Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2022/252 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

KÖK … ESAS (eski … Esas) SAYILI DOSYAMIZDA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :

BİRLEŞEN Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … ESAS SAYILI DOSYADA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile ilgili itirazın iptali davası mahkememizin işbu … Esas sırasına kaydedilmekle ve yine davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile ilgili itirazın iptali davası da Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmekle ve sözü geçen … Esas sayılı dava dosyası da aralarındaki hukuki, fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle mahkememizin işbu … esas sayılı dosyası ile birleştirilmekle, iki dava dosyasının birleştirilmesi üzerine, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda mahkememizin 12/12/2013 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davaların ayrı ayrı usulden reddine ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacı vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız bozulmakla, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 04/03/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı temyiz kanun yoluna başvurması üzerine T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararı ile bozulması üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili her iki dava dosyasındaki dava dilekçeleri ile özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereğince güvenlik işleri yapan müvekili şirketin davalı … Sitesinin güvenliğini sağladığını, Eylül 2009 ayına ait 10.536,36 TL bedelli 30/09/2009 tarih … nolu faturadaki borcunu davalının ödememesi üzerine Konya. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine giriştiklerini, yine 2007 yılı Aralık ayı bir ay, 2008 yılı Ocak-Aralık on iki ay ve 2009 yılı Ocak-Ağustos ayı sekiz ay olmak üzere 21 ay karşılığı müvekkilinin düzenlediği 21 adet toplam 295.335,77 TL bedelli faturalardaki borcunu davalının ödememesi üzerine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine giriştiklerini ancak davalının her iki icra takip dosyasına süresinde verdiği itiraz dilekçeleri ile icra takiplerini haksız yere durdurduğundan bahisle her iki icra dosyasına yönelik davalının itirazlarının iptali ile takiplerin devamına ve davalının %40 ar oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında vekillikten çekilen davalı vekili cevap dilekçeleri ile özetle; davacının gerçeğe aykırı ve sahte belgelerle alacaklar oluşturduğundan ve müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığından bahisle davaların reddine ve davacının haksız takip tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Asıl ve birleşen davanın, taraflar arasında akdedilen güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak hizmet bedeli olduğu iddiasıyla davacı tarafından başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise güvenlik hizmet sözleşmesi gereğince davacının, davalıdan herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve alacağını davalıdan talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davacının, davalı … Sitesi Yöneticiliği ile 13.12.2007 tarihinde güvenlik hizmeti alımına ilişkin sözleşme imzaladığı ve davalı site yöneticiliğinin ana sözleşmesinde sanayi sitesi yönetim kurulunun site adına sözleşme yapma ve siteyi mahkemede temsile yetkisi bulunduğu anlaşıldığından davalının pasif husumet ehliyeti vardır. Bu nedenle davanın, davalıya karşı açılamayacağı gerekçesi ile hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi hatalı olup, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde; davalının 04/11/2011 tarihli dilekçesindeki 2008, 2009 ve 2010 yılları içerisinde değişik tarihlerde davacıya toplam 176.120 TL ödeme yaptığına ilişkin beyanı, mahkeme içi ikrar niteliğinde olup mahkemece değerlendirilmek zorundadır. Nitekim davacı taraf, bilirkişi tarafından defter kayıtlarına göre tespit edilen ve mahkemece hükme dayanak yapılan toplam 253.077 TL ödemenin davalıya ait olmadığını, diğer hizmet verilen sanayi sitelerinden toplanan ücretler olduğunu ileri sürmüş, diğer sanayi siteleri ile aralarındaki sözleşmeleri beyanına eklemiştir. Davacı tarafından açıklandığı üzere, davacıya ait defterlerde hükme esas alınan toplam 253.077 TL ödemeye ilişkin ayrıntılarda “diğer sanayicilerden elle toplanan” ibaresine ve buna benzer ibarelere yer verildiği, açıkça davalı tarafından ödendiğine ilişkin bir ibarenin de bulunmadığı görülmektedir.
Buna göre Mahkemece yapılacak iş; ispat yükü kendisine düşen davalı tarafın ödeme miktarına ilişkin ikrarı üzerinde de durularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2007 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İkrarın ispat kuvveti, yapıldığı yere göre belirlenir. Bu cümleden olarak, ikrarın yapıldığı yere göre bir ayırıma tabi tutulması, kanundan doğan bir zorunluluk olup; ikrarın mahkeme içinde veya mahkeme dışında yapılmasına farklı hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır.
Kavram olarak da mahkeme dışı ikrar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 236. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Mahkeme haricindeki ikrarı teyit edecek delail ve emare mevcut ise hakim buna binaen hüküm verebilir” hükmü ile açıkça kullanılmış iken; mahkeme içi ikrar aynı maddenin birinci fıkrasında “ Dava evrakında veya hakim huzurunda iki taraftan birinin veya vekilinin sebkeden ikrarı muteberdir. Ve mukir olan taraf aleyhine delil teşkil eder” hükmü ile örtülü olarak kullanılmıştır.
Mahkeme dışı ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın mahkemeye yönelik değil; ya karşı taraf, ya da başka kimseler veya merciiler önünde yapılması gerekir. Mahkeme dışı ikrar, kesin bir delil olmayıp, takdiri delildir. Hakim, mahkeme dışı ikrarı doğrulayacak delil ve emare varsa, buna dayanarak hüküm verebilir (HUMK m.236/4).
Mahkeme içi ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha (dava evrakı) ile de vakıa ikrar edilebilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 236/1. maddesinde “dava evrakı” olarak belirtilen belgeler, tarafların dilekçe ve layiha gibi, davayı hakim önüne götüren ve dava ilişkisi nedeniyle birbirlerine usulen tebliğ ettirdikleri belgelerdir. Mahkeme içi ikrar, bir kesin delildir.
Önemle vurgulanmalıdır ki; bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. … , Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı, İstanbul 2001, C:2, s:2045).” denilmiştir.
4.T.C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tacir olan davalı şirket tarafından alacaklı olmadığı halde davacı aleyhine icra takibine girişilmesi davalının kötü niyetli olduğunu göstermektedir. Bu durum karşısında mahkemece; davalı aleyhine İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıya ait BA formlarında dava konusu fatura kayıtlı olduğundan malın teslim edildiğinin ispat edildiği, takip öncesi davalı temerrüte düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.333,09 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacak likit olup davalı itirazında haksız olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/04/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; davacının başlattığı icra takibinin tarihi 16.06.2011 olup 6352 sayılı Kanunu 38. maddesi ile İİK’ya eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. ” denilmiştir.
III.YARGILAMANIN SAFAHATI
1.Davacı asıl ve birleşen davada, davalı ile aralarındaki güvenlik hizmet sözleşmesi gereğince davalının güvenliğini sağladığını, davalının 2007 yılı Aralık ayından 2009 yılı Eylül ayına kadar toplam 22 aylık ücreti ödemediğini, bu ücretlere ilişkin iki ayrı icra takibi başlattığını, davalının her iki icra takibine de haksız bir şekilde itiraz ettiğini, bu nedenle icra takiplerinin durduğunu ileri sürerek her iki icra takibine yapılan itirazın iptalini, takiplerin devamını ve her bir icra takibi için lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Mahkememizin 12/12/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile asıl ve birleşen davada davalının tüzel kişiliği ya da bir statüsü vs olmadığından husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiş, davacı tarafından ilgili ilama karşı temyiz kanun yoluna müracaat edilmiştir.
3.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere eldeki davada davalının pasif husumet ehliyetinin olması sebebiyle Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamı üzerine eldeki davaya Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
4.Mahkememizce bozma ilamı akabinde tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmesi, bilirkişi raporu aldırılmış ve yapılan yargılama neticesinde davacının sözleşme gereğince 362.063,33 TL’lik fatura kesebilecekken, davalının lehine olarak 290.541,96 TL fatura kestiği, bu tutarın davalı lehine olduğu dolayısıyla davacının yapılan hizmet nedeniyle toplam alacağının 290.541,96 TL olduğu, her ne kadar davalı tarafından 179.200,00 TL ödemede bulunulduğu ifade edilmiş ise de davacının kendi ticari defterlerinde ödeme tutarının 253.077,13 TL olması sebebiyle davalının yapmış olduğu ödemenin bu tutar olarak kabul edildiği ve alacak-ödeme mahsubu akabinde davacının alacaklı olduğu miktarın 37.464,33 TL kabuli ile bu tutar üzerinden hüküm tesis edilmiş, ilama karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna müracaat edilmiştir.
5.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere davalının 04/11/2011 tarihli dilekçe içeriği, davacının da 253.077,13 TL’lik ödemenin davalıya ait olmadığını ifade etmesi karşısında ispat yükü üzerinde olan davalının 04/11/2011 tarihli ikrarı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir denilmiş, usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulması akabinde eldeki davaya Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
IV.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; Takip tarihinin 26/04/2010 tarihi olduğu, takip alacaklısının davamız davacısı, takip borçlusunun davamız davalısı, takibin 10.536,00 TL bedelli ve 30/09/2019 tanzim tarihli faturaya dayalı olarak başlatıldığı, ödeme emrinin ferileriyle birlikte toplam 11.647,62 TL olduğu, 29/04/2010 tarihinde ödeme emrini tebliğ alan davalının yönetim kurulu başkanı … tarafından 03/05/2010 tarihinde bir borçlarının olmadığından bahisle takibe itiraz ederek icra takibini durdurduğu ve 1 yıllık hak düşürücü süre içinde 29/11/2010 tarihinde davacının işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
2.T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; Takip tarihinin 20/07/2010 tarihi olduğu, takip alacaklısının davamız davacısı, takip borçlusunun davamız davalısı, takibin 295.335,77 TL bedelli ve 31/12/2007 tarihinden 31/08/2009 tarihine kadar değişik tanzim tarihli 21 adet faturaya dayalı olarak başlatıldığı, ödeme emrinin ferileriyle birlikte toplam 401.889,67 TL olduğu, 22/07/2010 tarihinde ödeme emrini tebliğ alan davalının yönetim kurulu başkanı … ve başkan yardımcısı … ın 27/07/2010 tarihinde bir borçlarının olmadığından bahisle takibe itiraz ederek icra takibini durdurduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı davacıya tebliğ edilmediğinden 1 yıllık hak düşürücü süre içinde 18/04/2012 tarihinde davacının işbu dosyamız ile birleştirilen itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
3.Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde alınan ve Yüksek Mahkemenin temyiz incelemesi neticesinde davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek suretiyle bozma konusu etmediği, 21/12/2018 Tarihli Bilirkişi raporu ile 18/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere tarafların incelenen ticari defter ve belgelerinin değerlendirilmesi neticesinde davacının sözleşme gereğince 362.063,33 TL’lik fatura kesebilecekken, davalının lehine olarak 290.541,96 TL fatura kestiği, bu tutarın davalı lehine olduğu dolayısıyla davacının yapılan hizmet nedeniyle toplam alacağının 290.541,96 TL olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
4.Mahkememizin 05/02/2020 tarihli duruşmasının davacı vekiline birleşen dava yönüyle dava konusu edilen miktarın dava dilekçesinde gösterilen dava değeri mi yoksa tüm takip miktarı mı olduğu hususunun açıklanması istenmiş, davacı vekili alınan imzalı beyanında birleşen davada takip talebindeki alacağın 168.000,00 TL’lık asıl alacak ve bu miktara takipten itibaren uygulanacak faizine yönelik olduğunu ifade etmiştir.
5.Davalının 04/11/2011 tarihinde Mahkememize ibraz etmiş olduğu yazılı dilekçesinin 2 nolu madde başlığı altında yapmış olduğu açıklamada davacı güvenlik firmasına 2008, 2009 ve 2010 yıllarında değişik tarihlerde toplam 176.120,00 TL ödeme yapıldığı ifade edilmiştir.
6.21/12/2018 Tarihli Bilirkişi raporu ile 18/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporlarından açıkça anlaşıldığı üzere davacının kendi ticari defterlerinde yapılan ödeme tutarı 253.077,13 TL olarak görünmektedir. Lakin davacı tarafından bu tutarın davalı tarafından ödenen miktar olmadığı, diğer sanayicilerden toplanan miktarların da bu tutarların içerisinde olduğu yönünde itirazda bulunulmuştur.
7.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun “İkrar” başlıklı 188/1. Maddesinde tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez denilmiştir.
8.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2007 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere mahkeme içi ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha (dava evrakı) ile de vakıa ikrar edilebilir. Mahkeme içi ikrar, bir kesin delildir.
9.Gerek amir kanun hükmü gerekse de Hukuk Genel Kurulu kararından açıkça anlaşıldığı üzere davalı yetkililerinden sadır olan 04/11/2011 tarihli dilekçe ve bu dilekçenin 2 nolu madde başlığı altında ifade edilen 176.120,00 TL ödeme yapıldığı yönündeki beyan davalı açısından mahkeme içi ikrar olup, davalıyı bağlayan kesin delil mahiyetindedir. Her ne kadar 21/12/2018 tarihli bilirkişi raporunun 16. Sayfasında davalının kayıtlarında 179.200,00 TL ödeme yapıldığı görüldüğü ifade edilmiş ise de söz konusu hesaplamanın davalının defter kayıtlarına fatura bazında kayıp yapmayıp ödeme yaptıkça gider kaydetmesi sebebiyle sağlıklı bir karşılaştırmanın yapılamadığı ve davalının ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulmaması sebebiyle lehine değil aleyhine delil niteliği taşıyabileceği nazara alınarak davalının yapmış olduğu ödeme miktarı 04/11/2011 tarihli ikrarındaki miktar gözönünde bulundurularak hesap edilmiştir.
10.Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme ilamları, bilirkişi raporları, amir kanun hükümleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında akdedilen güvenlik hizmeti sözleşmesi nedeniyle davacının ödenmediği iddia ettiği alacakları için iki ayrı ilamsız icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafından Mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, yapılan yargılama esnasında tarafların ibraz ettikleri deliller toplanarak ticari defter ve belgelerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesine karar verildiği, dosya içerisinde yer alan 21/12/2018 Tarihli Bilirkişi raporu ile 18/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporları ile sabit olduğu her iki tarafında da ticari defter ve belgelerinin usul ve yasaya uygun tutulmaması sebebiyle lehlerine delil niteliği olması lakin aleyhlerine delil niteliği taşıdığı, incelenen ticari defter ve belgelerinin değerlendirilmesi neticesinde davacının sözleşme gereğince 362.063,33 TL’lik fatura kesebilecekken, davalının lehine olarak 290.541,96 TL fatura kestiği, bu tutarın davalı lehine ve davacı aleyhine olduğu dolayısıyla davacının yapılan hizmet nedeniyle toplam alacağının 290.541,96 TL olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davacının ticari defterlerinde yapılan ödeme tutarı 253.077,13 TL olarak görünmekte ise de söz konusu ödemelerinin davalı tarafından yapılan ödemeler dışındaki diğer sanayicilerin de yapmış olduğu ödemeleri kapsadığı, nitekim davalının 04/11/2011 tarihinde yapmış olduğu ikrarında toplam yaptığı ödemenin 176.120,00 TL olduğunu Mahkemeye ikrar ettiği, her ne kadar davalının kayıtlarında ödeme tutarı 179.200,00 TL görünmekte ise de ticari defter ve belgelerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulmaması sebebiyle lehine delil mahiyeti taşımaması ve ödeme miktarına ilişkin ikrarı da nazara alındığında davalı tarafından yapılan ödemenin 176.120,00 TL olduğunun Mahkememizce kabul edildiği, dolayısıyla davacının her iki takip yönüyle toplam alacaklı olduğu miktarın 114.421,36 TL olduğu, bu tutarın10.536,00 TL’lik kısmının T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyadaki alacağa özgü olduğu ve bakiye kalan (114.421,36 – 10.536,00) 103.885,36 TL’sinin de ikinci icra takibi olan birleşen davaya konu T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyadaki alacağa özgü olduğunun kabulü gerekmiş ve Mahkememizce bu vicdani kanaat doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir.
11.Her ne kadar davacı tarafından dava konusu takiplerdeki ödeme emrinde takip tarihinden önce faiz işletilmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla Mahkememizce kabul edilen asıl alacak tutarlarına takip tarihlerinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
12.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/04/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınarak her bir takip yönüyle tacir olan davalı(borçlunun) takibe itirazlarında haksız olduğu anlaşılmakla Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarları üzerinden ayrı ayrı %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
13. Yukarıda detayı verilen T.C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak tacir olan davacının alacaklı olmadığı miktarlar yönüyle davalı aleyhine icra takibine girişmesinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu reddolunan borç miktarı üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-ESAS DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
a) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) tarafından asıl alacak yönünden yapılan itirazın İPTALİNE, takibin ASIL ALACAK OLAN 10.536,00 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA,
b) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında asıl alacağa takip tarihi olan 26/04/2010 tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davalı(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince;T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %40 oranında hesaplanan 4.214,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Kök dava nedeniyle alınması gereken 719,71 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 115,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 604,71TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
4-Kök dava nedeniyle yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 17,15 TL başvuru harcı, 115,00 TL peşin karar ve ilam harcı ile 2,75 TL vekâletnâme suret harcı olmak üzere toplam 134,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
5-Kök dava nedeniyle davacının yaptığı 185,00TL posta ve tebligat gideri, 535,60TL temyiz yoluna başvurma harcı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti giderleri olmak üzere toplam 2.520,60TL yargılama giderinden davanın haklılık (10.536,00/11.647,62) oranına isabet eden 2.280,04TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Kök dava nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan asgari 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
7-Kök dava nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan azami 1.111,62‬ TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
a) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) tarafından asıl alacak yönünden yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin ASIL ALACAK OLAN 103.885,36 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
b) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında asıl alacağa takip tarihi olan 17/07/2010 tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davalı(borçlunun) kabul edilen miktar yönüyle takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %40 oranında hesaplanan 41.554,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davanın reddolunan miktarı üzerinden davacı(alacaklının) takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davacı(alacaklınını) Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu reddolunan 64.114,04 TL borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 12.822,80 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Birleşen dava nedeniyle alınması gereken 7.096,41 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 485,40 TL harcın ve 2.009,40TL icra harcının olmak üzere toplam 2.494,80TL’nin mahsubu ile bakiye 4.601,61TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
5-Birleşen dava nedeniyle yargılama giderinden ayrı olarak davacının karşıladığı 21,15 TL başvuru harcı, 485,40 TL peşin karar ve ilam harcı, 2.009,40TL icra harcı ile 3,30 TL vekâletnâme suret harcı olmak üzere toplam 2.519,25TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Birleşen dava nedeniyle davacının yaptığı 486,00 TL posta ve tebligat giderinden davanın haklılık oranına göre (103.885,36/168.000,00) isabet eden 300,53TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
7-Birleşen dava nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen kabul edilen miktara göre hesaplanan 13.819,11TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
8-Birleşen dava nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen reddedilen miktara göre hesaplanan 9.134,90TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
D-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren, 6217 S.K. ile eklenen ve 6723 SK ile değişik 6100 Sayılı HMK nun geçici 3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar mülga 1086 Sayılı HUMK nun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağından ve bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceğinden ON BEŞ GÜNLÜK YASAL SÜRE İÇERİSİNDE YÜKSEK YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ KANUN YOLUNA müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022

Katip … Hakim …