Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit-İstirdat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit-İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı … San. Tic. AŞ’nin müvekkili şirkete kestiği tarih ve örneği sunulmayan 41,00-USD, 3.245-USD ve 630 USD bedelli faturalar sebebi ile 17.055,49-TL asıl alacak ve faizi ile birlikte alacağı olduğunu iddia ederek Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız ödeme emri gönderildiğini, söz konusu ödeme emrinin müvekkili şirketin adreste bulunmaması sebebi ile muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin söz konusu tebliğden haberi olmaması sebebi ile süresinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, kesinleşme sebebi ile araçların üzerine haciz şerhi işlendiğini, dava konusu takipten 24/01/2022 tarihinde haberlerinin olduğunu, icra dosyasında itiraz süresini kaçırdıklarını kesinleşen dosyada hacizlerin konması ve ticari hayatının durdurduğu için borcun ödenmek zorunda kalındığını ve 24/01/2022 tarihinde dosya borcu olan 21.376,13-TL’nin icra baskısı ile ödendiğini, müvekkili ile davalı taraf arasında ticari ilişki kapsamında davalıdan mal alımı yaptığını, davalı yanca takibe konu yapılan fatura bedelleri de müvekkilince ödenmesine rağmen icra takibine konu edildiğini, bu nedenlerle icra dairesine ödenmek zorunda kalınan bedelin dava sonuna kadar davalıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına borcunun olmadığının tespiti ile davalının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacı tarafından müvekkili aleyhinde açılan huzurdaki iş bu istirdat davası açılmadan önce dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen faturaların ödendiğinin iddia edildiğini, ancak taraflar arasında yabancı para USD cinsinden gerçekleşen ticari ilişkide davacı taraf ödemelerini zamanında yapmadığını hatta eksik ödemeler yaparak müvekkilini icra takibi yapmaya mecbur kıldığını, taraf defterlerinin incelenmesinde özellikle ödeme tarihlerindeki kur nazara alındığından davacının müvekkiline borçlu olduğunun ortaya çıkaracağını, davacı taraf davaya konu faturalardan dolayı müvekkiline bir borcu olmadığını iddia etmiş ise de müvekkilince gönderilen faturalara itiraz edilmediğini ve ödemelerin, ödeme zamanında gerçekleşmediğini, bu nedenlerle huzurdaki davanın öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, davacı aleyhinde alacağın %20’sinde az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava; Menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile takibe konu olan 41 USD, 3.245 USD ve 630 USD olan 3 adet faturadan sebep davalıya borçlu olup olmadığı ve söz konusu faturalardan sebep ödenmek zorunda kalınan bedelin davalıdan istirdadının mümkün olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilmiş, ticari defter ve kayıtlar, takibe konu faturalar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları ya da bulundukları yeri bildirmeleri için süre verilmiş, davacı ve davalı taraflar ticari defterlerin bulunduğu yerleri bildirilmiş ve taraf defterleri üzerinde gerekli bilirkişi incelemesi yapılmış ve raporlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Her ne kadar davacı yan vekili davayı menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelemiş ise de dosya kapsamına göre açılan dava istirdat davasıdır. Nitekim dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere davacı 21.376,13-TL tutarındaki bedeli 24/01/2022 tarihinde ödemiştir. Huzurdaki işbu dava ise 25/01/2022 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile davanın açıldığı tarihte borç zaten ödenmiş bulunduğundan dava artık açıldığı tarih itibarı ile istirdat davası mahiyetindedir.
01/01/2019 tarihinden sonra açılan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak arabuluculuğa başvurulmadan huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Nitekim 09/12/2018 tarih ve … Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” düzenlemesi ile, TTK’nın geçici 12. maddesinde; “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği (01/01/2019) tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz” düzenlemesi getirilmiştir.
Bunun yanı sıra, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesi eklenmiştir. HUAK’ın 18/A-2 maddesinde, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi de mevcut olup, alacak ve tazminat davalarında dava şartı olarak arabuluculuğun zorunlu olduğu görülmektedir.
Konya BAM . HD’nin … E., … K. Sayılı ve 12/10/2022 tarihli ilamı ve Konya BAM . HD’nin … E., … K. Sayılı ve 26/05/2022 tarihli ilamında da görüleceği üzere; Taraflar tacir olup, davanın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle TTK.’nun 4/1 maddesine göre nisbi ticari dava niteliği taşıdığı tartışmasız olduğu halde, davacı vekili tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, başka bir anlatımla arabulucuya başvurulmadığı, görevsiz mahkemeye dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu ve her davanın açıldığı tarihteki hal ve koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği hususları göz önüne alındığında, ticari davanın arabulucuya başvurulmadan açılması kanuna aykırı olduğundan ve ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuk 6100 sayılı HMK’nin 115/son maddesi kapsamında sonradan tamamlanabilir bir dava şartı da olmadığından dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri ve emsal ilamlardan da anlaşılacağı üzere 01/01/2019 tarihinden itibaren arabuluculuğa başvurulmadan açılan davaların dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmekte olup, işbu davanın 25/01/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava şartları kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasından mahkemece resen nazara alınması icabettiğinden, davanın dava şartları yokluğundan dolayı usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Açılan davanın HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A ve HUAK 18/A maddeleri gereğince arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden dolayı USULDEN REDDİNE,
2-)Peşin alınan 365,06-TL’den alınması gereken 179,90-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 185,16-TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre belirlenen 3.420,18-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Davalı tarafından yapılan 11,50-TL vekalet harcı ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davacı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 23/03/2023
Katip Hakim