Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/857 E. 2023/109 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : HASIMSIZ

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin açtığı işbu dava mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin yukarıda adresi belirtilen şirket merkezinin camları 20.12.2022 tarihinde şirket yetkililerince ekte sunulu fotoğrafta da görüleceği üzere kırılmış vaziyette bulunduğunu, şirket merkezini değiştirmeye hazırlanan ve birçok eşyasını yeni merkeze taşıyan şirket yetkilileri maddi değer taşıyan herhangi bir eşyanın olmaması ve görünürde herhangi bir şeyin eksilmemesi nedeni ile kolluk kuvvetlerine başvuruda bulunmadıklarını, daha sonra şirket yetkilileri tarafından yapılan detaylı incelemede karar defterinin olmadığının fark edildiğini, şirket yetkililerinin tüm aramalarına rağmen karar defterine ulaşamadıklarını, anılan nedenle müvekkili şirkete ait karar defterinin zayi olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirkete ait karar defterinin zayi olduğuna dair belgenin verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMEİS VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Davanın; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 82/7 maddesi gereğince davacı şirkete ait karar defteri, genel kurulu müzakere defteri ve 2013 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm defter ve belgelerin bulunamaması sebebiyle zayi davası olduğu ve hasımsız açılmış olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Adana Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 03/11/2021 Tarih ve …Esas-…Karar sayılı ilamında;
“6102 Sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenleme yapılmakla tacirlere ticari defter ve kayıtlarını saklama ve ibraz hususunda zorunluluk getirilmiştir.
Davacı, davaya konu yönetim kurulu karar defterinin çalındığı iddiasıyla zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Hırsızlık nedeniyle ticari defterlerin zayi olduğunu ispat yükü davacı taraftadır. Olay yeri inceleme tutanağında dava konusu iş yerinde kapı ve pencerelerde zorlama olmadığı, iş yerinde hırsızlık olayı olduğuna dair iz ya da emareye rastlanmadığı belritimiştir. Erdemli Cuhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararının incelenmesinden söz konusu iş yerinde hırsızlık suçunun işlendiğini gösteren yeterli delil bulunmadığı belirtimiştir. Davacı taraf iş yerinde hırsızlık olduğu ve bu nedenle dava konusu defterin zayi olduğuna ilişkin iddiasına yönelik kesin ve inandırıcı delil ibraz edilmediği gibi davacının tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumadığı ( Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05.12.2016 tarih …E., …K. sayılı ilamı ve yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03.06.2014 tarih …E., …K. Sayılı emsal içtihatları) anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Yukarda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin dava konusu ticari defterlerin zayi olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/06/2014 Tarih ve …Esas-…Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; hırsızlık olayına ilişkin olarak aracın şoförü ve tasfiye memurunun karakolda verdikleri ifade ile mahkemede tanık sıfatıyla verdikleri ifadelerin birbirini desteklemediği ve tutarlı olmadığı, bu sebeple itibar edilemeyeceği, ayrıca ticari defter ve belgelerin saklanmasında tasfiye memurunun gereken dikkat ve özeni göstermediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
1.6102 Sayılı Kanunun 64 ve devamı maddeleri gereğince tacirler ve ticari işletmeler kendileri için kanunlarda belirlenen defterleri tutmak ve muhafaza etmekle yükümlüdürler. Kanun koyucunun, tacir ve ticari işletmeler için defter tutmayı zorunlu kılmasının temelinde ticari hayattaki güvenliğin, sürat, ispat ve dürüstlüğün sağlanması yatmaktadır. Bu hususun yanı sıra ticari defterler, bir işletmenin tüm hesap ve ticari ayrıntılarını içerirler. Aynı zamanda, devlete ödenecek vergilerin hesabında da aktif rol oynarlar. Bu sebepten dolayı ticari defterler hem ticari, hem hukuki, hem de vergisel olarak çok önemlidirler. Tacirlerin ve ticari işletmelerin faaliyetleri ticari defterler sayesinde denetlenmektedir.
2.6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesinde düzenlenen zayi kavramı; defter ve belgelerin yalnızca elden çıkmasını veya yok olmasını değil, tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen önleyemediği bu nedenle kendisine kusur olarak yüklenemeyen harici bir olay nedeniyle ileri sürülmesinin mümkün olmamasını ifade etmektedir.
3.Zayi kararıyla tacir, defterleri ibraz etmemenin vergi hukuku, ceza hukuku ve ispat hukukuna yönelik sonuçlarından söz konusu kurtuluş beyyinesiyle muaf tutulmaktadır. Bu nedenle Mahkemelerce zayi kararı verilmeden önce tacirin iddialarında samimi ve inandırıcı olup olmadığı, defter ve kayıtların korunması hususunda basiretli bir tacirden beklenen dikkat ve ihtimamı gösterip göstermediği hususları titizlikle değerlendirilmelidir.
4.Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme içtihatları ve somut olayımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin 30/12/2022 havale tarihli dava dilekçesinde davacı şirketin karar defteri, genel kurulu müzakere defteri ve 2013 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm defter ve belgelere ilişkin zayi kararı talep ettiği, Mahkememizin 14/02/2023 tarihli duruşmasında alınan beyanında aynen “Aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarımızı tekrar ederiz, müvekkil şirket yetkilisi tarafından yada tarafımızından davacı şirkete ait karar defteri, genel kurulu müzakere defteri ve 2013 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm defter ve belgelerin bulunamaması sebebiyle herhangi bir suç duyurusu veya ceza soruşturma dosyası söz konusu değildir, müvekkil şirket yeni merkeze taşınırken maddi değer taşıyan herhangi bir eşyanın olmaması ve görünürde herhangi bir şeyin eksilmemesi sebebiyle kolluk güçlerine müracaat etmemiştir, davamızın kabulünü talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme içtihatları ve amir kanun hükümleri gereğince 6102 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi olan davacının 18/2 maddesi gereğince ticari defter ve belgelerini basiretli tacir gibi muhafaza etmesi gerektiği lakin defter ve kayıtların korunması hususunda basiretli bir tacirden beklenen dikkat ve ihtimamının somut olayda gösterildiğinden söz edilemeyeceği gibi anlatımları sebebiyle iddialarının samimi ve inandırıcı olmadığına kanaat edildiği gibi iddialarının hukuki/somut delillerle desteklenmediği anlaşılmakla detayı yukarıda verilen T.C. Adana Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 03/11/2021 Tarih ve …Esas-…Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/06/2014 Tarih ve …Esas-…Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının davasının reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90TL harçtan dava açılırken alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023

Katip Hakim