Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/16 E. 2023/417 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın … Yapı İnşaat Taahhüt Restorasyon Proje isimli şahıs şirketi ile Konya Valiliği bünyesinde yer alan Konya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce düzenlenen 11.11.2021 tarihinde ihalesi yapılan 2021/692256 ihale kayıt numaralı “Kulu Spor Salonu Bakım Onarımı” işine teklif verdiğini ve ihale sonucu bahse konu ihalenin müvekkili uhdesinde kaldığını, 02.12.2021 tarihinde bahse konu işe ait sözleşme imzalandığını, yer tesliminin ise 07.12.2021 tarihinde yapıldığını, 07/12/2021 tarihinde yapılan yer tesliminde müvekkilinden teknik şartnamede yer almayan iş kalemlerinin de yapılmasının istendiğini, taraflar arasında düzenlenen özel teknik şartnamede “Spor Salonu Binasının Etrafı” şeklinde andezit kaplama alanı belirlendiği halde yer teslimi sırasında kontrol teşkilatının müvekkilinden spor salonunun içinde olduğu bahçeyi çevreleyen duvarın tretuvar imalatının ve andezit kaplamasının da teknik şartnameye göre yapılmasının istendiğini, müvekkilinin yer teslimi sırasında idarece teknik şartnamede olmayan işlerin teknik şartnamede varmış ve ihale bedeline dahilmiş gibi yapılmasının istenilmesine itiraz edildiğini ve bu durumun müvekkilini iflasa sürekleyeceğini dile getirdiğini, ancak idarenin bu haksız tutumundan vazgeçmemesi üzerine müvekkilinin idareye 21/12/2021 tarihli “Yer Teslimi Hk.” konulu yazı ile başvuruda bulunduğunu, ihale dökümanında olmayan işlerin ek fiyat düzenlemesi yapılmadan yapılmasının mümkün olmadığını, ayrıca döviz kurunun ani artışı neticesinde ham madde ve tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar sebebiyle fiyat farkı verilmesi talebini idareye bildirdiğini, idarenin 17/02/2022 tarihli cevabında fiyat farkı verilmesinin uygun olmadığını müvekkiline bildirildiğini, Özel Teknik Şartnamede “Spor Salonu Binası Etrafı” şeklinde bir alan belirlenmesi yapılmış iken idare sözleşme imzalandıktan sonra hukuka aykırı davranarak bahçe ihata duvarını da ihaleye dahil ettiğini ve müvekkilinden teklif miktarı olan 378.000,00-TL içerisinde ihale imalatın yapılmasını istediğini, idarece hem teknik şartnamede hem özel teknik şartnamede hem de mahal listesinde andezit döşemeyle ilgili poz bilgisine yer verilmediğini, müvekkilinin hesaplama yaparken bu şartnamelere uygun olarak hesaplama yaptığını, müvekkilinin bu durumlara istinaden sözleşmeyi feshi sürecini başlatmaktan başka çaresinin kalmadığını, 14/03/2022 tarihinde müvekkili idareye tekrar bir dilekçe ile başvurarak idarenin 17/02/2022 tarihli yazısında bahse konu işe ait fiyat farkı vermeyeceği ve idarece EKAP üzerinden yayınlanan ihale dökümanı kapsamı ekinde verilen mahal listesi ve teknik şartname dışındaki işlerin yaptırılacağı anlaşıldığından, bahse konu işi 378.000,00-TL ile yapmasının mümkün olmadığını, bu sebeple Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu Mücbir Sebeplerden Dolayı Sözleşmenin Feshi başlıklı 23. Maddesi uyarınca fesih talebinde bulunduğunu, idarenin 23/03/2022 tarihli cevabi yazısında dava konusu sözleşmenin feshi işleminin Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 23. Maddede düzenlenen mücbir sebeplerden dolayı sözleşmenin feshi uyarınca feshedemeyeceğini, müvekkilinin ancak Kamu İhale Sözleşme Kanunu’nun 19. Madde uyarınca mali acz içerisinde olduğu gerekçesi ile fesih hakkını kullanabileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin madde 19. uyarınca fesih talebinde bulunmaya zorlandığını, müvekkilinin 04/04/2022 tarihinde ham madde fiyatlarındaki ani artış ve şartnamede olmayan işlerinin fiyat farksız kendisine yaptırılmaya çalışılması neticesinde işin %80’ini bitirmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple hak ediş alamayacağından sözleşmenin feshini idarenin istediği 19. maddeye uygun olarak talep etmekten başka yolunun kalmadığını, idarece bahse konu ihalenin feshi kararının taraflarına tebliğ edilmeden önce müvekkilinin 15/04/2022 tarihli bir dilekçe ile idareye başvurarak bahse konu işi yapmak istediğini, 04/04/2022 tarihli dilekçenin işleme alınmaması ve tasfiye sürecinin başlatılmamasını talep ettiğini, müvekkilinin aslında gerekçesiz olduğu için hukuken geçerli olmayan fesih talebinin dikkate alınmaması talepli dilekçesi ile aynı gün idare müvekkiline sözleşmenin feshedildiği konulu bir yazı yazdığını, bu yazının 20/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, hukuken geçerli olmayan fesih kararının taraflarına tebliği itibariyle 30 günlük yasal dava açma süreleri içerisinde dava açma haklarını kullandıklarını, idarenin kötü niyetli olarak sözleşmeyi fesih ettiğini, müvekkiline cezasız fesih hakkı tanındığını, davalı tarafından fesih işleminin hukuka aykırı şekilde yapmaya devam edildiğini, idarenin kamu gücünü hukuka uygun olmayan şekilde kullanarak müvekkilinin ciddi bir zarara soktuğunu ve bunu kötü niyetli olarak yaptığını, COVİD-19 salgın hastalığının tüm dünya ile ülkemizi de çok yakından etkilediğini ve yaşanan genel kapanmalar, çalışamama gibi nedenlerle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de öngörülemez fiyat artışlarına neden olduğunu, bu ve benzer durumdaki kamu müteahhitlerinin yaşadığı olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve azaltmak adına 02/04/2020 tarih ve 31087 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren “COVİD 19 Salgınının Kamu İhale Sözleşmelerine Etkisi” konulu 2020/5 nolu Genelge çıkarıldığını ve anılan genelgenin halen yürürlükte bulunduğunu, bu genelge ile ortaya çıkan durumun yükleniciden kaynaklanmaması, durumun yüklenicinin edimini ifasını engelleyecek nitelikte olması ve bu engeli bertaraf edecek gücü bulunmaması koşullarının birlikte var olması durumunda, idarenin süre uzatımı veya sözleşmenin feshine karar verebileceğinin öngörüldüğünü, genelgenin 02/04/2020 tarihinde çıktığını, bahse konu ihalenin ise bu genelgenin çıkmasından 1,5 yıl sonra 11/11/2021 tarihinde yapıldığını, anılan genelgenin halen yürürlükte olduğundan müvekkilinin fesih talebinin bu genelge uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini, ancak idarenin keyfi davranarak müvekkilini bir çıkmaza ve neticesinde iflasa sürüklediğini, bu nedenlerle sözleşme şartnameler ve mahal cetvelinde yer almayan işlerin müvekkiline bila bedel yaptırılmak istenerek müvekkilini iflasa zorlandığının yerinde tespit edilmesi için ihale konusu yerde keşif incelemesi yapılarak bilirkişi raporu alınmasını, müvekkilinin bahse konu işle ilgili uğradığı zararın hesaplanması amacıyla rapor alınmasını, fazlaya dair tüm hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğradığı 47.492,33-TL maddi zarar ile 10.000,00-TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, 11/11/2021 tarihinde … İhale Kayıt Numarası ile Açık İhale Usulüyle ihale yapıldığını, 02.12.2021 tarihinde Anahtar Teslimi Götürü Bedel sözleşme olarak 378.000,00-TL toplam bedelle sözleşme imzalandığını, 07.12.2021 tarihinde bahse konu işin yapılacağı yere gidilerek işle ilgili her türlü izahatın yükleniciye yapıldığını ve işe başlanılmasında hiçbir mani bulunmadığı anlaşılarak kontrol mühendisleri, yüklenici ve ilçe müdürü tarafından yer teslimi yapıldığını ve tutanağın imzalandığını, 21.12.2021 tarihli … sayılı dilekçe ile yüklenicinin ihale dokümanı kapsamında bulunan uygulama projesine ve teknik şartnameye itiraz ettiğini, itiraz konusu imalatları kendi maliyetini hesaplarken hesaba katmadığını, ayrıca ihale tarihinden sonra yaşanan döviz kurundaki artışın kendisini mali acz içerisine sokacağını belirterek sözleşmede fiyat farkı verilmeyeceği belirtildiği halde fiyat farkı talebinde bulunduğunu, idaremizce dilekçeye cevaben sözleşme eki teknik şartname ve uygulama projesinde spor salonunun bahçe ihata duvarı boyunca tretuvar yapımı tarif edildiği, spor salonunun sağ cephe, sol cephe ve ön cephesinin tamamında ve arka cephenin bir bölümünde bahçe ihata duvarı bulunduğundan bu cephelerdeki tretuvarların projede belirtilen imalat detayına uygun olarak yapılması gerektiği nedenleriyle davacının spor salonu çevresindeki bahçe ihata duvarları boyunca olan tretuvar imalatlarının belirtilen bu sınırlar dikkate alınarak yapılması ve dilekçede talep edilen sebepler nedeniyle fiyat farkı verilmesinin uygun olmadığının mütalaa edildiğini, 17.02.2022 tarihli yazılarında yüklenicinin 21.12.2021 tarihli 2021/8 sayılı dilekçesindeki itiraz konusunun değerlendirildiğini ve bahse konu imalatların teknik şartnamesinde tariflenen ve uygulama projesindeki detaylara uygun olarak yapılması gerektiğinin belirtildiğini, sözleşme metninin 14. maddesi uyarınca yüklenicinin talep ettiği sebepler nedeniyle fiyat farkı verilmesinin uygun olmadığının belirtildiğini, 14.03.2022 tarihli ve … sayılı dilekçesinde yüklenicinin kur krizi ve piyasanın mevcut durumu nedeniyle teklif verdiği ve sözleşmede imzalanan tutar ile işi yapmasının mümkün olmadığını belirttiğini ve tekrar fiyat farkı talebinde bulunduğunu, fiyat farkı verilmemesi durumunda mali acz içerisine gireceğinden Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu Madde 23 kapsamında fesih talebinde bulunduğunu, 28/03/2022 tarihli yazılarında işin süresinin devam etmesi nedeniyle 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu Madde 23 kapsamında fesih talebinin idareleri tarafından uygun bulunmadığının belirtildiğini, yüklenicinin tekrar tekrar mali aczini belirtmesi sebebiyle 4735 Sayılı Kanunun 19. Maddesi uyarınca yüklenicinin fesih konusunun idareleri tarafından değerlendirilebileceğinin belirtildiğini, yazının devamında şantiye alanında herhangi bir imalatın yapılmadığı, iş programının gerisinde bulunulduğu ve iş programına göre imalatların yapılması gerektiği hususunda bildirimde bulunulduğunu, 04/04/2022 tarihli ve … sayılı dilekçesinde yüklenicinin 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 19. Maddesi uyarınca fesih talebinde bulunduğunu ve ivedilikle işleme konulmasını talep ettiğini, yüklenicinin fesih talebinde bulunması yönünde kesinlikle kötü niyetli davrandığını, çünkü bir işin uygulama projesi ve teknik şartnamesine uygun olarak tamamlanmasının kamu yararı açısından her zaman bir idare tarafından tercih edilen bir durum olduğunu, feshin bir işin yapılmaması ve yarım kalması anlamına geldiğini, idarenin bu yönde bir tercih yapmasının mümkün olmadığını, yüklenicinin bahse konu iş yerinde hiçbir imalatı yapmadığını, yapmak yönünde bir faaliyet göstermediğini, davacı ile müvekkili idare arasında işin 02/04/2019 tarihinde bitirilmesi gerekirken davacı yanca birçok defa süre uzatım talebinde bulunulduğunu, davacı firmanın Covid-19 döneminde önce ve sonrasında birçok defa süre uzatım almasına rağmen herhangi bir imalat faaliyeti göstermediğini, bu nedenlerler haksız davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava; Taraflar arasında 11/11/2021 tarihinde ihalesi yapılan işin hukuka aykırı bir şekilde davalı yanca feshinden sebep maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 11/11/2021 tarihinde ihalesi yapılan “Kulu Spor Salonu Bakım ve Onarım İşi” konulu işin hukuka aykırı bir şekilde davalı yanca feshinden sebep maddi ve manevi tazminat talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenmesi icap etmektedir.
Görev hususu kamu düzeninden olup ve de dava şartları arasında düzenlendiğinden dolayı açılan davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının tetkiki gerekmektedir. Davacı yan tacir ise de davalı yan Gençlik ve Spor Bakanlığı’dır. Dolayısı ile aşağıda emsal ilamlarda da görüleceği üzere davalı bakanlığın tacir olarak kabulü de mümkün bulunmamaktadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Uyuşmazlık konusu “yolcu gemisi imalatı ve alımı” işinin, davacı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olduğu konusunda hiç bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, davalı Belediyece uyuşmazlık konusu işin ihalesi, ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir. Kaldı ki, TTK’nın 16/2. maddesi uyarınca devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılamayacağından Belediye Başkanlığının tacir olarak kabulü de mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, tacirin işlerinin ticari olması ilkesi de burada işlevsiz hale gelmiştir.
Hal böyle olunca, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olup mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle reddine karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun olup; direnme kararının onanması gerekir.” denilmiştir. Davalı Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da Belediye Başkanlığı gibi tacir sıfatı bulunmamaktadır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Taraflardan davacı şirket olup, tacir sıfatına haizdir. Davalı ise Belediye olup, tacir sıfatı bulunmamaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise işverendir. Taraflar arasında, imzalamış oldukları eser sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ihtilaf bulunmaktadır. Bu nedenle, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. ” denilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/07/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, Davacının, davalı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın hizmet alım talebi üzerine araç temin ettiği, yapılan hizmet alımları neticesinde faturalar düzenlenerek davalıya teslim edilmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlattığı, takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının tacir sıfatı bulunmadığından uyuşmazlığın Antalya . Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde her ne kadar davacı 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi tacir ise de davalının Gençlik ve Spor Bakanlığı olduğu, yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme içtihatlarında da ifade edildiği üzere eldeki davanın mutlak ticari dava olmaması ve davalı bakanlığının tacir sıfatının da bulunmaması sebebiyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilememesi karşısında eldeki davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu değerlendirilmekle davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından davanın H.M.K.’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davada mahkememiz görevsiz olduğundan davanın HMK 114/1-c ve 115/2 Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
3-H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına, görevsizlik kararından sonra dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama, harç giderleri hususunun karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 01/06/2023

Katip Hakim