Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/735 E. 2023/293 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE
YAZIM TARİHİ :

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı takip alacaklısı … müvekkil … A.Ş.‘ne diğer davalı takip borçlusu …’in müvekkili şirketteki hak ve alacaklarının haczi için Konya İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyadan haciz müzekkereleri gönderdiğini, gönderilen bu haciz müzekkerelerinin usule uygun olmadığı gerekçesi ile Konya .İcra Hukuk Mahkemesi … E- … K sayılı dosya ile memur işlemini şikayet davası açıldığını, bu dosyada yaptıkları şikayetin reddedildiğini, davalı alacaklı tarafından yapılan talep sonrası müvekkili şirketin Konya ili … ilçesi … mah. … ada … parsel 1 ile … no.lu bağımsız bölümler’in kıymet takdirinin yapılmasına karar verildiğini, icra müdürlüğünce aldırılan 28/12/2021 tarihli kıymet takdiri raporunda Konya ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … nolu parsel … Bağımsız bölüm sayılı taşınmazın değerinin 3.000.000,00TL olarak, Konya ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … nolu parsel … Bağımsız bölüm sayılı taşınmazın değerinin 4.200.000,00 TL olarak tespit edildiğini, İş bu kıymet takdirine karşı da Konya .İcra Hukuk Mahkemesi … E- … K sayılı dosyası ile itiraz edildiğini, kıymet takdirine itirazının da reddedildiğini, davalı …’in müvekkili şirketin 40.000 payından sadece 1 payı olduğunu, müvekkili şirketin sermayesinin 20.000.000,00 TL olduğunu, davalı … ile müvekkili şirketin herhangi bir alışverişi bulunmadığını ve davalı …’ın da müvekkili şirketten kati surette bir alacağı bulunmadığını, İİK 89/3 Maddesi gereğince dava açma süreleri geçmiş ise de genel hükümler dairesinde davalı …’ın müvekkili şirketten bir hak ve alacağı bulunmaması ve davalı …’in ise müvekkili şirketin 40.000 payından sadece 1 payı olduğunu, müvekkili şirketin sermayesinin 20.000.000,00 TL davalı …’in sermayeden payına düşen karşılık 500,00 TL olduğunu, bu nedenle davalı …’in de müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Öncelikle tensibin 8/B numaralı ara kararı uyarınca eksik harcın tamamlattırılmasını, tamamlanmadığı takdirde davanın usulden reddini, eksik harç tamamlandığı takdirde davacının davalı müvekkili … aleyhine açtığı menfi tespit davasının reddini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın kendisine haciz ihbarnamesi tebliğ edilen 3. Kişi konumundaki davacı Havva tarafından 2004 Sayılı Kanunun 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/06/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Menfi tespit davalarının kısmi dava olarak açılması mümkün değildir. Dolayısıyla davacının … Esas sayılı takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek, 300.000.-TL üzerinden harç yatırması doğru olmadığından, mahkemece 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 30. maddesi gereğince eksik peşin harç ikmal edilmeden yargılamaya devam edilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenle mahkemece, eksik harcın yatırılması için Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32 maddeleri uyarınca davacıya bu konuda süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik harç tamamlattırılmayarak işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 27/05/2010 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, İcra ve İflas Yasası’nın 17.07.2003 gün ve 4949 sayılı Yasa’nın 22. maddesi ile değiştirilmiş bulunan 89/5. maddesinde yer alan “Her hâlde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” biçimindeki düzenlemeye ilişkindir.
Yukarıda gösterilen Yasa maddesine göre, borç zimmetinde sayılan davacı, ödemek zorunda kaldığı parayı takip borçlusundan ve kötü niyetli olması durumunda takip alacaklısından geri isteyebilir. Böyle bir durumda; takip borçlusu sebepsiz zenginleşmeye, kötü niyetli takip alacaklısı ise haksız eyleme ilişkin yasal düzenlemeler gereğince davacıya karşı sorumlu olur. Bu durumda mahkemenin takip alacaklısına dava açılamayacağı yönündeki gerekçesi yerinde değildir.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalı/takip alacaklısının kötü niyetli olup olmadığı araştırılıp varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/05/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dosya kapsamından, İzmir . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı cevap olarak dava dışı şirketin kendilerinden alacağının bulunduğunun belirtildiği, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmeden kesinleşmesi üzerine alacağın varlığının kesinleşmesi sebebiyle davacıya ait hesaptan dava konusu borcun ödendiği, davacının haciz ihbarnamelerine karşı sehven “…bulunmaktadır..” şeklindeki cevabi yazıların düzeltilmesi amacıyla icra mahkemesine yapılan şikayetin de reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu 89/5 maddesinin ikinci cümlesine göre; “..Her hâlde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. Şu durumda; icra takip alacaklısının, İİK 89/5’e göre kötü niyetli olma koşulu aranacaktır, ancak dava konusu olayda davalının, kötü niyetli olduğu iddiası ispatlanamamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Maddi vakaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Davacı her ne kadar İİK 72. maddesi kapsamında menfi tespit davası açtığını belirtmiş ise de davalılar arasında doğan hukuki ilişkiye nazaran 3. kişi sıfatını taşımaktadır. Nitekim taraflar arasında görülmekte olan Elazığ . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyası üzerinden İİK 89. maddesi kapsamında açılan dava kapatılan Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 08.12.2015 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu durumda mahkemece onanan bu dosyanın konusu da nazara alınarak her iki talebin de İİK 89. maddesi kapsamında açılmış menfi tespit davası olduğu kabul edilerek derdestlik itirazı nedeniyle dava şartı yokluğundan ret kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
5.T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 26/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamına göre;
“İİK 72. maddede düzenlenen menfi tesbit davası borçlu tarafından açılan bir dava iken, İİK 89/3’de düzenlenen menfi tesbit davası takibin borçlusu tarafından değil, İİK 89. maddedeki yasal yollara başvurmayan veya süresinde başvurmadığı için haciz ihbarnamesindeki miktar yönünden borçlu konumuna gelen 3. şahıs tarafından açılan bir dava olup, hüküm ve sonuçları aynı maddede düzenlenmiştir. Davanın red veya kabulünün yahut usulden reddinin sonuca etkisi olmayıp, yasanın açık hükmü gereği karar kesinleşinceye kadar takip duracaktır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.ELDEKİ DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davacı vekili 055/12/2022 tarihli dilekçesinde eldeki davalarının 2004 Sayılı İİK’nın 72. Maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğu yönünde beyanda bulunmuş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere maddi vakaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir.
Dava dilekçesi ve davaya dayanak icra dosyası nazara alındığında davalılar arasında doğan hukuki ilişkiye nazaran davacı 3. kişi sıfatını taşımaktadır. Nitekim davacı tarafından eldeki dava açılmadan önce T.C. Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin 15/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla ve T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin …/02/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla icra dosyasında gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsuz olduğu yönüyle yapmış olduğu şikayet davası reddedilmiştir. Eldeki davamızda davacı dava dilekçesinde 2004 Sayılı İİK’nın 89/3 maddesine göre dava açma sürelerinin kaçırılması sebebiyle davanın açıldığını açıkça ifade etmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 89/5 maddesi ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 27/05/2010 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/05/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da açıkça ifade edildiği üzere “Her hâlde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” biçimindeki amir kanuni düzenleme karşısında borç zimmetinde sayılan davacı, ödemek zorunda kaldığı parayı takip borçlusundan ve kötü niyetli olması durumunda takip alacaklısından geri isteyebilir. Böyle bir durumda; takip borçlusu sebepsiz zenginleşmeye, kötü niyetli takip alacaklısı ise haksız eyleme ilişkin yasal düzenlemeler gereğince davacıya karşı sorumlu olacaktır.
Yapılan açıklamalar ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında her ne kadar davacı davasının 2004 Sayılı İİK’nın 72. Maddesine dayalı menfi tespit olarak ifade etmiş ise de eldeki davasının hukuki niteliğinin 2004 Sayılı İİK’nın 89/5 maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
2.MENFİ TESPİT DAVASININ KISMİ DAVA OLARAK AÇILIP AÇILAMAYAĞI VE DAVA DEĞERİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davacı eldeki davasında davalı takip borçlusuna azami borçlarının şirketteki yapı olan 500 TL kadar olduğunu ve dava değerlerinin bu olduğunu ifade etmiş ise de;
Menfi tespit davalarının konusunda yapılan yargılamanın davacının borçlu olmadığını iddia ettiği kısma yönelik olduğu şüphesizdir. Bu sebeple müspet bir hüküm kurularak “davacının davalıya 500 TL borcu vardır” şeklinde hüküm kurulmamakta “davacının davalıya … TL kadar borçlu olmadığının tespitine” şeklinde hüküm tesis edilmektedir. Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/06/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da açıkça ifade edildiği üzere menfi tespit davalarının kısmi dava olarak açılması mümkün değildir.
Yukarıda detayı verilen T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 26/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da açıkça ifade edildiği üzere “İİK 72. maddede düzenlenen menfi tesbit davası borçlu tarafından açılan bir dava iken, İİK 89/3’de düzenlenen menfi tesbit davası takibin borçlusu tarafından değil, İİK 89. maddedeki yasal yollara başvurmayan veya süresinde başvurmadığı için haciz ihbarnamesindeki miktar yönünden borçlu konumuna gelen 3. şahıs tarafından açılan bir davadır.” Bu sebeple dava değeri haciz ihbarnamesindeki miktar kadardır. Zira 3. Kişi yasal süre içerisinde itiraz etmediği için takip borçlusundan haciz ihbarnamesindeki tutar kadar borçlu olduğu karine olarak kabul edilmektedir. Davacı açacağı dava ile takip borçlusuna haciz ihbarnamesinde belirtilen tutar kadar borçlu olmadığını ispat etmekle yükümlü olacaktır.
2004 Sayılı İİK’nın 89/3 maddesine göre “yasal süre içerisinde” açılacak menfi tespit davalarında açıkça “Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir” şeklinde amir kanun hükmü getirmiştir. Dolayısıyla yasal süre içerisinde açılacak menfi tespit davalarında dava değeri üzerinden maktu harç alınacaktır. LAKİN; 2004 Sayılı İİK’nın 89/5. Maddesinde; “Her hâlde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” şeklinde düzenleme mevcut olup harcın maktu alınacağına dair herhangi bir amir hüküm yoktur. Bu sebeple davacının itiraz etmeyerek takip borçlusuna borçlu olduğu karine olarak kabul edilen ve haciz ihbarnamesinde belirtilen 3.277.857,24 TL tutarı üzerinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince nispi harç yatırması gerekmektedir. Bu sebeple Mahkememizin 23/11/2022 Tarihli Tensip Zaptının 8 nolu ara kararı gereğince bakiye 55.896,90 TL eksik peşin harcı tamamlaması için 6100 Sayılı Kanunun 120/2. Maddesi gereğince 2 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde harç yatırılmaz ise 6100 Sayılı Kanunun 150. Maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılacağına, süresinde harcın tamamlanarak yenilenme talebinde bulunulmaması halinde davasının açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtar edilmiştir. Bu ara karara istinaden davacı vekili ara karardan dönülmesi talebinde bulunmuş ise de talebi yerine görülmeyerek reddedilmiş, davacının yasal süre içerisinde eksik harcı yatırmaması üzerine Mahkememizin 20/01/2023 tarihli ara kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dava dosyasının işlemden kaldırıldığı 20/01/2023 tarihinden itibaren üç aylık yasal süresi içerisinde harç eksikliğinin ikmal edilerek davanın yenilenmediği anlaşılmakla 6100 Sayılı Kanunun 150/4-5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.(Mahkememizce harç eksikliğinin ikmal edilmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu sebeple GÖREV DAVA ŞARTI VE HUKUKİ YARAR DAVA ŞARTI YÖNÜYLE BU AŞAMADA BİR DEĞERLENDİRME YAPILMAMIŞTIR.)
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-6100 sayılı HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu Gereğince alınması gereken 179,90TL’den peşin olarak alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalı … a verilmesine,
5-Davalı … ‘ın kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmakla, AAÜT’nin 7/1. Maddesi gereğince 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ NEZDİNDE istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 02/05/2023

Katip Hakim