dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması… Ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir… 5846 sayılı FSEK’in düzenlediği ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gibi 551, 555 ,554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve Temyiz dahil yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. ”
5846 sayılı FSEK’in düzenlediği ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri görevli olduğu gibi 551,555,554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzelenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil, yargılamanın he aşamasında re’sen dikkate alınır, ihtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir.
Bu durumda, dava dilekçesindeki açıklamalara, taraflar arasındaki patente dayalı davalar ve dava dosyası içerisindeki tarafların iddia ve savunmaları itibariyle, davalıya isnat edilen eylemin davalının patentten doğan hakların kapsamında kalıp kalmadığının tespiti açısından 556 sayılı KHK hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmekte olup, uyuşmazlığın çözümünde fikri sınai haklar hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Yukarıdaki incelemelerde bahsettiğimiz üzere nezdimizde görülen davanın haksız rekabetin neticesinde meydana gelen zarara ilişkin tazminat davası olduğu, ve bu davayla ilgili olan Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas …karar sayılı dosyasının mahkememizce getirildiği, söz konusu davanın incelendiği, bu mahkemece görevsizlik kararı verildiği, verilen görevsizlik kararının istinaf edilmesi üzerine dosyanın Ankara BAM . Hukuk Dairesine gönderilerek …esas …karar sayılı ilamı ile yerel mahkemenin görevsizlik kararının doğru bulunarak hükmün onandığı anlaşılmıştır.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas …karar sayılı dosyası incelendiğinde mahkememizde görülen dava ile söz konusu davanın birbiri ile ilgili olduğu, …esas sayılı dosyada öncelikle haksız rekabetin tespitinin istendiği, tespitinin istenerek söz konusu haksız rekabetin men’inin sağlanmasının istendiği, aynı taraflarla ilgili mahkememizde görülen davada ise söz konusu tecavüzden dolayı meydana gelen zararın tazminat olarak bedeli istenmiştir.
Dosya incelendiğinde mahkememiz dosyasının Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin alınan dosyasına bağlantılı olduğu, öncelikli olarak Konya .asliye Ticaret Mahkemesince karar verilip söz konusu kararı mahkememizin konusunu şekillendireceği anlaşıldığından mahkememizce öncelikli olarak Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas …karar sayılı dosyasının neticelenmesi beklenmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas …karar sayılı dosyası görevsizlik kararı verilerek bu karar kesinleştiğinden mahkememizin de dava konusu aynı olduğu, aynı yargılamaya tabi olduğu aynı kanun hükümlerine göre değerlendirileceğinden davamızın diğer davanın neticesinden kaynaklanan tazminata ilişkin olduğu da dikkate alındığında mahkememiz de aynı Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası gibi görevsiz olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davanın da incelenmesi neticesinde yasal düzenlemeler, öğretideki görüşler, emsal ilk derece ve Yüksek Yargıtay ilamları da dikkate alınarak mahkememizin görev alanına girmediği anlaşıldığından dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi ile Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin) görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının GÖREVSİZLİK NEDENİYLE REDDİ ile talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2021

Katip Hakim