Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/43 E. 2023/147 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/12/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesindeki iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Borçlu aleyhine Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, borçlunun verdiği itiraz dilekçesinde borca itiraz ettiğini ve bu itiraz üzerine Konya . İcra Müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davalının borca ilişkin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptalinin gerektiğini, müvekkilinin abisi … şirketinden alacaklı olup bu alacağına karşılık Keşidecisi … olan 13.02.2013 düzenleme ve 30.08.2013 ödeme tarihli 20.000 TL bedelli bono ile düzenleyeni … olan 03.05.2013 düzenleme ve 10.09.2013 ödeme tarihli 20.000 TL bedelli bonoyu şirket yetkilisi …’den teslim aldığını ve müvekkiline olan borcundan dolayı müvekkili …’a cirolayıp verdiğini, ödeme tarihi geçmesine rağmen bonoların ödenmediğini ve borçluların ödeme kabiliyeti olmadığının müvekkili tarafından öğrenilmesi ile müvekkili tarafından borçlular hakkında 30.08.2013 vade tarihli senedi Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile, 10.09.2013 vade tarihli senedi Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, borçlu … San. Tic. Ltd. Şti.’ne tebligat yapıldıktan sonra borçlu şirketin Konya . İcra H.M.’nin … E. Ve … E. Sayılı dosyaları ile bu takiplere konu senetlere imza itirazında bulunduğunu, şirketin tek temsilcisinin … olduğunu, senetteki imzanın da kendisine ait olmadığını beyan ettiğini, Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Ve … E. Sayılı dosyalarında dava sırasında Emniyet Kriminalden alınan raporda senette borçlu … adına atılan kaşe ve imzanın şirket yetkilisi …’e ait olmadığı ancak borçlu … şirketinin kendisinin alacaklı olarak takibe koydurduğu (Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı, … E., … E., … E. Sayılı) icra dosyalarındaki senetlerdeki imzaların dava konusu senetlerdeki imzalarla aynı olduğu tespit edildiğini, inceleme yetkisi dar olan Konya . İcra Hukuk Mahkemesi 12.06.2014 tarihli karar ile takip konusu senetteki borçlu …’e atfen atılan imzaların şirket yetkilisine ait olduğunu gösterir nitelikte ve yeterlilikte bulgu saptanmadığı gerekçesiyle ile şirkete karşı açılan takibin durmasına karar verildiğini, Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin … ve … E. Sayılı dosyalarından şirket yetkilisi …’in hesabının bulunduğu … Bankası … şubesine müzekkere yazılmış bankadan gelen 09.04.2014 tarihli cevapta davaya konu senetlerin şirket tarafından bankaya tahsile konulduğu daha sonra iade alındığının belirtildiğini, ayrıca şirket yetkilisi …’in dava konusu senetlerin ellerinden rıza dışı çıktığını belirtmişse de bu güne kadar buna ilişkin hiçbir şikayette bulunmadıklarını, söz konusu imzaların şirket yetkilisi …’e ait olmadığı fakat şirketin alacaklı ve borçlu olduğu birçok senette bu imzanın kullanıldığının tespiti üzerine şirketin muhasebecisi aynı zamanda şirket yetkilisi …’in yeğeni olan davalı … hakkında müvekkili tarafından şikayette bulunulduğunu ve Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyasıyla soruşturma yapılarak davalı … hakkında iddianame tanzim edildiğini, davalının öncesinde imzaların kendisine ait olmadığını belirttiğini lakin ceza soruşturmasında gerçeği söylemek zorunda kaldığını, dava konusu senetlerde bulunan cirolardaki imzaların davalı …’a ait olduğu anlaşıldıktan sonra davalının kaçacak yeri kalmadığını ve tüm bu kambiyo evrakına Konya . Noterliğinin 10.09.2008 tarih ve … yevmiyeli vekaletnamesi ile verilen yetkiye dayanarak imza attığını iddia ettiğini, ancak bu iddianın da sırf ceza soruşturmasından kurtulmaya yönelik olduğunu, davalının müvekkilinin zararının gidermeye yanaşmaması sebebiyle Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla takibi başlatıldığını, davalının, borcu olduğunu bildiği halde takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkilinin uğradığı bu zararın tazmini amacıyla dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yoluna müvekkilince başvurulduğunu lakin anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığından işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin 40.000,00 TL alacağı ve ferilerini karşılamak üzere davalı borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davalı borçlunun icra takibindeki yetkiye yönelik itirazının reddini, davalı borçlunun, icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, davalı borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın esastan da reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dışı … (davacının abisi) dolayısıyla da alacağı temlik almış görünen davacının, ne davalıdan ne de dava dışı diğer borçlu şirketten her hangi bir alacağı olmadığını, çünkü aralarında hiçbir ticari alış veriş olmadığını, iddia edildiği gibi alacağı varsa bunun ispat edilmesi Gerektiğini, taraflar arasında alacak – borç ilişkisi olmadığı için davacıya veya abisine ciro edilip verilen bono olmadığını, dava konusu bonoların arkasındaki “… Ltd. Şti.”ne ait kaşe üzerindeki imzaların bankaya verilmek üzere atılan “tahsil amaçlı cirolar” olduğunu, ne alacaklı ne de dava dilekçesinde geçen ve bonoda cirosu olan abisi meşru hamil olmadığını, şöyle ki 30.08.2013 vade tarihli bono; 21/02/2013 tarihinde Şirketin … Bankası … Şubesinde bulunan … nolu hesabına, 14.09 2013 vade tarihli bono ise; 26/08/2013 tarihinde şirket sahibi olan müteveffa adına kayıtlı yine … Bankası … Şubesinde bulunan … numaralı hesabına tahsil cirosu yapılarak teslim edildiğini, bonoların arkasında … Ltd. Şti. Adına atılan tek bir imza olduğunu ve bu imzanın da bankaya verilirken atılan tahsil cirosu olduğunu, ne davalının ne de şirket adına başka ciro olmadığını, bononun arka yüzündeki şirket kaşesinden sonra Banka kaşesinin varlığının bu bonoların bankaya tahsil amaçlı verildiğinin ispatı olduğunu, ayrıca ilgili bankadan sorulabileceğini, iddia edildiği gibi bonoların, davacının abisine borca karşılık ciro edilip verildiğini, kabul anlamına gelmemekle bonoların bankaya tahsil amaçlı verildiği banka kayıtları ve ödememe protestosu ile tartışmasız sabit olduğuna göre bonoların davacının abisine vadeden sonra verildi demek olduğunu, vadeden sonra ciro edilip verildiyse de ayrıca (bankaya verilirken atılan cironun dışında ve bankanın kaşesinden sonra) …’a verilirken davalı veya şirket tarafından *temlik cirosu”nun olması gerektiğini, davalının, Bonoların vadesinin 30.08.2013 ve 14.09.2013 olamasına rağmen durdurulan ilk takip tarihi 03.02.2014 olduğunu, hem alacağına karşılık protesto olduğunu, bonoyu alacağına mahsuben alacak hem de aylarca bekleyecek olmasının mahkemeyi yanıltmaya çalıştığının ve haksız kazanç sağlamaya çalıştığının göstergesi olduğunu, bu durumun bile mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarının ve haksız kazanç sağlamaya çalıştırlarının açıkça göstergesi olduğunu, davalı …’ın şahsi cirosu olmadığını, dolayısıyla sorumluluğunun da olmadığını, davalının şahsen borçlandırılması ve davalı gösterilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, bonolardaki müvekkiline ait imzaların sadece ve sadece şirket kaşesi üzerindeki imzalar olduğunu ve bu imzaların şirket adına vekaleten atılan imzalar olduğunu, dava konusu bonoların hiç bir yerinde davalının adı soyadı (…) yazılı olmadığını ve kendi adına atılmış hiç bir imza olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun açılan davanın reddine karar verilmesini öncelikle Zamanaşımı ve Taraf sıfatı yokluğu nedeni ie usulden reddini, davanın esastan reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, davacı tarafından zamanaşımına uğramış bono dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise takip konusu zamaşımına uğramış bono yönüyle davacının davalıdan herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zamanaşımına uğramış bononun medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre davacı bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayanmakta, davalı da bu çerçevede malın teslim edilmediği savunmasında bulunmaktadır.

Bu haliyle somut uyuşmazlık satım sözleşmesinde karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmemesi noktasında toplandığından, uyuşmazlığın çözümünde hakim kambiyo senetlerine ilişkin kuralları tartışmayacak, zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgeyi taraflar arasındaki satım sözleşmesinin delili olarak değerlendirerek bir sonuca varacaktır.
Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Davalının tacir olduğu sabit ise de dosyaya yansıyan bilgiler ve özellikle tarafların açık-lamaları kapsamında davacının çiftçi olduğu ve Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde ifadesini bulan tanıma göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde işin ticari nitelikte olmadığı, davanın da mutlak ya da nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.DAVA KONUSU İCRA DOSYASININ İNCELENMESİNDE; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından zamanaşımına uğramış 03/05/2013 Tanzim, 10/09/2013 Vade ve 20.000,00 TL bedelli, 13/02/2013 Tanzim, 30/08/2013 Tarih ve 20.000,00 TL bedelli bonolar olmak üzere alacak aslı 40.000,00 TL, takip öncesi işlemiş faiz 42.203,42 TL olmak üzere toplam 82.203,42 TL üzerinden 19/08/2021 Tarihinde İlamsız İcra Takibine geçildiği, davalının yasal süre içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2.TAKİP VE DAVAYA DAYANAK BONOLARIN İNCELENMESİ VE DAVALININ SÖZ KONUSU BONOLAR ÜZERİNDE HERHANGİ BİR CİROSU BULUNUP BULUNMADIĞI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde takip dayanaklarının iki adet bono olduğu anlaşılmıştır.
a.13/02/2013 Keşide Tarihli Bono’nun İncelenmesinde; Keşide tarihinin 13/02/2013, vade tarihinin 30/08/2013, bedelinin 20.000,00 TL, keşidecisinin …, keşide yerinin Konya, lehtarı ve 1. Cirantasının dava dışı Hijyen Makine, 2. Cirantasının … … Ltd. Şti, 3. Cirantasının … Bankası, 4. Cirantasının … ve hamilinin ise davacı … olduğu, şeklen yapılan incelemede dosyamız davalısı …’ın incelenen bonoda herhangi bir imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
b.03/05/2013 Keşide Tarihli Bono’nun İncelenmesinde; Keşide tarihinin 03/05/2013, vade tarihinin 13/09/2013, bedelinin 20.000,00 TL, keşidecisinin Uğur Deveci, kefilinin …, keşide yerinin Konya, lehtarı ve 1. Cirantasının … … Ltd. Şti, 2. Cirantasının … ve hamilinin ise davacı … olduğu, şeklen yapılan incelemede dosyamız davalısı …’ın incelenen bonoda herhangi bir imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
3.DAVALININ SORUMLULUĞUNUN DAYANAĞI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Gerek dava dilekçesi gerek ceza soruşturma dosyası gerekse de T.C. Konya İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde yukarıda detayı verilen takip konusu bonolardan … … Ltd. Şti’nin tek temsilcisinin dava dışı … olduğu, bonolarda yer alan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı, söz konusu imzaların davalı … tarafından atıldığı, bu sebeple şirketten söz konusu borcun tahsil edilemediği, buna sebebiyet verenin davalının haksız eylemi olması sebebiyle davalının sorumlu olduğu iddiasında bulunulduğu anlaşılmıştır.
4.TARAFLARIN TACİR OLUP OLMADIĞI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Gerek davacı gerekse de davalının gerçek kişi olması sebebiyle Mahkememizce tacir olup olmadıkları hususunda araştırma yapılmış, dosya içerisinde yer alan Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Esnaf Odaları müzekkere cevapları ve vergi dairesi cevaplarından davacı …’un bilanço usulunde defter tutmakla yükümlü olması sebebiyle 1. Sınıf tüccar olduğu lakin davalı …’ın ise vergi kayıtlarında sadece kira vergisi mükellefi olduğu, beyan edilen gelir toplamının 12.200,00 TL olduğu ve davalının gerçek kişi tacir olmadığı anlaşılmıştır.
5.GÖREV HUSUSU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRME VE NETİCE; Yukarıda yapılan açıklamalar, müzekkere cevapları, icra dosyası, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde eldeki itirazın iptali davasına dayanak bonoların zamanaşıma uğramış olduğu, bu sebeple davacı tarafından ilamsız icra takibine geçildiği anlaşılmıştır.
a.Davanın Mutlak Ticari Dava Olup Olmadığı; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere zamanaşınına uğramış bono Medeni Usul Hukukunda delil başlangıcı mahiyetinde olup taraflar arasındaki temel ilişki anlamında bir ispat vasıtasından başka bir şey değildir. Somut olayımızda davacının davalıya husumet yöneltmesinin dayanağı … … Ltd. Şti’nin tek temsilcisinin dava dışı Mustafa İplikçiler olmasına rağmen bonolarda yer alan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı, söz konusu imzaların davalı … tarafından atıldığı, bu sebeple şirketten söz konusu borcun tahsil edilemediği, buna sebebiyet verenin davalının haksız eylemi olması sebebiyle davalının sorumlu olduğu iddiasında bulunulduğu dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağının davalının haksız eylemi olduğu anlaşılmakla davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı hususunda şüphe bulunmamaktadır.
b.Davanın Nispi Ticari Dava Olup Olmadığı; Taraflar arasındaki ihtilafın mutlak ticari davaya vücut vermemesi karşısında Mahkememizce nispi ticari dava yönüyle araştırma yapılmış ve tarafların tacir olup olmadıkları hususunun tespiti için ilgili ticaret sicil müdürlükleri, esnaf odaları ve vergi dairelerine müzekkereler yazılmış, dosya içerisinde yer alan Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Esnaf Odaları müzekkere cevapları ve vergi dairesi cevaplarından davacı …’un bilanço usulunde defter tutmakla yükümlü olması sebebiyle 1. Sınıf tüccar olduğu lakin davalı …’ın ise vergi kayıtlarında sadece kira vergisi mükellefi olduğu, beyan edilen gelir toplamının 12.200,00 TL olduğu ve davalının gerçek kişi tacir olmadığı anlaşılmakla eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmaması sebebiyle davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız neticesinde iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı çıktığından her iki mahkemenin de T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yetkisi çevresinde olduğundan dosyanın MERCİ TAYİNİ İÇİN T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE . HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Mercii tayini kararı kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
4-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Dosya üzerinden yapılan incelemede, tarafların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2023

Katip … Hakim …