Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/755 E. 2022/751 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-… -… (Müteveffa)
TASFİYE MEMURU :
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak (İstirdat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememiz 18/09/2019 tarih, … esas, … karar sayılı kararı davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay . Hukuk Dairesinin 19/09/2022 tarih, … esas, … karar sayılı bozma ilamı ile mahkememiz dosyası yukarıdaki yeni esasa kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 8.800,00 EURO para verdiğini, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığını, diğer davalı gerçek kişi …’ ın da şirket veya şirketlerin yöneticisi olması nedeniyle müvekkili davacı tarafı zarara uğrattıklarından ve müvekkili davacı tarafa karşı sorumlu olduklarından bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili davacı tarafın davalı tarafa verdiği 8.800,00 EURO ‘nun paranın davalı tarafa verildiği tarihten itibaren işleyecek döviz faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirketler vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın … İnşaat A.Ş. ‘nin pay defterinde kayıtlı ortak olduğunu, TTK 417. maddesi gereğince şirket pay defterinde kayıtlı hisse senedi sahibi olması nedeniyle davacı tarafın şirket ortağı sıfatını kazandığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığı gibi şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin (edinmesinin) de mümkün olmadığını, davacı tarafın şirket ortağı olduğuna dair elinde halen varsa hamiline hisse senetlerini üçüncü şahıslara devretme hakkının olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, bu iddianın bağlayıcı yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, davacı tarafın dayandığı belge veya belgelerdeki imzaların müvekkili şirketle veya şirketlerle hiç bir ilgisinin olmadığını, belge veya belgelerdeki imza veya imzaların müvekkili şirket veya şirketlerin yetkililerine ait olmadığını, belge veya belgelerin içeriğini kabul etmediklerini, bu belge veya belgelerde dahi şirket hisse senedi alındığının yazılı olduğunu, bu belge veya belgelerin delil değerinin olmadığını, davacı tarafın hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının Borçlar Kanununun 31. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin veya şirketlerin davacı tarafa yönelik hata veya hile olgusu içerir bir davranışının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her hangi bir para vermediğini, sunulan delillere göre davacı tarafın şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı davranarak işbu davayı açtığını, davacı tarafın üçüncü kişilerden aldığı şirket hisseleri nedeniyle şirketin kâr ve zararına ortak olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı davranamayacağını, ayrıca Borçlar Kanununun 126. maddesi gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, varsa davacı tarafın dayandığı belgelerde geçen düzenleme tarihinden veyahut bir an için iddianın doğruluğu halinde bile iddiaya konu paranın verildiği tarihten dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin geçtiğini, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili Borçlar Kanununun 66. maddesindeki bir yıllık ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin de geçtiğini, yine haksız fiiller ile ilgili zaman aşımı süresinin dahi geçtiğini, davacı tarafın iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketten veya şirketlerden döviz olarak para istenemeyeceği gibi faiz de istenemeyeceğini, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, şirket ortağı olunmadığının tespiti ile verilen paraların istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 20/04/2016 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile;
“Davalı … yönünden; adı geçen davalının kişisel sorumluluğunu gerektirir bir durumun varlığı ispatlanamadığından adı geçen davalı yönünden DAVANIN REDDİNE,
Davalı …Ş. yönünden;
Davacı tarafın şirket ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının REDDİNE,
ALACAK DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;
En yüksek döviz faizi ile birlikte 5.989,00 EURO’ nun davalı …Ş. ‘den alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ” dair karar verildiği,
Verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 19/06/2017 tarih ve … esas, … karar sayılı kararı ile mahkememiz dosyasında verilen kararın onanmasına karar verildiği, karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/06/2019 tarih ve … esas, … karar sayılı karar düzeltme kararı ile:
“…1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı …Ş. vekilinin HUMK’un 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-Dava, davacı tarafından ödenen paranın, geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmaması nedeniyle davalılardan istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının, davalı …Ş.’nin ortağı olduğu kabul edilerek hisse senetlerinin nominal değerinin üzerindeki kısmının davacıya iadesine karar verilmiş, Dairemizin 19.06.2017 tarihli ilamı ile de temyiz edenin sıfatına göre karar onanmıştır.
Mahkemenin kabulüne göre, davacı, elindeki hisse senetleri için 14.300 DM ödeme yapmış, karşılığında ödeme yaptığı tarih itibariyle 1.410 TL nominal değerli hisse senedi almıştır. Bu durumda, davacının ne miktar fazla ödeme yaptığının tespitinin, paranın yatırılıp 1.410 TL nominal değerli hisse senedinin alındığı tarih itibariyle yapılması gerekir. Bu tespit de, ancak paranın yatırıldığı gün itibariyle 1.410 TL nominal tutarındaki hisse senedi alabilmek için davacının kaç DM ödemesi gerektiği bulunup, bu tutarın 14.300 DM’den düşülmesi suretiyle yapılabilir. Davacının hisse senedi alıp ödeme yaptığı gün itibariyle ne miktar fazla ödeme yaptığı bu suretle belirlendikten sonra davacının davalıdan geri aldığı taraflar arasında uyuşmazlık dışı olan 800 DM’nin bu miktardan düşülmesi, davacının Euro talep etmesi nedeniyle ortaya çıkan DM miktarının, DM’nin Euroya dönüştürülüğü tarihteki kur oranı dikkate alınarak Euroya çevrilmesi, yine davalı tarafından davacıya ödendiği tartışma dışı olan 250 Euronun bulunacak rakamdan düşülmesi böylece Euro üzerinden tahsil talebinde bulunan davacının kaç Euro alacağı bulunduğunun belirlenmesi gerekirken, Mahkemece, gerekçeli kararda yer alan hatalı yönteme göre yapılan hesap uyarınca hüküm tesisi doğru olmayıp kararın bu yönden bozulması gerektiğinden davalı …Ş. vekilinin karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemizin 19.06.2017 tarihli … Esas- … Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı …Ş. vekilinin sair karar düzeltme isteğinin HUMK’un 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.06.2017 tarihli, … Esas- … Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün davalı …Ş. yararına BOZULMASINA…” şeklindeki düzenlemeler nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmak üzere mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda mahkememiz 18/09/2019 tarih, … esas, … karar sayılı ile;
“DAVALI … YÖNÜNDEN; mahkememizin 20/04/2016 tarih … Esas … Karar sayılı kararında davanın reddine ilişkin karara karşı DAVACI TARAF tarafından yasa yoluna başvurulmadığından ve DAVALI … yönünden sözü geçen kararımız kesinleştiğinden DAVALI … YÖNÜNDEN YENİDEN BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
DAVALI … HOLDİNG A.Ş. YÖNÜNDEN;
Davacı tarafın şirket ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının REDDİNE,
ALACAK DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; en yüksek döviz faizi ile birlikte 1.811 EURO’ nun davalı … Holding A.Ş. ‘den alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,” dair karar verilmiştir.
Verilen kararın temyiz edilmesi üzerine ise Yargıtay . Hukuk Dairesinin 19/09/2022 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile;
“..Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu ile yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir hüküm vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,” şeklinde verilen karar ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı …’ın 31/10/2021 tarihinde vefat etmesi ve en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasının reddedilmesi sebebiyle Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı 07/02/2022 tarihli ek karar ile …’ın terekesini temsil etmek üzere …’nın tasfiye görevlisi olarak atandığı anlaşılmakla adı geçen tasfiye memuru dosyaya dahil edilerek kendisine gerekli tebligatlar yapılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı uyarınca dosya mahkememizin en yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir. Usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulması gerektiği anlaşılmıştır.
Dava dosyamızdaki şirket hisse senedi/senetleri, ortaklık durum belgesi, şirket pay defteri/defterleri, davalı şirketin para tahsil ettiğine vs. ilişkin SPK na sunduğu CD ‘lerdeki kayıtlar, tediye makbuzu veya kasa tediye makbuzu, kâr payı ödemesi ile ilgili belgeler 7194 SK nun 41. maddesindeki pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç cümlesindendir. Kanunun yürürlüğe girdiği 07/12/2019 tarihi itibariyle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olduğunun kabulü gerekmiştir. 7194 SK nun 41. maddesinin açık hükmü gereğince davalı … Holding A.Ş. hakkındaki dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan mahkememizin 20/04/2016 tarih ve … esas, … karar sayılı kararı davalı … yönünden kesinleştiğinden bu hususta yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
7194 Sayılı Kanunun 41. Maddesindeki “….nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında… yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü gereğince iş bu davada yargılama gideri ve maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönünden mahkememizin 20/04/2016 tarih ve … esas, … karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu hususta yeniden BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı şirket yönünden 7194 Sayılı Kanunun 41.Maddesi gereğince DAVANIN ESASI HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Dava açılırken alınan 17,15TL peşin harç ve yargılama sırasında alınan 283,16TL tamamlama harcı toplamı olan 300,31TL harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70TL harcın mahsubu ile fazla alınan 219,61TL’nin harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen 17,15TL başvuru harcı, 17,15TL peşin harç, 2,75TL vekalet suret harcı, 170,80TL keşif harcı, 397,80TL temyiz yoluna başvurma harcı, 2.650,00TL bilirkişi ücreti ve 167,45TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.423,10TL yargılama giderinin (mahkememizin 20/04/2016 tarih ve 2010/341 esas, 2016/317 karar sayılı kararı ve mahkememiz 18/09/2019 tarih, 2019/311 esas, 2019/534 karar sayılı karar sayılı hükmü ile tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla) davalı … Holding A.Ş. den alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafların davaya özgü olarak yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-7194 SK 41. maddesi ve AAÜT’ye göre 9.200,00TL maktu vekâlet ücretinin (mahkememizin 20/04/2016 tarih ve … esas, … karar sayılı kararı ve mahkememiz 18/09/2019 tarih, … esas, … karar sayılı karar sayılı hükmü ile tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla) davalı … Holding A.Ş. den alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-İşbu hükümden sonra gerekli olan karar tebliğ giderinin davalı … Holding A.Ş. tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davalı … Holding A.Ş.’nin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı … Holding AŞ. vekilinin yüzüne karşı, tereke tasfiye memuru …’nın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …