Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/720 E. 2023/464 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 07/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Elektrik üretimi ve ticareti yapan müvekkili şirketin davalı … OSB sınırlarında kalan … köyü, … ada, 1-16 arası parsellerde kayıtlı arsaların GES projesi kapsamında müvekkili şirkete tahsis edilmesinin talep edildiğini, taleple ilgili bakanlık görüşünde de talebin OSB Yönetim Kurulunca değerlendirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, OSB Yönetim Kurulunca toplam 109.258m2 arsanın müvekkili şirkete tahsisine karar verildiğini, taraflar arasında imzalanan 12/05/2014 tarihli sözleşme ile müvekkili şirket tarafından OSB Yönetimine tahsis bedelinin tamamının ödendiğini, müvekkili şirket tarafından yönetmelikleri uygun olarak bağlantı projeleri için davalı …’a yaptığı başvurunun da … tarafından olumlu değerlendirildiğini ve müvekkili adına bağlantı anlaşması için çağı mektubu düzenlendiğini, çağrı mektubu alan müvekkili şirketin GES projelerini hazırlayarak …’a yapmış olduğu başvurunun da … tarafından onaylandığını ve sonuç olarak GES projesinin hayata geçirilmeye hazır hale geldiğini, sonrasında davalı OSB Yönetiminin yönetmeliklerde herhangi bir değişiklik olmamasına ve müvekkili şirkete tahsis işlemi yapmasına rağmen bakanlıktan yeniden görüş talebinde bulunduğunu ve bakanlıkça 24/08/2015 tarihli görüş yazısı ile olumsuz görüş bildirilmesi üzerine bu durumu …’a bildirdiğini, OSB Yönetimince alınmış bir iptal kararı olmadan … tarafından müvekkili şirkete 29/09/2015 tarihinde çağrı mektubunun geçersiz hale geldiğinin bildirilerek müvekkilinin proje haklarının elinden alındığını, … tarafından müvekkili şirkete tahsis edilen arsalarda aynı şartlarda başka bir firmaya bağlantı anlaşmaları imzalanmak üzere çağrı mektubu düzenlendiğini, konuya ilişkin … . Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen tedbir kararı gereğinin … tarafından yerine getirilmediğini, EPDK’ya yapmış oldukları şikayet sonucunda EPDK tarafından …’a çağrı mektubunun usulsuz iptal edilmesi nedeniyle idari para cezası verildiğini, … tarafından idari para cezasının iptali için Ankara İdare Mahkemesine açılan iptal davasında da davanın reddine karar verilerek çağrı mektubunun usulsüz iptal edildiğinin tespit edildiğini, … . Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada da OSB yönetimince alınan iptal işleminin haksız olup iptal işleminin kaldırılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı dönemde müvekkili şirket ile aynı ortaklık yapısında bulunan diğer şirketlere yapılan ve iptal edilen arsa tahsislerine yönelik açılan davalarda da yine iptal işleminin kaldırılması yönünde kararlar verildiğini, gelinen aşamada GES projelerinin hayata geçirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine müvekkili şirket tarafından ifa yerinde davalıların kusurlu ve hukuka aykırı davranışları nedeniyle uğradıkları zararlarının tazminin talep edildiğini bu nedenle iş bu davanın açılma zaruriyeti doğduğunu, davalıların sözleşmeye aykırı hareket etmesi ve usulsuz olarak almış oldukları iptal kararları nedeniyle müvekkili zararlarından müteselsil olarak birlikte sorumlu olduklarını beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 501.000,00TL maddi zararlarının davalılardan ticari temerrüt faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili davalı … OSB vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesine karşı mahkememize vermiş olduğu 13/12/2022 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının derdestlik itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya bakmaya görevli mahkemelerin adli yargı mahkemeleri olduğunu ve idari yargının görevi alanda olduğu iddialarını kabul etmediklerini, açılan davanın kısmi dava olarak açıldığını, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin de söz konusu olmadığını, davalı tarafın kusurlu olduğu ve uyuşmazlık konusunda taraf olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararları ile sabit olduğunu, … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada alınan bilirkişi raporlarının iş bu davada dikkate alınamayacağını, müvekkili şirketin yapı ruhsatı alamaması ve inşaata başlayamamasının davalıların kusurlarından kaynaklandığını, dava dilekçesi ekinde sunulan uzman görüşü raporlarının varsayımlara dayandığı iddialarının da gerçek dışı olup kabul etmediklerini, davalıların aksi ispat edilmedikçe oluşan zarardan müteselsil olarak kusurlu olduklarını beyanla önceki talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili davalı … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesine karşı mahkememize vermiş olduğu 15/12/2022 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta müvekkilinin müspet zararının talep edildiğini ve bu hususta herhangi bir tereddüt olmadığını, davalının derdestlik itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olup reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin de söz konusu olmadığını, davalı tarafça mahkemece verilen tedbir kararına rağmen herhangi bir işlem tesis edilmediğini, davalıların müvekkili şirketin zararının artmasına kasıtlı olarak sebep olduklarını, … . Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve kesinleşmiş olan arsa tahsisinin geçerliliği hususundaki kararın her iki davalıya da bağlayıcı nitelikte olduğunu, davalı …’ın hukuka aykırı davranışlarının altındaki asıl nedenin müvekkili elinden alınan bağlantı kapasitesinin aynı ekonomik bütünlük içinde olduğu kişilere tahsis edip haksız kazanç ve ekonomik fayda sağlamak olduğunu, davalının eşit taraflar arasında ayrımcılık yaptığını, EPDK kararlarına ve yargı kararlarına aykırı hareket ettiğini, … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada alınan bilirkişi raporlarının iş bu davada dikkate alınamayacağını, davalıların aksi ispat edilmedikçe oluşan zarardan müteselsil olarak kusurlu olduklarını beyanla önceki talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 27/03/2023 havale tarihli talep açıklama dilekçesinde özetle; mahkememizce verilen ara karar gereğince talep açıklanmasına karar verildiğini ara karara ilişkin açıklanması istenilen taleplerin dava dilekçelerinde maddeler halinde açıkça talep edildiğini bu nedenle yeniden açıklama yapılmadan bu maddelere atıfta bulunulduğunu buna ek olarak hem dava dilekçelerinde hem de cevaba cevap dilekçelerinde aynen ifadan vazgeçilerek olumlu zararın talep edildiğinin açıkça ifade edildiğini beyan etmiştir.
CEVAPLAR:
Davalı … OSB vekili mahkememize vermiş olduğu 24/11/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davanın iş bu dava konusu ile aynı olup derdestlik itirazlarının olduğunu, müvekkili kurumun davada doğrudan taraf sıfatının bulunmadığını bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, konunun idari yargı görevine girdiğini ve idari yargı mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacı tarafça sunulan uzman görüşü ve mütala yazılarını kabul etmediklerini ve görüşlerin hatalı olduğunu, çağrı mektubunun iptali konusunun diğer davalı …’ın tasarrufunda olup müvekkili kurumun alınan karar ilişkin herhangi bir atıfta bulunmadığını sadece bakanlık görüşünün …’a bildirildiğini, müvekkili şirketin zarar talebinin tazmini yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili kurumun sonrasında almış olduğu iptal kararının da yönetmeliklere uygun olup davalıyı zarara uğratacak bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili kurumun almış olduğu iptal kararlarının kaldırılmasına yönelik açılan genel kurul kararlarının iptali istemli davaların halen devam ettiğini, davacı tarafın GES projelerine ilişkin hiçbir işlem yapmadığını, hazırlanıp sunulan bir projelerinin dahi olmadığını bu nedenle davacı tarafın taleplerinin kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın kendi kusurlarından doğan sonuçlardan dolayı müvekkili kuruma kusur atfedilemeyeceğini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … OSB vekili mahkememize vermiş olduğu 02/01/2023 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın cevaba cevap dilekçesindeki beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkili kurumun tek amacının bölgede istihdamın ve sanayileşmenin gelişmesini sağlamak için yatırımcılara herhangi bir ticari kaygı gözetmeksizin destek vermek olduğunu, yöneticilerinin vali, kaymakam ve belediye başkanı olduğu kurumun kötü niyet beslemek gibi bir gayesinin olduğundan bahsedilemeyeceğini beyanla cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 29/11/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesindeki taleplerin müspet zarar mı, menfi zarar mı olduğunun anlaşılamadığını, davacının taleplerini somutlaştırması gerektiğini, dava kısmi dava olarak açılmış ise hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bu hususlarda davacıya kesin süre verilerek taleplerinin açıklattırılması gerektiğini, zamanaşımı ve derdestlik itirazlarının olduğunu, davacı tarafın çağrı mektubunun iptalinin geçersizliği talepli açmış olduğu davada mahkememiz … esas sayılı dosyası ile verilen ret kararının kesinleşmesinin beklenilerek bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, müvekkili şirketin yapılan başvuruları ilgili yönetmelik ve mevzuat hükümlerine göre değerlendirdiğini, proje onay süreci devam ederken bakanlıkça verilen olumsuz görüş nedeniyle davacı tarafın sunmuş olduğu arazi tahsis belgesinin geçersiz hale geldiğinin anlaşılması üzerine çağrı mektubunun iptali işleminin gerçekleştirildiğini ve bu kararın hukuka uygun olduğunu, davacı tarafın kişisel çıkar iddiasının gerçek dışı olup davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin ayrım gözetmeksizin tüm taraflara eşit mesafede hizmet sunmakla yükümlü olduğunu, … . Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada alınan bilirkişi raporuyla da müvekkili şirketin kusurunun olmadığının açıkça ortaya konulduğunu beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 04/01/2023 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla diğer davalı … OSB tarafından müvekkili şirkete gönderilen bakanlık görüşüne göre davacı tarafça müvekkili şirkete sunulan tahsis belgesinin geçersiz hale geldiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından yapılan bağlantı anlaşması çağrı mektuplarının da geçersiz hale geldiğini beyanla önceki talepleri gibi davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce … . Asliye Hukuk Mahkemesinin …, …, … ve … esas sayılı dosyaları, … . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … ve … esas sayılı dosyaları, Konya Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememiz … esas ve … esas sayılı dosyaları iş bu dosyamız arasına alınıp incelenmiş, …’dan davaya konu GES projesi ve bu kapsamda yapılan başvuru ve verilen kararlara ilişkin tüm bilgi ve belgeler celp edilip incelenmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, sözleşmeye aykırılık sebebiyle uğranılan zararın tazmini davasıdır.
6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesine göre davacının, dava açmakta güncel hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1 maddesine göre ise, Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Usul ekonomisi gereği dava şartlarının öncelikle değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının, davada hukuki yararının olup olmadığının iş bu dosyada üzerinde durmak gerekmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde aynen; “…Müvekkili şirkete yapılmış olan arsa tahsisinin ve bağlantı anlaşmalarına çağrı mektubunun sözleşmeye ve mevzuata aykırı bir şekilde iptal edilmesi ve proje haklarının iadesinin hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın..” davalılardan tazminini talep etmiştir. İş bu dosya yazılı yargılama usulüne tabi olup davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde aynen kullandığı ifadesinde “… Projenin hayata geçirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine müvekkil, işbu dava ile ifadan vazgeçerek, ifa yerine davalıların kusurlu ve hukuka aykırı davranışları sebebiyle uğradığı zararın tazminini istemektedir. Diğer deyişle, işbu dava gecikme sebebiyle uğranılan zararın tazminini değil, ifanın imkansızlaşması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde kullanılan ifadelerden yola çıkıldığında, davacının iş bu davadaki talebi, … Organize Sanayi Bölgesi (OSB) sınırları içerisinde kalan alanda, davacı şirket namına ve yararına lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) kurulması ve işletmesine dair … OSB Yönetim Kurulunca alınan arsa tahsisi kararının daha sonra verilen bir kararla iptal edilmesi ve bu bağlamda davacı şirket ile … OSB arasındaki arsa tahsisi sözleşmesinin ihlal edilmesi ve ayrıca GES projesine ilişkin davalı elektrik dağıtım şirketince verilen kullanım hakkı belgesinin ve çağrı mektuplarının geçersiz kılınması sebebiyle uğranılan zararın davalılardan tazminine dairdir.
UYAP sistemi üzerinden dosyamıza celp edilen Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası incelendiğinde, davacısının Mahkememiz dosyası davacısı, davalısının Mahkememiz dosyası davalısı … OSB Yönetim Kurulu Başkanlığı olduğu, dava tarihinin 12/05/2022 olduğu, … Organize Sanayi Bölgesi (OSB) sınırları içerisinde kalan alanda, davacı şirket namına ve yararına lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) kurulması ve işletmesine dair … OSB Yönetim Kurulunca alınan arsa tahsisi kararının iptaline dair verilen 24/01/2022 tarihli ve 2022/10 sayılı … OSB Yönetim Kurulu Başkanlığı kararının iptalinin ve dava konusu Konya ili … İlçesi … Köyü … Ada 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16 nolu Parseller’in davacı şirket adına tahsisinin dava edildiği, davanın hali hazırda derdest olduğu, söz konusu davanın Mahkememizde görülmekte olan davadan daha önce açıldığı anlaşılmıştır.
Borcun ifa edilmemesi hâli, somut olayda sözleşme tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 112 ilâ 126 ncı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”(TBK md.112).
Temerrüde düşmüş borçluya karşı alacaklının sahip olduğu seçimlik haklar somut olayda uygulanma yeri bulan 6098 Sayılı TBK’nun 125. Maddesinde ise;
“Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde alacaklıya üç ayrı haktan birini seçme imkânı sunulmaktadır. Bunlar aynen ifayla birlikte gecikme tazminatı talep etmek, gecikmiş borcun aynen ifasından vazgeçerek borcun ifa edilmemesi sebebiyle doğan zararın tazminini talep etmek ve sözleşmeden dönerek olumsuz zarar tazminini talep etmektir.
Alacaklının seçim hakkını kullanması yenilik doğurucu bir haktır. Nitekim aynen ifadan vazgeçerek zarar tazmini ya da sözleşmeden dönme taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi değişikliğe uğratır. Yenilik doğuran haklar bir defa kullanılmakla tükenen ve sona eren haklar olup; kullanıldıktan sonra bu hakların geri alınmaları kural olarak mümkün değildir. Bu sebeple alacaklı, borçluya hangi seçimlik hakkı kullanacağını bildirdi ise diğer seçimlik hakkı talep imkanını kaybeder.
Türk Borçlar Kanunu’nun 112 nci maddesi kapsamında tazmini istenilen yani sözleşmeden doğan zarar, müspet yahut menfi zarar olabilir.
Müspet zarar; borçlu, edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır (… …, Türk Mesuliyet Hukuku, İstanbul 2010, s. 426-427; …, Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş 5. Baskı, s. 591). Müspet zararda alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır.
Müspet zarar kapsamında kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır ve sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın mal varlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik mevcut olmaz. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır.
Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (…, s. 427). Burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Başka bir anlatımla, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (…, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12. Baskı, İstanbul 2010, s. 482). Nitekim aynı hususlara Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2022 tarihli ve … Esas, … Karar sayılı kararında da değinilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, davacı iş bu davasında, arsa tahsis ediminin artık ifasından vazgeçtiğini bildirerek sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararların tazminini talep etmiştir. Bunu da davacı vekili dosyaya sunduğu cevaba cevap dilekçesinde ve sonraki yazılı ve sözlü beyanlarında açıkça ifade etmiştir. Ne var ki iş bu davadan önce açılan ve yukarıda ayrıntısıyla yer verilen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasında davacı taraf, arsa tahsisi kararının geçerli sayılmasını ve arsa tahsislerinin kendi adına yapılmasını dava etmiş, dava dilekçesi yöntemince davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Yani davacı, iş bu davadan önce sözleşmenin ifasını dava etmekle TBK’nun 125. Maddesindeki seçimlik hakkını aynen ifadan yana kullanmıştır. Bu davada ise gecikmeden kaynaklı zararların değil, sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararların tazmini talep edilmektedir. Oysa ki aynen ifayla birlikte ancak gecikme zararının tazmini dava edilebilir. Kaldı ki davacı tarafça dosyaya sunulan Prof. Dr. …’ün verdiği 30/03/2020 tarihli hukuki mütalaada da: “Bu sözleşme ihlali sebebi ile, … OSB ve …’ın Proje Şirketleri’ne karşı borçlu temerrüdü hükümlerine göre sorumlu olduğu; böylece Proje Şirketleri’nin bu Kurumlara karşı TBK m.125 çerçevesinde “hâlâ ifa ve gecikme zararlarının tazminini” yahut “ifadan vazgeçerek tüm olumlu zararlarının tazminini” veya “sözleşmeden dönerek verdikleri tüm paraları faiziyle geri alıp ayrıca olumsuz zararlarının tazminini” talep hususunda seçimlik haklarının doğduğu,” şeklinde mütalaa bildirilmiştir. Hal böyle olmakla davacının bir yandan sözleşmenin ifası davasını, bir yandan da ifadan vazgeçerek zarar davasını devam ettirmekte hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davacı vekilince son aşamada sunulan dilekçelerde ifa davasının konusuz kaldığından söz edilmiş ise de, yenilik doğurucu bir seçimlik hak olarak aynen ifa talebi karşı tarafa iletilmiş ve ifa davası daha önce açılmıştır. Bu itibarla davanın reddi yönünde aşağıdaki hükmün tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN HUKUKİ YARAR EKSİKLİĞİNDEN USULDEN REDDİNE,
2-Yargılama sırasında alınan 8.555,83TL harçtan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL harcın mahsubu ile 8.375,93TL artan karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Hazine tarafından karşılanan 2.955,93 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … OSB tarafından yapılan 11,50TL vekalet ücreti yargılama giderinin davacıdan alınarak … OSB’ye verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 11,50TL vekalet ücreti yargılama giderinin davacıdan alınarak …’a verilmesine,
7-Davalılar vekilleri yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 73.110,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … OSB vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/07/2023

Başkan Üye Üye Katip