Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/135 E. 2023/629 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Mülkiyeti Akşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kısıtlı bulunan ve davalının vasisi olan …’e ait bulunan Konya ili … İlçesi … Mah. … ada … parsel sayılı taşınmaza davalının talebi ile inşaat kazı çalışması yapıldığını, davalının müvekkilinin yaptığı inşaat kazı ve harfiyat bedelini ödemediğini, davalının müvekkiline olan 18.08.2022 tarihli … Nolu söz konusu parsele yapılan temel kazı ve harfiyat yapılmasına konu faturadan kaynaklı borcunu ödemediğini, ödenmeyen faturaların tahsili amacıyla Akşehir İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığı, bu nedenlerle davalının Akşehir İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, borçlunun itirazının kötüniyetli olması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip talebinde müvekkilinin vasisi olduğu oğlu …’e ait arsa üzerinde yapılan kazı ve hafriyata ilişkin her hangi bir kayıt olmadığını, bu sebeple söz konusu faturaya itibar edilmesinin kanunen mümkün olmadığını, bu faturanın taraflarına noter kanalı ile tebliğ edilmesi gerektiğini, yapılan bu kazının harfiyat işleminin müvekkilinin eşi … sağlığında yapıldığını, bu arsaya inşaat yapılması için 2018 yılının 30 Mayıs günü Akşehir Belediyesin’den ruhsat alındığını, kazı ve hafriyat işlemlerinin 2020 yılının Mayıs ayından önce yapıldığını, bu iş için karşı tarafla müvekkilinin eşi … ile pazarlık yapıldığını ve 15.000,00-TL’ye anlaşıldığını, bu paranın tamamının … sağlığında ödendiğini düşündüklerini, davacının ortağı ve kardeşi olan … ıslak imzalı bir belgesine ulaştıklarını, davacı ile kardeşi … ortak iş yaptığını, hafriyat işi için 15.000,00-TL’ya anlaşıldığını ve bunun 5.000,00-TL’sinin verildiği ve 10.000,00-TL borç kaldığının söz konusu belgeden de anlaşıldığını, hafriyat işlemi yapıldıktan yaklaşık 2 yıl sonra düzenlenen faturanın kabulünün mümkün olmadığını, söz konusu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, faturada 4.800 metreküp kazı ve hafriyattan söz edildiğini, söz konusu miktarın gerçeği yansıtmadığını, bu durumun mimari projede sabit olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı almayan davanın reddini, davacının kötü niyetli olmasından dolayı asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava; taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen faturadan kaynaklı davacı tarafından davalı aleyhine yapılan takibe davalının itiraz edip takibin durması nedeni ile davacının itirazın iptaline yönelik açmış olduğu davadır.
Davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenmesi icap etmektedir.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 15/03/2023 tarih 37578 sayılı yazısında; davalı … gayrimenkul sermaye iradından dolayı mükellef kaydının bulunduğunun bildirildiği görülmektedir.
Akşehir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 16.03.2023 tarihli 176/2023 sayılı yazısında ; davalı … tacir kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.
Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin 13.04.2023 tarihli … sayılı yazısında; davalı … ait herhangi bir kaydın bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.
Davalının kazancının ticari faaliyet niteliğinde olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi belge yer almadığı, gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olmanın tek başına tacir sayılmak için yeterli olmadığı, dolayısıyla davalının tacir sıfatının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2023

Katip Hakim