Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/360 E. 2023/732 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalının 23/09/2022 tarihinde davacıyı telefonla arayarak çalıştığı bankanın rehinli araba satacağını, bir tanesini davacı adına alabileceğini söylediğini, bunun üzerine davalının arabanın bedeli olarak davacıdan parça parça toplam da 390.000,00 TL para aldığını, daha sonra davacının ödemeyi yaptıktan sonra davalıya arabanın ne zaman üzerine tescil edileceğini sorması üzerine davalının arabanın üzerinde rehin kaydı bulunuğunu, rehin kaldırıldıktan sonra tescil işleminin yapılıp arabayı teslim edilebileceğini söylemesine rağmen davacıyı oyaladığını bunun üzerine davacı adına vekaleten bu hususta Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na … HZ dosyasına şikayette bulunulduğunu, davacı adına araba alınması için davalıya verilmiş olan alacağa istinaden Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, söz konusu takip kapsamında gönderilen ödeme emrine karşı davalı tarafın 11/11/2022 tarihinde itiraz edildiğini , ödeme emri tebliğ edildikten ve icra takibine borcu olduğu halde, borcun likit olduğu ve aynı zamanda davalı tarafından borç meblağı bilindiği halde takibe itirazdan sonra ana paranın davaya haricen ödendiği halde kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurmuş olduğu gibi nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek açılan davanın kabulü ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalini ve takibin borcun ferileri yönünden ( işlemiş ve işleyecek faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderleri v.s) devamına, davalının likit alacağa haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazı nedeniyle aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmektedir.
Davalının mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; icra takibine süresinde itiraz ettiğini, böyle bir borcunun olmadığını, itiraz dilekçesinde de bunu belirttiğini, icra takibinin yetkili İcra Dairesinde açılmadığını, yetkili olan icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri ve İcra Mahkemeleri olduğunu, icra takibinin yetkili olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde açılması gerektiğini, bu nedenle davanın hukuka ve usule aykırı olduğunu, yetkiye ve icra takibine açıkça itiraz ettiğini, davacının delil listesinde belirmiş olduğu dekontlardaki meblağlara ilişkin tüm belirtilen paraların davacının, … Bankası T.A.O İBAN NO : “… “ Banka iban nolu hesabına iade edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle cevap dilekçesinin kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava; davacı tarafından davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine davacı tarafından açılan itirazın iptali davasıdır.
Davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenmesi icap etmektedir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Taraflar arasındaki davanın mutlak ticari dava kapsamında olup olmadığını belirlemek için taraflar arasındaki temel ilişkinin hukuki nitelendirilmesinin yapılması gerekmektedir. HMK 33 gereğince hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevidir. Bu bağlamda her ne kadar davacı vekili 30.11.2023 tarihli duruşmada taraflar arasındaki havale sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik takip yaptıklarını bu nedenle bu davanın TTK 5 uyarınca mutlak ticari dava olduğunu beyan ettiği görülmüş ise de ; dava dilekçesi içeriği , davaya dayanak belgeler , ödeme dekontları üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı ile davalı arasında bir havale sözleşmesi bulunduğuna dair sonuca ulaşılamamaktadır. Dava dilekçesi içeriği , davaya dayanak belgeler ve takibe dayanak ödeme dekontları incelendiğinde; taraflar arasında araç alımına dair bir vekalet ilişkisi bulunduğu, buna istinaden davacı tarafından davalıya araç satış bedeli açıklaması ile peyderpey para gönderildiği, aracın davacı adına tescil edilmemesi üzerine davalıya gönderilen paraların bir kısmının davacıya iade edildiği, iade edilmediği iddia edilen miktarlar yönünden icra takibi başlatıldığı, davacının iddiasının dayanağını davalıya vermiş olduğu vekaletin kötüye kullanılmasının oluşturduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, bu nedenle somut dava dosyasında taraflar arasında görülen davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23/06/2023 tarihli yazısında davalı …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 21/06/2023 tarihli yazısında davalı …’ın potansiyel mükellef kaydının olduğunun bildirildiği görülmektedir.
Konya Ticaret Sicili Müdürlüğünün 19/06/2023 tarihli yazısında davacı …’un bir ticari işletme kaydına ve şahıs şirket ortaklığına rastlanılmadığı görülmektedir.
Konya Vergi Dairesi Başkanlığının 20/06/2023 tarihli yazısında davacı …’un sadece kira geliri vergisi mükellefiyetinin olduğunun, tacir sayılmadığının bildirildiği görülmektedir.
Dava taraflarının kazancının ticari faaliyet niteliğinde olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi belge yer almadığı, gayrimenkul sermaye iradı mükellefi ve potansiyel mükellef olmanın tek başına tacir sayılmak için yeterli olmadığı, dolayısıyla davanın taraflarının tacir sıfatının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK nun 114/1-c maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine, HMK 331/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması hakkında karar verilmesi halinde talep halinde yargılama giderleri konusunda karar tayin olunmasına,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2023

Katip Hakim