Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/585 E. 2022/573 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Konya/Ereğli İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile girişilen icra takibi sonrası borçlular … ve …’a 06/01/2022 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçluların 12/01/2022 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiğini, İcra Müdürlüğü’nce 13/01/2022 tarihinde takibin İİK 66/1 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiğini, Konya Ereğli arabuluculuk bürosuna yapmış oldukları 08/02/2022 tarihli başvuru neticesinde … numaralı arabuluculuk dosyası açıldığını, dosyanın karşı tarafın toplantıya katılmaması nedeni ile anlaşma sağlanamadığını, Konya/Ereğli İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası incelendiğinde görüleceği üzere takibin dayanağı ve borcun sebebinin 22/05/2017 keşide, 20/09/2017 vade tarihli, borçlusu … ve …, alacaklısı … olan 9.000,00 TL bedelli kambiyo senedi vasfını yitirmiş kıymetli evrak olduğunu, borçlunun takibe itiraz ederken takibe konu dayanak olan kambiyo senedi vasfını yitirmiş kıymetli evrakta yer alan imzaya itiraz etmiş ise de söz konusu itirazın yerinde olmadığını, İcra İflas Kanunu’nun 168/4 maddesi “takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi; aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisinden sadır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkar ederse sözü edilen senede dayanan” ile sabit olduğu üzere imzaya takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahküm edileceği…” maddesi ile sabit olduğu üzere imzaya itiraz süresinin tebliğden itibaren 5 gün olmasına rağmen borçlu davalıların söz konusu kesin sürenin geçmesinin ardından imzaya itirazda bulunduklarını, söz konusu imzaya itirazın geçerli olmadığından davaya dayanak yapılan kıymetli evrakın bu açıdan imzası ikrar edilen ve borç ikrarını içeren bir belge niteliği kazandığını, bu nedenlerle davalı/borçlunun Konya/Ereğli İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamı ile birlikte asıl alacağa davalı/borçlunun temerrüde düştüğü tarih olan 06/01/2022 tarihi itibari ile yasal faiz uygulanmasını, alacağın likit (hesap edilebilir), davalı/borçlunun da haksız ve kötü niyetli olduğundan müvekkili davacı/alacaklı yararına asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, zamanaşımına uğraması sebebiyle kambiyo vasfını yitiren bonoya dayalı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise ilamsız icra takibine dayanak bononun tanzimine sebep olan temel ilişki sebebiyle taraflar arasında herhangi bir alacak-verecek ilişkisi olup olmadığı, davalıların davacıya herhangi bir borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı … gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dosya kapsamına göre davacı bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayanmakta, davalı da bu çerçevede malın teslim edilmediği savunmasında bulunmaktadır. Bu durumda Özel Daire belirlemesinin aksine somut olay bakımından zamanaşımına uğramış bono ile ilgili Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmemektedir. Kaldı ki dava, Türk Ticaret Kanununun 778 inci maddesi atfıyla bonolar için de uygulanan ve poliçelerde sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732 nci maddesine dayalı bir istemi de içermemektedir.
Bu haliyle somut uyuşmazlık satım sözleşmesinde karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmemesi noktasında toplandığından, uyuşmazlığın çözümünde hakim kambiyo senetlerine ilişkin kuralları tartışmayacak, zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgeyi taraflar arasındaki satım sözleşmesinin delili olarak değerlendirerek bir sonuca varacaktır.
Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Davalının tacir olduğu sabit ise de dosyaya yansıyan bilgiler ve özellikle tarafların açık-lamaları kapsamında davacının çiftçi olduğu ve Türk Ticaret Kanununun 12 nci maddesinde ifadesini bulan tanıma göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde işin ticari nitelikte olmadığı, davanın da mutlak ya da nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. ” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında; ” İtirazın iptali kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinde düzenlenmiş olup, söz konusu hüküm; ” Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindedir. Dava dosyası içerisinde yer alan icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacının ilk olarak davalı aleyhine Ankara .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, ödem emrinin tebliği üzerine davalı borçlunun süresi içinde icra dairesinin yetkisine itiraz ederek Ilgaz İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu beyan ettiği ve borca da itiraz ettiği, bu itiraz üzerine alacaklı davacının dosyanın Ilgaz İcra Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiği, bu talep üzerine dosyanın gönderildiği ve Ilgaz İcra Dairesi’nin … Esasına kaydedildiği ancak yetkili icra dairesince dosyada masraf bulunmadığından yeniden ödeme emri düzenlenerek davalı borçluya tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda itirazın iptalinin talep edileceği usulüne uygun şekilde borçluya gönderilmiş ve itiraza uğramış bir ödeme emri bulunmadığından davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Bu durumda davanın HMK’nın 114/1-h.maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın esasına girilerek reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
4.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Davaya dayanak T.C. Ereğli(Konya) İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Davacı tarafından davalılar hakkında 9.000,00 TL asıl alacak, 3.408,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.408,66 TL üzerinden ilamsız(örnek 7) icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzere davalılar tarafından alacağın zamanaşımına uğradığı, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı, takip alacaklısına herhangi bir borcu olmadığı, borca ve imzaya açıkça itiraz ettiği bildirir dilekçe üzerine takibin durmasına karar verilmiş, davalı/borçlular tarafından yapılan itirazın davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmakla yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığına kanaat edilmiştir.
2.İcra takibine ve davaya dayanak bononun incelenmesinde özetle; Keşidecisinin davalılardan …, kefilinin davalılardan …, lehdarının davacı … …, keşide tarihinin 22/05/2017, bedelinin 9.000,00 TL, vade tarihinin ise 20/09/2017 tarihi olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-h maddesi delaletiyle bonolarda uygulanacak 749/1 maddesi gereğince bononun zamanaşımına uğrayarak kambiyo vasfını 20/09/2020 tarihinde yitirdiği ve yine adı geçen kanunun 778/1-d maddesi delaletiyle 732/1-4 maddesi gereğince açabileceği sebepsiz zenginleşme davası açma süresinin ise 20/09/2021 tarihi olduğu, eldeki takibin ince bu süreler geçtikten sonra 06/12/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3.Yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
4.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamına ve Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatlarında ifade edildiği üzere; Zamanaşımına uğramış bononun medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı olduğunda tartışma bulunmamaktadır. Bu nedenle temel ilişkiye dayanılmak suretiyle yazılı alacağın talep edilmesi mümkün olup bu isteme ilişkin davalarda gerek temel ilişkinin varlığı ve niteliği gerekse de temel ilişkiden doğan bir alacağın olduğu ve bu alacağın miktarını ispat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden taraftadır. Dava dilekçesi ve dayanak icra takibinin incelenmesinde davacının 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-d maddesi delaletiyle bonolar için de uygulanan ve poliçelerde sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732/1-4 maddesine dayalı bir talebi söz konusu değildir. Bu nedenle taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde kambiyo senetlerine ilişkin kurallar tartışılmayacak, taraflar arasındaki temel ilişki irdelenecek, bir başka ifade ile uyuşmazlık münhasıran bonoya dayanmadığı için eldeki dava mutlak ticari dava sayılamayacaktır.
5.Eldeki davanın Nispi Ticari davaya vücut verip vermediği hususunda yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde Mahkememizce araştırma yapılmış, dosya içerisinde yer alan Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesi cevaplarından davalıların tacir olmadığı anlaşılmakla eldeki davanın nispi ticari davaya da vücut vermediği görülmüştür.
6.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Eldeki davanın mutlak veya nispi ticari davaya vücut vermediği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/11/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu anlaşılmakla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
7.Her ne kadar davalılar tarafından icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş ise de görev hususu öncelikle incelenmesi gerektiğinden icra dairesinin yetkisi hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2022

Katip … Hakim …