Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/810 E. 2023/134 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR :1-) … – … …
2-) … – … …
VEKİLİ :
:3-) … – … …
DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının davalılardan alacaklı olduğunu, bu alacağının Şile İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında alınan rehin açığı belgesine dayandığını, davacının bu alacağını %53,82’lik faiz oranı ile birlikte devraldığını, davacının bu rehin açığı belgesine dayanarak Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak asıl alacak miktarı açısından bir icra takibi başlatılacağını, müvekkilinin rehin açığı belgesini alırken %53,82 faiz oranı üzerinden almasına rağmen Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip talebini asıl alacak, masraf ve vekalet ücreti yönünden takibe koyduğunu, bir başka deyişle %53,82 oranından faiz talep edilmediğini ancak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile şimdilik 10.000,00 TL’nin rehin alacağının alındığı tarih olan 31.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … vekili Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ın borçlusu müvekkili …’ın olduğu … ile akdedilen kredi sözleşmesinde … ve … ile birlikte kefil sıfatıyla bulunduğunu, kredi sözleşmesi kapsamında asıl borçlu müvekkili tarafından borcun ödenememesi dolayısıyla alacaklı banka tarafından Şile İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili … ile birlikte kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla yer alan …, … ve … aleyhine icra takibine girişildiğini, söz konusu icra dosyası kapsamında rehinli traktörün satılmasına rağmen borcu karşılamadığını, kalan kısım da kefil … tarafından ödendiğini, kredi sözleşmesine dayalı icra dosyası borcu kefil … tarafından ödendikten sonra ekte sunulan temlik sözleşmesi düzenlenmek suretiyle alacak … icra dosyasını temlik aldığını, söz konusu temlik işleminden sonra … vekili Şile İcra Müdürlüğü’ne dilekçe vererek borçlu sıfatının değiştirilerek dosyaya alacaklı olarak kaydedilmeleri talebinde bulunduğunu ve bu şekilde de işlem gerçekleştirildiğini, davacı söz konusu temlik işlemine istinaden alacaklı konumuna geçtikten sonra Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili asıl borçlu ile kefillere karşı takip başlattığını ve başlatılan bu takipteki borcun tamamı kendisi gibi kredi borcuna kefil olan … tarafından ödendiğini, tarafların niteliği tacir olmasa da borcun kaynağı … A.Ş. ile imzalanan kredi sözleşmesi olduğunu, davanın ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesin’de açıldığını, ancak davanın Asliye Ticaret Mahkemelerin’de görülmesi gerektiğini, ancak davacı tarafından arabuluculuk gerçekleştirilmeden iş bu davayı ikame ettiği için dava şartı gerçekleşmeden davanın açıldığını, mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının haksız yersiz ve orantısız olduğunu, bu nedenlerle öncelikle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan haciz işlemleri ile alacağın teminat altına alındığı dikkate alınarak iş bu dosyada ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, ticari iş niteliğindeki iş bu davada dava şartı arabuluculuk işlemi gerçekleştirilmeden dava açıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddini, haksız mesnetsiz ve varlığı iddia edilen alacağa ilişkin halen açık bir icra dosyası bulunması nedenlerine binaen davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … vekili Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ın asıl borçlusu …’ın olduğu … A.Ş. ile akdedilen kredi sözleşmesinde müvekkili … ve … ile birlikte müşterek müteselsil kefil sıfatıyla borç altına girdiğini, kredi sözleşmesi kapsamında borç asıl borçlu … tarafından ödenmediğini, bu nedenle dava dışı … A.Ş. Asıl borçlu … ile birlikte tüm müşterek ve müteselsil kefiller … müvekkili … ve … aleyhine Şile İcra MÜdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibine girdiğini, söz konusu icra dosyasından rehinli traktör satılmasına rağmen borcu karşılamadığını, kalan kısım da müşterek müteselsil kefil … tarafından ödendiğini, davanın görevsiz mahkemeye açıldığını, dava konusu uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemelerin’de görülmesi gerektiğini, davacı tarafından dava şartı olan arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmeden davanın açıldığını, bu nedenlerle öncelikle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan haciz işlemleri ile alacağın teminat altına alındığı dikkate alınarak iş bu dosyada ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, ticari iş niteliğindeki iş bu davada dava şartı arabuluculuk işlemi gerçekleştirilmeden dava açıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddini, haksız mesnetsiz ve varlığı iddia edilen alacağa ilişkin halen açık bir icra dosyası bulunması nedenlerine binaen davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ilk olarak Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 31/03/2022 tarih, … Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş olup, mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak davasıdır.
Ancak 01/01/2019 tarihinden sonra açılan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak davada arabuluculuğa başvurulmadan huzurdaki dava açılmış ( Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinde ) görevsizlik kararı sonrası arabuluculuk ikmal edilmiştir.
Dosya Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ve 31/03/2022 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
Bidayette dava Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile 24/10/2021 tarihinde açılmış, görevsizlik kararından sonra dosyada mevcut arabuluculuk son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere görevsizlik kararından sonra 07/09/2022 tarihinde arabuluculuk son oturum tutanağı tanzim edilmiştir. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile dava açılmadan evvel yapılmış bir arabuluculuk başvurusu söz konusu değildir.
Aynı hususa yönelik olarak Konya BAM . HD’nin … E., … K. Sayılı ve 12/10/2022 tarihli ilamı ve Konya BAM . HD’nin … E., … K. Sayılı ve 26/05/2022 tarihli ilamında da belirtildiği üzere;Taraflar tacir olup, davanın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle TTK.’nun 4/1 maddesine göre nisbi ticari dava niteliği taşıdığı tartışmasız olduğu halde, davacı vekili tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, başka bir anlatımla arabulucuya başvurulmadığı, görevsiz mahkemeye dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu ve her davanın açıldığı tarihteki hal ve koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği hususları göz önüne alındığında, ticari davanın arabulucuya başvurmadan açılması kanuna aykırı olduğundan ve ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuk 6100 sayılı HMK’nin 115/son maddesi kapsamında sonradan tamamlanabilir bir dava şartı da olmadığından dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Nitekim 09/12/2018 tarih ve 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” düzenlemesi ile, TTK’nın geçici 12. maddesinde; “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği (01/01/2019) tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz” düzenlemesi getirilmiştir.
Bunun yanı sıra, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesi eklenmiştir. HUAK’ın 18/A-2 maddesinde, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi de mevcut olup, alacak ve tazminat davalarında dava şartı olarak arabuluculuğun zorunlu olduğu görülmektedir.
Yukarıda bahsedilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere 01/01/2019 tarihinden itibaren arabuluculuğa başvurulmadan açılan davaların dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmekte olup, dava Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile 24/10/2021 tarihinde açılmış, görevsizlik kararından sonra dosyada mevcut arabuluculuk son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere 07/09/2022 tarihinde arabuluculuk ikmal edilmiştir.
Esasen davanın açıldığı tarih olan ( Görevsiz mahkeme olan Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya ile açılan davanın açılma tarihi olan ) 24/10/2021 tarihinde arabuluculuk zorunlu olup davacı vekili bu şartı yerine getirmeden davayı görevsiz mahkemede açıp görevsizlik kararından sonra bu eksikliği gidermesi mümkün olmadığından dolayı davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava şartları kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasından mahkemece nazara alınması icabettiğinden, huzurdaki davanın arabuluculuk dava şartları yokluğundan dolayı usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Açılan davanın HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A ve HUAK 18/A maddeleri gereğince arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmediğinden dolayı USULDEN REDDİNE,
2-)Peşin alınan 3.415,50-TL’den alınması gereken 179,90-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 3.235,60-TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davalılar … ile … kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre belirlenen 1.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ile …’nun verilmesine,
4-)Davalılar … ile …’nun tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ile …’nun verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-)Karar Kesinleştiğinde; Talep olması halinde teminatın iadesi hususunun 6100 Sayılı Kanunun 392/2 maddesi gereğince 1 aylık süre dolduktan sonra değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 23/02/2023

Katip … Hakim …