Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR :
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememiz … esas, … karar sayılı 06/10/2018 tarih kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edildiği, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 22/02/2023 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın mahkememiz yukarıda yazılı esasına kaydedildiği anlaşılmakla yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 06/10/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin soğuk su sayacı imalatı yaptığını ve zaman içinde bir çok belediye ve su idaresinin işlerini yapmakla muhatap olduğunu, davalı …’nin 09/07/2018 tarihli açık artırma ihalesinde müvekkilinin ihaleyi kazandığını, taraflar arasında 08/08/2018 tarihli sözleşmenin imzalandığını, işbu sözleşme gereğince müvekkilinin DN20 ANMA ÇAPLI 190 mm boyunda R160 ölçme aralığına sahip hız esaslı, çok huzmeli, kuru tip soğuk su sayacından 30.000 adet davalıya tedarik etmeyi üslendiğini, işbu sözleşmeden hemen sonra piyasalarda dalgalanma yaşandığını, müvekkilinin bu dalgalanma nedeniyle sözleşme şartlarını ve yükümlülüklerini yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini, bu cümleden olarak sözleşmeye konu su sayaçlarının ham maddelerinin %97 sini dövizle tedarik edebildiğini ve borsasının da dövizle işleyen bir sektör olduğunu, 09/07/2018 ihale tarihinde 1 USD’nin 4,53 TL, 08/08/2018 sözleşme tarihinde 1 USD’nin 5,28 TL ve sözleşmenin ifa edileceği Eylül 2018 başında 1 USD’nin 6,62 TL olduğunu ve dövizde 20 yıldır yaşanmayan dalgalanmanın yaşandığını, Haziran 2018 ayında 38,00 TL civarı olan maliyetin Eylül 2018 ayında 60,00 TL ye yaklaştığını, bu durumun müvekkilinin iradesi dışında piyasadaki döviz dalgalanmasından meydana geldiğini, TBK nun 138. maddesinde düzenlenmiş olan sözleşmenin işlem temelinin çökmesi nedeniyle sözleşmenin uyarlanması koşullarının gerçekleştiğini, nitekim Hükümetin de (ülkemize yönelik uluslararası döviz operasyonu nedeniyle) döviz ile yapılmış sözleşmelerin TL ye çevrilmesini ve döviz ile yeni sözleşme yapılmamasını ön gördüğünü, yerleşik Yargıtay kararları gereğince işlem temelinin çökmesi nedeniyle artık sözleşmenin ifasının müvekkilinden beklenemeyeceğini, aksi halin iyi niyet kurallarına aykırı olacağından bahisle sözleşmeye hakimin müdahalesi yoluyla müvekkilinin sözleşmedeki yükümlülüğünün hakkaniyet oranında azaltılması veya davalının yükümlülüğünün artırılması suretiyle sözleşmenin bu şekilde tadiline karar verilmesini talep etmiş ve dava değerini 5.000,00 TL göstererek bu miktar üzerinden dava harçlarını yatırmıştır.
Davacı vekili 07/11/2018 ve 24/01/2019 tarihli talep açıklama dilekçelerinde özetle; davalının sözleşmede belirtilen 1.290.000,00 TL dışında 403.500,00 TL daha müvekkiline ödeme yapması yönünde sözleşmeye müdahale edilerek bu yönde karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 02/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … sayılı kamu ihale kurumu numaralı ihale sonucunda davaya konu teşkil eden ihalenin davacı üzerinde kalması üzerine taraflar arasında 08/08/2018 tarihli sözleşmenin imzalandığını, davacının ihale sürecinin hemen başında 05/09/2018 tarihli dilekçesi ile teslim süresinin uzatımını talep ettiğini, 13/09/2018 tarihli dilekçesi ile de TBK nun 138. maddesindeki koşulların oluşarak işlem temelinin çöktüğünden bahisle sözleşme şartlarının yeniden değerlendirilmesini talep ettiğini, müvekkilinin 14/09/2018 tarihli yazısı ile davacının sözleşme şartlarına ve programına uygun hareket etmediğini, sözleşmeye göre 30 gün içerisinde mal tesliminin tamamlanması gerektiğini vs. bildirdiğini, müvekkilinin 25/09/2018 tarihli yazısı ile de sözleşme koşullarının değiştirilmesinin mümkün olmadığının davacıya bildirildiğini, sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkesi gereği davacının taleplerinin dinlenemeyeceğini, sözleşmenin 14.1. maddesinde fiyat farkı hesaplanmayacağı, mücbir sebep veya idareden kaynaklanmayan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmesi suretiyle uzatılması halinde yürürlükte olan fiyat farkına ilişkin esaslara göre fiyat farkı hesaplanacağının, sözleşmenin 14.1.1. maddesinde de sözleşmede yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamayacağının hüküm altına alındığını, davacının gecikmeli de olsa 17/10/2018 tarihinde sözleşmeye konu su sayaçlarını müvekkiline davadan sonra teslim ettiğini, 22/10/2018 tarihinde kesin kabulün yapıldığını, TBK nun 138. maddesindeki henüz ifa edilmemiş olma şartının ortadan kalktığını artık sözleşmeye hakimin müdahalesinin söz konusu olamayacağını, davacının ticaret şirketi olup basiretli bir tacir olması gerektiğini, basiretli davranmayan davacının bu dava yoluyla bir menfaat elde etmesinin hayatın akışına uygun olmadığını, yerleşik Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduklarını, döviz kurlarındaki yükselmelerin ülkemizde beklenen durumlar olduğunu, kaldı ki sözleşmenin döviz cinsinden olmayıp TL cinsinden olduğunu, basiretli olması gereken davacının ihaleye girmeden ham maddelerinin tedariki konusunda gerekli fiyat bağlantılarını kurması gerektiğini, ham maddelerin maliyetinin döviz cinsinden arttığına ilişkin iddiaların TBK nun 138. maddesi kapsamında kalmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce, ihale dosyasının örneği, taraflar arasındaki 08/08/2018 tarihli soğuk su sayacı mal alımına ilişkin sözleşme, teknik şartname, idari şartname, mal teslim tutanakları celp edilmiş, Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası aracılığıyla ihale, işletme ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
İhale, işletme ve makine mühendisi bilirkişi heyetince mahkememize sunulan 24/06/2019 tarihli raporda özetle; “…dosya kapsamının tetkiki sonucunda hem TBK hem KİK hem de ilgili içtihatlar gereği sözleşme uyarlanması hususunda aranan şartların oluşmadığı, bu sebeple davacının taleplerinin yasa gereği karşılanmasının mümkün olmadığı…” kanaatleri bildirilmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE
Dava, sözleşmeye hakimin müdahalesi yoluyla sözleşmenin uyarlanması davasıdır.
Mahkememiz … esas, … karar sayılı 06/10/2018 tarih kararı ile;
“…Tüm dosya kapsamı ile davalının açtığı ihale sonucu taraflar arasında 08/08/2018 tarihli sözleşmenin imzalandığı, 1.290.000,00 TL + KDV bedel karşılığı (döviz değil TL dir) 30.000 adet soğuk su sayacının sözleşme tarihinden itibaren 30 gün içinde davacı tarafından davalıya tesliminin üstlenildiği, böylelikle su sayaçlarının en geç 07/09/2018 tarihinde davacı tarafından davalıya teslimlerinin gerektiği açıktır. İhaleye konu sözleşme 36 aylık bir dönem içinde ihaleyi kazananın sözleşmeyi imzalamasından itibaren 30 gün içinde 30.000 adet su sayacını davalıya teslimini ön görmektedir. İhale süreçleri idari ve yargı engelleri riski nedeniyle geciktiğinden teklif verenler 36 aylık süreyi esas alarak sözleşme imza tarihi 36 ay içinde olması halinde teklifleri ile bağlıdırlar.
Taraflar arasındaki sözleme 08/08/2018 tarihinde imzalanmış olup Merkez Bankası kurlarına göre 1 USD=5,2987 TL dir. Sözleşmenin ifa edileceği son gün olan 07/09/2018 tarihinde ise 1 USD=6,4904 TL dir.
Davacının, sözleşmenin ifasının geciktirilmesi ve uzatılması ile ilgili haklı ve sözleşmeye uygun meşru bir başka mazereti de yoktur. Taraflar arasındaki sözleşme TL cinsinden belirlenmiştir. Davacının tacir olup basiretli ve öngörülü olması gerektiğinden ham madde tedarikinde tedbirli davranmalıdır. Aksi halde TL cinsinden ham madde tedarik edebilecek bir kimse döviz cinsinden yurt dışından tedarik seçeneğine sığınarak sözleşmelerin uyarlanmasını isteyebilir noktaya gelinir ki bu kabul edilebilecek bir şey değildir. Ham maddelerin fiyatlarının dövize bağlı olup döviz fiyatlarındaki artış nedeniyle sözleşmeye hakimin müdahalesi istenemez. Sözleşmenin kendisindeki döviz borcu varsa yasal koşullar varsa belki hakim buna müdahale edebilir. İşbu dava 06/10/2018 tarihinde açılmıştır. Ancak ne var ki davacı davadan sonra işlem temelinin çöktüğünü ve artık ifasının kendisinden beklenemeyeceğini belirttiği sözleşmede geçen su sayaçlarını 17/10/2018 tarihinde davalıya teslim etmiştir. İşbu teslimin kesin kabulü de yapılmıştır.
Mahkememizce de benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi işlem temelinin çöktüğünden ve hakimin sözleşmeye müdahalesinin gerektiğinden söz edilemeyeceğinden, ifa süresi kısacık (30 gün) olan sözleşmenin hem de ham madde fiyatlarının dövizle temin edildiğinden söz edilerek uyarlanmasının istenilmesi yasal dayanaktan yoksun olduğundan basiretli davranmayan davacının işbu davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekilin istinaf başvurusu üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 22/02/2023 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile:
“…Dava; sözleşmenin uyarlanması talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay tarafından benimsenen ve sözleşmeye bağlılık ilkesinin istinasını oluşturan uyarlama davası, 6098 Sayılı TBK’nın yasalaştırılması sırasında da benimsenerek, Kanun’un 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” şeklinde düzenlenerek mevzuatımıza girmiştir. İlgili maddenin gerekçesinde de; “Bu yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen, “işlem temelinin çökmesi”ne ilişkindir. İmkânsızlık kavramından farklı olan aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama isteminin temeli, Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kurallarıdır. Ancak, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanması ya da dönme hakkının kullanılması, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
a.Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır.
b.Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır.
c.Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır.
d.Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır.
Maddeye göre, uyarlamanın bütün koşulları gerçekleşmişse borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir. Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilerek uygulama da kabul edilen uyarlama davasına ilişkin ilkelerin kanun maddesi haline getirildiği belirtilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında 08/08/2018 tarihinde 30.000 adet su sayacı alımına ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmenin TL cinsinden belirlendiği, davacının ham maddenin büyük çoğunluğunun dövizle tedarik edildiğini ve döviz kurunda öngörülemeyecek şekilde artış meydana geldiğini beyan ederek sözleşmenin uyarlanmasını talep ettiği, ancak yargılama esnasında sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Davacının yargılama esnasında sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirdiği hususu değerlendirilmeden esastan karar verilmesi yerinde olmadığından bu husus değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına….” şeklinde karar verilmiştir.
Dava dilekçesindeki talep, sözleşmenin değişen hal ve şartlara uyarlanmasına dair olup, dava tarihinden sonra sözleşmeden kaynaklı tüm yükümlülüklerin taraflarca yerine getirildiği anlaşılmakla davanın konusuz kaldığı neticesine varılmıştır. Dava tarihindeki haklılık durumu açısından yapılan değerlendirmede ise; taraflar arasındaki sözleşme TL cinsinden belirlenmiştir. Davacı tacir olduğundan basiretli ve öngörülü olması gerekir. Davacının satışını yaptığı su sayaçlarında ham madde fiyatlarının dövize bağlı olduğu sözleşme tarihinde de davacı tarafça bilinmesi ve öngörülmesi gereken bir durumdur. Bu sebeple döviz kurunda artış yaşanmasından kaynaklı olarak sözleşmeye müdahalenin istenilmesinde davacının haklılığı yoktur. Kaldı ki davacı, dava tarihinden yaklaşık 10 gün sonra tedarik ettiği su sayaçlarını davalı idareye hiçbir çekince koymaksızın teslim etmiş ve sayaç bedellerini almıştır. Bu itibarla dava tarihinde davacının bir haklılığının olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiş ve dava tarihindeki durum itibariyle davanın reddinin gerektiği anlaşıldığından yargılama giderleri buna göre belirlenmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİ GEREKLİ İSE DE KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dava açılırken peşin alınan 85,55TL ve yargılama sırasında alınan 6.806,00TL tamamlama harcı toplamı olan 6.891,55TL harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85TL harcın mahsubu ile fazla alınan 6.621,70TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 59.490,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/07/2023
Başkan Üye Üye Katip