Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/68 E. 2023/138 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
TASFİYE MEMURU :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili 15/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle;davalıların müvekkilinin işçi olarak bulunduğu Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde yüksek faiz vaadi ve paraların istenildiği zaman geri alınabileceği vaadiyle para topladıklarını ancak ne faiz ödemesi yaptıklarını ne de talep edilmesine rağmen para iadesi yaptıklarını, yapılan usulsüzlüklerin SPK tarafından tespit edilmesi üzerine yasa dışı faaliyetlerine kılıf hazırlamak için Ortaklık Durum Belgesi düzenlenerek para veren kişilere verildiğini, müvekkilinden toplamda 23.475Almak Markı yani 12.076 Euro para alındığını, davalıların insanların dini duygularını kullanarak para topladıklarını, müvekkilinin hisse senetlerinin 235 adet olup 940 nominal değerinin olduğunu, hisse senetlerinin … A.Ş. adına olduğunu, müvekkilinin saflığından faydalanılarak imzalattırılan ek protokolün içeriğinde davalıların kendi adına olan sorumluluklarından kurtulma içerisinde olduklarını, emsal kararlarda dikkate alındığında davalıların dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiklerini, insanların dini, milli duygularının suistimal edilerek para toplandığını, davalı Hasim Bayram’ın da şirket yetkilisi olarak sorumluluğunun bulunduğunu beyanla 12.076Euro’nun faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili Konya . Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 12/01/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya bakmaya yetkili mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemesinin olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, 07/12/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7194 SK’nun 41.maddesi uyarınca davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının sahibi olduğu hisse senetlerinin 09/09/2013 tarihinde borsaya kaydının yapıldığını, davacının taleplerinin şirket ortağı olarak 7194 sayılı yasaya aykırı olduğunu, şirketle ortaklık ilişkisinin devam ettiğini, davacının iddia ettiği gibi kendisini borç altına sokacak, müvekkillerinin haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşmesine yol açacak bir durum olmadığını, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre içinde açılmadığını, iddia edildiği gibi yüksek faiz verileceği gibi bir vaadin de söz konusu olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava alacak davasıdır.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/12/2022 tarih, … esas … karar sayılı ilamı ile; Gaziosmanpaşa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla açılan davada, dava dilekçesinin Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesi gerekirken sehven Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzi edilerek mahkemelerinde esas aldığı, bu nedenle dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere esasın kapatılmasına karar verildiği anlaşılmış olup dosya 01/02/2023 tarihinde mahkememize tevzi edilerek mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
09/12/2018 tarih ve 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Talebin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun’un 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere kanuna eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin 1. fıkrasına göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesine göre “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” .
Dava, mutlak ticari dava niteliğindedir. İstinaf Mahkemelerinin ve Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre bir miktar para alacağının ya da eldeki davada olduğu gibi istirdat amacıyla açılan davalarda, arabuluculuk dava şartıdır ve bu dava şartı sonradan giderilebilir dava şartlarından değildir. Davacı iş bu davada sadece istirdat talebinde bulunmuştur. Yani arabuluculuğa tabi olmayan bir talebini iş bu davayla birlikte talep etmemiştir.
Dava dilekçesine arabuluculuk son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylı suretinin eklenmediği ve davacı vekiline arabuluculuk tutanağının sunulması ihtaratı ile yapılan tebligatın 16/02/2023 tarihinde usulünce tebliğ edilmesine rağmen arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin dosyaya bir belge sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davanın yanlış mahkemeye tevzi edilmesi veya görevsiz mahkemede açılması arabulucuk dava şartını bertaraf edemeyeceğinden ve dava tarihi itibariyle yukarıda sözü edilen yasa maddeleri yürürlükte olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Davacının davasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. Maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 4.090,07TL harçtan alınması gereken 179,90TL harcın mahsubu ile fazla alınan 3.910,17TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Holding A.Ş. tarafından yapılan 25,60TL vekalet suret harcı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … Holding A.Ş.’ye verilmesine,
5-Davalı … Holding A.Ş. vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Holding A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-İş bu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından varsa gider avansından harca yapılarak davanın 28/02/2023 tarihinde karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi.28/02/2023

Başkan Üye Üye Katip