Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/24 E. 2023/305 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Fesih ve Tasfiye)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 10/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 12/03/201 tarihinde katılım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince tarafların birlikte canlı büyükbaş hayvan alımı yaparak süt üretimi yapması ve bu sütten kar dağıtımı yapılmasına karar verildiğini, yine sözleşme gereğince müvekkilinin yalnızca düve hayvan alım bedelini ödeyeceği ve diğer işlemlerin davalı tarafça yapılacağı, oluşabilecek olumsuzluklardan davalının sorumlu olduğuna ilişkin davalı şirketin taahhütlerinin olduğunu, müvekkilinin sözleşme gereğince davalı şirkete teminat senedi verdiğini, verilen teminat senedinin sözleşme süresi sona erdikten iki ay sonra hükümsüz olup geri alınmasına ve teminat senedinin ciro ile başkasına verilemeyeceğine karar verildiğini, 2013 yılında sözleşme imzalandıktan sonra süt parası ödemesi yapıldığını ancak daha sonra davalı tarafça SMS gönderilerek bir daha fazla ödeme yapılmayacağının müvekkili şirkete bildirildiğini, 01/12/2014 tarihinde ise yeni sözleşme yapılarak yine aynı şartlarda teminat senedi verildiğini, müvekkili tarafından bu iki sözleşme ile 2018 ödeme tarihli iki adet bono verildiğini, müvekkilinin katılım bedeli olarak toplamda 44.750,00TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davalı şirketten sekiz adet hisse senedi sahibi olduğunu, davalı tarafça 24/01/2015 tarihinde SMS yoluyla fazla ödeme yapılmayacağının bildirildiği tarihten itibaren ne süt ödemesi ne de ana para ödemesi yapılmadığını, davalı tarafın taahhütlerini yerine getirmediğini, davalı şirketin genel kurulunda tüm üyelerinin hisselerini satıp ortaklıktan ayrılmak istediklerinin beyan edildiğini, basından edinilen bilgiye göre Çiftlik Bank tarzında birçok kişinin dolandırıldığının ortaya çıktığını, Ereğli Ağır Ceza Mahkemesinde bu konuda görülen davanın halen devam ettiğini, davalı şirketin mal kaçırma durumunun olduğunu bu nedenle öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek davalı şirketin mal varlığına tedbir konulmasına, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, bu mümkün olmazsa müvekkilinin şirkette bulunan sekiz pay senedinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenmesi ile şirketten çıkarılmasına, katılım payı olarak ödenen 47.750,00TL’den şimdilik 1.000,00TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 06/03/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket ortağı olabilmesi için teminat senedine sahip olması gerektiğini ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını, teminat senedi sahibi olanın da yalnızca teminat senedi ile ortak olamayacağını ve her ortağında alacaklı olmadığını, davacının iki ayrı tarihte toplamda sekiz pay olarak katılımcı sözleşmesi ile müvekkili şirkete katılımcı olarak katıldığını, müvekkili şirketin şirket sermayesinin 20.000 paya ayrıldığını, alınan karar ile her bir katılımcının da kendi isteğiyle katılım bedellerine denk gelecek şekilde şirket ortağı olarak pay sahibi yapıldığını, şirketin bu şekilde 1300 hissedarının bulunduğunu, davacının da bu hissedarlardan biri olduğunu, şirket yönetimi hakkında sorumlulukta doğan suçlardan dolayı açılan davaların halen devam ettiğini, davacının teminat senetlerini kendi isteğiyle vererek şirket ortağı olduğunu, şirket ortağının alacağını talep etmesinin dava dilekçesindeki gerekçelerle mümkün olmadığını, müvekkili şirketin içinde bulunduğu kötü mali durum nedeniyle iflas işlemlerine başlanılacağını, davacının talep ettiği alacağın para alacağı olmayıp sermaye vasfında olduğunu ve bunun alacak davasının konusu olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/186 esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosaysı, Ereğli Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin kayıtları celp edilip incelenmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, davalı anonim şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
İlgili Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında görüleceği üzere, davalı şirketin sermayesinin 20.000 paya ayrıldığı bu paylardan 8 adedinin davacıya ait olduğu anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 531. Maddesine göre; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
İş bu davada öncelikle davacının TTK’nın 531. Maddesi gereği haklı nedenle davalı anonim şirketin feshini talep edip edemeyeceği, aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durmak gerekmiştir.
Somut olayda, davalı şirkette 8 adet payı bulunan davacının yeterli oranda payı bulunmadığından, davacı açısından dava açma ehliyeti, eş deyişle, aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Davacı vekilinin, diğer talepleri yönünden ise, TTK’nın 531. Maddesi uyarınca haklı nedenle fesih davasının görülme ön şartı olan azınlık pay oranına davacı sahip olmadığından davacının bu dava kapsamındaki alternatif çözüm yöntemlerinin uygulanmasına ilişkin istemlerinin de değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. (Nitekim Ankara BAM . HD. 20/10/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı)
Bu itibarla dava takip ehliyetindeki eksiklik sebebiyle davanın usulden reddi gerekmiş aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI EKSİKLİĞİNDEN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 25,60TL vekalet suret harcı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’nin 7/2 maddesine göre 9.200,00TL matbu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/05/2023

Başkan Üye Üye Katip