Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/171 E. 2023/598 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :

DAVALI : … – … …
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 03/11/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında imzalanan 09/04/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bağlı kredi sözleşmelerine dayalı olarak şirkete krediler kullandırıldığını, kredi sözleşmelerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla Şükrü Bağrıaçık ve dava dışı 3. kişilerin imzalar attıklarını, Konya . Noterliğinin 29/06/2015 tarih … yevmiye sayılı kat ihtarnamesi ile kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine girişmek durumunda kaldıklarını, takip öncesi Şükrü Bağrıaçık ın ölmesi nedeniyle temin ettikleri veraset ilamına dayalı olarak adı geçenin mirasçıları ve kredi asıl borçlusu şirket ve diğer kefiller hakkında Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden toplam 2.310.044,90TL üzerinden giriştikleri icra takibine 1/2 oranında miras payı olan davalının 10/07/2015 tarihinde ve süresinde murisin imzasına, yazılarına, takibe ve borca haksız itirazlarda bulunması nedeniyle takibin durdurulduğunu, itirazın kendilerine tebliğ edilmediğini, haricen itirazdan haberdar olduklarını ve işbu davayı açmak durumunda kaldıklarından bahisle haksız itirazda bulunan davacının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 28/12/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından yapılan davanın süresinde açılmadığı iddiasını kabul etmediklerini, davalı tarafça yapılan ödeme emrine itirazın kendilerine tebliğ edilmediğini, tebliğ gerçekleşmediğinden davanın süresinde açıldığını, davalının imzaya itirazının hukuk dışı olduğunu, takibe konu kefalet sözleşmesinin hukuka ve kanunda geçen şekil şartlara uygun olduğunu, kefalet sözleşmesindeki imzanın davalının eli ürünü olduğunun açık olduğunu beyanla davalının itirazlarının reddi ile davanın önceki talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 28/11/2016 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava açılırken asıl alacak olan 2.228.098,00TL üzerinden harç yatırıldığını, işlemiş faiz ve icra dosyası masrafı olan toplam 81.9466,90TL’nin de takibe konu borç olmak üzere toplam dava değerinin 2.310.044,90TL olduğunu, eksik harcın tamamlandığını beyanla bu dava değeri üzerinden önceki talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 07/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkilinin babası ve murisi olan … ın kredi sözleşmesinde imzasının olmadığını, imzanın murise ait olmayıp sahte olduğunu ayrıca kredi sözleşmesindeki kefalet ile ilgili bölümde TBK nun 581. ve devamı maddelerine uygun kefilin el yazısının olmadığını, bu yazılarında murisin eli ürünü olmayıp sahte olduklarını, murisin sahte belgelere veya geçersiz belgelere dayalı olarak borçlandırılamayacağını ve bu nedenle mirasçı sıfatıyla müvekkilinin de bir sorumluluğunun olmadığından bahisle davanın reddi ile %20 oranından az olmamak üzere davacının haksız takip tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 17/01/2017 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra dosyasına 10/07/2015 tarihinde itiraz ettiklerini, bu itiraz dilekçelerinden sonra davacının icra dosyasında defalarca işlem yaptığını, yapmış oldukları itirazdan sonra 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, takibe konu sözleşmedeki Şükrü Bağrıaçık’ın imzalarının ve yazısının sahte olduğunu, bu durumun imza incelemesi ile de ortaya çıkacağını, sözleşmedeki imzaların sonradan tamamlanmış olma ihtimali olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, veraset ilamı, kredi sözleşmesi ve eklerinin asılları ve örnekleri, murisin emsal el yazılarını ve imzalarını içerir belgelerin asılları, emsal Yargıtay kararları, noter kat ihtarnamesi ve ekleri, taraf vekillerinin verdikleri dilekçeler ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler incelenmiş, Öğretim üyesi bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten ve miras hukukundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Mahkememiz 23/09/2020 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile;
“…Banka kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi ile diğer belgelerdeki (sözleşme öncesi bilgilendirme formu hariç diğer belgelerdeki) pek çok imzanın miras bırakan Şükrü Bağrıaçık ın eli ürünü olduğu ve murisin kefillikle ilgili yazılarının olduğu yerlerdeki yazıların miras bırakanın eli ürün olmayıp sahte oldukları birbirini doğrulayan raporlardan anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin miras bırakanın imzalarına yönelik itirazları yerinde değil ise de kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi yazıların hiçbirinin miras bırakanın eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. TBK nun 581. ve devamı maddeleri gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefil olunan borç miktarının, müşterek kefil yazısının ve tarihinin bizzat kefil tarafından el yazısı ile yazılmış olmasının yasal geçerlilik koşulu olduğu aksi halde kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu açık olduğundan, kefalet bölümündeki yazıların miras bırakanın eli ürünü olmaması nedeniyle miras bırakanın ve dolayısıyla davalı mirasçının bir sorumluluğu yoktur. Bir an akla davacı vekiline yemin delilinin hatırlatılması gibi bir husus akla gelebilir ise de davacı yemin deliline hiç dayanmamış olduğundan bu hususun tartışılmasına gerek görülmemiş olup davacının davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Sözü edilen mahkememiz kararının davacı vekilince istinafı üzerine, Konya BAM . Hukuk Dairesinin 17/02/2023 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile;
“…mahkemece alınan raporlar çelişkili olup yerel mahkeme gerekçesinde belirtilen raporların birbirini doğruladığı yönündeki tespit dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Ayrıca, 12/04/2017 tarih … sayılı Adli Tıp Kurumu raporu fotokopi belgeler esas alınarak hazırlanmış olup Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtildiği üzere fotokopi belgeler üzerinde yapılan imza ve yazı incelemesi ile sağlıklı bir sonuca ulaşılması mümkün değildir. Mahkemece dava konusu sözleşmenin kefalete ilişkin kısımlarında yer alan yazıların davacı murisi Şükrü Bağrıaçık’a ait olup olmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespiti için bir üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi bölümünden seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılması gerektiği…” gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiş olup, dosya yukarıda yazılı esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
İstinaf Mahkemesinin yukarıda belirtilen kaldırma kararı uyarınca dosyamız öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyetince mahkememize sunulan 05/06/2023 tarihli raporda;
“…Kefalet sözleşmesi başlıklı, 2 adet A4 sayfadan ibaret, 4. Sayfasında … müteselsil kefil olarak yer aldığı, 09.04.2014 tarihli 3.000.000TL bedelli belge aslı ile Şükrü Bağrıaçık’ın mukayese yazıları arasında yapılan karşılaştırmada;
İnceleme konusu belgede, kefalete ilişkin kısımlarda yer alan yazılar ile … mukayese yazıları arasında (Resim 1, 2) yeterli düzeyde benzerlik olmadığı, harf ve rakamların tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif ve kümelenme, eğim, bağlantı, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi gibi kaligrafik özellikler bakımından farklılıklar olduğu belirlendiğinden, inceleme konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla … eli ürünü OLMADIĞI,… ” kanaatleri bildirilmiştir.
Bilimsel tespitlere dayalı olup, hükme ve denetime elverişli olduğu anlaşılan ilgili rapor içeriği dikkate alınarak davanın ispatlanamadığı, davalının savunmalarında ve takibe itirazında haklı olduğu neticesine varılmıştır.
İtirazın iptali davalarında davası reddedilen davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilebilmesi için takibin sadece haksız başlatılması yeterli olmayıp, takibin aynı zamanda kötü niyetli olduğu ispatlanmalıdır. Dosya kapsamından ulaşılan vicdani kanaate göre takibin kötü niyetle başlatıldığı sabit olmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmemiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Peşin alınan 26.500,13TL ve yargılama sırasında alınan 1.399,45TL ıslah harcı toplamı olan 27.899,58TL harçtan alınması gereken 269,85TL harcın mahsubu ile fazla alınan 27.629,73TL bakiye karar harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 4,30TL vekalet suret harcı ve 148,60TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı olan 152,90TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre 253.502,25TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/10/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …