Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/664 E. 2023/763 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhine Ilgın İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam 105.000,00 TL bedelli iki adet bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibine girişildiğini, müvekkilinin icra takibi sırasında davalıya haricen ödeme yaparak borcunu ödeme noktasında 23/09/2015 tarihli tutanak başlıklı belge ile yazılı olarak anlaştığını, müvekkilinin bu anlaşmaya istinaden 10.000,00 TL’ yi yazılı anlaşma sırasında davalıya ödediğini, yine yazılı belgede” Mayıs 2016′ da” kararlaştırılan 11.000,00 TL’ yi gününden önce davalının … T.A.Ş.- … numaralı İBAN hesabına 25/02/2016 tarihinde” 23/09/2015 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden Mayıs 2016 tarihinde ödenmesi gereken tutar” açıklaması ile EFT yoluyla gönderdiği halde davalının müvekkili aleyhinde icra takibi başlattığını ve işbu belgeyi kaybettiği için takibi sonlandıramadıklarını ve ilgili belgeyi yeni bulduğu için bugüne kadar dava açamadıklarını, davalının müvekkilini bir süre oyaladıktan sonra iletişimini de kestiğini, dosyanın halen derdest olup müvekkilinin maaşından kesintiler yapılmaya devam edildiğini, aldığı maaşın 1/4′ ü ve maaş dışında ikramiye, temettü, performans gibi diğer alması gereken ödemelerin tamamının bu dosyaya kesinti yapıldığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde icra dosyasına 120.180,15 TL ödemesinin olduğunu beyanla öncelikle yapılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, dosyaya yapılan ödemelerin davalı/ alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya yazılı sözleşme gereği müvekkili tarafından ödeme yükümlülüğü ifa edildiği için 23/09/2015 tarihinden itibaren davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle dava tarihi itibariyle dosyada kalan bakiye alacak miktarı olan 103.769,59 TL’ nin %20′ si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, 23/09/2015- 01/08/2022 tarihleri arasında Ilgın İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan kesinti/ tahsilatların tahsil edildiği tarihlerden itibaren ayrı ayrı mevduata işleyecek en yüksek faizi ile istirdatına/ iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesinden sonra maaş haczi ile dosyaya ödemeler olduğunu, fakat ödemeler veya tahsilat reddiyat kısmının incelendiğinde icra dosyasına yansıyan başkaca bir ödeme olmadığını, davacının iddia ettiği 107.250,62 TL borcun 10.000,00 TL ve 11.000,00 TL ödemeler ile kapanacak bir borç olmadığını, davacı borcunun tamamını ödediğinin iddiasında sadece 1 adet EFT makbuzu ve 1 adet tutanak isimli belge sunduğunu, bu tutarların da borcun tamamen ödendiği iddiasına kanıt olmadığını, bu nedenle de davacının iddia ettiği borcun tamamen ödediğini ispatlayamadığını, ayrıca mahkememizce verilen ara kararın 2 numaralı bendinde “HMK’nun 393/1 maddesi hüküm gereğince iş bu kararın verildiği tarihten itibaren bir hafta içerisinde uygulanmasının istenmemesi halinde tedbir kararını kendiliğinde kalkmış sayılacağının bildirilmesine” karar verilmiş olduğu davacının %15 teminatı yatırmadığını, mahkememizce verilen sürenin geçtiğini tedbiren kendiliğinden kalkmış sayılacağını bu konuda mahkememizce karar verilmesini ve davalının icra dosyasına yatırılan paraları alamamasına davacının bu yöndeki tedbir talebinin sebep olduğunu, “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” davanın lehlerine sonuçlanması halinde asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini ve ayrıca davacı tarafından menfi tespit ve istirdat davalarının birlikte bir dilekçede açıldığını, kanunumuzda menfi tespit davası sonucunda davalı lehine bir karar verilmesi halinde davaya istirdat olarak devam edileceğini, bu sebeple iki davanın birlikte açılmasının mümkün olmayacağından davacının istirdat taleplerinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe dayanak iki adet bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ve icra dosyasında davacıdan yapılan kesintilerin istirdatı istemine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 23.09.2025 tarihli tutanak başlıklı belge dolayısı ile davacının Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki borcunun sona erip ermediği, icra müdürlüğü tarafından davacıdan yapılan kesintilerin haklı olup olmadığı, bu kesintilerin davalıdan istirdatının gerekip gerekmediği hususlarına yöneliktir.
Mahkememizce Ilgın İcra Dairesine müzekkere yazılarak icra dosyasının fiziken dosyamız arasına alındığı görülmektedir.
Mahkememizce … Bankası … Şubesine müzekkere yazılarak davacı vekilinin 13.01.2023 havale tarihli dilekçesinde bildirdiği 25.02.2016 işlem tarihli dekontun bir sureti dosya arasına celp edilmiştir.
Mahkememizin 13/04/2023 tarihli duruşmasının 5 numaralı ara kararı gereğince dosyanın icra hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği görülmekle; bilirkişi Mehmet İnce’nin mahkememize sunmuş olduğu 31/07/2023 tarihli raporunda özetle; Ilgın İcra Müdürlüğüne başlatılan takip nedeniyle davacı tarafından takibin açılmasından sonra 23/09/2015 tutanak tarihine kadar iş bu dosyaya borcuna karşılık harici ödeme yapılması keza 23/09/2015 tarihinde dosya borcuna karşılık 10.000,00 TL elden ödeme yapılmasıyla iş bu dosyadaki borcuna karşılık sadece 2016 yılının Mayıs ayında ödenmek üzere 11.000,00 TL borcun kaldığı başkaca bir borcunun olmadığı yönde hukuki değerlendirme yapılması halinde; Davacının 25/02/2016 tarihi itibariyle Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borcunun kalmadığı, davacı vekilinin talebi doğrultusunda 23/09/2015 tarihinden iş bu davanın açılma tarihi olan 02/08/2022 tarihine kadar davacının maaşından toplam 120.180,15 TL kesinti yapıldığı, her bir kesintinin iş bu davanın açıldığı tarihe kadar 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesi gereğince işleyecek faiz miktarının 36.983,92 TL olacağı, davacının dosya borcunun 25/02/2016 tarihinde yapılan 11.000,00 TL ödeme ile sona erdiği değerlendirme yapılması halinde davacının 23/09/2015 tarihinden sonra dava tarihine kadar maaşından kesilen toplam 120.180,15 TL ile bu miktara işleyecek 36.983,92 TL’nin istirdadına karar verilmesi gerektiği, Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takip dosyasında takip tarihi itibariyle talep edilen alacağın 107.250,62 TL olduğu, davacının 23/09/2015 tutanak tarihine kadar harici ödemesi var ise bunun yazılı belge ile ispatlanamadığı, bu hali ile iş bu icra takip dosyası borcuna karşılık 23/09/2015 tarihinde yapılan 10.000,00 TL ve 25/02/2016 tarihinde yapılan harici 11.000,00 TL ödeme ile dava tarihine kadar yapılan maaşından kesilen toplam 120.180,15 TL ödemenin iş bu dosya için yapılan ödeme olacağı yönünde hukuki değerlendirme yapılması halinde ise, davacının 02/08/2022 dava tarihi itibariyle dosya borcu hesaplandığında halen 96.565,95 TL borcunun bulunacağı, yine davacının maaşından 05/08/2022 – 07/06/2023 tarihleri arasında da toplam 15.942,33 TL kesinti yapıldığı hesaplandığı hukuki değerlendirme yapılması halinde dava tarihinden sonra yapılan 15.942,33 TL maaş kesintisinin İcra Müdürlüğünce yapılacak kapak hesabında dikkate alınması gerektiğini bildirir tespitlerde bulunulduğu görülmektedir.
Mahkememizin 13.04.2023 tarihli celsesinin 3 numaralı ara kararı gereğince dosyada mevcut 23.09.2025 tarihli tutanak altındaki imzanın müvekkiline ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi halde tutanak altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabul edileceğinin ihtar edildiği, davalı vekili tarafından sunulan 27.04.2023 tarihli beyan dilekçesi ile söz konusu belge altındaki imzanın müvekkiline ait olduğu, üst kısmının davacı borçlu tarafından haricen doldurulduğunun bildirildiği görülmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından ispat yükü üzerinde durulması gerekmektedir.
İspat; dava konusu yapılan hakkın gerçekten var olup olmadığının anlaşılması, maddî hukukun o hakkın doğumunu veya sona ermesini kendisine bağladığı vakıaların doğru olup olmadığının tespit edilmesi sonucunda mümkün olur. İşte dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir (… : Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001,6. b., 2.c., s. 1966).
Hâkim, davada hangi çekişmeli vakıanın ispat edilmesi gerektiğini tespit ettikten sonra bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi sorusu ile karşılaşır; buna da ispat yükü denir.
İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer ve yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; kendisine ispat yükü düşen taraf için bu bir yükümlülük (mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür (külfettir). Zira taraf kendisi tarafından ispatı gereken bir vakıayı ispat edemezse, karşı taraf (ve mahkeme) onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (yükümlülük). Bilâkis, kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır; mesela, kendisine ispat yükü düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen taraf davacı ise, davasını ispat edememiş sayılır ve dava bu nedenle reddedilir (… .1972).
Konu ile ilgili genel kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
İspat aracı olan ve kendi içinde kesin – takdiri olmak üzere ikiye ayrılan deliller, kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulanamayacağı davalarda kural olarak taraflarca ileri sürülmedikleri müddetçe hâkim tarafından resen dikkate alınamaz. Hâkimi bağlayıcı nitelikteki (kesin) delillerden belki de en önemlisi “senet”tir.İspat yükü üzerine düşen taraf iddiasını yahut savunmasını adi yazılı senede dayandırır ve bu adi senet altında imzası bulunup senet kendisine karşı delil teşkil edecek olan kimse tarafından ikrar edilirse, o senet kesin delil teşkil edecektir [1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK), m. 296/2; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), m.205/1].Senetle ilgili ilk kural, kesin delille ispat zorunluluğu veya tanıkla ispat yasağı da denilen, kanun koyucunun bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacı ile yapılan hukuki işlemlerin değerinin belli bir miktarın üzerinde olması hâlinde ispatının ancak senetle yapılabileceği kuralıdır (HUMK, m.288/1; HMK, m. 200). Bu husus kısaca ispat sınırı olarak da anılabilir. Senetle ispat zorunluluğu hakkındaki ikinci kural ise senede karşı senetle ispat zorunluluğudur. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, senetle ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz, ancak ve ancak senet (kesin delil) ile ispat olunabilir (HUMK, m. 290; HMK, m. 201).
Somut dava dosyasında tutanak başlıklı 23.09.2015 tarihli belge altındaki imzanın davacı tarafından kötüye kullanılarak imzalanan boş kağıdın icra dosyasına delil oluşturulması için haricen doldurulduğu davalı vekilince ileri sürmüş ise de, bu iddianın yazılı delille ispatının gerektiği , bu hususta yazılı delil ibraz edilmediği, davacı hakkında bu yönde yürütülen herhangi bir soruşturma dosyasının bulunmadığı, boşa atılan imzanın sorumluluğunun da imzayı atan kişide olduğu, HMK’nın 226/1-c bendi uyarınca yemin edecek kimseyi ceza soruşturması yada kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yemin konusu olamayacağından davalı tarafa yemin delili hatırlatılmamıştır. Tüm bu hususlar doğrultusunda taraflarca imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmayan tutanak başlıklı 23.09.2015 tarihli belgede davalının Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında devam eden alacağına karşılık 10.000, 00 TL ‘yi elden aldığı , Mayıs 2016 da 11.000 TL alacağının kaldığı, bunun dışında hiçbir hak ve alacağının kalmadığının yazılı olduğu, dosya arasında celp edilen banka dekontu ile de sabit olduğu üzere davalının davacının … T.A.Ş.- … numaralı İBAN hesabına 25/02/2016 tarihinde” 23/09/2015 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden Mayıs 2016 tarihinde ödenmesi gereken tutar” açıklaması ile 11.000,00 TL’yi EFT yoluyla gönderdiği, bu suretle davacının davalıdan herhangi bir hak ve alacağının kalmadığı, taraflar arasında imzalanan belgenin hukuki mahiyeti itibari ile ibraname niteliğinde olduğu değerlendirilmekle davacının davasında haklı olduğunu ispat ettiği kanaatine Mahkememizce varıldığından davanın kabulüne , davacının Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, 23.09.2015 tarihinden itibaren dava tarihi olan 02.08.2022 tarihine kadar icra dosyasında davacının maaşından kesinti yapılmak sureti ile fazladan ödendiği anlaşılan hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespiti yapılan toplam 120.180,15 TL’nin her bir kesintiye kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkememizce yukarıda izahı yapılan gerekçeler doğrultusunda davacının 23.09.2015 tarihinden itibaren icra dosyasına borcunun kalmadığının kabul edildiği, duruşmada kısa karar oluşturulurken bu hususun sehven yazılmadığı, infazda tereddüt hasıl olmaması açısından hüküm kısmının 1 numaralı bendine borçlu olmadığının tespitine ibaresinin önüne 23.09.2015 tarihinden itibaren ibaresi eklenmiştir.
Kötü niyet tazminatı açısından Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacının alacaklı olmadığını bilerek kötü niyetli olarak davalı hakkında takip başlatmasının kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için gerekli bir şart olduğu, somut dava dosyasında takip tarihinin 25.08.2014 olduğu, taraflar arasında imzalanan ibraname niteliğindeki belgenin tarihinin ise sonraki tarihli olacak şekilde 23.09.2015 olduğu, dolayısıyla icra takibinin yapıldığı esnada davacının kötü niyetli olarak hareket ettiği sonucuna varılmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın KABULÜ İLE; davacının Ilgın İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalıya ödeme ve ibraname sebebi ile 23.09.2015 tarihinden itibaren BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 23.09.2015 tarihinden dava tarihi olan 02.08.2022 tarihine kadar icra dosyasında davacının maaşından kesinti yapılmak sureti ile fazladan ödendiği anlaşılan toplam 120.180,15 TL’nin; 868,49 TL’nin 20/11/2015 tarihinden itibaren ,724,91TL’nin 23/02/2016 tarihinden itibaren ,1.190,00 TL’nin 07/04/2016 tarihinden itibaren ,1.245,31 TL’nin 23/05/2016 tarihinden itibaren ,1.180,00 TL’nin 11/07/2016 tarihinden itibaren ,1.455,57 TL’nin 19/08/2016 tarihinden itibaren ,1.060,00 TL’nin 07/10/2016 tarihinden itibaren ,1.078,72TL’nin 21/11/2016 tarihinden itibaren, 1.240,00 TL’nin 06/01/2017 tarihinden itibaren 1.108,10 TL’nin 20/02/2017 tarihinden itibaren, 1.375,00 TL’nin 07/04/2017 tarihinden itibaren 1.022,74 TL’nin 18/05/2017 tarihinden itibaren ,1.290,00 TL’nin 07/07/2017 tarihinden itibaren 639,27TL’nin 21/07/2017 tarihinden itibaren,1.175,00TL’nin 09/10/2017 tarihinden itibaren ,600,65 TL’nin 22/11/2017 tarihinden itibaren,1.430,00 TL’nin 05/01/2018 tarihinden itibaren ,726,35 TL’nin 21/02/2018 tarihinden itibaren, 1.640,00 TL’nin 06/04/2018 tarihinden itibaren, 667,03 TL’nin 21/05/2018 tarihinden itibaren, 1.550,00 TL’nin 03/07/2018 tarihinden itibaren, 914,46 TL’nin 17/08/2018 tarihinden itibaren, 1.410,00 TL’nin 05/10/2018 tarihinden itibaren, 1.236,85 TL’nin 20/11/2018 tarihinden itibaren, 1.690,00 TL’nin 07/01/2019 tarihinden itibaren, 858,61 TL’nin 20/02/2019 tarihinden itibaren, 2.120,00 TL’nin 05/04/2019 tarihinden itibaren, 851,27 TL’nin 20/05/2019 tarihinden itibaren, 1.990,00 TL’nin 03/07/2019 tarihinden itibaren 1.129,59 TL’nin 19/08/2019 tarihinden itibaren, 2.425,00TL’nin 04/10/2019 tarihinden itibaren, 760,01 TL’nin 20/11/2019 tarihinden itibaren, 2.900,00 TL’nin 07/01/2020 tarihinden itibaren, 509,01 TL’nin 20/02/2020 tarihinden itibaren, 3.290,00TL’nin 06/04/2020 tarihinden itibaren, 1.428,20 TL’nin 21/05/2020 tarihinden itibaren, 3.110,00TL’nin 07/07/2020 tarihinden itibaren, 676,03TL’nin21/08/2020 tarihinden itibaren, 2.830,00 TL’nin 07/10/2020 tarihinden itibaren, 856,23 TL’nin 19/11/2020 tarihinden itibaren, 3.800,00 TL’nin 07/01/2021 tarihinden itibaren ,2.226,23 TL’nin 19/02/2021 tarihinden itibaren, 4.260,00TL’nin 05/04/2021 tarihinden itibaren, 1.943,05 TL’nin17/05/2021 tarihinden itibaren, 3.890,00TL’nin 07/07/2021 tarihinden itibaren, 1.218,47 TL’nin 26/08/2021 tarihinden itibaren, 225,33 TL’nin 07/09/2021 tarihinden itibaren, 4.860,00 TL’nin 07/10/2021 tarihinden itibaren, 960,00 TL’nin 05/11/2021 tarihinden itibaren, 1.181,54 TL’nin 22/11/2021 tarihinden itibaren, 950,00 TL’nin 07/12/2021 tarihinden itibaren, 5.920,00 TL’nin 07/01/2022 tarihinden itibaren, 1.590,00 TL’nin 07/02/2022 tarihinden itibaren, 5.302,49TL’nin 22/02/2022 tarihinden itibaren, 1.590,00 TL’nin 07/03/2022 tarihinden itibaren, 4.478,25 TL’nin 31/03/2022 tarihinden itibaren, 7.650,00 TL’nin 07/04/2022 tarihinden itibaren,1.650,00 TL’nin 06/05/2022 tarihinden itibaren ,3.522,39 TL’nin 23/05/2022 tarihinden itibaren, 1.640,00 TL’nin06/06/2022 tarihinden itibaren , 7.070,00 TL’nin 07/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-) Yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-)Alınması gereken 14.101,29-TL harçtan, peşin olarak alınan 3.525,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.575,96-TL harcın davalıdan alınarak alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 3.525,33TL peşin harç, 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 2.000-TL bilirkişi ücreti ve 200,25 TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.817,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 32.964,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine,
😎 Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.14/12/2023

Katip … Hakim …