Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/69 E. 2022/194 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 19 Mayıs 2017 tarihinde ön sözleşme imzalandığını, ön sözleşme de müvekkili ile davalı şirket arasında 26 Temmuz 2017 tarihinde imzalanan “… projesi (… ve … sitesi)” isimli sözleşmenin ön hazırlığı niteliğinde olduğunu, bu sözleşmeler ile davalı şirketi, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, Ada No: … , Parsel No: … de kain arsayı inşaat yapmaya hazır hale getirecek ve akabinde de müvekkili şirkete söz konusu arsa üzerinde inşaat yapacağını, davalı şirketin sözleşmenin yapılması için müvekkili şirketten 200.000,00 TL para ödemesini talep ettiğini, taraflar arasındaki 19 Mayıs 2017 tarihli Ön Sözleşmenin 6. maddesinde “Yukarıda yazılı hususlardan her hangi birinde yapımcı … Yapı’nın aleyhine bir durum ortaya çıkması durumunda (arsada vakıf çıkması dahil) bu sözleşme anıt inşaat tarafından tek taraflı fesh edilebilecek ve yine bu işler için … gruba gönderilen 200.000 TL bedel kesintisiz bir şekilde geri iade edilecektir.” şeklinde hükümün kaleme alındığını, davalı şirketin 200.000,00 TL ödemeyi almasına rağmen inşaat yapılacak arsa sahipleri ile inşaat sözleşmesi yapamadığını, müvekkili şirketin de davalı şirket yetkililerinden 200.000,00 TL’nin iadesini istediğini ancak olumlu bir dönüş yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin davalıya ödemiş olduğu bedelin şimdilik 10.000,00 TL’ sinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini, müvekkilinin kar mahrumiyetinin uzman bilirkişiler tarafından tespit edilerek davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Öncelikle davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, davacı taraf ile imzalanan 26 Temmuz 2017 tarihli “… Ait Sözleşmenin” 46.maddesine göre; yetkili mahkemeler İstanbul Anadolu Mahkemeleri olarak belirlendiğini, ayrıca davalı müvekkili şirketinin adresinin ve akdin imzalandığı mahalin İstanbul Anadolu bölgesi olduğunu, bu sebepler öncelikle usul yönünden yetki itirazında bulunduklarını ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini ettiklerini, davanın süresi içerisinde açılmadığı, bu sebeple davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, davacı taraflar bahse konu sözleşmeler de edimini yerine getirmeyen tarafın davalı taraf olmadığını, davacı taraf olduğunu, davalı şirketin arsa malikleri ve temsil heyeti ile defalarca görüşmeler ve toplantılar yaptığını, belirli şartlarda mutabakat sağladığını, bütün bu sürecin davacı tarafla birlikte yürütüldüğünü, davacı tarafın oluşturulan şartları da aynen kabul ve taahhüt ettiğini, bu aşamada davacı tarafın taahhüdünden vazgeçmemesi için davalı müvekkilinin davacı şirketten teminat olarak 200.000,00 TL tutarında bir bedel talep ettiğini, davacı şirket tarafından davalı müvekkiline ödenen bedelin teminat bedeli olduğunu, edimini yerine getirmeyen tarafın davacı şirket olduğunu, 2018 yılı başlarında davacı şirket ortakları ve yetkili müdürlerinin bir kaç aylık bir süre için müsaade istediklerini, davalı müvekkili şirketin bu durumu anlayışla karşılayarak davacı tarafa birkaç aylık bir süre verdiğini, 2018 yılında davacı tarafın “Biz bu projeden ve işten vazgeçiyoruz” diyerek projenin yapımından tamamen vazgeçtiklerini, ekonomik olarak mağdur edilen tarafın davalı müvekkili şirket olduğunu, bu projenin hayata geçirilememesi sebebi ile davalı tarafın kar kaybı olduğunu ve arsa maliklerine karşıda mağdur edildiğini ve itibar kaybı yaşadığını, bu nedenlerle öncelikle yetki ilk itirazlarının kabulünü, mahkememizin yetkisizliğini ve dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesi ile hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddi ile yargılama ücreti ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın 19/05/2017 Tarihli Ön Sözleşme ile 26/07/2017 Tarihli Ana sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmediği iddiasıyla açılan alacak(sözleşme gereğince yapılan ödemenin istirdadı) davası olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMI
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Taraflar arasında “Turkcell Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik sözleşmesinin 7. maddesinde “İşbu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmü kararlaştırılmıştır.
Dava, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra, 28.10.2014 tarihinde açılmış olup, sözleşmedeki yetki şartının geçerli olup olmadığı anılan kanun hükümlerine göre belirlenir. Sözkonusu Kanunun Yetki Sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde “Tacirler ve kamu tüzel kişilerinin” sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğundan bu şart geçerlidir ve uyuşmazlığın Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
III.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince davacı ve davalının özel hukuk tüzel kişi tacir oldukları, eldeki davanın adı geçen kanunun 4 ve 5. Maddeleri gereğince ticari dava olduğu ve Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen 19/05/2017 Tarihli Ön Sözleşme ile dayanak 26/07/2017 Tarihli Ana sözleşmenin “İhtilafların Çözüm Şekli ve Yeri” başlıklı 46. Maddesinde; “Özel teknik şartname, sözleşme ve ekleri ile diğer belgelerin uygulanmasından doğabilecek her türlü ihtilafların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri” yetkilidir” denilmiştir.
6100 Sayılı Kanunun 116/1. Maddesinde; “İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir :Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.” denilmiştir.
Adı geçen kanunun 117. Maddesinde; İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.” denilmiştir.
Adı geçen kanunun 138/1 maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.” amir kanun hükmü yer almaktadır.
Adı geçen kanunun 320/1. Maddesinde; ” Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” denilmiştir.
Davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde verilen cevap dilekçesinde Mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmuş ve yetkili Mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğu ifade edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükmü, Yüksek Mahkeme ilamı, taraflar arasında akdedilen 19/05/2017 Tarihli Ön Sözleşme ile 26/07/2017 Tarihli Ana sözleşme hükümleri ve somut olayımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarafların tacir olması sebebiyle 6100 Sayılı Kanunun 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, “İhtilafların Çözüm Şekli ve Yeri” başlıklı 46. Maddesinde yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunun ifade edilmesi karşısında yukarıda anılan amir kanun hükümleri gereğince davanın, mahkememizin yetkili olmaması nedeniyle HMK nun 114/1-ç maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın, mahkememizin yetkili olmaması nedeniyle HMK nun 114/1-ç maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine, HMK 331/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması hakkında karar verilmesi halinde talep halinde yargılama giderleri konusunda karar tayin olunmasına,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
5-İş bu karar dosya üzerinden verildiğinden ve talep olmaksızın karar tebliğe çıkarılamayacağından dosyanın 10/03/2022 tarihinde karara bağlandığının ve talep halinde taraflara tebliğe çıkarılabileceğinin bilgi mahiyetinde taraflara bildirilmesine,
DAİR; tarafların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince davacıya ve davalıya tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip Hakim