Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/707 E. 2023/40 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:
Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacı müvekkilinin … sicil nolu … Ticaret Limited Şirketinin 02/12/2015 tarihinde Hatay . Noterliği tarafından yapılan hisse devir sözleşmesi gereğince hisselerini davalı … ve …’ya devrettiğini, bu hisse devri karşılığında verilen senetlerin ödenmemesi sebebiyle davacı müvekkili tarafından 14.09.2021 tarihinde Konya . İcra Müdürlüğü … Esas dosyasıyla davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazında özetle “alacağın sebebi olan senetleri ödediğini ve buna rağmen senetleri alamadığını, bu yüzden borcu olmadığını” belirterek itiraz ettiğini, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kötüniyetli ve takibi uzatma amaçlı olduğundan iş bu itirazın iptalinin gerektiğini, bu nedenlerle davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptali ile takibin devamını, haksız itirazda bulunan davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davacının, davacı tarafından T.C. Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak zamanaşımına uğramış bonoların tanzimine dayanak temel ilişki yönüyle davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalılardan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zamanaşımına uğramış bononun medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre davacı bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayanmakta, davalı da bu çerçevede malın teslim edilmediği savunmasında bulunmaktadır.

Bu haliyle somut uyuşmazlık satım sözleşmesinde karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmemesi noktasında toplandığından, uyuşmazlığın çözümünde hakim kambiyo senetlerine ilişkin kuralları tartışmayacak, zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgeyi taraflar arasındaki satım sözleşmesinin delili olarak değerlendirerek bir sonuca varacaktır.
Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Davalının tacir olduğu sabit ise de dosyaya yansıyan bilgiler ve özellikle tarafların açık-lamaları kapsamında davacının çiftçi olduğu ve Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde ifadesini bulan tanıma göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde işin ticari nitelikte olmadığı, davanın da mutlak ya da nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 21/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İlk derece mahkemesince davacı tarafından iş bu dava açılmış ise de davanın cep telefonu alım satımına ilişkin olduğu, davaya konu işlemin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenmiş olması, taraflar arasındaki alışverişin alım-satım olması sebeplerine istinaden mahkemenin iş bu davada görevli olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görev nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

Somut olayla ilgili ilk derece mahkemesince dava değeri nazara alınarak talebin usulden reddine ilişkin karara karşı istinaf kanun yolunun açık olmadığı ve kesin olarak karar verilmesi gerekirken iki hafta içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulacağı şeklinde hüküm kurulduğu, bu hususun kanuna aykırı olduğu, ancak hakimin yapmış olduğu bu hatanın tarafı yanıltma olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından HMK’nın 352/1.b maddesi gereğince miktar bakımından kesin olan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.DAVAYA DAYANAK TAKİP DOSYASININ İNCELENMESİNDE; Davacı tarafından davalılar hakkında T.C. Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası 16/09/2021 tarihinde ile 10.000,00 TL alacak aslı, 4.456,61 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.456,61 TL üzerinden Örnek 7-İlamsız İcra Takibi başlatıldığı, davalılar tarafından yasal süre içerisinde takip dayanağı olan zamanaşımına uğramış bonolar dolayısıyla davacıya borçlarının ödendiği lakin senetlerin davacı tarafından bir türlü iade edilmediği iddiasıyla borca itiraz edildiği, takibin durduğu, davalılar tarafından yapılan itirazın davacıya tebliğ edilmediği ve eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
2.TAKİBE DAYANAK BONOLARIN İNCENLENMESİNDE;
a-Keşide tarihi 15/02/2016, keşide yeri Hatay, keşicesini … , kefili … , lehtarı …, ödeme tarihi 30/10/2016, bedeli 2.000,00 TL olan bono olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince bononun 30/10/2019 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davaya dayanağı takibin ise 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı,
b-Keşide tarihi 15/02/2016, keşide yeri Hatay, keşicesini … , kefili … , lehtarı …, ödeme tarihi 30/12/2016, bedeli 2.000,00 TL olan bono olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince bononun 30/12/2019 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davaya dayanağı takibin ise 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı,
c-Keşide tarihi 15/02/2016, keşide yeri Hatay, keşicesini … , kefili … , lehtarı …, ödeme tarihi 30/08/2016, bedeli 2.000,00 TL olan bono olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince bononun 30/08/2019 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davaya dayanağı takibin ise 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı,
ç-Keşide tarihi 15/02/2016, keşide yeri Hatay, keşicesini … , kefili … , lehtarı …, ödeme tarihi 30/09/2016, bedeli 2.000,00 TL olan bono olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince bononun 30/09/2019 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davaya dayanağı takibin ise 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı,
d-Keşide tarihi 15/02/2016, keşide yeri Hatay, keşicesini … , kefili … , lehtarı …, ödeme tarihi 30/06/2016, bedeli 1.000,00 TL olan bono olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince bononun 30/06/2019 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davaya dayanağı takibin ise 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı,
e-Keşide tarihi 15/02/2016, keşide yeri Hatay, keşicesini … , kefili … , lehtarı …, ödeme tarihi 30/07/2016, bedeli 1.000,00 TL olan bono olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince bononun 30/07/2019 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davaya dayanağı takibin ise 16/09/2021 tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır.
3.MUTLAK TİCARİ DAVA HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayıyla izah edildiği üzere dava konusu takibe dayanak tüm bonolar (en son vade tarihi nazara alınarak) 30/12/2019 tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanan 749/1 maddesi gereğince zamanaşımına uğramıştır. Nitekim bu husus davacı tarafından da bilindiğinden eldeki takip kambiyo senetlerine mahsus takip usulüne göre yapılmamış ve tam aksine davacı tarafından davalılar hakkında 16/09/2021 tarihinde Örnek 7-İlamsız İcra Takibi başlatılmıştır. Yukarıda detayı izah edilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere zamanaşınına uğramış bono Medeni Usul Hukukunda delil başlangıcı mahiyetindedir. Bu sebeple zamanaşımına uğramış bono taraflar arasındaki temel ilişki anlamında bir ispat vasıtasından başka bir şey değildir. Bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlık bononun tanzimine dayanak temel ilişkiye dayanmakta dolayısıyla münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı hususunda şüphe bulunmamaktadır.
4.NİSPİ TİCARİ DAVA HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Taraflar arasındaki ihtilafın mutlak ticari davaya vücut vermemesi karşısında Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak nispi ticari dava yönüyle araştırma yapılmış ve tarafların tacir olup olmadıkları hususunun tespiti için ilgili ticaret sicil müdürlükleri, esnaf odaları ve vergi dairelerine müzekkereler yazılmıştır.
a-T.C. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 08/11/2022 Tarihli müzekkere cevabında davacı …’ın tacir kaydının bulunmadığı, yine T.C. Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 09/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davacının esnaf odası kaybı bulunmadığı anlaşılmıştır. LAKİN T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Çumra/Konya Vergi Dairesinin 08/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davacının bilanço esasına göre vergi mükellefi olduğu görülmekle davacı …’ın gerçek kişi tacir sıfatına haiz olduğu anlaşılmıştır.
b-T.C. Hatay Ticaret Sicil Müdürlüğünün 11/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davalılar … ile …’nın gerçek kişi tacir kayıtlarının olmadığı lakin davalıların bir kısım özel hukuk tüzel kişisi mahiyetindeki sermaye şirketlerinde hisseleri bulunmakla birlikte sermeye şirketlerinde ortaklıkları ve yöneticilikleri bulunduğu, yine T.C. Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 11/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davalıların esnaf odası kayıtlarının bulunmadığı bildirilmiştir. T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Seyhan/Adana Vergi Dairesinin 10/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davalı …’nın 2011 dönemimde 1. Sınıf tüccar olarak bilanço esasına göre vergi mükellefi olduğu LAKİN 30/11/2011 TARİHİNDE TİCARETİ TERK ETTİĞİ bildirilmiştir. Yine T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı 23 Temmuz/Hatay Vergi Dairesinin 09/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davalılar … ile …’nın gerçek kişi tacir kayıtlarının olmadığı, davalıların bir kısım özel hukuk tüzel kişisi mahiyetindeki sermaye şirketlerinde hisseleri bulunmakla birlikte sermeye şirketlerinde ortaklıkları ve yöneticilikleri bulunduğu ifade edilmiştir. GELEN YAZI CEVAPLARI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE davalılar … ile …’nın bonoların tanzim edildiği 15/02/2016 tarihinde ya da 16/09/2021 tarihli takip tarihinde ya da dava tarihinde gerçek kişi tacir kaydı olmadığı, davalıların sermaye şirketindeki hisse sahipliğinin ya da yöneticilik sıfatının da davalılara tacir sıfatı yüklemeyeceği, nitekim ilgili şirketlerin 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi olduğu ancak dava konusu zamanaşımına uğramış borcuna muhatap olmadıkları ve 6102 Sayılı Kanunun amir hükümleri gereğince tüzel kişi şirket ortağı olmanın gerçek kişilere tek başına tacir sıfatı vermediği anlaşılmakla davalıların tacir olmadıkları görülmüştür.
5.DEĞERLENDİRME VE NETİCE;
a-Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
b-Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
c-Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
ç-Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere zamanaşımına uğramış bononun Medeni Usul Hukukunda delil başlangıcı mahiyetinde olduğu, bu sebeple zamanaşımına uğramış bononun taraflar arasındaki temel ilişki anlamında bir ispat vasıtasından başka bir şey olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bononun tanzimine dayanak temel ilişkiye dayanmakta olduğu, münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı,
Her ne kadar davacı gerçek kişi tacir ise de davalıların gerçek kişi olduğu, davalılar … ile …’nın bonoların tanzim edildiği 15/02/2016 tarihinde ya da 16/09/2021 tarihli takip tarihinde ya da dava tarihinde gerçek kişi tacir kaydı olmadığı, davalıların sermaye şirketindeki hisse sahipliğinin ya da yöneticilik sıfatının da davalılara tacir sıfatı yüklemeyeceği, nitekim ilgili şirketlerin 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi olduğu ancak dava konusu zamanaşımına uğramış borcuna muhatap olmadıkları ve 6102 Sayılı Kanunun amir hükümleri gereğince tüzel kişi şirket ortağı olmanın gerçek kişilere tek başına tacir sıfatı vermediği bu sebeple eldeki davanın TTK 4. Ve 5. maddesi gereğince MUTLAK YA DA NİSPİ TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE OLMADIĞI anlaşılmakla Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun Tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. (Yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 21/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınarak dava değeri itibariyle kesin olarak karar verilmiştir)
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yokluğunda dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …