Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/327 E. 2023/451 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı firma ile ikinci el pelet tesisi montaj işlerini gerçekleştirmek üzere anlaşma sağlandığını, davalı firmanın ikinci el hurdacıdan almış olduğu malzemeler ile kurmuş olduğu tesiste müvekkilinden montaj işlemlerinin yapılması istendiğini, davalı firmanın ikinci el malzemeler ile kurmuş olduğu tesiste müvekkilinin herhangi bir garanti yükümlülüğü de bulunmadığını, davalı firmanın garanti kapsamına girecek bir malzemesi olmadığını, müvekkilinin davalı tarafından ikinci el malzemeler ile kurulan tesiste yalnızca montaj işlerini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin montaj haricinde başka bir yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin montaj işlemlerini de eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkilinin davalı firmaya karşı yüklenmiş olduğu işi eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine rağmen davalının müvekkiline işin karşılığı olan ücreti eksik bir şekilde ödediğini, davalı ile müvekkili arasındaki ticari faaliyete konu iş için taraflar arasında fatura tanzim edildiğini, müvekkilinin yapacağı iş karşılığında davalıdan 200.000,00 TL alacak olduğunu, müvekkilinin hizmeti karşılığı faturada gösterilen bedelin müvekkiline tam olarak ödenmediğini, davalının müvekkilinin yerine getirdiği işin karşılığı olan, müvekkilinin hak etmiş olduğu ücreti ödemediği gibi müvekkilini borçlu çıkarmaya çalıştığını, davalı tarafın müvekkilinin bilgisi dahi olmadan gerçeğe aykırı bir şekilde 24/02/2023 tarihli … nolu faturayı düzenlediğini, müvekkilinin bu faturadan e-arşiv sistemi üzerinden haberdar olduğunu, müvekkilinin gerçeğe aykırı faturadan haberdar olduktan hemen sonra davalıya 02/03/2023 tarihinde Konya . Noterliği … yevmiye no’lu ihtarnameyi gönderdiğini ve gerçeğe aykırı faturanın iptal edilmesini ayrıca işbu davanın konusu olan müvekkiline ödenmesi gereken 125.000 TL(yüz yirmi beş bin)’nin ödenmesini talep ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin alacağının şimdilik 100,00 TL’sinin Konya . Noterliği, 02/03/2023 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde temerrüt için uygulanan en yüksek faiziyle birlikte(yasal faizden az olmamak üzere) tahsilini, yargılama giderleri, arabulucu avukatlık ücreti, ilam vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının dava dilekçesinde belirttiği iddiaların ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, öncelikle HMK 109/2 fıkrasına göre talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağını, dolayısıyla iş bu dava, dava tarihinde yürürlükteki HMK 109/2 fıkrasına göre kısmi dava olarakta açılamayacağını, bu bakımdan, kural olarak, davanın HMK 114/1 – (h) bendi uyarınca başlangıçta hukuki yarar bulunmadığına ilişkin dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı taraf ile davalı müvekkili pelet tesisi imalat ve montajı hususunda anlaştıklarını, bunun üzerine davalı müvekkilinin iş yerine davacı taraf pelet tesisi montajını yaptığını, müvekkilinin davacı tarafa bir kısım ödemeler yaptığını, ancak davalı tarafça imalat ve montajı yapılan pelet tesisi montaj sonrasında belirlenen standartlarda çalışmamakta ve devamlı arıza verdiğini, akabinde davacı tarafa pek çok kez gerekli servis hizmetlerinin yapılması ve makinelerin çalışmasındaki arızaların giderilmesi için başvurulduğunu, ancak davacı tarafın tüm başvurulara olumsuz yanıt verdiğini, davalı müvekkilinin aldığı olumsuz yanıtın ardından TMMOB Makine Mühendisleri Odası Konya Şubesine bilirkişi raporu düzenlenmesi için başvuruda bulunduğunu, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Konya Şubesince 27.03.2023 tarihinde tesise incelemeye gelinmiş ve 10.04.2023 tarihli bilirkişi raporu düzenlendiğini, söz konusu raporda “yapılan inceleme neticesinde , kaynaklı montaj ile birleştirilen yerlerde ayrılmaların olduğu gözlenmiştir. Kaynak montaj operasyonu için kaynak işlemi öncesinde ve sonrasında aşağıda belirtilen testlerin bir veya birkaçı uygulanması gerekirdi. Kaynak montajı için uygun metodoloji takip edilmediği için kaynak yerlerinde ayrılmalar meydana gelmektedir.” şeklinde tespitten bulunularak davacının kurmuş olduğu tesiste ayıp ve arızanın olduğunun sabit olduğunu, bilirkişi raporu ile de tesiste imalat ve montajdan kaynaklı arızaların olduğu tespit edildikten sonra 16.05.2023 tarihli Konya . Noterliği … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafa, “makinelerin işleyişindeki ayıbın giderilmesi” için ihtarname gönderildiğini ancak davacı taraf ihtarnameye cevap vermediğini, davacı tarafça imalat ve montajı yapılan pelet tesisi, kurulduğu günden beri çalışmamakta ve müvekkilinin zor durumda bıraktığını, müvekkilinin tesisi çalıştıramadığı ve üretime geçemediği gibi makinelerin orada olması sebebiyle yeni bir pelet tesisi de yaptıramadığını, bu nedenlerle haksız davanın usulden/Esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Taraflar arasında akdedilen ikinci el palet tesisi montaj işinden kaynaklı olarak ödenmediği iddia edilen alacağın tahsili amacıyla açılan alacak davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise ikinci el palet tesisi montaj işinden kaynaklı olarak yüklenici konumunda olan davacının edimini yerine getirip getirmediği, montaj işi kapsamında bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II. EMSAL ALINAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLAMI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı Mustafa Demirbaş gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/10/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda, Esenyurt Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02/12/2019 tarihli cevabi yazısından, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2. sınıf tüccar olduğu ve limitleri dahilinde olduğu anlaşılmış, Vergi Usul Kanunu’ nun 177. Maddesinde belirlenen limitlerin yarısından az beyanda bulunduğu ve mükellefin 2018 yılında birinci sınıf tüccar olmasını gerektirecek tutarda alım ve satımının bulunmadığı bildirilmiş olup, bu haliyle davacının tacir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve esnaf olarak kabulü gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.” denilmiştir.
4.T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 08/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28/04/2021 tarihli yazısına göre davalı Kamil Türk’ün 02/08/2019 tarihinde faaliyetini terk ettiği, işletme hesabı esasına tabi olduğu, 2. sınıf tüccar olduğu ve tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ikinci el palet tesisi montaj işi olması sebebiyle 6098 Sayılı Kanunun 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesine vücut verdiği, bu sebeple 6102 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde olmadığı anlaşılmıştır.
2.Dava dosyasının incelenmesinde davalının 6100 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır.
3.Davacının gerçek kişi olduğunun anlaşılması üzerine yukarıda detayı T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamın da emsal alınarak verilen tacir sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmıştır.
4.T.C. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 06/06/2023 Tarihli müzekkere cevabında davacının tacir kaydının bulunmadığı ifade edilmiştir.
5.T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Selçuk/Konya Vergi Dairesi Müdürlüğünün 06/06/2023 tarihli müzekkere cevabında davacının gerçek usulde vergi mükellefi olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, son vergilendirme yılında vergi matrahının 37.069,38 TL olduğu ifade edilmiştir.
6.Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
7.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
8.Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
9.NETİCE: Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ikinci el palet tesisi montaj işi olması sebebiyle 6098 Sayılı Kanunun 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesine vücut verdiği, bu sebeple 6102 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde olmadığı, her ne kadar davalı tüzel kişi tacir ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/10/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 08/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında davanın TTK 4.maddesi gereğince nispi ticari dava mahiyetinde de olmadığı dolayısıyla eldeki davanın TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE OLMADIĞI anlaşılmakla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİNDE İSTİNAF KANUN YOLUNA müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim