Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/366 E. 2023/713 K. 27.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Mülkiyet (Tespit İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mah. … Sok. No:… Karatay/KONYA adresinde mukim “… ” adlı işletmeyi uzun süre işlettiğini, daha sonra kardeşi …’i işletmesinde işe aldığını ve ilerleyen süreçte işletmeye ortak olduklarını, otel işletmesi ve ruhsatının 2016 yılına kadar resmiyette mülk sahibi … adına olmasına rağmen müvekkilinin işletmeyi fiilen yürüttüğünü, 2016 yılına gelindiğinde ise otelin mülk sahibinin otel ruhsatını kendi üzerine devralmasını müvekkilden talep ettiğini, o dönem banka borcu ve başkaca borçları olan, aynı zamanda şehir dışında bulunan müvekkilinin cebri icra tehdidinden çekinerek kardeş olmanın verdiği güvenle otel ruhsatının davalı … üzerine çıkarılmasını istediğini ve ruhsatın davalı adına alındığını, davalı …’in önce uzunca bir süre işletmenin kârından müvekkiline düşen payı ödemediğini, daha sonra başkaca ailevi problemleri bahane ederek müvekkilini işletmeden güç kullanarak çıkardığını ve müvekkilinin otele girişine engel olduğunu, davacı müvekkili ile davalı taraf arasında TBK md 620 vd hükümlerince adi ortaklık olduğunun sabit olduğunu, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyası kapsamında ekte sunulan devir sözleşmesine dayanılarak delil tespit talep edildiğini ve mahkemece ortaklığın bulunduğuna kanaat getirildiğini, müvekkilinin otele girişi engellenmekte ve kolluğa şikayet edildiğini, bu durum otel işletmesinin ve müvekkilinin itibarını zedelediğini ve müvekkilinin ortaklıktan kaynaklanan haklarını kullanmasının da önüne geçildiğini, müvekkilinin telafisi imkansız hak kayıplarının önüne geçmek için ihtiyati tedbir kararı verilerek davalının, müvekkilini otel işletmesine girişini engellemekten men edilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini davaya konu … Otel adlı işletmeye ilişkin müvekkilinin davalı ile adi ortaklığının tespit edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2002 yılı başında müvekkilininin abisi olan davacı … … Hotelde işletme sahibi …’in yanında çalışmaya başladığını, bundan bir kaç ay kadar sonra da otelde çalışmakta olan mevcut elemanlardan birinin rahatsızlanması sonucu oluşan eleman açığı nedeni ile müvekkilinin … Hotelde çalışmaya başladığını, 2004 yılında otelin işletme sahibi …, müvekkiline ve davacıya artık bu işi yapmayacağını işletmeyi kiraya vereceğini bildirmesi sonucu işletmenin resmiyette bütün kayıtları ve sorumluluğu …’e ait olmak üzere müvekkili ve davacı, … Hotel işletmesinin işletme sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, bu süreçte bütün kayıtlar, borçlar, giderler gibi bütün resmi kayıtlar ve sorumluluk …’in üzerinde bulunmakta ancak otelin işletmesini müvekkili ve davacının yürüttüğünü, 2016 yılında davacı … müvekkili … kira ödemesini yaptığını söylemesine rağmen ödemeleri yapmamış olduğunu ve biriken borcun 90.000 TL ye yakın olduğu ortaya çıktığını, işletme sahibi …’in müvekkiline ve davacıya işletmeyi kendi üzerilerine almalarını ve sadece mülke ilişkin kira ödemesi talep ettiğini bildirdiğini, otel işletme ruhsatının müvekkili üzerine alındığını, ruhsat müvekkili üzerine alındıktan sonra 1 yıl kadar davacı ve müvekkili oteli birlikte işletmeye devam ettiklerini, davacının borçlarını ödeyemediğini ve … olan borcunu ödeyebilmek amacıyla davacı ve müvekkilinin amcaları olan …’den 400.000,00 TL alarak oteldeki hissesini devrettiğini, 2018 yılının 2. ayında …’in oteli devraldığını ve işletmeye başladığını, …’in otel işletmesini iade ederek parasını geri almak istediğini söylediğini, 2019 yılının 2. ayında otel işletmeciliğini bıraktığını, bu süreçte müvekkilinin …’e 223.000,00 TL ödeme yaptığını, … davacıya ödemiş olduğu 400.000,00 TL’nin iadesini davacıdan talep etmişse de davacının herhangi bir ödeme yapmaması sonucunda davacı …’e dava açtığını, söz konusu dava halen devam ettiğini, …’in oteli bırakmasından sonra davacı …’in, … ve Cem Sadettin Kineşçi ile müvekkilinden habersiz şekilde anlaşma hiç bir resmi evrak ve kayıt olmadan otele ortak ettiklerini, müvekkilinin isteği dışında gayri resmi anlaşmayı yapan bahsi geçen kişilerle davacı … otelin resmi ve gayrı resmi bütün borçlarını sizindir diyerek otel ile olan ilişkisini tamamen kestiğini, resmiyette hiç bir kaydı olmayan davacının müvekkilinin kardeşi olması, arada aile bağı ve güven ilişkisi bulunması nedenleriyle herhangi bir belge alma gereği duyulmadığını, müvekkilinin ortaklık için vermiş oldukları parayı … ve … ödemesi üzerine bu şahıslarında otel ile ilişikleri kesildiğini, müvekkilinin 2022 yılının aralık ayında kendisine yüklenmiş olan bütün borçları bitirdiğini, otelin getirisinin müvekkilinin yaptırdığı tadilat neticesinde otelin getirisinin arttığını ve otele ait borçlarında ödenmiş olduğunu görerek hakkı olmadığı halde yeniden otelden kar elde etmek amacıyla hareket ettiğini, bu sebeplerle davanın reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava; … Mah … Sk. No:… Karatay/KONYA adresine mukim “… OTEL ” adlı işletmeye ilişkin adi ortaklığın tespiti talebine ilişkindir.
Davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenmesi icap etmektedir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md.). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (katılım paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir. Dolayısıyla dava konusu uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir.
Dolayısıyla, bu türden uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin de tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması yani nisbi ticari dava olması gerekir. Dava konusu somut olayda dosyada mevcut bilgi ve belgelere ve Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarına göre davacının potansiyel mükellef olduğu, yani tacir olmadığı anlaşılmakta olup dosya kapsamında davalının tacir olduğunu gösteren herhangi bir belge de bulunmamaktadır.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Her ne kadar Mahkememizce 23.11.2023 tarihli duruşma tutanağında her ne kadar iş bu dava dosyasının duruşmasının 04.04.2023 tarihine bırakılmasına karar verilmiş ise de ; davacı asilin dosyaya sunmuş olduğu 27.11.2023 tarihli dilekçesi, BAM . Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı 06/10/2023 tarihli ilamı nazara alınarak usul ekonomisi ilkesi doğrultusunda Mahkememizce duruşma günü beklenilmeksizin dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; taraf vekillerinin yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.27/11/2023

Katip … Hakim …