Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/697 E. 2022/737 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne ait, … Sigorta Şirketi’nden trafik sigorta poliçeli … plakalı Isuzu marka aracın … sevk ve idaresindeyken 21.09.2020 tarihinde müvekkili … kullandığı … plakalı … marka araca zincirleme kaza sebebiyle arka kısımlarından çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, bu kazada … plakalı araç sürücüsü … %100 kusurlu durumda olduğunu, mezkür kaza sonucunda müvekkili … ait araçta 16.579,32TL değer kaybı meydana geldiğini, mahkememizden de değer kaybı tespiti için sigorta alanında uzman bilirkişi atanmasını talep ettiklerini, kaza tarihi 21.09.2020 itibariyle trafik sigortası (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) poliçe limiti 41.000,00TL olduğunu, bu miktarı aşan hasar bedeli ve değer kaybı tutarlarının sigorta teminatı dışında olduğunu, trafik sigortasınca temin edilen 41.000,00TL’yi geçen değer kaybı ve hasar bedellerinden ise kusurlu sürücü ile araç malikinin hukuki olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kazaya uğrayan araçta meydana gelen değer kaybının 16.579,32TL olduğunu, araçlarında meydana gelen hasar bedeli olan 45.002,28TL’yi kaskonun Trafik Sigortasına rücu etmiş olması dolayısıyla müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı bedelinin trafik sigorta poliçesinden karşılanamadığını, bu durumda haksız fiil niteliğindeki kaza dolayısıyla müvekkilinin uğradığı aracında oluşan zararın hukuken araç maliki tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilgili sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 16.579,32TL değer kaybı tazminatının davalı yanca ödenmesi için taraflarınca Ankara . İcra Dairesi … E. Sayılı icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibin %100 kusurlu olan sürücü … için kesinleştiğini ancak davalı … Tic. Ltd. Şti. nin takibe hem borç hem de yetki yönünden itiraz ettiğini, bunun üzerine, taraflarınca Konya . İcra Dairesi … E. sayılı icra takibi başlattığını, ancak davalı … Tic. Ltd. Şti. nin Konya . İcra Dairesi … E. sayılı icra takibine de borç yönünden tekrar itiraz ettiğini, davalı … Ltd. Şti. nin takibe yönelik itirazlarında, böyle bir borçlarının olmadığını ileri sürdüklerini, oysa zararın neden olduğu mağduriyetin apaçık ortada olduğunu, takibe konu alacağın haksız fiilden kaynaklanan bir alacak olması dolayısıyla taraflarınca iyi niyetli davranılarak zorunlu arabuluculuk sürecine başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle Konya . İcra Dairesi … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin devamını davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, fazlaya dair tüm alacaklarının saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı yanın gerçek kişi olduğunu, kazaya karışan aracın ticari araç olmadığını, tarafların tacir olmadığı ve müvekkiline ait aracın ticari faaliyeti esnasında meydana gelmediğinin açık olduğunu, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, söz konusu takibin her ne kadar haksız fiilden kaynaklanıyorsa da maddi zararın tazmini talebi ceza zaman aşımına tabi olmadığını, genel hükümlere tabi yargılama gereği zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davanın … Sigorta Şirketi’ne ihbar edilmesini talep ettiklerini, kazaya ilişkin tek taraflı olarak düzenlenen rapor kabul edilebilir olmadığını, alacağın alacak likit olmadığını, davaya dayanak icra takibinde ve dava dilekçesinde meydana gelen değer kaybına ilişkin herhangi bir belge bulunmadığını, yapılacak inceleme sonucu belirli hale gelecek zarar kapsamında davacının icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin ZMMS kapsamında sigortalı olduğunu, davacının müvekkilinin trafik sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketine başvuru yapmadan işbu takibi müvekkiline yönelttiğini, takibe dayanak olarak herhangi bir belge sunulmadığını, dolayısıyla icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını, bu nedenlerle davanın görev şartından reddi ile görevli mahkemenin Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmesini, aksi takdirde usul ve esastan reddini, … Sigorta A.Ş.’ye dava dilekçesi ve eklerinin ihbar edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın 21/09/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının uğradığını iddia ettiği ve sigorta poliçesi limiti dışında kalan(dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme neticesinde sigorta limitleri tükenmiştir) değer kaybı maddi zararının tahsili amacıyla açılan maddi tazminat davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise 21/09/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının uğradığını iddia ettiği bir maddi zararı olup olmadığı, var ise miktarı, bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı … gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Taraflar arasındaki dava, haksız fiilden kaynaklı olması sebebiyle 6102 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde değildir.
2.Dava dosyasının incelenmesinde davalı … Tic. Ltd. Şti’nin 6100 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır. Davacının gerçek kişi olduğunun anlaşılması üzerine tacir sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmıştır.
3.Dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Malpete/Ankara Vergi Dairesi Müdürlüğünün 24/11/2021 tarihli müzekkere cevabında 2014 tarihinde mükellefiyetini terk ettiği, gerçek usulde vergi mükellefi olduğu bildirilmiş, ilgili müzekkere ekinde yıllık gelir vergisi beyannameleri de gönderilmiştir.
4.T.C. Ankara Ticaret Odasının 24/11/2022 tarihli müzekkere cevabında davacının herhangi bir tacir kaydı olmadığı bildirilmiştir.
5.Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
6.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
7.Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
8.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Her ne kadar davalı tüzel kişi tacir ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, gerçek usulde vergi mükellefi olduğu, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, sigorta şirketinin davalı olmadığı gibi dava öncesinde kaza tarihinde geçerli poliçe limitleri kadar ödeme yaparak sorumluluğunun sona erdiği, dolayısıyla eldeki davanın sigorta hukukundan kaynaklanan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi TTK 4.maddesi gereğince TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE OLMADIĞI anlaşılmakla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2022

Katip Hakim