Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/592 E. 2023/58 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 08/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, yaklaşık 12 yıl önce yapımına başlanılan arsa karşılığı inşaat sözleşmesine göre 5 yılda tamamlanıp teslim edilmesi gerekirken binanın 5. kata kadar tamamlandığını, kalan kısmının tamamlanamadığını, müvekkilinin 13 ve 21 numaralı daireler olmak üzere davalı kooperatifte iki adet dairesinin bulunduğunu, geçen süreçte dairelerin teslim edilmediği gibi yapılan iş ve işlemlerle ilgili müvekkiline hiçbir şeklide bilgi verilmediğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, kooperatif yöneticileri hakkında nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın halen devam ettiğini, kooperatifin devam ettiği 3 parselden oluşan arsaların tapusunun kooperatif adına olmayıp birden fazla şahsın adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, 12 yıldır kat irtifakı dahi kurulmadan devam eden kooperatifin bu hukuka aykırı işlemlerinden dolayı müvekkilinin de dahil olduğu birçok üyenin mağdur olduğunu, müvekkiline teslim edilmeyen dairelere ilişkin ödenmesine karar verilen kira bedellerinin de ödenmediğini, müvekkilinin banka aracılığıyla yapmış olduğu 80.000,00TL’lik ödemenin kooperatif kayıtlarına geçtiğini ancak elden yapmış olduğu 175.000,00TL’lik ödemenin kooperatif kayıtlarına geçirilmediğini, şikayetçi oldukları kooperatifin hem cezai hem de hukuki süreçten kaçmak ve mal kaçırarak alacaklılara ödeme yapmamak amacıyla tasfiye edilmiş olabileceğinin düşündüklerini, davalı kooperatifin hem Borçlar Kanunu hem de Kooperatifler Kanununda yer alan sorumluluklarını yerine getirmediğini, kooperatifin yüklenici – taşeron firma yetkilisi Mehmet Nayır’ın tüm kooperatifin faaliyetlerini kendisinin idare ederek yapılan işleri suistimal ettiğini beyanla öncelikle mahkememizce davalı kooperatifin mal varlığının araştırılması ile kamu yararı, ticari güvenirliği korumak ve müvekkilinin zararının giderilmesi amacıyla mahkememizce tespit edilecek olan davalı kooperatifin mal varlıklarına tedbir konulmasına, kooperatifin hukuka aykırı iş ve işlemlerinin araştırılarak ilgili kurum ve kuruluşlardan kooperatife ait defter, evrak ve belgelerinin celbi ile incelenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı tarafın duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, mahkememiz … esas sayılı dosyası, Ticaret Sicil Müdürlüğünden kooperatife ait tüm bilgi ve belgeler celp edilip incelenmiştir.
Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz dosyası davacısının dosyanın katılanı olduğu, sanıklar adına 1163 sayılı kanuna aykırılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlarından kamu davası açıldığı, 07/04/2022 tarihinde dosyanın kararı çıkarılarak durma kararı verildiği ve dosyanın Konya C. Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının mahkememiz dosyası davacısı, davalısının mahkememiz dosyası davalısı olduğu, davanın konusunun tazminat davası olduğu ve dosyanın derdest olup duruşmasının 15/03/2023 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, pay sahibi olunması sebebiyle, 6102 sayılı TTK’nun 437.maddesi gereğince şirket yönetim kurulundan bilgi edinme ve inceleme hakkı verilmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava açmakta davacının hukuki yararının olup olmadığı, davacının bilgi alma ve inceleme talebinde bulunma hak ve yetkisinin olup olmadığı, davacının böyle bir hakkı var ise bu hakkın gerektiği gibi kendisine kullandırılıp kullandırılmadığı noktasındadır.
6102 Sayılı TTK’nun, Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı başlıklı 437. maddesi;
“(1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.
(2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz.
(3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.
(4)Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.
(5)Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.
(6)Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda yer verilen TTK. M. 437/5 hükmüne göre, pay sahibi mahkemeden bilgi alma talebinin genel kurul dışında karşılanmasını veya şirketin defter veya yazışmalarını inceleme imkanının kendisine sağlanmasını talep edebilir.
Pay sahibinin bu hususla direkt olarak mahkemeye başvurmak suretiyle doğrudan bir dava hakkı yoktur. Bilgi alma hakkının dava yoluyla elde edilebilmesinin ilk şartı pay sahibinin bilgi alma ve/veya inceleme hakkını daha önce genel kurulda veya genel kurul dışında; genel kurulda/öncesinde cevaplanmak üzere yönetim kuruluna karşı ileri sürmüş olmasıdır. İkinci dava koşulu ise bilgi alma veya inceleme talebinin şirketin yetkili organlarınca kısmen veya tamamen haksız olarak reddedilmiş olması veya yetersiz olarak karşılanmasıdır.
Ayrıca kanunda davanın, talebin reddini izleyen 10 gün içerisinde, diğer hallerde ise makul bir sürede açılması öngörülmüştür. Bu durumda sürenin başlangıcı talebin şirketin yetkili organlarınca reddedildiği veya yeterince karşılanmadığı gündür.
Diğer taraftan şirket ortağının genel kurul dışında ortaklığa ait defter ve hesapları inceleme hakkı var ise de bu hak ölçüsüz ve sınırsız değildir.
TTK 437. Maddesinin 4. Fıkra hükmüne göre pay sahibi ortaklık defterlerinin tamamını değil sadece sorusunu ilgilendiren kısımlarını inceleyebilir. Bu yasal düzenleme kapsamında pay sahibinin bilgi alma ve inceleme talebi belirsiz değil “belirli” olması gerekir. Şirketin bir döneme ait tüm ticari defterlerin, muhasebe kayıtlarının, banka hesaplarının, yönetim kurulu kararlarının belirli bir olay veya konu ile sınırlı olmaksızın, bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde incelenebilmesi yasal olarak olanaklı değildir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının bilgi alma ve/veya inceleme hakkını dava öncesinde genel kurulda veya genel kurul dışında cevaplanmak üzere yönetim kuruluna karşı ileri sürdüğüne dair yazılı bir delilinin olmadığı, yasanın açık hükmünde ifade edildiği üzere davacının mahkemeden kooperatif defter ve yazışmalarının incelenmesini değil kendisine inceleme hakkı verilmesini talep edebileceği, buna karşılık davacının Mahkememizden defterlerin celbi ile incelemesini talep ettiği, davacının dilekçesinde geçen kooperatifin tüm taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının araştırılarak hangi şahıslara ait olduğunun tespitine dair talebinin ancak kooperatif aleyhine açılan tazminat, üyeliğin tespiti, tapu iptali ve tescil gibi davalarda o dosyadan talep edilebileceği; davacının da bu yönde açılmış mahkememiz … esas sayılı dosyasında derdest davasının bulunduğu, öte yandan dava dilekçesinde geçen kooperatif defter ve kayıtlarında usulsüzlükler olduğunun tespiti talebinin yine kooperatif aleyhine açılacak yukarıda belirtilen davalar öncesinde delil tespiti yoluyla veya dava sırasında delil olarak incelenme talebi ile talep edilebileceği, hal böyle olmakla davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığı netice ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN HUKUKİ YARAR EKSİKLİĞİNDEN USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/01/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …