Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/113 E. 2023/325 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE
YAZIM TARİHİ :
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında kurulmuş ve konusu Devlet Destekli Tarım Sigortaları olan Tarım Sigortaları Havuzu’nun işleticisi olduğunu, müvekkili şirketin Konya İli, Cihanbeyli İlçesi, … Yaylası’nda bulunan dava dışı sigortalı …’ e ait buğday ürününü … numaralı Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi ile teminat altına aldığını, 20.06.2021 tarihinde davalıya ait elektrik direğinden çıkan kıvılcımlar nedeniyle oluşan yangında dava dışı sigortalıya ait arpa tarlasının hasar gördüğünü, sigortalı tarafından yapılan hasar ihbarı neticesinde hasar ekspertiz incelemesi yapıldığını ve tespit edilen hasar oranı üzerinden hesaplanan 10.752,00 TL 19.10.2021 tarihinde, dava dışı sigortalıya ödendiğini, davalının davaya konu hasardan sorumlu olduğunu, davaya konu alanda bulunan yüksek gerilim hatların yapımından, bakımından, işletmesinden sorumlu olan … A.Ş. Olduğunu, davalının kusursuz sorumluluğu bulunduğunu, yangının davalı şirketin kurulum bakım ve onarımında sorumlu olduğu elektrik direğindeki arıza sonucu çıkan kıvılcılar neticesinde çıktığının sabit olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin sair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.752,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve dava giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı sigortalısı …’e ait Karaman ili, Merkez ilçesi, … Köyünde bulunan tarlada ekili arpa ürününün 20.06.2021 tarihinde müvekkiline ait elektrik direğinden çıkan kıvılcımlar sonucunda yandığını bu nedenle kendi sigortalısına ödeme yaptığını iddia ederek sigortalısına yapmış olduğu ödemenin rücuen tazmini talebiyle bu davayı açtığını, davacının iddia ve taleplerinin, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazları olduğunu, davacının dava dilekçesinde hasarın müvekkiline ait direkten kaynaklandığını iddia etse de yangın raporunda meydana gelen yangının tarla içerisinde mevcut …’e ait trafonun yakınında çıktığının gözlendiği ifade edildiğini, ilk olarak yangının çıkış yerinin irdelenmesi gerektiğini, davacı sigortalısının tarımsal sulama abonesi olduğunu, bu tür aboneliklerde özel trafo kullanıldığını ve bu trafoların mülkiyetinin de abonelere ait olduğunu, itfaiye tarafından tutanak esas alındığında müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının aşikar olduğunu, öncelikle meydana gelen zararın yüksek gerilim hattında değil, davacı sigortalısına ait trafoda meydana geldiğini ifade etmelerinin gerektiğini, müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının tespit edileceğini, davaya konu zarar iddiasının gerçekleştiği yerde müvekkili şirketin arıza bakım ve onarım işlerini … Tic. Ltd. Şti. Yaptığını, ayrıca müvekkili şirketin sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. Olduğunu, dava sonucunda çıkacak müspet yahut menfi herhangi bir karar işbu şirketleri de etkileyeceğinden davanın bu şirketlere ihbar edilmesi gerektiğini, bu sebeple davanın mezkur şirketlere ihbarını talep ettiklerini, neticeden davacının kendi sigortalısının %100 kusurlu olduğu bir olayla ilgili ödeme yapmış olduğunu, rücu hakkına sahip olmadığını, söz konusu olayın gerçekleşmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenlerle zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, davanın … SİGORTA şirketi ve … Tic. Ltd. Şti.ye ihbarını, usul ve yasaya uygun olmayan işbu davanın reddini, muhakeme masrafı ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı …’e “Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası” poliçesi kapsamında ödemiş olduğu miktarın rücuen tahsili amacıyla açılan tazminat davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise Mahkememizin görevli olup olmadığı, davaya konu yangın sebebiyle davalının herhangi bir kusuru olup olmadığı, dava dışı 3. Kişinin meydana gelen yangın sebebiyle herhangi bir zararı olup olmadığı, var ise gerçek zararının miktarı ve bu zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( … , Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda zarar veren davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, sigortalının yerine kaim sigorta şirketi ile davalı zarar veren arasındaki salt halefiyet ilkesine dayalı iş bu davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Keza zarar veren ile davacının arasında bir sigorta ilişkisi doğmuş değildir. ( halefiyet ilkesi ve yukarıda vardığımız sonucu öngören örnek içtihad 22/03/1944 tarih … … sayılı yargıtay içtihadı birleştirme kararı; … , age sayfa: 225 ve devamı, )” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Somut olayda davacı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen poliçenin incelenmesinde; Poliçenin 14/05/2021 tarihinde başladığı ve 21/08/2021 tarihinde sona erdiği, sigortalının dava dışı … olduğu, sigorta konusunun Dolu, Fırtına, Hortum, Yangın, Heyelan, Deprem, Sel ve Su Baskını, Yaban Domuzu zararına karşı belirtilen yerdeki ve miktardaki “Buğday’ın” meydana gelebilecek çeşitli risklere karşı korunmasına dair “Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Poliçesi” olduğu anlaşılmıştır.
2.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında; Davacı sigorta şirketinin, eldeki davayı dava dışı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre görevli mahkemenin tayininde dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekmektedir. T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmıştır.
3.Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( … , Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir.
4.Mahkememizce bu halefiyet ilkesi çerçevesinde dava dışı sigortalının tacir olup olmadığı hususunda ayrıca araştırma yapılmış, ilgili ticaret sicil müdürlüğü, esnaf odası ve vergi dairesine müzekkere yazılmış, gelen yazı cevaplarından dava dışı sigortalının tacir kaydının olmadığı ve Cihanbeyli Vergi Dairesinin 18/04/2023 tarihli müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere defter tutma yükümlülüğüne tabi olmaması sebebiyle tacir sayılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
5.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya dayanak sigorta poliçesinin “Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Poliçesi” olması, dava dışı sigortalının tacir olmaması, davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olduğundan eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari davaya vücut vermemesi sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ NEZDİNDE istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim