Emsal Mahkeme Kararı Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/37 E. 2022/221 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :
KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte bulunan ” Tazminat ” davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ” müvekkil şirket uzun zamandır asansör sektöründe, faaliyet göstermekte olup müvekkil şirket ve yetkilileri bu sektörde sağladıkları tecrübe, bilgi ve birimkimleri yeni yatırımlarlada buluşturmak suretiyle faaliyet alanında ülke çapında söz sahibi konuma gelmiştir. müvekkil şirket ve teknolojisinin temeli 1989 yılına dayanmakta olup müvekkil faaliyet alanında elde ettiği tecrübe, deneyim ve bilgiyi, zaman içerisinde yeni yatırımları ile buluşturarak, halen asansör sektörüne hizmet vermeye devam etmektedir. müvekkil şirketin yurt içinde birçok ilde şubesi bulunduğu gibi müvekkil şirket yurtdışında da faaliyet göstermektedir. müvekkil şirketin faaliyet alanında geliştirdiği ve sutımuş olduğu üretim ve hizmet 2005 yılında frekans kontrollü asansör kumanda panosu imalatı ile devam etmiş ve müvekkil şirket 2010 yılında müvekkil geliştirdiği asansör kumanda kartları, kapı kontrol kartları, kurtaran kartları, ups kartları, haberleşmeli buton kartlarının seri üretimine başlayarak büyümesini devam ettirmiştir. müvekkil teknolojisini sürekli ar-ge yaparak geliştirmiş ve elde etmiş olduğu başarı sayesinde yurtiçinde sektörünün önde gelen ismi olihuş ve dünya pazarına da açılmıştır. müvekkil şirket, bugün ve gelecek zamanda ar-ge ve ilgili hizmetlere önem vermeyi sürdürerek, yurtiçinde sektöründe sağlamış olduğu başarıyı yurt dışında da devam ettirerek dünya pazarınırı en üstünde olmayı hedeflemektedir. müvekkilin elde etmiş olduğu bu başarısının şüphesiz en büyük etkenlerinden biriside, asansör alanında sürekli olarak geliştirdiği ve sunduğu teknoloji ile piyasa beklentilerine karşı sunmuş olduğu istikrarlı ve kaliteli hizmet nedeni müşterileri gözünde yaratmış olduğu itibardır. müvekkil şirketin başarısı, ürettiği cihaz ve yazılımlar ve sunmuş olduğu hizmet faaliyet alanında adından sıklıkla söz ettirir olmuş iç pazarda müvekkil şirket söz sahibi olmuştur. dolayısı ile müvekkil şirketin ürünleri ve faaliyet alanında söz sahibi olması dikkatlerinde kendisine çekilmesine sebep olmuştur. aşağıda detaylı olarak arz ve izah edileceği üzere davalı tarafın müvekkile ait ürün ve/veya yazılımını taklit ve kopya etmesi ve ayrıca müvekkil şirkete karşı diğer haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeni ile müvekkil şirket telafisi güç ve imkansız zararlara uğramış ve uğramaya devamı etmektedir. müvekkil şirket yetkilisi “…” kumanda kartını, tasarımını ve yazılımını (3.7 versiyon) bizzat kendisi yapmış ve söz konusu kumanda kartı ile yazılımı müvekkil şirket yetkilisi ve müvekkil şirketin emeği ve çabalarının ürünü olarak piyasaya sunulmuştur. müvekkil şirkete ait olan bu ürün ve yazılımı davalı şirket tarafından birebir olarak kopyalanmak suretiyle üretilerek piyasaya sunulmaya başlamış, davalı firmanın haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeni ile müvekkil zarara uğratılmıştır. müvekkil şirket yetkilisi …; “…” kumanda kartı, tasarımını ve yazılımını (3.7 versiyon) bizzat kendisi yapmış ve bu yazılım müvekkilin emeğinin ve çabalarının bir sonucu olarak 2013 yılında piyasaya sumulmuştur. ekte sunulan 31.05.2013 tarihli ve 17.06.2013 tarihli satış faturalarından da görüleceği üzere; “…” kumanda kartı; tpa teknik asansör ve akusis elektronik’e fatura edilmiş ve müyekkil şirket tarafından piyasaya sunulmuştur. müvekkile ait elektronik kart peb baskı faturaları da ekte sunulmuştur. müvekkile ait yazılım; “…” adlı kumanda kartında kullanılmak üzerinde tasarlanmıştır. müvekkile ait reklam ve kataloglarda da yazılımı müvekkil şirkete ait olan “…” adlı ürünün resimleri yer almaktadır. ancak davalı tarafça müvekkile ait ürün ve yazılım teknik bir zorunluluk olmamasına rağmen birebir olarak taklit ve kopya edilmiştir. piyasada aynı işlevi yapan başkaca kartlar ile dava konusu kartlar kıyaslandığında aralarındaki fark ortaya çıkacakken dayalıya ait ürünün müvekkil şirkete ait ürünün birebir kopyası olduğu da görülecektir. kaldı ki davalı tarafça ürün ve içeriğinde kullanılan kullanım kılavuzları dahi aynen kopyalanmış ve dava konusu üründe kullanılmıştır. müvekkile ürettiği “…” ürünü ve bu üründe kullanılan yazılım; a3 standartlarına uygun tüm elektrikli ve hidrolik asansörleri kontrol eden kumanda kartı olması sebebi ile kullanım alanında olmazsa olmaz niteliğe sahip olup bu sebeple de önemli bir müşteri pazarına da sahiptir. davalı şirketin ürünü, müvekkil şirketin kartı çıkarıldığına yerine takılacak ve sistemin çalışmasına devam edecek şekilde birebir olarak kopyalanmıştır. söz konusu durumun tesadüfi olarak gerçekleşmesi mümkün olmayıp normal şartlarda başka brir kartın dahi takılması ve sistemin çalışmasına imkansızdır. nitekim aşağıda detaylı olrak belirtileceği üzere yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporu ile de söz konusu husus sabittir. yine davalı şirket kopyaladığı bu ürünü kullanmasının yanı sıra; … adlı kendisine ait internet sitesinde de; müvekkil şirketin hak sahibi olduğu ürüne ait fotoğrafı da birebir olarak kullanmaktadır. müvekkil tarafından üretilen ürün ve yazılımının kullanımı ve işlevi bakımından alternatifinin azlığı nedeni ile ürünün davalı tarafça birebir olarak kopyalanması, kullanılması ve davalı tarafın haksız rekabet teşkil eylemleri müvekkil şirketi telafisi güç ve imkansız zararlara uğratmaktadır. müvekkil şirkete ait “… “ (3.7 versiyon) ürünü davalı şirket tarafından kopya edildiğinin öğrenilmesi ve davalı tarafın haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeni ile ürünün birebir taklidinin ve kopyasının yapıldığının tespiti amacı ile konya . asliye ticaret mahkemesinin … d. iş. sayılı dosyası ile tespit yaptırılmıştır. yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda ürünlerin birbirine benzerliği, ürünlerin elektronik aksamlarının aynı asansörlerin kumanda kartında işlev yapabilecek şekilde tasarlandığını ve üründe kullanılan yazılımların kaynak kodlarının ek$şeriyetle aynı oluğu açıkca tespit edilmiştir. müvekkil şirket söz konusu ürünü ve yazılımını sürekli olarak geliştirmeye ve yazılımda bulunan hataları da değişen versiyonlarında en aza indirmeye özen göstermektedir. müvekkile ait bu yazılımın birden fazla sürümü bulunmakta olup davalı tarafça yazılımın birebir kopyalanan versiyonunun “3.7 versiyonu” olduğu tespit edilmiştir. konya . asliye tiçaret mahkemesinin … d. iş. dosyası ile yapılan tespitte uzman bilirkişilerce yapılan inceleme ve değerlendirmede; müvekkile ait “… 3.7” versiyonu ile “eva pro *a3 4.1” versiyon örünleri asansör kumanda kartları ve peb çizimleri incelenmiş ürünler üzerinde yapılan incelemede, kış slotları aynı asansörlerde kullanılacak şekilde dizayn edildiği, devre üzerinde çıkışlarda eva pro *a3 asansör kumada kartında elektfpnik koruma devreleri ilave edildiği bu korumaların ki kartlarının herhangi bir fark oluşturmayacağı, bazı bölümlerinde çizilen bağlantı yollarında farklılıklar görüldüğü, kartlarda bulunan bazı elektronik malzemelerde marka değişiklikleri bulunduğu, karıların üzerinde bulunan butonlarda jarklılık gözlemlendiği, genel itibari ile kartların tasarımı ve kullanış biçimleri birbiriyle benzerlikler gösterdiği davacı ve davah firmaların asansör kumanda kartlarında kullanılan işlemcilerin her iki kartta da … chiplerinin kullandığı yazılımların … chip üzerine kayıt edilerek kullanıldığı, kayıtlı yazılımların bu ciplerin üzerinden tekrar kopyalanamayacağı, üzerinde değişiklikler yapılamayacağı yazılımların basic – kodu ile geliştirdiği ve makine koduna dönüştürüldüğü, hedefsan şti.’ne ait olanın güncelleme tarihi “03.10.2015” olup; konel şti.’ne olanın ki “24.07.2016” tarihi olduğu, ya; vın yaklaşık l1 bin satırlık açık kaynak kodları inçelendiğini, enel itibariyle çalışma mantığında esaşlı farklılığa rastlanılmadığı her iki kartın mmenüsiünde de esaslı bir farklılığa rastlanılmadığı yazılımların açık kaynak kodlarında yapılan incelemelerde tanımların satır değişikliklerinden; değişken isimlerinin farklı olmasından ya da yabancı dil seçeneğinden müteşekkil farklılıklara rastlanıi fespit edilene asansörlerin kumanda kartında işlev yapabilecek sekilde tasarlandığını, asanşör kartlarında bulunan yazılım açık kaynak kodlarının da menüleri dahil ekseriyetle aynı olduğu tespit edilmiştir. tüm bu hususlarda yapılan tespitin yanında müvekkit şirket tarafından bu yazılımda bulunan hatalar “3.8 versiyonunda” giderilmiştir. öyle ki; davalı şirket müvekkil şirket ait yazılımın “3,7 versiyonunun” hatalarına kadar aynı olacak şekilde birebir olarak kopyalayarak kullanmaktadır. söz konusu durumda müvekkilin versiyonlari arasındaki giderilen hata farklılıkları ile açıkça ortadadır, müvekkil şirketin ticaret ünvanı “hedefsan” olup, davalı şirket “konel araştırma geliştirme” şeklinde olan ünvanını “… ” olarak kullanarak iltibasa yol açmakta ve haksız rekabete neden olmaktadır. davyalı şirket internet sitesinde müvekkile ait ürünün resmini izinsiz olarak kullanmaktadır. söz konusu durum haksız rekabete yol açtığı gibi davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerininde ispatıdır. davalı şirket tarafından müvekkile ait ürünü kopyalayarak kullanmanın ve yukarıda belirtilmiş olan diğer haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin yanında ayrıca kopyalanan bu ürün oldukça düşük fiyata piyasaya sunulmakta ve davalı şirket tarafından ürün yazılım olarak fatura edilerek müvekkil şirkete karşı ekonomik olarakta haksız rekabet oluşturulmaktadır. davalı şirket yukarıda belirtilen iltibasa yol açan ve iyiniyete aykırı eylemlerinin dışında ayrıca müvekkilin ürününü ve fiyatını müşterilere karşı kötülemiş, basın ve internet yolu ile de müvekkile ait ürünü kendisinin gibi göstermiş, ürünü ve kendisinin işletmesi hakkında piyasaya yanıltıcı bilgi vermek yolu ile de haksız rekabete yol açmaktadır. davalı şirket müvekkile ait yazılımı birebir kopyalamanın dışında ürünüde herhangi bir teknik zorunluluk olmamasına rağmen müvekkilin ürünü ile aynı şekilde ve aynı asansörde işlev yapabilecek şekilde kopyalayarak kullanmasıda başlı başına haksız rekabet teşkil etmektedir. dolayısı ile gerek yapılan tespit gerekse de yukarıda belirtilen diğer huşuslar nedeni ile de ihtiyati tedbir talebimizin öncelikle teminatsız olarak “kabulü” ile dayalının haksız rekabete konu eylemlerinin durdurulması, bu ürünlerinin tedbiren toplatılması ve yediemine tevdii için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmektedir.” şeklinde dava açmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ” davacı tarafça müvekkil şirket aleyhine, “… kumda kartı ve yazılımın” müvekkil şirket tarafından taklit ve kopya edilmek suretiyle “… ” adlı ürünlerde kullanıldığı iddiasıyla haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat talepli olarak sayın mahkemeniz nezdinde işbu dava açılmıştır. haksız davanın reddi gerekmektedir. şöyle ki; öncelikle haksız rekabetten bahsedilebilemsi için davacının kendine ait bir buluş ve üretimi olmalıdır. oysa müvekkil tarafından kopyalandığı idda edilen kumanda kartı davacı şirketin üretimi değildir. zira; müvekkil tarafından kopyalandığı iddia edilen kumanda kart ve yazılımı, sezgin filiz isimli şahıs tarafından üretilmektedir. hem davacı hem de müvekkil kumanda kart ve yazılımını aynı şahıstan satın almışlardır. ayrıca bu şahıs piyasaya dava konusu kart ve yazılımının satışını da yapmaktadır. ülkemizde yaklaşık 20 kişiye ve şirkete söz konusu kart belirli bir bedel karşılığında satılmıştır. dolayısıyla davacının kendi üretimi olmayan bir ürünle ilgili müvekkilin bu ürünü kopyaladığından bahisle haksız rekabet oluşturduğu iddiası kötüniyetlidir ve bu iddianın hukuk düzeni tarafından korunması mümkün değidir. ayrıca asansör kontrol kartı üreticisi sezgin filiz isimli şahıs ile davacı şirket arasında ürünün mali haklarının devrine ilişkin bir sözleşme de bulunmamaktadır. davacı şirket adına tescilli hiçbir patent ve faydalı model tescili yoktur. dolayısıyla davacının bu ürün üzerinde bir hak iddia edemez ve bu sebeple davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerekir. davacıya ait kumdanda kartı ve yazılımı ile müvekkile ait kumanda kartı ve yazılımının benzer özelliklerde olması gayet tabiidir. zira; davacı davasını konya . asliye ticaret mahkemesi … d. iş sayılı dosyasından yapılan tespite dayandırmaktadır. öncelikle yapılan tespite ve alınan rapora itiraz edilmiş olup raporda da talep edenin kartı ile müvekkiin kartının yazılımsal olarak farklılık arz ettiği ve davacının kartı ile müvekkilin yazılımlarının … chip üzerine kayıt edilerek kullanıldığı ve bu chiplerin tekrar kopyalanamayacağı hatta üzerinde değişiklik yapılamayacağı yani özgün olduğu, hatta güncelleme tarihlerinin farklı olduğu ifade edilmiştir. ancak her iki kartın donanım ve yazılım projesi olarak menşei sezgin filiz isimli şahsa aittir. her iki tarafta ürünleri aynı kişiden satın almışlardır. dolayısı ile aynı kartların aynı yerlerde birebir çalışması veya aynı işlevi görmesi zaten beklenen bir durumdur. ayrıca söz konusu kartların asansörlerde kullanılacağı ve işlev olarak da aynı fonksiyonu icra edeceği düşünüldüğünde kartların bazı bölümlerinin ekseriyetle benzerlik göstermesi hatta birebir aynı olması gayet tabii ve mümkündür. tüm bunların yanında değişiklikler teknik bir zorunluluk olmasına rağmen müşterilerden gelen istekler doğrultusunda yazılımsal ve donanımsal olarak değişikler, eklentiler ve revizeler yapılmaktadır. öte yandan ürünlerin aynı kişiden satın alınmadığı düşünülse bile dava konusu ürünlerin üretim teknolojileri ve bilinen yöntemlerle üretildiklerinden benzer olmaları kaçınılmaz bir gerçekliktir. bunların yapı ve tasarımlarındaki benzerlik anonim niteliğinden ve teknik zorunluluklardan kaynaklanmaktadır. sırf bu benzerlikler sebebiyle haksız rekabet oluşturduğunun kabulü mümkün değildir. yargıtay . hukuk dairesi’nin 03.06.2013 tarih … e. … k. sayılı kararında da; dava konusu ürünlerin yapı ve tasarımlarındaki benzerliğin anonim niteliğinden ve teknik zorunluluklardan kaynaklandığı, benzerlikler sebebiyle haksız bir rekabet olduğunun kabul edilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. müvekkil şirkete ait kart ve yazılım ile davacı şirkete ait kart ve yazılımın aynı sistemleri çalıştırmaları tesadüf değildir. zira; yukarıda da belirtildiği üzere iki kartın donanım ve yazılım projesi olarak menşei sezgin filiz isimli kişiye aittir. dolayısı ile aynı kartların aynı yerlerde birebir çalışması veya aynı işlevi görmesi zaten beklenen bir durumdur. hatta aynı şahıstan kart satın alan firmalara veya kişilere ait kartlarda davacıya ait kartların veya müvekkil şirkete ait kartların yerine takıldığında sistemi çalıştırabilmektedir. aynı şahıstan kart ve yazılım satın alan firmalardan bazılarına ait asr, … marka kartlar sayın mahkemenize bilahare sunulacaktır. yapılacak bilirkişi incelemesi ile de bu kartların tamamının benzer niteliklere sahip olduğu ve bu kartların sadece davacı tarafından üretilmediği ve ayrıca birbirlerinin yerine takıldıklarında aynı sistemi çalıştırabilecek genel özelliklere sahip olduğu hususu net bir şekilde ortaya çıkacaktır. davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde bu kartların alternatifinin az olduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın kabulü mümkün değildir. zira; ülkemizde asansör yönetmeliğine ve standartlarına göre aynı işlevi gören asansör kontrol kartı üretimi alanında ticari faaliyet yürüten 30 civarında firma bulunmaktadır. Müvekkil şirket de bu firmalarından bir tanesi olup aynı zamanda bu firmalar arasında hem arge birikimi hemde üretim kapasitesi makine parkı olarak ilk 5 firma arasında yer almaktadır. müvekkil firma sahipleri yıllarını bu alanda eğitim alarak ve eğitim vererek geçirmiş halen de bu alanda eğitim vermekte olan akademisyenlerden oluşmaktadır. dolayısıyla bu ürünler türkiye’de birçok firma tarafından üretilen ve satışı yapılan ürünlerdir. dolayısıyla söz konusu ürünler piyasada bulunabilir mahiyette harcı alem ürünlerdir. dolayısıyla davacının bu iddiasının kabulü mümkün değildir. dava konusu kumanda kartı ve yazılımı davacı tarafından değil aksine müvekkil şirket tarafından geliştirilmiştir müvekkil şirket projeyi satın aldığı zamandan bu yana asansör yönetmelikleri ve standartlarına göre ve ayrıca değişiklikler teknik bir zorunluluk olmamasına rağmen müşterilerinden gelen istekler doğrultusunda sürekli olarak yazılımsal ve donanımsal değişikler, eklentiler ve revizeler yapmıştır. ürün ilk çıktığında “ver.1.0” versiyon olarak başlamış ardından müvekkil şirket tarafından yapılan değişikliklere göre “ver.1.1” , “ver.4.0.”….. ve şu anda “ver.4.05” versiyon olarak yoluna devam etmektedir. proje aynı yerden alındığında giriş çıkış slotları da haliyle aynıdır. ancak sahadan yani müşterilerden gelen sıkıntıları çözmek adına donanımsal olarak koruma devreleri, regüle devreleri v.s. müvekkil şirket tarafından eklenmiştir. dilekçe ekinde sunulan benzer kartların da aynı yerden alındığından giriş çıkış slotlarının yerleninin aynı olduğu teknik inceleme neticesinde hatta gözle dahi görülebilir. daha sonra davacı taraf müvekkil şirketten bu değişikleri görerek kendi kartlarına da ilave edip kopyalamıştır. satın alınan projeye ait asansör kontrol kartında davacı tarafından söylenen yollarda ve malzemelerde değişiklikler yapılmıştır. çünkü bu kart bilimsel olarak incelendiğinde emc ve emı testler kurallarına göre eksiklikler tespit edilmiştir söz konusu değişiklikler bu direktiflere göre yapılmıştır. davacının, müvekkil şirketin ticari unvanın konelsan olarak kullanmasının iltibasa yol açtığı yönünde olan iddiasına katılmak mümkün değildir. müvekkil şirket 2009 yılında kurulmuş olup, … adresleri dolu olduğu için ve şirket unvanında “sanayi” ibaresi geçtiği için 2009 yılında “… ” adresi almıştır. ayrıca müvekkil şirket asansör sektörüne 2013 yılında başlamıştır, bu tarihten öncede konelsan bulunmaktadır. dolayısı ile hedefsan ve konelsan arasında iltibasa yaratacak bir durum söz konusu değildir. davacı ilk olarak marka tescilini 2014 yılında (… ) yaptırmış olup aksine müvekkilin marka bilinirliğinden istifade etmiştir. ayrıca aynı sektörde ticari faaliyet gösteren ve sonu ”san” ile biten birçok firma bulunmaktadır. dolayısıyla davacının bu iddiasına katılmak mümkün değildir. davacı taraf, müvekkil şirketin ürünü piyasaya oldukça düşük fiyattan sürdüğünü ve ayrıca ürünün yazılım olarak fatura edildiğini bu durumun da ekonomik olarak haksız rekabet oluturduğunu iddia etmektedir. ancak bu durumun haksızı rekabet oluşturması mümkün değildir. zira; müvekkil şirket teknoloji gelişim bölgesinde faaliyet gösteren ve patent başvurusu olan bir şirkettir. teknoloji gelişim bölgesinde devam eden projeleri vardır. bunlardan birisi de asansör kontrol kartı yazılımıdır. bu yazılımların teslim ve hizmetleri 4691 saylı teknoloji geliştirme bölgeleri kanunu’u gereği kdv den müstesnadır. eğer müşteri sadece yazılım talep ederse bu satış kdv ve gelir verginden müstesnadır. satılan ürün eğer kart olarak satılıyor ise kontrol kartı olarak %18 kdv li olarak fatura edilmektedir. müvekkil şirket komple bir üretim tesisi olduğu için dışarıya hiçbir iş yaptırmamaktadır. üretimin tüm aşamaları müvekkil şirket bünyesinde gerçekleşmektedir. bu yüzden de müvekkil şirketin satış fiyatları maliyetlerin düşük olması nedeniyle her zaman piyasanın daha altındadır. davacı firmanın bir üretim tesisi olmamasından dolayı fiyatları müvekkil şirketin fiyatlarında yüksektir çünkü üretimin tüm aşamaları başka firmalara fason olarak yaptırılmaktadır. müvekkil şirketin, davacıdan daha az maliyetle ürettiği ürünleri daha düşük fiyata satması en doğal hakkıdır. ” şeklinde cevap vermiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesi amacıyla İstanbul . Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; Heyetimize tevdi edilen dosya içeriğinde konu ile alakalı her iki tarafın dava konusu ürünleri olan asansör kumanda kartları ve yazılımları bulunmadığı için, dosya içeriğindeki belgeler ışığında yapılan incelemede; Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasına sunulu bilirkişi raporundaki teknik inceleme ve değerlendirmelere teknik olarak iştirak edildiği; mamafih her iki taraf ürünleri bilfiil incelenemediği cihetle kesin bir kanâat bildirilemediği; TIK’da düzenleren haksız rekabet hükümleri dürüst ve bozulmamış bir rekabetin sağlanması amacıyla işletmesel emeğin dürüstlük kuralına aykırı yöntem ve uygulamalara karşı korunmasını konu edindiği ve koşulları varsa somut bir olaya doğrudan, birinci derecede, bağımsız olarak uygulanabildiği cihetle; … 3.7 asansör kumanda kartı ve yazılımının tescilsiz fakat davacının kendi özgün fikri çabası ve emeğiyle geliştirdiği bir ürün olduğu, davacı şirket yetkilisi …’ın 31.01.2018 tarihli celsede verdiği ifadede bahsettiği … 3.7 ürününün yazılım yapım aşamasında sadece kendisi tarafından bilinip eklenilen özelliklerin davalıya ait … ürününde teknik bir mecburiyet bulunmaksızın mevcudiyetleri tespit edildiği takdirde, davalının … asansör kumanda kartı ve yazılımı bakımından TTK md.55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet değerlendirmesi yapılabileceği; Dava dilekçesi Ek-7’de delil olarak sunulan ve dava dışı Sevilcan Pano işletmesinder Mehmet Sevilcan’ın sosyal medya hesabından yapıldığı anlaşıları “… ” için indirim duyurusunda geçen “… Birebir Kopyasıdır” ifadesinin davacı ile davacı ürünleri arasındaki benzerlik derecesinin piyasadaki satıcı çevrede nasıl algılandığına dair bir delil sayılabileceği; Davalının davacı ürününü kötülediğine dair dava dosyasında delil bulunmadığı; Davalının … sitesinin alan adında “… ” ibaresini kullanması davacının “… ” adı/markası ile iltibas iltimali yaratmamakta ve haksız rekabet oluşturmadığı; Dava dilekçesi Ek-6’da sunulu görseller delil olarak kabul edilirse, Davalının … ürünü için kestiği faturalar, irsaliyeler ve ticari defter kayıtları üzerinde yapılacak bir incelemede, davacının iddia ettiği şekilde ürünün fiilen kart olarak satışı yapıldığı halde faturada sadece yazılım olarak gösterildiği ve böylece cüz’i KDV’li daha düşük satış fiyatı elde edildiği ya da yazılım olarak satış yapıldığı halde davalının 4691 sayılı Kanun’a tâbiyetine ve KDV’den müstesna bulunduğuna dair açıklamasının doğru olmadığı saptanırsa, bu durumun vergi mevzuatına olası aykırılığı yanı sıra, TTK md.55/e uyarınca haksız rekabet de kabul edilebileceği; sonuç ve kanâatine vardığımızı, takdiri Muhterem Mahkemenize ait olmak üzere, saygılarımızla arz ederiz. ” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Aynı bilirkişi heyetinin ek raporunda özetle; ” Heyetimize tevdi edilen dosya içeriğinde konu ile alakalı her iki tarafın dava konusu ürünleri olan asansör kumanda kartları ve yazılımları bulunmadığı için, dosya içeriğindeki belgeler ışığında yapılan incelemede; Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasına sunulu bilirkişi raporundaki teknik inceleme ve değerlendirmelere teknik olarak iştirak edildiği; mamafih her iki taraf ürünleri bilfiil incelenemediği cihetle kesin bir kanâat bildirilemediği; TIK’da düzenleren haksız rekabet hükümleri dürüst ve bozulmamış bir rekabetin sağlanması amacıyla işletmesel emeğin dürüstlük kuralına aykırı yöntem ve uygulamalara karşı korunmasını konu edindiği ve koşulları varsa somut bir olaya doğrudan, birinci derecede, bağımsız olarak uygulanabildiği cihetle; … 3.7 asansör kumanda kartı ve yazılımının tescilsiz fakat davacının kendi özgün fikri çabası ve emeğiyle geliştirdiği bir ürün olduğu, davacı şirket yetkilisi …’ın 31.01.2018 tarihli celsede verdiği ifadede bahsettiği … 3.7 ürününün yazılım yapım aşamasında sadece kendisi tarafından bilinip eklenilen özelliklerin davalıya ait … ürününde teknik bir mecburiyet bulunmaksızın mevcudiyetleri tespit edildiği takdirde, davalının … asansör kumanda kartı ve yazılımı bakımından TTK md.55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet değerlendirmesi yapılabileceği; Dava dilekçesi Ek-7’de delil olarak sunulan ve dava dışı … Pano işletmesinder … sosyal medya hesabından yapıldığı anlaşıları “… Kumanda Panoları” için indirim duyurusunda geçen “… Birebir Kopyasıdır” ifadesinin davacı ile davacı ürünleri arasındaki benzerlik derecesinin piyasadaki satıcı çevrede nasıl algılandığına dair bir delil sayılabileceği; Davalının davacı ürününü kötülediğine dair dava dosyasında delil bulunmadığı; Davalının … sitesinin alan adında “… ” ibaresini kullanması davacının “… ” adı/markası ile iltibas iltimali yaratmamakta ve haksız rekabet oluşturmadığı.” şeklinde rapor tanzim ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin raporunda özetle; Bilirkişi Raporunda; ”… Ltd. Şti.’ye ait … 3.7 sürümlü asansör kartı ile … Tic. Ltd. Şti.’ye ait … sürümlü asansör kumanda kartının detaylı incelemelerinin yapılmış, elektronik aksamlarının aynı asansörlerin kumanda kartlarında işlev yapabilecek şekilde olduğu görülmüştür. Asansör kartlarında bulunan yazılım açık kaynak kodlarının da menüleri dahil ekseriyetle aynı olduğu görülmüştür. Yani bu durum, iki farklı asansör kartının aynı asansörlerde kullanılabileceğini gösteriyor.” ifadeleri yer almaktadır. Elektrik Ve Makine Mühendisi Bilirkişileri yönünden; dava dosyası üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; … sürümlü asansör kumanda kartı ile … 3.7 sürümlü kumanda kartının aynı asansörde kullanılacak şekilde dizayn edildiği, Davacı şirketin ve Davalı şirketin asansör kumanda kartlarında kullanılan işlemcilerin her iki kartta … olduğu, Dava konusu kartların yazılımlarının genel itibariyle çalışma mantığında ve menüsünde büyük bir farklılık olmadığı anlaşılmış olup; Dava konusu asansör kumanda kartlarının elektronik aksamlarının aynı asansörleri çalıştırabilecek şekilde tasarlandığı, yazılımlarının genel olarak aynı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. SMMM Bilirkişisi yönünden dava dosyası üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; Dava konusu zarar kalemlerinin ne olduğu yönünden tam olarak bir beyan bulunmaması nedeniyle; dava konusu hesaplamaların yapılamadığı, zarar konusu kalemlerin tam olarak belirtilmesi halinde gerekli incelemeler yapılarak zarar yönünden görüş ve kanaat belirtileceği” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosya SMMM bilirkişisi … tevdi edildiği, bilirkişinin raporunda özetle; Raporumda, davacı ve davalıya ait ticari defter ve belgeleri inceledim. Her türlü hukuki ‘yorum ve nihai takdirin mahkemenize ait olduğu işaret edilerek, varılan sonuçlar şu şekildedir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 2015 yılından sonra dava konusu ürün satışlarında adet bazında ve ciro bazında azalmalar meydana geldiği tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarından faydalanmak suretiyle yaptığım hesaplamalarda, davacının, davalının yaptığı 2015 ve 2016 yılları satışlardan dolayı yoksun kaldığı kar 110.004,52.-TL olduğu tespit edilmiştir. 2017 yılı satışlardan dolayı yoksun kaldığı kar davalı yan taraf zarar ettiği için hesap edilememiştir. 2017 yılı için TBK 50 uyarınca uygun bir tazminata hükmedilmesi sayın mahkemenin takdirindedir.” şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
7251 sayılı kanunun 61. Maddesine göre “2/12/2016 tarihli ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156’ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(1) Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye ceza mahkemesince bakılır. Bu dava ve işlere bakacak asliye hukuk ve asliye ceza mahkemeleri ile bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı ayrıca “… Ticari davalar TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519 komisyon sözlemesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ima 554 havale hakkındaki 555 ile 560, saklama sözleşmelerinin düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurulara ve ödünç ara verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın tacir işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığını ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. Maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında kooperatifler Kanununu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu(m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalarda bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranaz. TTK’nın 4/1. Bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgimi olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. Maddesine göre, er iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. Maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğer için de tacir iş sayılması, davanın niteliğinin ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yanızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak bu mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yanızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür…”(Y. Hgk 10.02.2016, … E, … Sayılı İlamı) ile 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5/3.maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, ayrıca Hakimler ve Savcılar Kurulunun ihtisas mahkemelerinin yargı alanlarına ilişkin 24/03/2005 tarih, … sayılı kararı ile yine Hakim ve Savcılar Kurulunun 26/03/2014 tarih, ve … sayılı kararı ile düzenlemeler yapıldığı ve yine Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 30/05/2018 tarih, … sayılı kararı ile “… Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren dava ve işlere; a) Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, b) İki asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin, c) İkiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin bakmasına…” şeklinde düzenlemeler yapıldığı, Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılarak genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, yine 6102 sayılı TTK.nun 4. Maddesinde Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği görülmektedir.
Aynı zamanda Sınai Mülkiyet Kanunu Bakımından Açılacak Davalar Ve Özellikleri;
Sınai mülkiyet hakkı, marka, çoğrafi işaret, tasarım, patent ve faydalı modelleri kapsar (6769 s. K. m. 2, 1/I).
Yukarıda belirtildiği üzere, Sınai Mülkiyet Kanunu, Daha önce çeşitli KHK’larda dağınık bir şekilde düzenlenen sınai mülkiyete dahil olan hakları tek bir kanunda toplamış ve 156. maddesinde, bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkemenin, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi olduğu ön görülmüştür. Ancak bu Kanun dışında bazı kanunlarla da fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi görevli kılınmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında marka, lisans, çoğrafi işaret, tasarım, patent ve faydalı modellerin korunması bakımından çeşitli dava açma olanakları tanınmış ve korunması bakımından çeşitli dava açma olanakları tanınmış ve Kanunun 149 vd. Hükümlerinde bütün sınai mülkiyet hakları bakımından ortak düzenlemeler getirilmiştir (ayrıca bkz, 6769 s. K. m. 25-27; 50-51; 78-79; 138-139). Buna göre, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bedine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değişitirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması halinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarıyla tamamen veya özet olarak ilen edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.(Prof. Dr. … ,Prof. Dr. … , Prof. Dr. … , MEDENî USUL HUKUKU, 3. Baskı, YETKİN HUKUK YAYINLARI)
İstanbul Anadolu . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … K. Sayılı Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne verilen görevsizlik kararı, İstanbul Anadolu . Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile esas hakkında karar verdiği ve bu kararın Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanması, Yüksek Yargıtay . HD’nin … Esas, … Karar sayılı emsal kararı bulunmaktadır.
Diğer taraftan Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 20/09/2018 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında özetle; ” dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması… Ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir… 5846 sayılı FSEK’in düzenlediği ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gibi 551, 555 ,554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve Temyiz dahil yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. ”
5846 sayılı FSEK’in düzenlediği ilişkilerden doğan davalarda fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri görevli olduğu gibi 551,555,554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzelenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil, yargılamanın he aşamasında re’sen dikkate alınır, ihtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir.
Bu durumda, dava dilekçesindeki açıklamalara, taraflar arasındaki patente dayalı davalar ve dava dosyası içerisindeki tarafların iddia ve savunmaları itibariyle, davalıya isnat edilen eylemin davalının patentten doğan hakların kapsamında kalıp kalmadığının tespiti açısından 556 sayılı KHK hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmekte olup, uyuşmazlığın çözümünde fikri sınai haklar hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
” HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır. ” Şeklinde yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Yargıtay . H.D. 25.04.2011 Tarih, … E. ve … Sayılı Kararında; “Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının başka marka altında olsa dahi davacının Mayıs 2001 tarihinde çıkardığı katalogdaki resimleri, iltibasa yol açacak şekilde Ağustos 2001 tarihinde çıkardığı kataloğunda kullanmasının haksız rekabet oluşturduğu,… ” belirtilmiş olup başkasının ürününün resimlerini kopyalanması ve kullanılmasının haksız rekabet teşkil ettiğini belirtmiştir.” denmektedir.
Yargıtay . H.D. … E. ve … Sayılı Kararında; “ . Ancak, davalının, davacıya ait fotoğrafları ve katalogdaki ürün tanıtım bilgilerini web sitesinde aynen yayınlanması mahkemenin de kabulünde olduğu üzere haksız rekahet teşkil ettiğine göre, davacımın bu nedene dayalı olarak bir miktar zararının doğduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece öncelikle TTK’nın 58’inci maddesi uyarınca bu zararın tespiti cihetine gidilmek, zarar işpat edilemezse 818 sayılı Borçlar Kanununun 42’inci maddesi uyarınca uygun bir maddi tazminata karar verilmesi ve 6762 sayılı yasanın 58/e maddesi uyarınca uygun bir manevi fazminata hükmedilmesi gerekirken, bu hususlardaki istemin yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir…” denilmektedir.
Yargıtay . H.D. … E, ve … Sayılı Kararında; “…davalı eylemlerinin davacı taraf tescilli marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekahet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz ve haksız rekabet teykil eden eylemlerin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, tescilli markadan doğan haklara tecavüz ve haksız rekabete neden olan fiillerin ve bu fiilleri sonucu üretilen, satışa sunulan ürünlerin ve ürünleri fanıtmaya yarayan katalog, broşür, ilan, reklam, afiş vs…el konulmasma…karar verilmiştir” denilmektedir.
Yargıtay . H.D, … E. ve … Sayılı Kararında; “Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının başka marka altında olsa dahi davacının Mayıs 2001 tarihinde çıkardığı katalogdaki resimleri, iltibasa yol açacak şekilde Ağustoy 2001 tarihinde çıkardığı katalogunda kullanmasımın haksız rekabet oluşturduğu, … “belirtilmiştir.
Somut olayımızda; “… kumanda kartı ve yazılımın” taklit ve kopya edilerek davalı tarafından kullanılmasına dayalı, haklarına tecavüz edildiğinin ve haksız rekabetin men’ine, haksız rekabet sonucunda oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması, davalının dava konusu edilen ürünlerin, imal ve satışa arzının men’ine, toplatılmasına ve imhasına ilişkin olarak maddi ve manevi tazminat olduğu anlaşılmakla; davanın özünde Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında iddia edilen taleplerin çözümlenmesi gerektiği, nitekim davacının emsal olarak sunduğu (emsal kararlar da Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde görülen dava dosyalarıdır) Yargıtay . HD’nin 25.04.2011 Tarih, … E. ve … Sayılı Kararı, Yargıtay . H.D. … E. ve … Sayılı Kararı, Yargıtay . H.D. … E, ve … Sayılı Kararı ve Yargıtay . H.D, … E. ve … Sayılı Kararı ile ayrıca Yargıtay . HD nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ve Ankara BAM . HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamlarının emsal teşkil ettiği anlaşılmakla eldeki davanın da incelenmesi neticesinde yasal düzenlemeler, öğretideki görüşler, emsal ilk derece ve Yüksek Yargıtay ilamları da dikkate alınarak mahkememizin görev alanına girmediği, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülüp, neticelendirildiği dikkate alındığında 6100 sayılı HMK’nın 114. Ve 115/2. Maddeleri dikkate alındığında dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin) görevli olduğuna dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE
1-Dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Konya. Asliye Hukuk Mahkemelerinin ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin) GÖREVLİ olduğuna,
3-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya . Asliye Hukuk Mahkemelerine ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin) GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK.nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davaya görevli mahkemece devam edilmesi halinde görevli mahkemece, aksi takdirde talep halinde mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip … Hakim …

* Bu evrak UYAP-DYS üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.