Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/64 E. 2022/68 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;10.02.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, … İlçesi … Mahallesi … Caddesinde … LTD.ŞTİ’ne ait … Plakalı kamyon, sürücüsü … yönetiminde şerit ihlali yaparak müvekkilleri … ve … müşterek çocukları olan, … kullandığı … plaka sayılı araca çarptığını ve … ölümüne neden olduğunu, kazada ölen … … doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 22 yaşında olduğunu, öldüğü esnada … Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğrenci olduğunu, bu sebeplerle davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından kanunda öngörülen başvuru şartının gerçekleşmediğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme için öngörülen sürenin dolmuş olmasının gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete, 05.09.2016-05.09.2017 tarihleri arasında … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/daimi sakatlık halinde kişi başına azami 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, davaya konu kazanın meydana gelişinde karşı araç sürücüsü müteveffa … asli ve tam kusurlu olduğunu, polisler tarafından tanzim edilmiş olan resmi belge niteliğini haiz kaza tespit tutanağı uyarınca da müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı araç sürücüsünün davaya konu kazanın meydana gelişinde kural ihlalinin bulunmadığının tespit edildiğini, müteveffanın, kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, açılan davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, bu nedenle açılan haksız ve yersiz davanın reddinin gerektiğini, tüm dosya kapsamı Adli TIP kurumu tarafından incelenmiş iddianame,kaza tespit tutanağı,kaza yeri krokisi,tüm beyanlar,bilirkişi raporlar,CD de mevcut kaza sonrası çekilmiş fotoğraflar incelendiğinde kazanın “OLAY” kısmında belirtildiği gibi gerçekleştiği anlaşılmış olup,savcılık aşamasında hazırlanan rapordan sonra dosyaya eklenen evraklar,araçların darbeyi aldığı kısım, mahaldeki fren izleri,yol genişliği,araçların teknik özellikleri, kazanın meydana geliş şekli ve mahal ile ilgili diğer özellikler dikkate alındığında sürücü … , sevk ve idaresindeki kamyon ile gündüz vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, olay mahalline geldiğinde,hızını ve sürüşünü 50 km/s hız sınırlamasının olduğu mahal şartları ile sisli havadaki görüşüne göre ayarlamayıp, tespit edilen çarpma noktasının yeri ile aracının çarpışan kesimi ve sol tekerine ait fren izinden anlaşılmakla da, yolun sağını etkin şekilde kullanmayıp orta şerit çizgisi üzerinde seyrettiği,karşı istikametten gelen sürücü … ’in kullandığı kamyonet ile fren tedbirinde yetersiz kalarak çarpışması sonucu meydana gelen olayda,dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali kusurlu olduğunu, Müteveffa sürücü … , sevk ve idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, olay mahalline geldiğinde, aracının kaza sonrası takılan hız kadranından anlaşılmakla, hızını ve sürüşünü 50 km/s hız sınırlamasının olduğu mahal şartları ile sisli havadaki görüşüne göre ayarlamayıp, tespit edilen çarpma noktasının yeri ile aracının çarpışan kesiminden anlaşılmakla da, yolun sağını takiben seyretmeye özen göstermeyerek ve şerit ihlali yaparak, karşı istikametten gelen sürücü … ’ın kullandığı kamyon ile tedbirsiz bir surette çarpışması sonucu meydana gelen olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin olayda hiç bir kusuru bulunmadığını, bu nedenle davacılar tarafından tazminat taleplerinin haksız olup, fahiş olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı olayda tazmainat talep edilmesi usul ve yasalara aykırı olup, zenginleşme aracı güdüldüğünü, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin de reddinin gerektiğini, zarar görenin kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi halinde tazminat miktarının indirimine sebep olmasının temelinde dürüstlük kuralı bulunduğunu, bir kimsenin hem uğradığı zarara veya uğradığı zararın artmasına sebep olması, hem de bunun tamamını bir başkasından istemesinin hukuki açıdan doğru olmadığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama gideri ile vakalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın oluşunda sürücü … kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu kaza sebebiyle müvekkil hakkında Konya/Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığınca … sor sayılı soruşturma açılmış ve akabinde Konya/Karapınar Asliye Ceza Mahkemesinde … E. sayılı taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçundan kamu davası açıldığını, soruşturma aşamasında olay yerinde polis memurlarınca trafik kazası tespit tutanağı tanzim edildiğini, tutanağa göre; “müvekkile ait … plakalı aracı kullanan sürücü … kazanın oluşunda; frenin sağ şeritte yani kendi şeridinde başlayıp sol şeride doğru son duruşunu yaptığı, havanın sisli olması görüş mesafesinin düşük olmasının tespit edildiği ve sürücü … herhangi bir kural ihlalinin olmadığının” belirtildiğini, müteveffa … ise; hız ibresinden yapılan fotoğraflamada ibrenin 95-100km/s aralığında olduğu, aracın yol kenarına savrulması ve meydana gelen ağır hasardan … plakalı aracın hız limitinin fazla olduğu kanaatine varıldığından 2918 SY Kanunun 52/1-b maddesi uyarınca; “sürücüler araçlarının hızlarını aracın yol ve teknik özelliklerine göre yol, hava ve trafik durumunun gerektiği şartlara uydurmak zorundadır” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğunu, … anlatımları, kazaya ilişkin Trafik kazası tespit tutanağı, kaza görüntülerinden, fren izlerinden ve olay yerindeki araç parçalarından … idaresindeki aracı sağ şeritte kullandığı fren yapmasından sonra fren izinin sağ şeritte başlayıp sol şeride doğru yönlendiğinin anlaşıldığını, bunun da … şerit ihlali yapmadığını aracını sağ şeritte kullandığını gösterdiğini, kaza öncesi emniyet kemerini takmadığı kaza mahalline gelen emniyet görevlilerince tespit edildiğini, K.T.K. 78. maddesine göre;” Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur.” Sürücü … 2918 sayılı yasanın getirdiği bu zorunluluğu uygun davranmayarak kazanın ağır şekilde ölümle sonuçlanmasında etkileri olduğundan kazanın oluşunda kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusuru bulunmadığını, Müvekkilinin aracı kullanan sürücü … kazanın oluşunda kusuru bulunmadığından davanın reddi ile yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Açılan dava (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedilmiş, Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/10/2021 gün ve … Esas … karar sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı ile dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun dayanağını 5235 sayılı Kanun’un 7. maddesinden alan, 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Konya Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Konya İlinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus, anılan HSK Genel Kurulu Kararının 01.09.2021 tarihinden önce açılmış olan davalara tahmil edilip edilemeyeceği, bu tarihten önce açılmış davalara bakan İlçe Mahkemelerince, dosyaların, görevsizlik veya gönderme kararı yoluyla Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine devredilip devredilemeyeceği meselesidir.
Konuya ilişkin emsal yüksek yargı kararlarının ilgili kısımları aşağıya aynen alınmıştır.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı içtihadı;
“…Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklindedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 28/12/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı;
“…Görüldüğü gibi, mahkemelerin görev ve yetkilerine ilişkin kuralların kanunla yapılmasının öngörülmesi gerekli olmakla birlikte, bu güvence tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda bu yargılama merciinin, uyuşmazlığın ortaya çıkmasından önce kurulmuş olması gerekir. Bu yönüyle Doğal hâkim ilkesi, sırf bir olaya ya da uyuşmazlığın taraflarına özgü olağanüstü yargı mercilerinin kurulmasına engeldir.
Doğal hâkim ilkesi, hukuksal belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine hizmet ettiği için hukuk devletinin temel unsurlarından biridir. Kişilerin, bir suç işlediklerinde ya da bir hukuki uyuşmazlıkla karşılaştıklarında, söz konusu suçtan dolayı yapılacak yargılanma yerini ya da hukuki uyuşmazlığı çözecek olan yargı merciini ve hangi yargılama süreçlerinden geçileceğini bilmeleri gerekir. Aksine eğer uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra sadece o uyuşmazlığın çözümü için ya da belirli bir suçun yargılanması için yargı yetkisi kullanan merciler oluşturulur ve hâkim görevlendirilirse doğal hâkim ilkesi ihlal edilmiş olur.
Doğal hâkim ilkesi, Anayasa ve AİHS ile garanti altına alınmış bağımsız ve tarafsız mahkemece yargılanma anlamında adil yargılanma hakkı ile de doğrudan bağlantılıdır. Eğer suçun işlenmesinden ya da hukuki uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra, kişiye veya olaya göre mahkemeler kurulur ve hâkimler görevlendirilirse orada yargı bağımsızlığından da söz edilemez.
Bununla birlikte mahkeme kurulmuş olmakla birlikte mahkeme üyelerinin zaman içinde değişmesi mümkündür. Olağan usuller içerisinde görülmekte olan davaların hâkimlerinin değişmesi doğal hâkim ilkesine aykırılık oluşturmaz.
( … , Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2002, s.118; … , 2015, s. 405. … , 2002, s. 118. …, 2021, s.709. …, 2021, s.710. …, 2021, s.719)
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde Mutlak Ticari Dava niteliğindeki davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı kapsamında kaldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ilke kararının yürürlüğü tarihinden önce açılmış olan Ticari davada yetkili mahkemenin belirlenmesinden ibarettir. Yukarıda açıklamalarımız ve Anayasal Hak olan Doğal hakimlik gereğince, doğal hâkim ilkesine uygunluğunun sağlanabilmesi için, bu alana ilişkin belirlemenin kanunla yapılmış olması tek başına yetmez. Ayrıca sözü edilen belirlemenin, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması da gerekir. Bu nedenle, doğal hâkim ilkesinin bünyesinde, “kanuniliğin” yanı sıra “önceden belirlenmiş” olmaya da yer verilmiştir.
Hülasa Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu ticari davada DOĞAL HAKİMLİK İLKESİ GEREĞİNCE uygulama yeri yoktur. Hattı zatında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de çok açıktır.
Davacı tarafından 27/11/2020 tarihinde açılan bu ticari davada yetkili ve görevli olan Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerekmiştir.” şeklindedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı MERCİ TAYİNİ kararı;
“Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.(T.C.Anayasası madde.37 )
Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir..(T.C.Anayasası madde.142 )
Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1)
Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır.
Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.
Tabii hâkim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.
(… Adalet MYO Yargı Örgütleri )
Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve davaya bakacak yargı mercinin belirlenmesi için gönderilen dava dosyası incelendiğinde; Davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Konya (Ereğli) . Asliye Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bu nedenlerle Konya (Ereğli) . Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir” şeklindedir.
Yukarıda işaret edilen emsal içtihatlardan ve yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ya da görevsizlik kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı içtihatlarda belirtilen tabii hakim ilkesine aykırıdır. Sözün özü iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli değildir.
Bu itibarla Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın görevsizlik kararı olması nedeniyle Mahkememizce karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Daha önceden görevsizlik kararı veren KARAPINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile adı geçen mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan dolayı işbu görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde GÖREV UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜ (MERCİ TAYİNİ) İÇİN DOSYANIN KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA RESEN GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 26/01/2022

Katip Hakim