Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/174 E. 2023/701 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davada mahkememizin 29/09/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamının Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 17/02/2023 tarih ve … Esas ,… Karar sayılı ilamıyla kaldırılması üzerine dosya yeniden yargılama yapmak üzere Mahkememize gönderilmiş , dava mahkememizin … esas sırasına kaydedilmekle yapılan açık yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin süt besiciliği yapıp davalıya süt temin ettiğini, müvekkilinin davalı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla 57.112,41-TL’lik alacağa istinaden icra takibi yaptığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının icra takibi başlatıldıktan sonra müvekkiline ve müvekkilinin babasına bir kısım ödemeler yaptığını, geriye 38.671,00-TL’lik borcunun kaldığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 38.671,00-TL üzerinden devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … …’ın (…) esnaf düzeyinde gelire sahip olduğundan görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, takip dayanağı belge olarak sunulan 30/11/2016 tarihli müstahsil makbuzunda belirtilen borca ilişkin müvekkili tarafından davacı tarafa 18.441,41-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin 1.527,47 TL borcunun kaldığını, müvekkilinin maddi sıkıntı içerisinde olduğundan kısa zamanda kalan borcunu ödeyeceğini, müvekkil şirket yetkilisinin … olduğunu, müstahsil makbuzu haricinde şirket yetkilisi tarafından tanzim ve imza edilmiş, kayıtsız şartsız borç ikrarını içerek herhangi bir belge bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinde bulunduğunu, kötüniyet tazminatının alacaklı tarafından haksız ve kötü niyetli takip yapılmasından ötürü icra dosyası borçlusu tarafından talep edilebileceğini savunarak davanın reddine, davacının alacağın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile yapılan icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın iptaline yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ; davalının davacıya takip talebinde belirtilen tutarda borçlu olup olmadığı , buna dayalı olarak davacı tarafından davalı hakkında Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan takipte takibin 38.671,00-TL lik kısmı için itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevapları, Konya . İcra dairesinin … Esas sayılı icra dosyası celbedilerek incelenmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … vekili tarafından borçlu … Tic. Ltd. Şti. aleyhine 57.112,41 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığı, takibin dayanak belgelerinin süt teslim alma tutanakları ve müstahsil makbuzu olduğu, borçlu vekilinin borcun tamamına itirazına istinaden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İş bu davanın İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf vekillerine 2026-2017 yılı defterlerini ibraz etmek veya bulundukları yerleri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili 09/11/2017 tarihli dilekçesi ile; Müvekkilinin süt besiciliği yapan ve davalıya süt temin eden bir kişi olduğunu, süt üretimi üzerine veriye tabi bir işletmesinin bulunmadığını, hayvanlarından elde ettiği sütü bedeli karşılığında süt teslim tutanaklarının davalı çalışanlarınca imzalanmak suretiyle sattığını ve karşılığında müstahsil makbuzu aldığını, bu nedenle davalının ticari defterlerinin incelenerek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı tarafça 13.11.2017 tarihli dilekçe ile süresi içerisinde ticari defterlerin bulunduğu yer bildirilmiş, akabinde Davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesi sunulan 21.06.2018 tarihli raporda; davalı şirkete ait incelenen 2016 yılı ticari defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2016 yılı ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, bunun dışında defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun olduğu, defterlerin kendi içerisinde birbirini teyit eder nitelikte bulunduğu, taraflar arasında 30/11/2016 tarih ve … no.lu 20.376,40-TL bedelli müstahsil makbuzu dışında herhangi bir ticari ilişkinin tespit edilemediği, bu bedelin nakit olarak ödendiği ve Konya . İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibarı ile davalının davacıya herhangi bir borcunun tespit edilemediği, takip konusu edilen süt teslim tutanaklarına göre 01/12/2016-31/12/2016 tarihleri aralığında çoğu … adlı kişi olmak üzere toplam 23.660,50-LT süt teslimlerinin gerçekleştiği, süt teslim tutanaklarının delil kabiliyetinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu şeklinde tespitlere yer verildiği görülmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında; yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davacı yan ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu, usulüne uygun olarak tutulan davacı defterlerine göre icra takibi tarihi itibari ile davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığının görülmesi nedeni ile davacı tarafın defterlerinin aleyhe delil niteliğine haiz olduğu değerlendirilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için açılan davada kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Davacı taraf davalıya sattığını söylediği sütleri davalıya teslim ettiğini ispat etmelidir. Davalı taraf davacı tarafça icra takibine konu olan süt teslim tutanaklarını kabul etmemiş yalnızca 30.11.2016 tarihli müstahsil makbuzunda belirtilen borca ilişkin davacı tarafa 18.441,41 TL ödeme yapıldığını, bu makbuza binaen davacı tarafa 1.527,47 TL tutarında borcunun kaldığını belirtmiştir. Davalı tarafça ticari defterlerin bulunduğu yerlerin bildirildiği, davacı tarafça ticari defterlerin sunulmamış olması ve davalı defterlerinin incelenmesinin talep edilmesi nedeniyle sadece davalıya ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; taraflar arasında 30/11/2016 tarih ve … no.lu 20.376,40-TL bedelli müstahsil makbuzu dışında herhangi bir ticari ilişkinin tespit edilemediği, bu bedelin nakit olarak ödendiği ve Konya . İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibarı ile davalının davacıya herhangi bir borcunun tespit edilemediğinin belirtildiği görülmektedir. Bilirkişi raporu davalının savunmalarını doğrular mahiyettedir.
Mahkememizce davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan , bunun üzerine mahkemece yemin delili hatırlatılmış, akabinde davacı vekili yemin metnini hazırlayıp dosyaya sunmuş ve yemin metni davalı şirket yetkilisi …’a meşruhatlı bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket yetkilisinin yemini eda ettiği ne de iade ettiği gerekçesi ile açılan davanın kabulüne karar verildiği, Mahkememizin 29/09/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamının Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 17/02/2023 tarih ve … Esas ,… Karar sayılı ilamıyla kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararında;”…. Mahkemece davacı tarafça sunulan yemin metnine karşı davalı tarafça ileri sürülen itirazlar değerlendirilerek davalı şirket yetkilisine usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğ edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. ” şeklinde değerlendirmenin yer aldığı, Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda davalı vekilinin itirazları nazara alınarak yemin metninin ; “iş bu davaya konu olan 38.671,00-TL tutarında davacıya borcum bulunmadığını, davacı tarafından firmamıza teslim edilen sütlerin ücretinin 1.527,47-TL hariç tamamen ödendiğine, 1.527,47-TL dışında davacı yana başkaca herhangi bir tutarda borcumun bulunmadığına,” şeklinde düzeltilmesine 22.06.2023 tarihli duruşma tutanağında karar verildiği, bu duruşma zaptında mahkememizce düzeltilen yemin metni içeriğinin duruşma zaptı ile birlikte davalı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı şirket yetkilisi …’ın 16.11.2023 tarihli duruşmada yemin metni içeriğindeki hususlara dair usulüne uygun olarak yemin ettiği görülmekle toplanan tüm deliler uyarınca davalı tarafın davacıya olan borcunun 1.527,47 TL olduğu vicdani kanaatine Mahkememizce varılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine , takibin 1.527,47 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İİK.`nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylede borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konus alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, davalı borçlunun takibe itirazının haksız olduğu değerlendirilmekle kabul edilen asıl alacak miktarı 1.527,47 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) 1.527,47 TL asıl alacak üzerinden devamına, 1.527,47 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-) Davalının(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 305,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 689,78-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 419,93-TL harcın davacıya iadesine, ayrıca icra dairesine yatırılan 285,56-TL harcın da icra dairesince davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan 269,85-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 301,25-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından sarfedilen 238,00-TL posta ve tebligat gideri, 4,60-TL vekalet harcı, 350,00-TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 592,60-TL yargılama giderinden davanın haklılık oranına (1.527,47/57.112,41) göre hesaplanan 15,85-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-) Davalı tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 55,90-TL posta gideri ile 4,60-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 209,10-TL yargılama giderinden davanın haklılık oranına (55.584,94/57.112,41) göre hesaplanan 203,51-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlasının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı vekili yararına AAÜT’nin 13.maddesine göre hesaplanan 1.527,47-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-) Taraflarca yatırılan gider avansından artan bölümün karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; Taraf vekilleri ve Davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 16/11/2023

Katip … Hakim …