Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/682 E. 2023/358 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :

DAVALI :
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 10/10/2022 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 16/01/2009 yılında yapılan ortaklar kurulunda alınan karar gereğince sermayesinin her biri 500,00YTL değerinde olan 2.000 paya ayrılmış 1.000.000,00YTL olduğunu, şirket payının 1900 paya karşılık 950.000,00YTL’sinin dava dışı …’e 100 paya karşılık olan 50.000,00YTL’sinin de müvekkiline ait olduğunu, şirket müdürünün %95 pay sahibi olan … olup 10 yıllık süreyle şirket müdürü olarak yetkili kılındığını, şirket müdürü tarafından şirketin amacına ulaşma gayesiyle yapılmış hiçbir faaliyet olmadığını, şirket müdürünün yükümlülüklerin yerine getirmediğini, şirket ana sözleşmesinden doğan sermaye miktarının dahi tamamlanmadığını, müvekkilinin bilgi alma hakkından mahrum bırakıldığını, müvekkilinin ortaklık boyunca hiçbir kar elde edemediğini, ekonomik olarak zor durumda kaldığını, şirket müdürü olarak görevinin dolmasına yeni bir karar alınmadığını, şirketin …’in diğer şirketlerinin arka bahçesi konumunda kaldığını, müvekkilinin pay devri talebinin … tarafından yanıtsız bırakıldığını, şirketin atıl durumda olduğunu, şirketin adresinde bulunmadığını, adres olarak gösterilen yerde başka bir işletme bulunduğunu, şirketin merkezinin dahi bulunmadığını, müvekkilinin şirketten dışlandığını, TTK’nun gereğince haklı fesih sebeplerinin oluştuğunu, aksi kanaat olursa müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini, şirketin faaliyet konusundan uzaklaştığını, sürekli zarar ettiğini, mal varlığının israf edildiğini, vergi ve diğer borçlanmaların olduğunu, icra takipleri başlatıldığını, şirket borçları yüzünden müvekkil banka hesaplarına bloke konulduğunu, müvekkilinin mali açıdan zor durumda kaldığını beyanla öncelikle mahkememizce verilecek kararın kesinleşmesine kadar TTK’nun 636. maddesi uyarınca …’in şirket temsil yetkisinin kaldırılarak şirkete denetim kayyım atanmasına, şirketin feshine, aksi kanaatte müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulünce yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı tarafın duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Mahkememizce Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden davaya konu şirkete ait bilgi ve belgeler, Selçuk Vergi Dairesi Müdürlüğünden davalı şirketin mükellefiyet kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgeler celp edilmiş, ilçe emniyet müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı şirketin adresinde faaliyette olup olmadığı araştırılmış, şirket merkezinde muhasebe uzmanı bilirkişi refakatinde mahkememizce keşif yapılarak davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle rapor alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, limited şirketin haklı nedenle feshi davasıdır.
Davacı vekili yargılama aşamasında özetle, davalı şirketin kağıt üzerinde kurulan bir şirket olmaktan öteye gidemediğini, şirketin ticari defter ve belgelerinin tutulmadığını, genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirket yetkilisinin kendi menfaatlerine göre hareket ederek şirketin içini boşalttığını, şirketi suni borçlanmalara soktuğunu belirterek davalı şirketin feshini istemiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabından anlaşıldığı üzere, davalı şirketin iki ortaklı olduğu, davacı ortağın % 5 oranında, dava dışı ortak …’in ise % 95 oranında pay sahibi olduğu, dava dışı ortak …’in kuruluştan itibaren ve dava tarihi itibariyle münferit şirket yetkilisi olduğu görülmektedir.
TTK’nun 636/3 maddesi: “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. ” hükmünü içermektedir.
Maddede haklı sebeplerin neler olduğunun tanımı yapılmamışsa da, haklı sebep kavramının tanımlanması ve niteliklerinin tespiti emsal Yargıtay Kararları ile doktrin görüşlerine göre belirlenmektedir. Örneğin azlık hakları ile bireysel hakların sürekli ihlali, şirketin sürekli zarar etmesi, yönetim kurulunda oylar yarı yarıya ise her iki tarafın sürekli oyunda ısrar etmesi nedeniyle bir karar alınamaması, bu şekilde kilitlenme yaşanması, pay sahipleri arasında şirketin işleyişini felce uğratan anlaşmazlıkların çıkması, çoğunluğun gücünü ve yetkilerini kötüye kullanarak azınlığın yasal taleplerini sürekli reddetmesi, şirketin amacına ulaşmasının imkansız hale gelmesi gibi durumlar şirketin feshi için haklı sebeplerden kabul edilmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile muhasebe uzmanı bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 07/03/2023 tarihli rapor içeriğinden; davalı şirketin TTK gereği zorunlu olan ticari defter ve belgelerini tutmadığı, şirketin hiçbir faaliyette bulunmadığı ve gelir elde etmediği, taraflar arasında ciddi anlaşmazlık bulunduğu, sermaye taahhütlerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan hiçbir faaliyeti olmayan ve cirosu olmayan, genel kurul toplantıları yapılmayan, ticari defter ve diğer belgeleri tutulmayan şirketin kötü yönetildiği anlaşılmıştır. Şirketin kötü yönetilmesi durumu şirketin feshi için kabul edilen haklı sebeplerdendir. Ayrıca şirket ortakları arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunup bir araya gelemedikleri, şirketin faaliyet adresinde başka bir işletmenin olduğu, şirketin amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı şirketin feshedilmesinin daha ekonomik ve rasyonel olacağı kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekliyle hüküm tesis edilmiştir. (Emsal Yargıtay . Hukuk Dairesinin … E. … K. sayılı kararı)
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE ;
a) Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı davalı … Ltd. Şti.’nin FESİH ve TASFİYESİNE,
b) Tasfiye Memuru olarak muhasebeci bilirkişi …’ın tayin edilmesine,
c) Karar kesinleştiğinde ve tasfiye memuru ücreti olan 5.000 TL götürü ücret (ileride tasfiye gideri olarak şirketten tahsil olunmak kaydıyla) davacı tarafından dosyaya depo edildiğinde tasfiye memurunun kimliği ve yemini saptanarak göreve başlatılmasına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70TL başvuru harcı, 80,70TL peşin harç, 11,50TL vekalet suret harcı, 1.274,90TL keşif harcı, 2.000,00TL bilirkişi ücreti, 597,25TL posta, tebligat ve keşif masrafları ile 5.000,00TL tasfiye memuru ücreti olmak üzere toplam 9.045,05TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …