Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/220 E. 2023/331 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Kayyımlık ve Kar Payı dağıtımı
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 07/04/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi …’ın ölümünden sonra müvekkili ile birlikte beş kardeşi ve annesinin mirasçı olarak kaldığını, murisin ölümünden sonra kalan mirasının paylaşılmasında murisin sağlığında vekalet alan mirasçı …’ın kendisini ve diğer mirasçılardan …, … ve … lehine aşırı yararlandırıcı şekilde paylaşım yapmak istediğini, yaşanan uyuşmazlık nedeniyle mirasın yeniden paylaşılması için Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davanın halen devam ettiğini, murisin terekesinde, araçlar, taşınmazlar, davalı şirketin olduğunu, şirketin mali işlerinin vekalet ile mirasçı … tarafından yapıldığını ve hiçbir denetime tabi olmadığını, mirasçı …’ın vekalet yetkisini kötüye kullanarak hem şirketle ilgili hem diğer taşınmaz ve araçlarla ilgili kendisine fayda sağlayacak işlemler yaptığını, davalı şirketin isim değişikliği yapılarak içinin boşaltıldığını, şirket bünyesindeki araçların kaçırıldığını, murisin miras şirketinden her türlü hak ve alacağı, ekili dikili arazi üzerindeki murisin ölümünden sonra elde edilmiş kar payları ile taşınır malların tescillerinin ve taşınmaz malların tapu kayıtlarının zilyetliği için iş bu davanın açıldığını beyanla öncelikle davalı şirketin taşınır ve taşınmazlarının devrinin önlenmesi, banka hesaplarındaki her türlü para ve kıymetli senetleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının devrinin önlenmesi için tüm banka hesapları ve tapu kayıtları üzerine tedbir konulmasına, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına, murisin ölümünden sonra elde edilmiş olan kar payı ile taşınır malların tesciline ilişkin ve taşınmaz malların tapu kayıtlarının zilyetliğinin devrine, şirket değerinin tespiti ile müvekkilinin payı oranında zilyetliğin devrine, davalı şirketin kar oranının tespiti ile müvekkilinin payı oranında kendisine verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 27/04/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ileri sürülen iddiaların maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin … , … , … ve … tarafından kurulmuş olan bir şirket olduğunu, şirketin ortakları tarafından sermaye konulmak suretiyle kurulmuş bir şirket olduğunu, miras şirketi olmadığını, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu dava da gerçek dışı iddialar olduğunu, bu davada lehe verilecek bir karar olsa bile karar gereği mirastan gelen araç ve taşınmazlara yönelik bir karar verilebileceğini, iş bu davaya konu edilen şirketin hiçbir şekilde mirasa konu olmadığını, bu durumun ticaret sicil kayıtları, maliye ve banka kayıtlarıyla da sabit olduğunu, davacının iddialarının hiçbir hukuki değerinin olmadığını, banka, maliye ve ticaret sicil kayıtlarının celbi ile bu durumun ortaya çıkacağını, kayyım tayini ve tedbir taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya Ticaret Sici Müdürlüğünden davalı şirketin kayıtları celp edilip incelenmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava , davaların yığılması şeklinde davalı şirkete yönelik olarak birden fazla taleple açılmıştır.
Mahkememiz iş bu dosyasından verilen 09/05/2023 tarihli ara karar ile, dava dilekçesindeki mirasçılık sıfatına dayalı olarak talep edilen, istihkak ve zilyetliğin devri konulu davaların (talep sonucunun 2. ve 3. bendi) iş bu davadan tefrik edilerek mahkememiz yeni esas sırasına kaydedilmesine, iş bu davaya davalı şirkete yönetim kayyımı atanması talebi ve davalı şirketten kar payı talebi yönünden (talep sonucunun 1. ve 5. bendi) devam edilmesine, şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle taraf ehliyeti dava şartının dosyada mevcut olup olmadığının üzerinde durulması gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere taraf ve dava ehliyeti dava şartlarındandır.
Mahkememizce verilen tefrik kararından sonra iş bu dosyadaki temel sorun, davacının ortağı olmadığı bir şirkete yönetim kayyımı atanmasını ve şirket kar payının kendisine verilmesini talep edip edemeyeceği, bu konuda taraf ehliyetine sahip olup olmadığı hususudur.
Somut olayda, dosyaya celp edilen ticari sicil kayıtlarından, davalı şirketin dört ortaklı bir şirket olduğu, ortaklarının dava dışı …, …, … ve … olduğu, ortaklardan … ve …’ın ayrı ayrı münferit şirket yetkilisi oldukları, adı geçen şirket yetkililerinin dava tarihi itibariyle sağ oldukları ve temsil yetkilerinin devam ettiği anlaşılmıştır.
Celp edilip incelenen Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/3 esas sayılı dosyasında, davacı tarafça murisi …’ın terekesinin tespiti talebiyle dava açıldığı, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun Limited şirketlere ilişkin düzenlenen Görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması başlıklı 630. Maddesi:
” (1)Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.
(2)Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.
(3)Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
(4)Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmünü içermektedir.
6102 sayılı TTK’nun Limited şirketlere ilişkin düzenlenen Kâr payı ile yedek akçeler arasında ilgi başlıklı 523. Maddesi:
“(1)Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez.
(2)Genel kurul;
a)Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,
b)Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, Kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir.
(3)Esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço kârından yedek akçe ayırabilir.” hükmünü içermektedir.
6102 sayılı TTK’nun Limited şirketlere ilişkin düzenlenen Kâr payı ve yedek akçeler başlıklı 608. Maddesi:
“(1)Kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payı dağıtımına ancak, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir.
(2)Şirket sözleşmesi ile aksi öngörülmedikçe, kâr payı, esas sermaye payının itibarî değerine oranla hesaplanır; ayrıca yerine getirilen ek ödeme yükümlülüklerinin tutarı da kâr payının hesaplanmasında itibarî değere eklenir.
(3)Şirket genel kurulu, kanun ya da şirket sözleşmesinde öngörülmeyen veya öngörüleni aşan tutarlarda yedek akçelerin ayrılmalarına sadece;
a)Zararların karşılanması için gerekliyse,
b)Şirketin gelişimi için yatırım yapılması ihtiyacı ciddi bir şekilde ortaya konulmuşsa, bütün ortakların menfaati böyle bir yedek akçe ayrılmasını haklı gösteriyorsa ve bu hususlar şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmişse karar verebilir.” hükmünü içermektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yukarıda yer verilen amir hükümlerinde belirtildiği üzere limited şirket yöneticilerinin yönetim yetkilerinin kaldırılmasını ve ayrıca şirketten kar payı talep edilmesini dava hakkı yalnızca şirket ortaklarına ait bir haktır. Davacının davalı şirkette dava tarihi itibariyle bir ortaklık payının bulunmadığı gibi mevcut şirket ortaklarına husumet yönelterek ortaklık payının tespitine dair bir talebinin de olmadığı, bu haliyle davacının taraf ehliyeti sıfatını haiz bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraf ehliyeti dava şartı bu dava yönünden sonradan giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı olduğundan ve dosyaya taraf eklenilmesi Yargıtay’ın istikrarlı uygulamasına göre ıslahla dahi mümkün olmadığından bu hususta davacıya mehil verilmesi gerekli görülmediğinden davanın usulden reddi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-DAVANIN, HMK’nun 114/1-D MADDESİ GEREĞİNCE DAVA ŞARTI EKSİKLİĞİNDEN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 25,60TL vekalet suret harcı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre 9.200,00TL matbu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yatırmış olduğu avanstan 100,00 TL avansın, iş bu dosyadan tefrik edilen Mahkememiz 2023/274 esas sayılı dosyasına aktarılmasına ve o dosya için gerekli tebligat ve sair masrafların burdan karşılanmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-İş bu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından davanın 10/05/2023 tarihinde karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının dava taraflarına tebliğine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi.10/05/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …