Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/38 E. 2023/690 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 16/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında konser organizasyonu konusunda ticari ilişki olduğunu, davalının 14/06/2022 tarihli ve 18/06/2022 tarihli iki adet fatura bedeli olan toplam 556.105,00TL’yi ödemediğini, müvekkili tarafından bu fatura bedeli ve faizi olan 12.340,00TL ile birlikte toplam 568.445,00TL’nin tahsili için Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava öncesi yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de netice alınamadığını, müvekkili alacağının likit alacak olduğunu beyanla davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 20/03/2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davalı tarafın süresinde olmayan cevap dilekçesini kabul etmediklerini, dava dilekçesinin usulünce tebliğ edildiğini, taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince fatura edilen 5.232.120,00TL bedelin 4.676.015,00TL’sinin davalı tarafça ödendiğini ancak bakiye alacak olan 556.105,00TL’sinin ödenmediğini, dava konusu icra takibinin de bu bakiye kalan alacak ve faiziyle ilgili olduğunu, takibi konu edilen iki adet faturanın da gerçekleri yansıttığını, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde bu şekilde fatura edilmesine karar verildiğini ve davalı tarafın isteği üzerine bu iki faturanın kesildiğini, kesilen faturaya ilişkin TTK’nun 21. maddesi uyarınca süresinde bir itirazın yapılmadığını böylelikle kanun gereğince faturaların kabul edilmiş sayıldığını, davalı tarafın basiretli bir tacir olarak kabul etmiş olduğu fatura bedelini ödemek yerine haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini beyanla davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf yasal süresi içerisinde dosyaya cevap dilekçesi sunmamakla birlikte;
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 14/03/2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili adına çıkarılan tebligatın usulsüz olarak müvekkilinin adresinde bulunmadığından dolayı muhtarlığa yapıldığını, davayı 28/02/2023 tarihinde öğrendiklerini, dava dilekçesi ekli tebligattan bu tarihte haberdar olduklarının kabulü ile bu tarih itibariyle tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesini talep etmiş, esasa ilişkin beyanlarında da; davacı şirketin organizasyonla ilgili 5.232.120,00TL bedelli fatura tanzim ettiğini, tanzim edilen ve davaya konu edilen faturaların gerçeği yansıtmadığını, organizasyonda sahne alması için 28 sanatçı adına 4 farklı menajerlik firmasıyla anlaşma yapıldığını, sahne alan iki sanatçıya ödenen bedellerin başka menajerlik firması tarafından ödenmesine rağmen davacı firma tarafından da faturaya dahil edilerek fatura tanzim edilmesinin gerçeğe aykırı olduğunu, bu iki sanatçıya ödemenin diğer menajerlik firması olan Abdullah Özdoğan isimli menajerlik firması tarafından yapıldığının açık olduğunu, davacı firmanın sözlemeye aykırı olarak yüksek bedeller ile fatura tanzim ettiğini, müvekkili şirket muhasebecisinin de bu ayrıntıyı bilmeden sehven faturaları muhasebeye kayıtlarına kaydettiğini, durumun anlaşılması üzerine taraflar arasında da görüşme yapılarak iade faturası düzenlenmesine karar verildiğini, müvekkili tarafından iade fatura kesilmeden davacı tarafından ihbarname gönderilerek icra takibi başlatıldığını, sözleşme gereğince müvekkili tarafından davacı firmanın da yönlendirmesiyle sanatçı ücretlerinin bildirilen hesaplara ödendiğini, müvekkili firma tarafından ödemesi yapılmayan bir borç kalmadığını, müvekkili firma tarafından sehven yapılan fazla ödemenin iadesi içinde ihbarname gönderildiğini ancak davacı firmanın ihbarnameye cevap vermediğini, çalışılan menajerlik firmalarından davacı firma ve Modern menajerlik firmalarının tek elden yönetildiğini ve sahiplerinin iki kardeş olduğunu, muhasebecilerinin de tek kişi olduğunu, bilerek ödemelerin yönlendirme ile farklı hesaplara yaptırıldığını ve haksız kazanç elde edilmek istenildiğini, müvekkili firma tarafından … isimli firmaya 350.000,00TL, Modern menajerlik firmasına 990.000,00TL ve davacı … firmasına 4.676.015,00TL ödeme yapıldığını, toplamda tüm sanatçı bedelleri olarak 6.016.015,00TL ödeme yapıldığını, müvekkili firmanın bir borcunun bulunmadığını, başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak başlatıldığını beyanla davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce, Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğünden davacı şirketin, Mevlana Vergi Dairesinin davalı şirketin davaya konu dönemlere ilişkin BA-BS formları, fatura ve diğer belgeler celp edilmiş, dava taraflarının ticari defterleri üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek muhasebe uzmanı bilirkişilerden raporlar alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının mahkememiz dosyası davacısı, borçlusunun mahkememiz dosyası davalısı olduğu, 556.105,00TL’si asıl alacak ve 12.340,00TL’si geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 568.445,00TL faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine icra müdürlüğünce 14/11/2022 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ticari defterleri üzerinde incele yapan muhasebe uzmanı bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20/06/2023 havale tarihli raporda özetle; ” Davacı … Müzik şirketinin 2022 yılı yasal ticari defterlerinin elektronik olarak tutulduğu, defter
onaylarının yasal süreleri içerisinde Gelir İdaresine elektronik olarak gönderildiği ve defterlerin usulüne uygun
olarak tutulduğu, davacı şirket tarafından tarafıma sunulan yasal elektronik ticari defter bilgilerinden, davacı
şirketin davalı … şirketine 5.232.120 TL’lik fatura düzenlendiği, 3.843.000 TL’lik
ödeme aldığı ve davacı şirketin davalı şirketten 31.12.2022 tarihi itibari ile 1.389.120,00 TL alacaklı olduğu” kanaatleri bildirilmiştir.
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde incele yapan muhasebe uzmanı bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 10/07/2023 havale tarihli raporda özetle; “…davalı firma ticari defter ve kayıtlarına göre, davalı firmanın davacı firmaya 676.105,00 TL. borçlu olduğu, organizasyonlar için davacı firma ve diğer yaptığı ödemeler toplamının 6.096.015,00 TL. olduğu gelen faturalar toplamının ise 6.007.970,00 TL. olduğu…” kanaatleri bildirilmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibinde, ödeme emrine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ifa ettiği konser organizasyonu sebebiyle davalıya fatura kesildiğini ancak fatura bedelinin bir kısmının ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
Cevap dilekçesini verme süresi HMK’nun 127. maddesinde “Dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” şeklinde düzenlenmiş, süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu da HMK’nun 128. maddesi ile “Süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır.” olduğu belirtilmiştir. HMK’nun 319. maddesinde “İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla, savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı da cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar.” hükmünü amirdir.
Bu itibarla davalının, davacının tüm iddialarını inkar ettiği, yeni olgu ve vakıalara dayanamayacağı, savunmalarını sadece davacının ileri sürdüğü hususlara hasren yapabileceği sonucuna varılmıştır.
Dava tarafları arasında, davacı tarafından düzenlenen ve icra takibine konu edilen iki adet faturadan kaynaklı olarak davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı ihtilaflıdır.
6100 Sayılı HMK’nun 222.maddesi :”(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü içermektedir.
Dosyada taraf vekillerinin bildirdikleri adreslerde her iki tarafın ticari defterleri üzerinde muhasebeci bilirkişilere inceleme yaptırılmış, bilirkişiler tarafından, dosya kapsamına uygun olan ve mahkememizce de benimsenen gerekçeli ve denetlenebilir raporlar dosyaya sunulmuştur.
Bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere; her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış kapanış tasdiklerinin yine usule uygun ve süresinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlıkta delil niteliğini haiz olduğu, dava ve takip konusu 18/06/2022 tarihli 3.328.780,00 TL bedelli ve 14/06/2022 tarihli 1.903.340,00 TL bedelli iki adet faturanın davacının defterlerinde davalı şirket borçlandırılmak suretiyle kayıtlı olduğu ve faturaların 3.843.000,00 TL’lik kısmının ödendiği, geriye 1.389.120,00 TL’lik alacak kaldığı, sözü edilen iki adet faturanın yine davalı şirketin defter ve kayıtlarında davacı şirket alacaklandırılmak suretiyle kayıtlı olduğu, faturalara karşılık 4.556.015,00 TL ödeme yapıldığı, 676.105,00 TL borç kaydı bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu faturalar incelendiğinde; farklı sanatçılara dair konser organizasyon bedellerinin kalem kalem belirtildiği görülmektedir. Davalı taraf, bazı sanatçılara ilişkin organizasyonlar başka firmalarca yapıldığı ve ücretleri ödendiği halde, bu organizasyonların da kendilerine davacı tarafından fatura edildiği iddiasındadır. Ne var ki yukarıda belirtildiği gibi, ilgili faturalar olduğu gibi davalının usulüne uygun tutulan ticari defterlerine kaydedilerek dönem sonunda davacıya ait hesap borç kaydıyla kapatılmış ve fatura içeriğine yasal 8 günlük süre içerisinde itiraz edildiğine veya iade faturası düzenlendiğine dair bir iddia veya delil dosyaya sunulmamıştır. Dahası, bilirkişi raporları davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde süresinde raporlara itiraz edilmemiş ve bilirkişi raporları davalı açısından kesinleşmiştir. Davalı, ticari defterlerin aksini ortaya koyucu kesin bir delile dayanamamıştır. Süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından yemin deliline de başvurulamayacağı anlaşılmıştır. Davalı, tacir olduğundan TTK’nun 18/2. Maddesi gereğince ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bir an için öyle olduğu kabul edilse dahi, başka şirket veya kişilerden alınan hizmetin, davalı şirket yetkilisinin duruşmada beyan ettiği üzere, vergi mevzuatı gereği açık çıkmaması için davalı adına açılan hesaba kaydedilmesinin basiretli tacir yükümlülüğüne aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Hal böyle olmakla sübuta eren davanın kabulü yönünde hüküm tesisi gerekli olmuştur.
İtirazın iptali davası, alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (… : İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223). Eldeki dava yönünden takip konusu alacağın faturaya dayanması karşısında alacak belirlenebilir (likit) olup davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının Konya .İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibe 556.105,00TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz üzerinden devam olunmasına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan asıl alacağın %20’sine tekabül eden 111.221,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 37.987,53TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 6.865,40TL harcın ve icra dairesine yatırılan 2.842,22TL harcın toplamı olan 9.707,62TL harcın mahsubu ile bakiye 28.279,91TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Harçlar Kanunun 29. maddesi gereğince davacı alacaklının icra müdürlüğüne yatırdığı binde beş tahsil harcı mahkeme harçlarına mahsup edildiğinden bu hususun icra müdürlüğünce resen dikkate alınmasına,
4-Hazine tarafından karşılanan 3.120,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (556.105,00/568.445,00) 3.052,27TL’sinin davalıdan, 67,73TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 179,90TL başvuru harcı, 6.865,40TL peşin harç ve icra dairesine yatırılan 2.842,22TL harcın toplamı olan 9.887,52TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen 25,60TL vekalet suret harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 169,00TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.194,60TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (556.105,00/568.445,00) 3.125,25TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmen davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarfedilen 25,60TL vekalet suret harcı yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (12.340,00/568.445,00) 0,56TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmen davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 83.854,70TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 12.340,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı şirket yetkilisi ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2023

Başkan Üye Üye Katip