Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/798 E. 2022/763 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı Vekili 22.04.2019 Havale Tarihli Dilekçesinde Özetle; Davacı ile davalı şirket arasında 20.11.2016 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi 2 yıl olup, sözleşmenin 26.maddesi (Teminat) uyarınca davacı adına kayıtlı, … Ada:… Parsel:… de kayıtlı taşınmaz üzerine 06.10.2009 tarih … -… yevmiye no ile davalı lehine 100.000,00TL bedelli ve süresiz ipotek tapuya şerh edildiği davalı şirkete gerek akaryakıt bayiliği gerekse başka bir nedenle herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen taşınmaz üzerindeki ipotek ve ayni haklar kaldırılmamış, bunun üzerine Yunak Noterliğinden … yevmiye 28.10.2016 tarihli ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin yenilenmemesi ve ipoteğin kaldırılmasını içerir ihtarname keşide edilmiş, 05.12.2016 tarihinde de Yunak Noterliğinden … yevmiye nolu ile ipoteğin kaldırılması için davalı şirkete tekrar ihtarname gönderildiği bu ihtarnamelere rağmen davalı şirketten herhangi bir sonuç alınamadığını, bu nedenle mahkemeye müracaat ile ipoteğin kaldırılmasını talep etme zarureti doğduğu son yasal değişiklik sebebi ile dava şartı olan Arabuluculuk müessesesine başvurulmuş ve ekte sunulu anlaşamama tutanağı da alındığı dağıtım şirketine hiçbir borcu bulunmadığı halde beş yıllık muafiyet süresi dolduktan sonra sözleşmenin son bulması ve intifanın kaldırılmasıyla birlikte ipoteğin fek edilmemesi, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi ve … sayılı Tebliğ hükümlerine aykırılık teşkil ettiği Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarih ve … Dosya, … Karar numaralı … kararı ile 05.03.2009 tarih ve … Dosya, … Karar numaralı … kararında;“..sağlayıcı alıcıya kredi temin etmiş ise bu kredinin geri ödenmesi, alıcının beş yıl sonunda rekabet etmeme yükümlülüğünden kurtulmasını engelleyecek şekilde düzenlenmemelidir. Alıcı, beş yıllık rekabet etmeme şartının süresinin dolmasından sonra varsa kalan borçları geri ödeme olanağına sahip olmalıdır.” “Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ile bağlantılı kredi sözleşmeleri, ekipman sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri ya da uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi şahsi ya da ayni hakların da rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağına….karar verilmiştir.” denmek suretiyle ipoteklerin de 5 yılı aşacak şekilde düzenlenemeyeceğini belirtmiştir. Beş yılın sonunda borç bulunması halinde geri ödeme ile, borç bulunmaması halinde derhal ipoteğin fekkinin zorunlu olduğu bu açıklamadan anlaşıldığı 18.09.2005 tarihinden önce başlamış dikey ilişkilerde en geç 18.09.2010 tarihinde, bu tarihten sonrakilerde ise 5 yılın sonunda sözleşmeyle birlikte ipoteklerin de fek edilmesi zorunlu olup aksine davranış 2002/2 sayılı Tebliğ ve 4054 sayılı Kanunun hükümlerine aykırı olup yaptırım gerektirdiği yukarıda açıklanan bu nedenlerle iş bu davayı açtıklarını beyan etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı Vekili Tarafından 10/06/2019 Havale Tarihli Cevap Dilekçesinden Özetle;Dava, ipoteğin fekkine ilişkin olduğundan nispi harç alınması gerekmektedir. Bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu yerin değeri tespit edilmeli ve taşınmazın bedeli üzerinden harcın davacıya tamamlatılması gereklidir. Davanın her aşamasında ileri sürülebilecek bu eksikliğin süresi içerisinde tamamlanması halinde davaya devam edilecek aksi halde davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekecektir. Müvekkil ile davacı arasında 24.09.2009 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi yapılmış, daha sonra 26.07.2011 tarihinde sözleşme yapılmış son olarak 20.11.2016 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedilmiş olup bu sözleşmelerin teminatı olarak davacı tarafından ipotek verildiği hususları doğrudur. Davacının iddia ettiği gibi bu sözleşmelerden kaynaklanan hiç bir borçlarının kalmadığı hususu gerçeği yansıtmamaktadır. Gerek önceki tarihli bayilik sözleşmeleri gerekse de 20.11.2016 tarihli bayilik sözleşmesini kapsar şekilde davacı tarafından müvekkile 24.09.2009 tarihli … A.Ş.’ye hitaben yazılmış asgari mal alım taahütnamesi gereğince alımı taahüt edilen miktarın altında eksik ürün alınması nedeniyle cezai şart olarak 2014 ve 2015 yılları için fatura kesilmiştir. Anılan bu cezai şart borcu ekte sunduğumuz cari hesap ekstresinde görüldüğü gibi bu alacak nedeniyle İstanbul Anadolu . İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatılmış olup davacı tarafından icra dosyasına kötü niyetli olarak itiraz edilmesi sonucu takip durmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere ve tapu kayıtları ile ipotek belgesinden de açıkça görüleceği üzere süresiz olarak düzenlenen ipotek nedeniyle oluşan borç ödenmediği gibi kötü niyetli olarak da takibe itiraz edilmesi sonucu müvekkil alacağını elde edememiştir. Bu duruma rağmen dava açılmış olması kabul edilebilir bir durum olmayıp hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Bu durum karşısında Mahkeme tarafından ipoteğin mahiyeti gereği tarafların ticari defterleri üzerinde gerekli incelemeyi yaparak alacağın miktarını ipotek belgesinde belirtilen faiz şartı da dikkate alınarak tespit ettikten sonra davacıya bu parayı depo etmesi koşulu ile ipoteğin fekkine karar verilmesinin mümkün olabileceği ifade edilmiştir.
Açılan dava (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Yunak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedilmiş, Yunak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08/11/2021 gün ve … Esas … karar sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı ile dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun dayanağını 5235 sayılı Kanun’un 7. maddesinden alan, 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Konya Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Konya İlinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus, anılan HSK Genel Kurulu Kararının 01.09.2021 tarihinden önce açılmış olan davalara tahmil edilip edilemeyeceği, bu tarihten önce açılmış davalara bakan İlçe Mahkemelerince, dosyaların, görevsizlik veya gönderme kararı yoluyla Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine devredilip devredilemeyeceği meselesidir.
Konuya ilişkin emsal yüksek yargı kararlarının ilgili kısımları aşağıya aynen alınmıştır.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı içtihadı;
“…Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklindedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 28/12/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı;
“…Görüldüğü gibi, mahkemelerin görev ve yetkilerine ilişkin kuralların kanunla yapılmasının öngörülmesi gerekli olmakla birlikte, bu güvence tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda bu yargılama merciinin, uyuşmazlığın ortaya çıkmasından önce kurulmuş olması gerekir. Bu yönüyle Doğal hâkim ilkesi, sırf bir olaya ya da uyuşmazlığın taraflarına özgü olağanüstü yargı mercilerinin kurulmasına engeldir.
Doğal hâkim ilkesi, hukuksal belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine hizmet ettiği için hukuk devletinin temel unsurlarından biridir. Kişilerin, bir suç işlediklerinde ya da bir hukuki uyuşmazlıkla karşılaştıklarında, söz konusu suçtan dolayı yapılacak yargılanma yerini ya da hukuki uyuşmazlığı çözecek olan yargı merciini ve hangi yargılama süreçlerinden geçileceğini bilmeleri gerekir. Aksine eğer uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra sadece o uyuşmazlığın çözümü için ya da belirli bir suçun yargılanması için yargı yetkisi kullanan merciler oluşturulur ve hâkim görevlendirilirse doğal hâkim ilkesi ihlal edilmiş olur.
Doğal hâkim ilkesi, Anayasa ve AİHS ile garanti altına alınmış bağımsız ve tarafsız mahkemece yargılanma anlamında adil yargılanma hakkı ile de doğrudan bağlantılıdır. Eğer suçun işlenmesinden ya da hukuki uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra, kişiye veya olaya göre mahkemeler kurulur ve hâkimler görevlendirilirse orada yargı bağımsızlığından da söz edilemez.
Bununla birlikte mahkeme kurulmuş olmakla birlikte mahkeme üyelerinin zaman içinde değişmesi mümkündür. Olağan usuller içerisinde görülmekte olan davaların hâkimlerinin değişmesi doğal hâkim ilkesine aykırılık oluşturmaz.
( … , Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2002, s.118; … , 2015, s. 405. … , 2002, s. 118. …, 2021, s.709. …, 2021, s.710. …, 2021, s.719)
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde Mutlak Ticari Dava niteliğindeki davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı kapsamında kaldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ilke kararının yürürlüğü tarihinden önce açılmış olan Ticari davada yetkili mahkemenin belirlenmesinden ibarettir. Yukarıda açıklamalarımız ve Anayasal Hak olan Doğal hakimlik gereğince, doğal hâkim ilkesine uygunluğunun sağlanabilmesi için, bu alana ilişkin belirlemenin kanunla yapılmış olması tek başına yetmez. Ayrıca sözü edilen belirlemenin, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması da gerekir. Bu nedenle, doğal hâkim ilkesinin bünyesinde, “kanuniliğin” yanı sıra “önceden belirlenmiş” olmaya da yer verilmiştir.
Hülasa Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu ticari davada DOĞAL HAKİMLİK İLKESİ GEREĞİNCE uygulama yeri yoktur. Hattı zatında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de çok açıktır.
Davacı tarafından 27/11/2020 tarihinde açılan bu ticari davada yetkili ve görevli olan Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerekmiştir.” şeklindedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı MERCİ TAYİNİ kararı;
“Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.(T.C.Anayasası madde.37 )
Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir..(T.C.Anayasası madde.142 )
Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1)
Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır.
Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.
Tabii hâkim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.
(… Adalet MYO Yargı Örgütleri )
Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve davaya bakacak yargı mercinin belirlenmesi için gönderilen dava dosyası incelendiğinde; Davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Konya (Ereğli) . Asliye Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bu nedenlerle Konya (Ereğli) . Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir” şeklindedir.
Yukarıda işaret edilen emsal içtihatlardan ve yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ya da görevsizlik kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı içtihatlarda belirtilen tabii hakim ilkesine aykırıdır. Sözün özü iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli değildir.
Bu itibarla Yunak Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın görevsizlik kararı olması nedeniyle Mahkememizce karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Daha önceden görevsizlik kararı veren YUNAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile adı geçen mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan dolayı işbu görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde GÖREV UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜ (MERCİ TAYİNİ) İÇİN DOSYANIN KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA RESEN GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 08/12/2022

Katip … Hakim ..