Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 E. 2023/410 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : OSB Yönetim Kurulu Kararının İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 21/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Türkiye elektrik piyasasında elektrik üretimi ve ticareti yapmak amacıyla kurulmuş bir şirket olduğunu, davalı Konya Seydişehir Organize Sanayi bölgesi (OSB) sınırları içerisinde kalan alanda lisansız güneş enerjisi santrali (GES) kurmak ve işletmek amacıyla Seydişehir OSB’den “Konya ili, … ilçesi … köyü … ada, … nolu parsel”de kayıtlı arsanın kendilerine tahsis edilmesi talebinde bulunulduğunu, Seydişehir OSB, tahsis talebine konu … ada … nolu parselinde kayıtlı arsayla ilgili olarak, mevzuatta böyle bir zorunluluk olmamasına rağmen tahsis talebinin değerlendirmek amacıyla önceden 08/01/2014 tarihli ve … sayılı yazısıyla Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından görüş istenildiği, Bakanlığında 20/02/2014 tarihli ve … sayılı cevap yazısı ile “OSB’ler içindeki arazilerin GES kurulumu için tahsis edilip edilmeyeceğine OSB Yönetim kurulu’nca değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinin bildirdiğini, Seydişehir OSB Yönetim Kurulu, davacı şirketin lisansız GES kurulumu için yapmış olduğu arsa tahsisi başvurusuna Bakanlıktan da görüş alındıktan sonra ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek davalı ile müvekkili arasında 12/05/2014 tarihli 203,357m2’lik alanının “Arsa tahsis sözleşmesi” imzalandığının, davacı şirket hisselerinin tamamına sahip olan … Tic. A.Ş.’nin; … Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş. ve … Tic. A.Ş. ünvanlı üç bağlı şirketi için Seydişehir OSB sınırları içerisinde GES projesi kurulması için arsa tahsisi yapıldığını, şirktelerin çağrı mektuplarının alındığını, Seydişehir OSB konuyla ilgili daha önce Bakanlıktan görüş almış olmasına ve ilgili mevzuatta herhangi bir değişiklik bulunmamasına rağmen bakanlıktan yeniden görüş istendiği ve bakanlığın 24/08/2015 tarihli ve … sayılı cevabi yazısıyla ”Sanayi parsellerinin güneş enerjisi santrali kurulması amacıyla kullanılmasının mümkün olmadığı” müvekkili şirkete bildirilerek OSB başkanlığınca daha önce tahsis işlemine ilişkin alınan kararın geçersiz olduğuna ilişkin karar alındığını, alınan bu kararın hukuka aykırı olup telafisi imkansız zararlar doğurabileceğini, OSB Başkanlığının bu iptal kararına ilişkin Seydişehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davada OSB vermiş olduğu iptal kararının kaldırılmasına karar verildiğini, mahkeme kararının istinaf ve sonrasında yargıtay kararı ile kesinleştiğini, müvekkili şirket ve aynı ortaklık yapısında bulunan diğer şirketlere ilişkin vermiş olduğu iptal kararlarının mahkeme kararları ile kaldırılmasına rağmen OSB Başkanlığı arsa tahsisine yönelik yapılan yeni başvuruya ilişkin 06/09/2022 tarih ve … sayılı karar ile yine ret kararı verdiğini, bu kararın da açıkça hukuka aykırı olduğunu beyanla OSB Başkanlığının 06/09/2022 tarih ve … sayılı kararına ilişkin öncelikle tedbir kararı verilerek icrasının durdurulmasına, bu kararın iptali ile Konya ili, … ilçesi … köyü … ada, … nolu parsel sayılı arsanın müvekkili şirkete tahsisine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 11/10/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki ve görev itirazlarının olduğunu, dosyaya bakmaya yetkili mahkemelerin Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini, davacı şirketin de içinde bulunduğu şirketler grubuna verilmiş olan tüm arsa tahsisine ilişkin kararların; gerek alınan kararların usul ve yasaya uygun olmaması gerekse şirketlerin yapılan sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedenleriyle müvekkili başkanlığının yönetim kurulu kararı ile iptallerine karar verildiğini, Organize Sanayi Bölgesi Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle daha önce tahsisine karar verilen arsalarda GES uygulaması yapılmasının imkansız hale geldiğini ve bu arsalarda GES projelerinin uygulanamayacağının açık olduğunu, davacı şirketin de imzalanan sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirmediğini, bölgeye katkı sağlaması beklenilen projeye ilişkin geçen sürede herhangi bir ilerleme olmadığını, sanayi bölgesine ait büyük bir arsanın atıl vaziyette durduğunu ve bölgeye katkı sağlamak için kullanılamadığını, davacı tarafın zarar etmelerine yönelik iddialarını kabul etmediklerini, zarar etmelerinin söz konusu olmadığını nitekim açılan davalarda alınan bilirkişi raporları ile de bu durumun ortaya konulduğunu bu nedenle de tedbir taleplerinin haksız olup reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce Seydişehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, … esas, … esas, … esas, … esas sayılı dosyaları, mahkememiz … esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Seydişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığından; OSB başkanlığının kuruluş protokolü, davaya konu arsa tahsisine ilişkin alınan kararlar, bu arsa tahsisine ilişkin yapılan başvuru ve toplanan tüm bilgi ve belgeler, TEDAŞ ve MEDAŞ’tan dava konusu GES kurulması talebine ilişkin davacı tarafın talebi ve OSB bölgesinin almış olduğu kararlara ilişkin tüm bilgi ve belgeler celp edilmiş, Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat dosyası aracılığıyla enerji yatırımları, imar planları konularında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
İş bu davada Mahkememizin görevli olup olmadığının üzerinde durmak gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesinde: Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yerdeki farklı mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, mahkemelerce görev hususu resen nazara alınır. HMK nun 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olması hususu dava şartlarındandır. HMK nun 115. maddesi gereğince de mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
Bir davaya asliye ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olabilmesi için görülecek dava veya işin; 1-Ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davası olması, 2-Ya da TTK’nda düzenlenen bir konudan doğan hukuk davası olması, 3-veyahut TTK 4/1. maddenin (b), (c), (d), (e), (f) bentlerinde sayılan konulardan doğan hukuk davası olması, 4-Yahut da diğer özel kanunlardan doğan hukuk davası olması gerekmektedir.
Somut olayda davacı taraf, Seydişehir OSB Yönetim Kurulunun 06/09/2022 tarih ve … sayılı kararının iptalini dava etmiştir.
Konya BAM . Hukuk Dairesinin … Esas, … karar sayılı 18/04/2023 tarihli ilamı ile;
“…İstinaf aşamasına getirilen uyuşmazlık, davalının müteşebbis heyeti tarafından arsa tahsisine ilişkin kararının iptal edilmesine ilişkindir.
Mahkemece, uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olup, dava tarihi itibariyle HSK’nın 07/07/2021 tarihli kararından sonra açıldığından davanın Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğu yönünde hüküm kurulmuştur.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesi;”Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmünü,
Aynı yasanın 11/1. maddesi ise; “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” hükmünü içermektedir.
Davalı OSB, 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Hakkındaki Kanunun 5. maddesinde belirtildiği üzere, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının onayı ile kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisidir.(md.5).
Buna göre, davalı organize sanayi bölgesi tacir olmadığı gibi verilen kararın da ticari mahiyette bir işlemden kaynaklanmayıp arsa tahsisine ilişkin idari bir karardan kaynaklanmaktadır.
Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmayan uyuşmazlığın HSK’nın yukarıda sözü edilen kararı da gözetilerek Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.(bkz. Aynı yönde YARGITAY . Hukuk Dairesi … ESAS, … KARAR; YARGITAY . Hukuk Dairesi … ESAS, … KARAR ; YARGITAY .Hukuk Dairesi … ESAS, … KARAR sayılı ilamları)
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Emsal alınan ve yukarıda yer verilen istinaf mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davalı organize sanayi bölgesi tacir olmadığı gibi verilen karar da ticari mahiyette bir işlemden kaynaklanmayıp arsa tahsisine ilişkin idari bir karardan kaynaklanmaktadır. Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmayan uyuşmazlığın HSK’nın 07/07/2021 tarihli kararı da gözetilerek Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu itibarla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK nun 114/1-c maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli SEYDİŞEHİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine, HMK 331/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması hakkında karar verilmesi halinde talep halinde yargılama giderleri konusunda karar tayin olunmasına,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/05/2023

Başkan Üye Üye Katip