Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/618 E. 2023/291 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen 16.01.2021 tarihli sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın haklı nedenle fesih dolayısıyla iptali ve sözleşmenin ifası amacıyla başlangıçta davalı yana ödenen ancak davalı yanın cezai şarta istinaden uhdesinde tuttuğu 4.000 Euro (Dört Bin Euro)’nun müvekkiline aynen ödenmesine ayrıca sözleşmenin fesih tarihi olan 18.01.2021 tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediğini en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek yasal faiziyle beraber müvekkiline verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, bunun mümkün olmaması halinde ise fahiş cezai şartın hak ve adalet nispetinde resen mahkememizce indirilmesini (indirilen kısmın taraflarına ödenmesini ) ve cezai şartın fahiş kısmının sözleşmenin fesih tarihi olan 18.01.2021 tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek yasal faiziyle beraber müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dava konusu olaylara ilişkin olarak ise müvekkili davacının uzun yıllardır Avusturya’da çalışıp orada ikamet ettiğini, 2021 yılı Ocak ayı içerisinde Avusturya’da işletmek amaçlı bakkal açmaya karar verdiğini, açacağı bakkala dolap ve soğutucu taktırmak için dava dışı … Dışbudak ile görüştüğünü, bu hususta kendisine yardımcı olmasını istediğini, bunun üzerine …’un davacının dolap ve soğutucu ihtiyacını karşılaması için davalı şirket yetkilisi … ile tanıştırdığını, davalı şirketin buzdolabı imalatı yapma konusunda davacı ile 20.000 Euroya anlaştığını ve aralarında sözleşme düzenlediklerini, bunun için de şirket yetkilisine başlangıçta 5.000 Euro verildiğini, ancak müvekkilinin elinde olmayan ve kendisinin sorumlu tutulamayacağı nedenlerden dolayı sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, dolayısı ile az yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü talep edilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirkete kendisine tacir olarak tanıttığını, söz konusu uyuşmazlığın Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, uzun yıllar Avusturalya’da ikamet etmekte olan davacının da ikrar ettiği üzere Avusturalya’da bakkal açma amaçlı olarak davacı ile müvekkili şirket arasında sözleşme akdedildiğini, market olarak kullanmayı düşündüğü yer de hukuken market açamayacağını beyan ederek sözleşmeden haklı nedenle döndüğü ve ödediği bedelin haklı nedenle fesih olması nedeniyle iadesine karar verilmesi gerektiği şeklindeki iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, kaldı ki dosya ekinde sunulan ve tercüman vasıtasıyla çevirisini yaptırdığı yazının 29/06/2021 tarihli olduğu, 16/01/2021 tarihinde kurulan sözleşmenin feshinin kabul anlamına gelmemek kaydıyla hukuki imkansızlığın dahi haksız fesih anında mevcut olmadığı nazara alındığında davacıya sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkını vermediğini, davacının haklı nedenle fesih yaptığına dair dinletmek istediği tanıkların işbu nedenlerle dinlenmesine de muvafakatlarının bulunmadığını, müvekkili şirketin yetkilisinin dava dışı … olmadığının Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında sabit olduğunu, …’ın sözleşmenin imzalanması haricindeki tüm beyanlarının müvekkili şirketi bağlamadığını, davacı tarafından sözleşme gereği müvekkili şirkete aslında peşin olarak 10.000 Euro verilmesi gerekirken davacı tarafından 5.000 Euro verildiğini, davacının ilk andan itibaren sözleşme hükümlerine aykırı davranmaya başladığını, sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğinden müvekkili şirket tarafından cezai şart kararlaştırılması ve fesih nedeniyle alacaklı konuma geçilmesi nedeniyle ödenen bedelin bir kısmının haklı olarak iade edilmediğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacının taleplerinin Euro üzerinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının asıl talebinin ve ferilerinin esastan reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın akdedilen 16/01/2021 tarihli sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın haklı nedenle fesih dolayısıyla iptali ve sözleşmenin ifası amacıyla başlangıçta davalı yana ödenen ancak davalı yanın cezai şarta istinaden uhdesinde tuttuğu 4.000 Euro’nun davacıya yasal faizi ile ödenmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava ilk olarak Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış olup, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; 04/07/2022 tarih, … Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Ancak Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilirken herhangi bir araştırma yapılmamış, başka bir ifade ile davanın nispi ticari dava mahiyetinde olup olmadığı, davacının tacir olup olmadığı hususu araştırılmamıştır.
Davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenmesi icap etmektedir.
Görev hususu kamu düzeninden olup ve de dava şartları arasında düzenlendiğinden dolayı açılan davada mahkememizin görevli olup olmadığının tetkiki gerekmektedir. Aşağıda ayrıntılı olarak Ticaret Mahkemelerinin görevleri ile alakalı izahatlar yapılacaktır. Lakin bu açıklamalar evvelinde her ne kadar davalı tacir olsa da davacı taraf tacir değildir. Nitekim Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü, Meram Vergi Dairesi Müdürlükleri Cevabi Yazıları ile bu durum açıklığa kavuşmuştur.
Ticaret Kanunumuz ise ticari iş esasını değil ticari işletme esasını baz almış olup, görev hususunun da bu meyanda değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşbu davada öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığının üzerinde durulması gerekmiştir.
H.M.K.’nun görev-görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesi; “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmünü amirdir.
H.M.K.’nun görev-asliye hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 2. maddesi; “(1)Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2)Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükmünü amirdir.
H.M.K.’nun dava şartları başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
H.M.K.’nun dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmünü amirdir.
Türk Ticaret Kanununun ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri başlıklı 4. maddesi; “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a)Bu Kanunda, b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c)11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2)Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmünü amirdir.
Türk Ticaret Kanununun ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. maddesi; “(1)Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (2)Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. (3)(Değişik: 26.06.2012–6335/2 md.)Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. (4)(Değişik: 26.06.2012–6335/2 md.)Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” hükmünü amirdir.
T.T.K.’nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; T.T.K.’ndan, T.M.K.’nun 962–969. maddelerinden, T.B.K.’nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
T.T.K. ‘nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. T.T.K.’ nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir.
Bir davaya asliye ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olabilmesi için görülecek dava veya işin; 1-Ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davası olması, 2-Ya da T.T.K.’nda düzenlenen bir konudan doğan hukuk davası olması, 3-Veyahut T.T.K. 4/1. maddenin (b), (c), (d), (e), (f) bentlerinde sayılan konulardan doğan hukuk davası olması, 4-Yahut da diğer özel kanunlardan doğan hukuk davası olması gerekmektedir.
Eldeki davada davalı taraf tacirdir. Ancak davacı tacir değildir. Bu nedenle tacir olmayan veya tacir sayılması mümkün olmayan gerçek ya da tüzel kişinin ticari işletmesinin olması da mümkün değildir.
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarına asliye ticaret mahkemeleri bakar. Lakin davacı yan tacir olmadığından, ticari bir işletmeden de söz edilemez.
Eldeki dava TTK nda düzenlenmiş bir dava ve iş de değildir.
Eldeki dava TTK nun 4/1-b-c-d-e-f maddelerinde sayılan dava ve işlerden de değildir.
Eldeki dava özel kanunlarda sayılan asliye ticaret mahkemelerinin bakacağı dava ve işlerden de değildir.
Asliye ticaret mahkemeleri ile asliye ve sulh hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. İşbu davaya sulh hukuk mahkemelerinin bakacağına ilişkin H.M.K.’nun 4. ve 382. maddelerinde ve diğer kanunlarda bir hüküm olmadığından, dava çekişmesiz yargı işi de olmadığından ve davaya bakacak görevli mahkemeyi kanun belirlediğinden, işbu davaya bakmaya sulh hukuk mahkemeleri de görevli değildir. İşbu davaya bakmaya genel görev kuralı gereğince asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
Dava davacı tarafın tacir olmadığı, davalı tarafın tacir olduğu, alacak davasıdır.
İşbu davaya bakmaya davacı yan tacir olmadığından dolayı mahkememiz görevsiz olup davaya Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmakla görevlidir.
Aynı yerdeki farklı mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, mahkemelerce görev hususu resen nazara alınır. H.M.K.’nun 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olması hususu dava şartlarındandır. H.M.K.’nun 115. maddesi gereğince de mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.
Bu nedenle H.M.K.’nun 114/1-c maddesi ve H.M.K.’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ve daha önceden görevsizlik kararı veren ve görevsizlik kararı yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşen Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna ve adı geçen mahkeme ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Daha önceden görevsizlik kararı veren KONYA . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile adı geçen mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan dolayı işbu görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde GÖREV UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜ (MERCİ TAYİNİ) İÇİN DOSYANIN KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA RESEN GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 27/04/2023

Katip … Hakim …