Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/30 E. 2023/418 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/08/2022 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde müvekkiline ait 2015 model … marka … plakalı aracın ağır hasar aldığını ve kullanılmayacak hale geldiğini, müvekkilinin aracına 30/03/2022 başlangıç ve 30/03/2023 tarihli sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi kesildiğini, davalı kasko şirketinin başlangıçta müvekkiline herhangi bir ödeme yapmayı kabul etmediğini, daha sonra vekil olarak davalı sigorta şirketine 12/09/2022 tarihinde mail yoluyla başvuruda bulunulduğunu, daha sonra ise davalı sigorta şirketi tarafından aracın değerinin çok altında bir teklifte bulunulduğunu, teklif edilen miktarın aracın yarı fiyatı bile olmadığını, akabinde arabuluculuk yoluna müracaat edildiği ancak görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin aracının pert olmasından sebep aracın kullanılmamasından kaynaklanan bir maddi zarara maruz kaldığını, bu nedenlerle 18/08/2022 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde müvekkiline ait … plakalı aracın Pert-Total işlemi nedeniyle davalı kasko şirketi tarafından ödenmeyen rayiç bedelin fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00-TL’nin ve aracın kullanılmamasından doğan zarar için şimdilik 50,00-TL’nin sigorta şirketine başvuru tarihi olan 12/09/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı Sigorta Şirketine usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, davalı sigorta şirketi vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasarın meydana geldiği … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 30/03/2022-2023 başlangıç ve bitiş tarihli genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında tanzim edilen kasko sigorta poliçesinin tüketici işlemi olduğunu, dava konusu anlaşmazlıkta mahkememizin görevli olmadığını, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacının aktif dava ehliyeti olmadığını, dava konusu taleplerin dayandığı mezkur poliçenin incelenmesinde de görüleceği üzere … Bankası A.Ş.’ye daini mürtehinli poliçe olduğunu, davacının dava açma ehliyetinin bulunabilmesi için söz konusu bankanın açık muvaffakatinin bulunması ya da söz konusu bankaya olan borçlarının tamamını ödemiş olduğunu ispatlamasının zorunluluk arz ettiğini, davacı tarafından başvuruya konu kazanın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacının kazaya ilişkin çelişkili beyanlarının bulunduğunu, başvuru sahibinin bu yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ispat yükünün yer değiştirdiğini, hem sürücünün kimliğinin hem de hasarın teminat kapsamında olduğunun ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının başvurusunun hasar aşamasında haklı gerekçeyle reddedildiğini, hiçbiri kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte dosya kapsamında tazminat hesabının kara araçlarının kasko sigortası genel şartları ve poliçe hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin hasar tutarının KDV’sine ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketten tahsili talep edilen faiz türünün hatalı olduğunu, davacının temerrütten itibaren yasal faiz talep edebileceğini, bu nedenlerle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava, Meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafa ait araçta oluşan araç pert bedeli ile araç mahrumiyet bedelinin davalı sigorta şirketinden tazmini davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 18/08/2022 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde davacıya ait … Plakalı aracın ağır hasarlı hale gelmesinden sebep davacının davalı Kasko Şirketin’den araç pert bedeli ile araç mahrumiyet bedelinin tazmini hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Türkiye Reasürans Şirketler Birliği, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi cevabi yazıları, trafik kazası tespit tutanağı, kazaya ilişkin fotoğraflar, hasar dosyası, poliçe ve tüm belgeler,, T.Noterler Birliği araç tescil belgeleri, Sigorta şirketi cevabi yazıları dosya arasına alınmıştır.
Davada kasko sigortalısı tarafından kendi sigorta şirketinden meydana gelen kaza nedeniyle aracında oluşan araç pert bedeli ile araç mahrumiyet bedelinin tazmini talebi söz konusudur.
İşbu dava yönünden öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesinde; Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olaydaki ilişki tüketici işlemi olarak yapılan sigorta sözleşmesi gereği davacının davalı sigortacıdan tazminat talebidir.
Bu nedenle nispi ya da mutlak ticari dava olarak da nitelendirilmesi mümkün bulunmayan huzurdaki davada Ticaret Mahkemeleri görevli olmayıp, Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı ve 7/11/2013 tarihli kanunun;
3/1-k maddesinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
3/1-i maddesinde satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
3/1-l maddesinde tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiştir.
Aynı kanunun 73/1 maddesinde ” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu ifade edilmiş, 83/2 maddesi de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” Hükmünü amirdir.
Diğer taraftan tüketici işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlığın veya sözleşmenin T.T.K’.nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan, kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının bu açıdan herhangi bir önemi de yoktur. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (H.M.K. md.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. (Yargıtay .HD’nin 07/03/2018 tarih ve … Esas … Karar)
Mahkemelerin görevi dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir. HMK.’nun 1.maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tükecici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bunun yanında aynı yasanın 83. maddesi uyarınca, eğer taraflardan bir tanesi tüketici ise onun yaptığı işlemler ile ilgili olarak diğer yasalarda bir düzenleme varsa, buna rağmen bu işlemin tüketici işlemi olduğu ve bu yasanın görev ve yetkiye dair olan düzenlemesini engelelmeyeceği, belirtilmiştir.
Somut olaya bakıldığında esasen ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un yürürlükte olduğu işbu davada Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Nitekim emsal nitelikteki Konya BAM . H.D.’nin … E., … K. Sayılı ve 18/06/2021 tarihli ilamında özetle;
“Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki, 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmakta olup dava tarihi 26/07/2019 dir.
Bu nedenle davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir . (YARGITAY . Hukuk Dairesi … E … K ,… E … K) ” şeklinde değerlendirmede bulunmuştur.
Yine sigorta şirketleri tarafından açılan içe rücu davalarında;
Sigorta şirketinin sigortalısına rücu başka bir ifade ile içe rücu davalarında Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin olarak birçok emsal yüksek yargı kararları mevcuttur.
Nitekim Yargıtay . H.D.nin … E., … K. Sayılı ve 04/05/2015 tarihli ilamında özetle;
Mahkemece, sigorta sözleşmelerinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 3. maddesinin (ı) bendinde tüketici işlemi olarak belirtildiği, uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Kayseri Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olup, söz konusu karar temyiz edilmekle onanmıştır.
Yargıtay . H.D.nin … E., … K. Sayılı ve 03/03/2022 tarihli ilamında özetle;
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Davalı gerçek kişidir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işlemi olup, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmaktadır. denilmiştir.
Yargıtay . H.D.nin … E., … K. Sayılı ve 04/04/2019 tarihli ilamında özetle;
Davacı … Sigorta A.Ş bu davayı, sigorta poliçesine dayanarak 3. şahsa ödemiş olduğu tazminatın rücuen sigortalısından tahsili talebi ile açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde davacı sigorta şirketi ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Somut olaya bakıldığında davacı … Sigorta A.Ş’nin davalı sigortalısı … ile arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davaya Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılarak sonuçlandırılması gerekirken Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılması doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. şeklinde karar verilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davada mahkememiz görevsiz olduğundan dolayı davanın HMK 114/1-c ve 115/2 Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli KONYA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
3-H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına, görevsizlik kararından sonra dosyanın Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama, harç giderleri hususunun karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 01/06/2023

Katip Hakim